Antalya'da kıyı otellerinin yıkım kararları ve nedenleri
Muratpaşa Belediyesi, kıyı otellerinin Kıyı Kenar Çizgisi ile Deniz tarafında kalan bazı tesislerinin yıkımı için aldığı kararları uygulamaya başladı.
Neden, elbette Muratpaşa Belediyesi sorumluluk alanında “KAMU YARARI” ve yasalara göre hareket etmek bu alandaki sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır.
Başta devlet olmak üzere kamu kurumları ile özel ve tüzel tüm kişiler yasalara uymak ve uygun yaşamak zorundadır. Bu noktada taraflar arasında bir sorun yok.
Peki; sorun nerede veya neden kaynaklanıyor…
1) Kamu Yararı
2) Kıyı Kanunu ve Kıyı Kenar Çizgisi
3) Turizm Teşvik Kanunu
4) Uluslar arası rekabet koşulları..
1) KAMU YARARI
Anayasamızın bu konu ile ilgili bölüm başlığı ve maddeyi maddenin önemini vurgulamak amacıyla aynen kopyalıyorum.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler
III. Kamu yararı
A. Kıyılardan yararlanma
MADDE 43- Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.
Anayasamızda ki bu düzenlemede öncelik; Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler ile Kamu Yararına sağlanan anayasal korumadır.
Anayasanın bu emredici ve korumaya yönelik hükmünün uygulamaya konulması ise 3621sayılı Kıyı Kanunu ve uygulama yönetmeliği düzenlenmiştir.
Kamu Yararı nedir. Nerede Başlar; Nerede Biter. Hukuk sistemimizde, içtihatlarda veya doktrinde açık ve net bir tanım ve düzenleme bulamazsınız.
Kıyıda deniz ve plajdan yararlanmak için tesis yapmakta kamu yararı var mıdır.?
Kıyıda yapılmış bir lokantada veya kafe de balıklara ekmek atarak yemek yemekte, kamu yararı var mıdır.?
Kıyı kanunumuzun deyişi ile kıyıdan başka yerde yapılması mümkün olmayan Balıkçı Barınağı, Yat limanı yapmakta kamu yararı var mıdır.?
Deniz, Kum ve Güneş sloganı ile başlayan turistik otellerimiz bence bunların gerçek adı kıyı otelleridir. Kıyılarımızda yapılan ve Türk Turizminin olmazsa olmazlarından olan KIYI OTELLERİMİZ ve bunların olmazsa olmaz ünitelerinde (Nitelikler yönetmeliği ile belirlenen alt ve üst yapılarında) kamu yararı var mıdır.?
Kamu yararı vardır veya yoktur bu sorunun cevabını kim verecek… Rant yaratırız müfettiş hesap sorar korkusu ile bu sorunun cevabını haklı olarak hiçbir bürokrat veremez…
Bu soruların cevabını verecek yasal bir düzenleme ise; kamu yararını gerçekleştirip gerçekleştirmediği veya ülke gereksinimlerine uygun olup olmadığı bir siyasi tercih sorunudur ve yasa koyucunun takdirine aittir.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi 1990/23 Esas 1991/29 sayılı 3621 sayılı Kıyı Kanununun bazı maddelerinin iptaline ilişkin 18.09.1991 tarihli kararında; Devlete bazı ödevler yüklemiştir.
“Devlet, öncelikle belli ve sınırlı miktarda olan kıyılarla, sahil şeritlerinin hangi bölümlerinin hangi amaçlarla kullanılacağını saptayacaktır.
Bu şekilde kullanma amacı saptandıktan sonra, bu amacı gerçekleştirecek sahil şeridinin derinliğinin ne olacağı saptanacaktır. Ancak bundan sonradır ki, kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları ortaya çıkacak ve bu imkan ve şartlar da Kanunla saptanacaktır.
O halde, kıyıların ve sahil şeritlerinin kullanma amacı belirlenmeden derinlik saptamanın bir anlamı olmayacaktır.
Bir başka değimle, derinlik kullanma amacına göre saptanacaktır.”
İşte mesele budur. İşte sorunu çözecek formül budur. Anayasa Mahkemesi emri budur. Bu emir de tartışmasız hangi şapkada tanımlarsanız tanımlayın kamu yararı mutlak biçimde vardır.
Ancak kamu 1990 yıllardan bu güne kadar yeterli elemanımız yok, teknik imkanımız yok, yoklarla konuyu çözmüş 1. 50 metre 2. 50 metre. Dikkat Rahat, Esas Duruş Komutan geliyor. Hey sen 1. 50 metrede ki. Yıktım seni.
2) KIYI KENAR ÇİZGİSİ
Yargıtay 28.11.1997 gün 1996/5 esas, 1997/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı ile konumuz hakkında tartışmasız bir biçimde sorunu kesin hükümden yana çözümlemiştir.
“İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevi adli yargıya aittir.
Adli yargı tarafından örneğin kadastro davası sırasında yasaya uygun biçimde çizilmiş kıyı kenar çizgisi varsa ve bu davada kamu da taraf olmuşsa, davada kesinleşmişse idare mahkemece çizilmiş bu kıyı kenar çizgisine uymak zorundadır.
İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı bu. Tartışması yok artık. Doktrinsel açıdan tartışabilirsiniz. Ama Uygulama Bu mudur?
“DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ.”
Bugünkü adı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çareyi bulmuştur. Mahkemece çizilen kıyı kenar çizgisi Mülkiyet hakkı bakımından geçerlidir. İmar durumunu tespit için idarece çizilen Kıyı Kenar Çizgisi esastır.
3) TURİZM TEŞVİK KANUNU VE NİTELİKLER YÖNETMELİĞİ
Hadi canım sende; O kanun Kültür ve Turizm Bakanlığının kanunudur, belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını bağlamaz.
ULUSLAR ARASI REKABET
Küçük bir soru: Üç tarafı denizlerle ülkemiz kıyılarında birkaç tane BURJ EL ARAB benzeri denizin içersinde suni veya doğal bir ada üzerinde etrafında yat limanı da olan bir otel yapılabilir mi?
Çözüm: Kıyı Otelleri Kanunu’nun 6’ıncı maddesi kapsamında alınmalıdır. Deniz ve plaj olmazsa Belek ve Lara, Kundu, Marmaris, Bodrum otelleri olur mu?
Ne yapalım: Haydi turizm sektörü! Sektörün tüm öğeleri ile yatçılar, otelciler, rehberler, acenteler ilk kez el ele omuz omuza Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı da yanımıza alarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu hafta bu sorunu çözebiliriz.
Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde değişiklik çalışmaları son aşamada. Zaman tam zamanı. Haydi el ele omuz omuza.
Saygılarımla…
Av. Artun ÇAĞLAYAN
Bu Makale 03.01.2013 - 10:45:21 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
selamlar artun bey benim kızılırmak kenarında belediye tapusu içinde olan restorantım var.belediye kapandıktan sonra özel idareye geçti özel idarede geçen hafta geldi işyerimi mühürledi.ne yapmam gerekiyor bilgi verirseniz sevinirim
-
artun bey,
emekli de olmuşsunuz. Hiç olmazsa ülke geleceği için sahilleri korumaya emek verseydiniz daha iyi olurdu. Kıyı kanununu delmek için uğraşlarınızı doğru bulmuyorum. Sahil şeridinin altında bulunan üzerine oturtulan binaların yasal olmadığını bilmenize rağmen yasaları delme peşinde koşmak sizleri yorabilir. Peki, halk sahilden nasıl faydalanacak, bir düşünün. Ama halk için düşünün. AKP hükümeti bile Kıyı Kenar Çizgisi altında kalan binalar için yasayı değiştiremez. Turizm kıyıları yok etmek değildir.Kıyı Kanunu ülkemizin en önemli, matematiksel bir kanunudur.yani, emc2 nasıl einstein in önemli teorisi ise kıyı kanunu da o kadar önem taşımaktadır.
son söz kıyılarımızın kiymetini bilelim.
-
Kıyılarda imar tecavüzleri turizm ile birlikte büyümüş bir yara. Gelişme modeliniz sahil odaklı olunca zaman içinde kent imarları gibi yasalar delinmeye açık kalmıştır. Fakat esas sorun Mevcut koşullarda koruma ve kullanma dengesinin 070ORMUL olarak tedbirlerinin yıllardır getirilmemiş olması değil mi...? Yani yasa koyucu ve uygulayıcının bu yarayı tedavi etmeksizin İDARE etmesi ile bu günlere gelindi. Koruma ve rant arasındaki uzlaşma çizgisi üzerinde YASAL açıdan nasıl bir çözüm bulunacak...??? İşte planlama ve dengeli gelişme çizgisinin somut bir göstergesi olan kıyı kenar çizgisinin özeti budur. ŞİMDİ: Ayıkla pirincin taşını cinsinden tedavi edilerek ULUSAL turizm pilavının kalitesi artırılmalıdır...
-
Sayın Artun Çağlayan,
yazınızı heyecanla okudum. Babam Türkiyenin en eski turistik tesislerinden birinin kurucusudur. Elli sene önce keni mülkiyeti üzerinde Turizm Bakanlığının tasdiklediği projelere göre ruhsata bağlanıp tamamlanmış yapılara bugün belediye beşkanlığı Kıyı Kenar Çizgisini öne sürerek ruhsat iptali yıkım kararları uygulamakta ve bizleri mahkemelerde süründürmektedir. Olay bence yasalardaki eksiklerimizin yanısıra Belediyelerde yaşanan rant avcılılığı, turizmciye baskı kurmak suretiyle haksız kazanç elde etme boyutunu da içermektedir.
Saygılarımla
