Açgözlü olmayalım mı Bunu söyleyen kişinin Çırağan Kempinskinin yöneticisi olması çok komik. Otoparka bakan odayı fırsat yakaladığında 1000 Euro ya satan oteldir burası...
Yiğit Ünsay - TurizmGüncel
Çırağan Palace Kempinski Genel Müdürü Ralph Radtke ile Çırağan'ın hedeflerini, Kempinski'nin Türkiye planlarını, dünya turizmindeki son durumu ve lüks segmentte yükselen trendleri konuştuk.
Çırağan Palace Kempinski olarak 2013 yılından beklentileriniz ve bu yıla dair hedefleriniz nelerdir?
"2013’ün de bir diğer rekor yılı olmasını bekliyoruz. 2013 bizim için oldukça sıra dışı ve olumlu bir yıl olarak geçiyor. Türk Hava Yolları’nın devreye soktuğu Güney Amerika gibi bölgelerden yeni direkt uçuşlar İstanbul’a yeni insanların gelmesini sağlıyor. Biz de bunun avantajını yaşıyoruz. Misafir profilimiz mevsimsel olarak değişiyor. Yaz sezonu dışında ağırlıklı olarak kurumsal müşterileri ağırladığımızı söyleyebilirim. Misafirlerimizin yüzde 65’i ABD ve Avrupa’dan, yüzde 30’u Arap ülkelerinden ve gerisi de Güney Amerika’dan geliyor.2012 yılını yüzde 82 doluluk ortalamasıyla kapatmıştık. 2013’te bu oran ne olur şimdiden kestirmek güç. Ancak yüzde 82’nin üzerine çıkacağımıza eminim."
'İSTANBUL'DAKİ ARAP MODASINA ADAPTE OLDUK'
Son yıllarda İstanbul'un turist profili önemli ölçüde değişti. Arap ülkelerinden gelen turistler ciddi oranda ağırlık kazandı. Hizmet anlayışınızda bu gelişmelere bağlı olarak nasıl değişimler yaşanıyor?
"Evet, biz bunu yapıyoruz. Başarı için müşteri tipine adapte olmalısınız. Yemek alışkanlıklarına, kültürel değerlere göre hareket etmelisiniz. Bizim de Arapça bilen çalışanlarımız, misafir ilişkileri elemanlarımız ve Arap mutfağı konusunda uzmanlaşmış bir mutfak ekibimiz var. Arapça menülerimiz var. İçerik olarak da şiş türleri ve diğer Arap yemekleri kendilerine bu menüde yer buluyor. Bundan sadece Arap müşterilerimiz değil Türk müşterilerimiz de memnun oluyor. Çünkü o yemekleri onlar da seviyor. İstanbul’da bu yemekleri Çırağan Sarayı’ndan daha zarif bir ortamda yemeniz mümkün değil. Palmiye ağaçlarının altında oturup, fantastik ve efsanevi saray atmosferinde vakit geçirmek mümkün. Çok çeşitli nargilelerimiz mevcut. Bu nargileler Çin malı değil, İzmir’de elde yapılan nargileler."
Çırağan palace Kempinski'nin fazla misafir ağırladığı ülkeler hangileri? Hangi pazarlar yükselişte?
"Bizim en yüksek pazarlarımız sırasıyla; ABD, İngiltere, Almanya, Türkiye. Arap pazarı yükseliyor. Aynı şekilde Güney Amerika’da şu anda yükselişte. Buraya özellikle Brezilya’dan büyük bir ilgi var. Brezilya’nın en çok izlenen pembe dizisinin birkaç bölümü Çırağan Sarayı’nda çekildi. Şu anda tüm Brezilya buraya gelmek istiyor. Sadece Çırağan için değil tüm İstanbul’daki oteller için faydalı bir gelişme oldu bu."
'ARAP PAZARINDA YÜKSELİŞE DEVAM, AVRUPA'DA HENÜZ ÇÖZÜM YOK'
Arap pazarının Türkiye ve İstanbul adına yükselişinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini düşünüyor musunuz?
"Bence bu yükseliş en az iki sene daha sürer. Arap pazarının yükselişe devam edeceğini düşünüyorum. Suriye, Mısır ve Libya’daki siyasal dalgalanmalar ortada. Mısır sular durulduktan sonra elbette turizme geri dönecektir. Çünkü piramitleriyle, tarihi ve kültürel yapısıyla çok önemli bir ülke. Ancak ben bu iç karışıklıkların birkaç sene daha devam edeceğini düşünüyorum. Bu krizler ve Arap Baharı Ortadoğuluların Türkiye’yi keşfetmelerini sağladı. Bu insanlar istedikleri her şeyi İstanbul’da bulabiliyorlar. Üstelik burası Müslüman bir ülke. Artık ‘Tüm bunlar İstanbul’da varken neden Paris’e gideyim?’ diye düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Bu nedenle sorunlar bittiğinde Türkiye’ye gelmeye devam edecekler. Türkiye’ye yatırım yapan Arap da çok. Hem ticari hem de özel yatırım anlamında. Ortadoğulular Türkiye’yi seviyorlar, bu kesin."
Avrupa hakkında görüşleriniz. Ekonomik kriz bitecek gibi görünmüyor...
"Eğer tarihe bakarsanız hep kriz görürsünüz. İnsan medeniyeti krizlerle ilerler. Avrupa hiçbir zaman silinip gitmeyecek. Hep orada olacak. Evet, şu anda uzun süren bir problemle karşı karşıya. Ancak bu sorun çözülecektir. İnanıyorum ki, Avrupa bu krizden daha da güçlenmiş olarak çıkacak. Çünkü yapılan yanlışlarla elde edilen büyük bir tecrübe var. Avrupalı Türkiye’ye gelmeye devam edecek. Ben kesinlikle umutsuz değilim. Dünyanın en büyük ticari ve sanayi merkezlerinden bir Avrupa’dır. Bu hep böyle kalacak. Çözümü olmayan bir problem yoktur. Sorun bu çözümü bulmaktır. Henüz bu çözüm bulunamadı ancak bu yolda ilerleniyor."
'TÜRKİYE'DE YENİ YATIRIM YAPMAK İÇİN EN İYİYİ ARIYORUZ'
Kempinski’nin Türkiye için yeni otel yatırımı planları var mı? İstanbul dışında farklı kentlerde arayışta mısınız?
"Hem diğer ülkelerde hem Türkiye’de markamızı geliştirmek için her zaman aratıştayız. Neden yeni bir tesis de İstanbul’da açmayalım? İstanbul’u çok seviyoruz. Birçok uluslararası büyük otel markası burada birden fazla otele sahip. Bunu Kempinski de yapabilir, neden olmasın? Ancak biz büyüme stratejimizi rakiplerimiz gibi kurmuyoruz. Biz sadece en iyi lokasyonlarda otel açıyoruz. Ne olursa olsun otel sayımızı artıralım şeklinde bir düşüncemiz yok. Biz özel ve ayrıcalıklı noktalarda, özel oteller açmayı tercih ediyoruz. Elbette bu kriterleri karşılayacak tekliflere sıcak bakarız. Ankara, İzmir de olabilir. Ancak tekrar edeyim; Kempinski sadece en iyiyi ister. Biliyorsunuz biz sadece lüks segmentte çalışıyoruz. Diğer markalar gibi farklı segmentlere hitap etmiyoruz ve yolumuza böyle devam edeceğiz."
Siz 17 farklı ükede çalışmış tecrübeli bir otelcisiniz. Türkiye'de otelcilik yapmak sizin için nasıl bir şey?
"Türkiye yabancısı olduğum bir ülke değil. Eşim Türk çünkü. Türkiye’ye her zaman hayranlık beslemişimdir. İlerlemeniz, dünyaya ve farklı fikirlere açık oluşunuz, köklü geleneğiniz, Avrupa ile bağlarınız çok önemli. Türkiye bugün dünyanın en önemli ve etkili ülkelerinden biri. Bir otelci olarak Türkiye’de bulunmaktan memnunum. Türk yemeklerini ve şaraplarını da çok seviyorum. Bundan on yıl önce Türkiye’deki şaraplar çok kötüydü. Sadece yemek yaparken kullanabiliyordum. Şu anda çok iyi durumda."
'OTELDE EĞİTİM İÇİN İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÇALIŞTIRIYORUZ'
Türk turizm sektöründe yıllardır kalifiye eleman bulmanın zorluğundan bahsedilir. Sektörün daha da gelişmesinin önündeki en büyük engel olarak bu gösterilir. Siz bu sorunu yaşıyor musunuz ve aşmak için neler yapıyorsunuz?
"Çalışanlarımızı eğitmek için ciddi yatırım yapıyoruz. Otelde kalıcı bir İngilizce öğretmenimiz dahi var. Çalışanlarımızı çeşitli seviyelerde eğitiyor. Otelimizde çalışanların büyük bir çoğunluğu uluslararası tecrübeye sahip olan Türklerden oluşuyor. Grubumuza bağlı yeni açılan otellere gidip farklı tecrübeler edinebiliyor ve elbette bu şekilde yükselebiliyorlar. Ayrıca ilk kez bütün Kempinskiler içinde bir Türk şefi Çırağan’da hizmet veriyor. Çalışanlarımızın kapasitesine inanıyoruz. Oteldeki en kritik görevlerden birine, şefliğe bir Türk çalışanımızı getirmemiz bunu gösteriyor. Kimbilir, belki bir gün Çırağan Sarayı’nın genel müdürü de bir Türk olur."
"Bir otel markasının çalışanlarını eğitmesi, geleceğini kurmasıdır. Elinizde eğitimli yetenekleriniz yoksa bu ciddi rekabet ortamında var olamazsınız. Yetenekleri keşfetmeli, onları işlemeli ve ortaya çıkarmalısınız. Bu benim için çok çok önemli bir nokta. Uluslararası tecrübe edinmek de oldukça önemli bir konu. Otelci olarak çalışanlarınıza bu imkanı sunmalısınız."
'İSTANBUL'DA REKABET GÜZEL ANCAK AŞIRI ARZA DİKKAT ETMELİYİZ'
İstanbul'da özellikle de boğaz bölgesinde oteller arasındaki rekabeti nasıl buluyorsunuz?
"İstanbul’a her geçen gün daha çok ziyaretçi geliyor. Bu nedenle durum iyi. Rekabet her zaman müşteri için iyidir. Rekabetçi bir ortamda çalışmayı her zaman sevmişimdir. Çünkü kendimi ölçebileceğim bir mücadele söz konusudur. Çırağan Sarayı her zaman en iyiyi düşünüyor, her zaman en iyisini yapıyor. Bir numara olmamızın nedeni bu. Bölgedeki rekabeti sağlıklı buluyorum. İstanbul’a yeni lüks, beş yıldızlı otel markalarının gelmesini de son derece olumlu buluyorum. Yalnız bir süre sonra aşırı arz ile ilgili sorunlar yaşayabiliriz. Özellikle lüks segmentte. Bence özellikle İstanbul’da daha gelişmesi gereken ciddi bir pazar var. Orta segmentte kaliteli hizmet veren otel sayısı çok fazla değil."
'ÇİN'DEN TÜRKİYE TURİZMİNE CİDDİ KATKI BEKLEMEK YANLIŞ OLUR'
Türkiye turizminin geleceği açısından Çin'in çok önemli bir kaynak pazar olduğu her fırsatta dile getiriliyor. Siz bölgeyi yakından tanıyorsunuz. Çin gerçekten Türk turizminin geleceğini kurtaracak bir ülke mi?
"Herkes Çin’in büyük bir pazar olduğunu söylüyor. Çünkü orada çok fazla insan yaşıyor. Tıpkı Hindistan gibi. Bence Çin’i özellikle 5 yıldızlı, lüks turizm açısından yanlış değerlendiriyoruz. Bugün Çinli turistler hala gruplar halinde seyahat ediyor ve ucuz otelleri tercih ediyorlar. Lüks otellere giden Çinli turist sayısı çok çok az. Bu alışkanlık gelecekte değişebilir. Ancak ben önümüzdeki beş sene içinde bu konuda bir gelişme yaşanacağını düşünmüyorum. Ayrıca hala süregiden vize problemleri var. Ülke çok uzak ve kendi içinde çok büyük. Mutfak alışkanlıkları çok farklı. Hatta Çin’in içinde dahi bölgeden bölgeye ciddi farklılıklar var. Ben Çin pazarında yakın gelecekte bir patlama yaşanacağını düşünmüyorum. Biz Çırağan olarak Japonca, Çince ve İngilizce bilen yeni bir misafir ilişkileri çalışanı aldık. Ayrıca mutfağımızı da bu konuda zenginleştiriyoruz. Ancak bu sadece belirli bir kesim için geçerli. Çinliler henüz kendi başlarına dünyayı gezme ve keşfetme kültürüne sahip değiller. Ayrıca lüks tatil hala onlar için çok pahalı."
Lüks segmentte misafirlar arasında yükselen trendler neler?
"İnsanlar artık daha kısa sürelerde konaklayıp, daha çok para harcıyorlar. İnsanlar artık tek bir noktada iki hafta kalmak yerine daha çok değişik yer görmek istiyorlar. Ayrıca kesinlikle daha fazla para kazanıyorlar. Evet, Avrupa’da kriz var. Ancak oradaki zenginler hala zengin. Bu nedenle çok para harcayan Alman, İngiliz, Fransız müşterilerimiz de çoğunlukta. Şirketler için etkinliklerde kalınan oteller ise marka prestiji için bir gösterge ve eğer Çırağan’da konaklıyorsanız en iyi sizsiniz demektir. Farklı standartlar, farklı segmentler gelip geçebilir ancak lüks konaklama her zaman kalıcı olacaktır. Sürdürülebilir turizm kaygıları da giderek önem kazanıyor. Biz de kendimizi bu konuda güçlendirmek için çalışmalar yapıyoruz."
'FİYATLARA DAİR ŞİKAYETLER ARTMAYA BAŞLADI'
Peki, Türkiye ve İstanbul ile ilgili olarak misafirlerinizden sıklıkla duyduğunuz, şikayet edilen belirli konular var mı?
"Türkiye’de trafik ile ilgili şikayet etmeyen bir kişiyi bile tanımadım. Bu genel bir konu. Ancak son zamanlarda müşterilerden İstanbul’un fazla pahalılaştığına dair şikayetler alıyoruz. Ortadoğulular dahi bunu söylüyor. ‘Buraya geleceğime Paris’e gider, Louis Vuitton’dan alışveriş yapabilirdim’ diyenler de var. Bence fiyatlar konusunda dikkatli olmalıyız. Çünkü İstanbul artık dünyayla rekabet ediyor. İspanya, Yunanistan ve İtalya gibi çok iyi tesislere, doğal güzelliklere sahip ülkeler kriz nedeniyle çok iyi fiyatlar veriyorlar. Bu nedenle çok dikkatli olmalı ve fiyatları çok zorlamamalıyız. Açgözlü olmamalıyız."
'MADEM BOŞ DURACAKTI, BODRUM HAVALİMAN NEDEN YAPILDI?'
"Asıl sorunu Bodrum’da yaşıyoruz. Biliyorsunuz Bodrum’da da otelimiz var. Bodrum’a kış sezonunda direkt uçuş yok. Ortadoğu’dan Bodrum’a tek bir uçak bile kalkmıyor. Yaz sezonunda Bodrum’da tamamen doluyuz. Çünkü her yerden direkt uçuşlar var. Ancak yaz bitince uçuşlar da bitiyor. Fiyatlarınızı istediğiniz kadar düşürün. Eğer insanlar bölgenize ulaşamıyorsa anlamsız. Ben Bodrum’da neden o kadar büyük, uluslararası çapta bir havaalanı yapıldığını anlamıyorum. Madem uçuş olmayacaktı bu havalimanı neden yapıldı?"
Siz çok geniş bir tecrübeye sahip bir otelcisiniz. Otelcilikte küresel çapta başarılı olmak isteyen genç turizmcilere tavsiyeleriniz nelerdir?
"Ben her zaman dünyayı görmek istedim. Bu nedenle tüm kıtalarda, toplam 17 ülkede çalıştım. Farklı insanları tanımayı çok istedim. Bence başarı için kariyer konusunda biraz egoist olmak gerekiyor. Kimi zaman bir köpekbalığı gibi olmalısınız. Gerektiğinde bencil kararlar alabilmesiniz. Her zaman başkaları için çalışamazsınız. Kariyerinizi geliştirmeniz gerekir. Her zaman ileri gitmeye, gelişmeye ve insanları sevmeye çalışmalısınız. Bu zor bir iş çünkü o sırada çalışmayan insanlarla çalışıyorsunuz. Onlar tatildeyken siz işinizin başındasınız. Haftasonunuz, özel gününüz, bayramınız yok. Yine de işiniz için dirençli ve ısrarlı olmalısınız. Eğer başarılı olmak istiyorsanız."
Açgözlü olmayalım mı Bunu söyleyen kişinin Çırağan Kempinskinin yöneticisi olması çok komik. Otoparka bakan odayı fırsat yakaladığında 1000 Euro ya satan oteldir burası...
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri