Second Ibiza: Marmaris

Gece ve eğlence hayatı ile barlar sokağı ile Marmaris adeta İngilizler ve Ruslar tarafından ikinci ibiza olarak anılmaya başlanmış. Örneğin Ruslardan ben bu terimi çok duymaya başladım. Daha rusyada kendi aralarında Marmaris hakkında konuşarak second ibize diye gelerek ve direk barlar sokağına nasıl gidebilirim sorularını alıyorsunuz. Çılgınlığı özgürce yaşayan bir eğlence ve kalabalık psikolojiyi yaşayan eski kale içi Marmarisin bu şekilde adlandırılması da zamanla reklam olarak kendini bulan bir slogandır.

Marmaris deniz ve kıyı coğrafyası olarak kendilerini gizleme gereği hisseden ve bir nevi günümüz gerilla tarzı deniz savaşçı ve yağmacıları olan  korsanlar döneminde yer edindikleri önünde bir ada ile kapanan önemli bir iç koydur. Ta ki denizlere hakim olan Kanuni döneminde bu yeri fark ederek fethettikten kısa bir süre sonra Kanuni bir kale yapılmasını istemiş. Kale yapılmış ancak ne var ki bu kale Kanuni’nin hoşuna gitmemiş ve Mimarı Asın emrini vermiş. Bu emir zamanla kelime yuvarlamalarıyle MİMARI ASIN-MİMARAS-MARMARİS şeklinde günümüzdeki adını almış.

Stratejik önemi günümüzde dahi TSK Donanmasının merkezi olan AKSAZ’ın da burada olmasıyla hala güncelliğini korumaktadır. Tam da Akdeniz ve Ege denizinin kesiştiği yer olması da her iki deniz sularına hakim olduğu gizli coğrafyasıyla birleştiği turizm potansiyeli de burayı da daha da özel hale getiriyor.

Tabi stratejik yerinin yanı sıra muhteşem doğasını anlatmaya sayfalar yetmez. Yuvarlak uzun bir koyda neresine giderseniz gidin mutlaka karşınızda ada ve yemyeşil tepelerle deniz mavisinin muhteşem bir kombinasyonunu görebilirsiniz. Koyun içmeler tarafı ayrı bir güzel, yalancıboğaz tarafı daha ayrı bir güzel. O kadar talep edilen bir iklim ve coğrafya ki kapasite olarak cevap vermeye çalışan iki adet marina bulunmaktadır. Cruise gemilerinin demirlediği limanı ve dahası kış bitimi veya yaz bitiminde Amerikan uçak gemilerinin dahi demir aldığı bir koydur MARMARİS.

Böyle bir cennet harikası coğrafyaya baktığımızda elbette işin turizme yansıması da kaçınılmaz ve zamanla Marmaris Türk turizminde çok özel bir yere sahip olmuş. Özel ve bilinçli gelen ziyaretçileri var. Doğa ve denize hayran olanlar için ve tek merkezde her tür eğlence ve alışveriş imkanlarıyle bu özelliği koruyan güçlü bir tarzı var marmarisin. Bodrum deseniz değil, Antalya deseniz değil, Fethiye deseniz değil, marmarisi anlatmak için hepsini yaşayarak toplu bir karakter tarzı demeniz lazım. Adını aldığı maalesef üzücü bir hikayesi olan kalesi de konum olarak zamanla arkada kalmış, farklı bir yer edinmiş.

Öte yandan gece ve eğlence hayatı ile barlar sokağı ile Marmaris adeta İngilizler ve Ruslar tarafından ikinci ibiza olarak anılmaya başlanmış. Örneğin Ruslardan ben bu terimi çok duymaya başladım. Daha rusyada kendi aralarında Marmaris hakkında konuşarak second ibize diye gelerek ve direk barlar sokağına nasıl gidebilirim sorularını alıyorsunuz. Çılgınlığı özgürce yaşayan bir eğlence ve kalabalık psikolojiyi yaşayan eski kale içi Marmarisin bu şekilde adlandırılması da zamanla reklam olarak kendini bulan bir slogandır.

Fakat turizme gelince bir çok Marmarisli yatırımcı ve turizmci elindeki değerin kıymetini bilmediği kanaatindeyim. Otellerin sunduğu hizmet sistemine baktığımızda halen 15 yıl öncesinin hizmet politikasıyla hareket ettiklerini görmekteyim. Örneğin her şey dahil sisteminin genelde saat 23.00’de bitmesi ve bu sistemde sadece lokal olmak üzere çok az içeceklerin sunulması, animasyona olan bakışın çok basit olması, hatta öyle ki otelde çalışan animasyon  ekibi olmasıve bütçe açan oteller olmasına rağmen dışarıdan getirdikleri show gruplarının misafir misafir dolaşıp bahşiş dilenmelerine Marmaris'teki sistem bu şeklinde ifade etmekteler. Anlayamadıkları olay şu, 4* bir otele böyle bir durum yakıştırılmaz. Misafir daha çok animasyondan kaçar, kim bu şekilde bahşiş verir ve Türkiye imajımızı zedelemez mi?

Verdiğim bu örnek sadece biriydi; sistem bu diyerek geçmişi devam ettirmenin yanlış olduğunu düşünmekteyim. Ama savunduğum ilke de şudur; ne zaman siz daha farklı bir şey üretip sunar iseniz daima bir adım öne geçersiniz, başkalarının yaptığını yaparsanız yerinizde sayarsınız, geçmişi devam ettirirseniz geriye gidersiniz. İsteniyor ki kimse gelip sistemi bozmasın ama Antalya bu sistemi çoktan bozdu ve yüksek bütçeli misafirleri çekiyor, önce uçaklar buraya dolarak iniyor. Her geçen yıl yeni şeyler ve temalar üretiliyor. Rakip ülkelerin turizm çalışmalarını da hesapladığımızda mevcut sistemin üzerinde çalışma gerekliliği hissediliyor.

Bunun yanında otellerin yıpranma payını hesaplamadan eskimesine göz yummak ve renove etmemek de kaliteyi çok gerilerde bırakır, Gün gelir ki turizm düşer ve nitekim bir çok otel için marmariste turizmin düştüğünü söylemek yerinde olur.

Kuşadası ve Alanya da eski otel ve sistemler ile aynı durumdaydı ve 10 yıl önce yine de demiştim bodruma havaalanı açıldığında Kuşadası portföyü ve misafir profili düşecek demiştim, nitekim Thomas Cook ve TUI operasyonunu o bölgeye doldurdu ve İngiliz de artık az gelmektedir. Portföy daha çok bodrumdan aşağısana kaydı ve bodrum çok güçlendi. Kuşadası da tamamen balkan ülkeleri turizmine döndü.

Alanya ise kendisini yeniledi, belediyenin güzel çalışmalarıyle ve otelcilerin de otellerine yatırım yapması ve renovasyonlarla çok daha özel bir yere gelmeye başladılar.

Peki ya MARMARİS; Türkiyenin cennet koylarından birine sahip doğa harikası bu turistik merkezimiz için neler yapmalı?

Burada sorun şudur? İmara daha fazla açılan arazi olmadığı için maalesef yatırım olmamaktadır. Otel sayısı yıllardır aynı ve yeni imaj ve alanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Otel sayısının yıllardan beri azlığı bu bölgede turizmciyi de kendisini geliştirmek konusunda tembelleştirmiş. Oteline yatırım yapmıyor. Renovasyon yapmıyor, misafir memnuniyeti için yeni planlama ve üretim yapılmıyor. İngilizlerin yoğunluğuna alışılmış ve nasıl olsa İngilizler heryerde kalıyor mantığı ile diğer Pazar ülkelerine de bu yansıyor. Genel olarak baktığımda diğer ükeler örneğin Rusya ve Ukrayna marmaristeki otelleri hiç beğenmiyorlar ama marmarisi beğeniyorlar ve bu doğaya geliyorlar.

Burada devlet yeni imar alanları açmalı ve yeni 5* oteller yapılmalıdır. Yeni açılacak imarla birlikte ne kadar turizm markası var ise marmarise gelmeye başlar ve bodrum gibi burası da çok daha özel bir konuma gelir. Marmarisn içindeki turizmci de kendisini geliştirmek zorunda kalır. Reklam edilmiş iyi zincir markaları bölgeye gelmeli. Unutmayalım ki bodrumda wow Hotelsin rusyadaki pazarlamsıyla rus charter’ları başlamıştır. Çeşme Sheraton’dan sonra daha farklı bir ivme kazanmıştır.


Bu Makale 15.09.2010 - 16:17:12 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Yılgör Demirtaş 15.09.2010 - 04:08

    Sayın fehmi bey. Alanya için de önceleri böyle söyleniyordu, ama şimdi gidip bir alanyaya bakın. Bir zamanlar turizmin çöplüğü denilen ve hala gaziosmanpaşa havalimanı kavgalarının sürdüğü ve antalyaya uzaklığı nedeniyle hep en son satılan yer olan alanya belediye ve turizmcilerin vizyon geliştirmesinden sonra gelişti ve güçlü bir turist akını çekmeye başladı. Özellikle son yatırımlarla atağa kalktı. Marmarisin de ihtiyacı bu yöndedir. Yıllardır aynı ve eskimi tesislerle, renovasyon dahi yapmadan kendini geliştirmeyen, konseptini yenilemeyen bir destinasyon adeta kaybetmeye mahkumdur. Umarım yanılıyorumdur.

  • Fehmi Kaynak 15.09.2010 - 02:42

    Bütün bu yazdıklarınız iyi hoş da......Havameydanı olmıyan yere hangi "adam" gibi turist gelir ??? Marmaris çurçur turiste mahkumdur !!!

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.