Muğla’da bir turist!

Uzun bir aradan sonra yeniden “Merhaba” sevgili okuyucularım.

Yazılarıma yeni bir şehre yerleşme sürecimden dolayı ara vermek zorunda kaldım. İki ay önce Antalya’dan Muğla’ya taşındım. Muğla, benim için hem hiç yabancı olmayan, hem de olan bir şehir oldu. Daha gelir gelmez “Ege” havasını hissettim. Ama, Muğla’yı tanımıyordum. Annem ve babam taşınmam için yardıma gelmişlerdi. Muğla’yı tanımak için turist olmamız lazım diyerek, pazar günü sabah erkenden şehri gezmeye çıktık. Babamın dediği gibi; “Bir şehri tanımak istiyorsan ya yürüyeceksin, ya da otobüse bineceksin”. Muğla küçük bir şehir. Biz de yürümeyi tercih ettik. İlk olarak Muğla Müzesini ziyarete gittik. Küçük ama bir o kadar da önemli kalıntıların ve bulguların sergilendiği bir müze. Hemen söyleyelim, Müze’ye giriş ücretsiz. Ücretli olsa da gezin ama, ücretsiz olup gezmemiş olmak bence büyük bir kayıp. Müzenin hemen yanında bulunan parkın girişinde bir pano gördük. İşte yol haritamızı da bulmuş olduk.



Menteşe Belediyesi, bizler gibi şehri gezmek isteyenler için çok güzel bir bilgi panosu hazırlamış. Muğla Büyükşehir Belediyesi'ni, Sayın Başkan Dr. Osman Gürün’ü ve ekibini tebrik ediyorum. Bu projede çalışan ve emeği geçen herkese çok teşekkürler. Muğla’nın sokaklarında yürürken, bu panolardan her yerde olduğunu da gördüm ve memnuniyetim arttı. Bu panolarda, “20 Adımda Tarihi Muğla” anlatılıyor. Resimlerle ve bilgilerle Muğla’da görülmesi gereken yerler anlatılmış. Eğer her yeri gerçekten öğrenerek, merak ederek ve turist gözüyle dolaşmak isterseniz, en az 2-3 gününüzü alacağını söylemeliyim. 



Muğla’nın dar sokaklarından yürüyerek geçtik ve Kurşunlu Camisi’ne geldik. Tekrar pano haritamıza baktık, bir sonraki durağımıza karar verdik. Saatli kuleye doğru yürürken, sağda “Muğla Kültür Evi” yazısını okuyunca, önce burayı gezelim dedik. Bence en iyi karardı.

Muğla’ya özgü ve özel kapıdan geçtiğinizde güzel bir bahçe ve kafetarya sizi karşılıyor. Tahta merdivenlerden yukarı çıkıp, evi gezmeye hazırlanırken, iki kişinin tahta masa ve sandalyelerde oturmuş sohbet ediyor olduklarını gördük. Babam, önce selam verdi, sonra sohbet etmeye başladı. Bir anda sohbet derinleşti. Babam “Bu evin hikayesi nedir?” diye sorunca, beyefendi ''Vaktiniz var ise anlatayım'' dedi.

Öncelikle bize bu misafirperverliği gösteren kişinin, Muğla Sanatseverler Derneği Başkanı Sadettin Özbek olduğunu belirteyim. Sayın Saadettin Bey bize öncelikle ev hakkında, sonra da Muğla hakkında çok güzel bilgiler verdi. Hatta, evi birlikte gezdik ve evde bulunan her şeyin bir hikayesi olduğunu anladım. Bir vazo deyip geçmeyin gezerken, ya da bir elbise. Her biri bir anı, bir hikaye saklıyor. Saadettin Bey'in verdiği bilgiler çok güzeldi ve derinlemesine Muğla’yı tanımamızı sağladı. Saadettin Bey, “Muğla’yı size oturup saatlerce anlatabilirim, ama en güzelini şairimiz Yükselecek Demirel’in şiiri ile size aktarayım” dedi.

CAN MUĞLA

Güneyin gözü gözbebeği Muğla
Kimse seni anlatamaz bilirim
Ama ben avuçlarımda taşıyor gibiyim
Tek tek sayarım parke taşlarını
Çember çevirip hulahop döndürdüğüm
Ekmek içi köfte yediğim
Çocukluğumu bıraktığım ara sokaklarını
Ne zaman bir sela duysam
İrkilirim burkulur yüreğim
Bakamaz olurum cami avlularına
Bilirim ki ağırlamaktadır son konuklarını
Kurşunlu’nun musalla taşları
Bir güzel dizilmiştir bilen bilmeyen
El sallayacaklardır sonsuza
Adını bile bilmediği o yolculara
Hep o anlarda gelir akıllara ölüm
Bana sorsalar yanıtım hazır

Oysa her gün o insanlarla ölürüm
Nasıl unuturum cavır Asar’ın yollarını
Basmaca deresinin dik yokuşunu
Saburhane diyesim gelir sevince güzelleri
Şemsi Anaya doğru akar giderim
Kaç can telef olmuştur sularında
Kara Muğla deresine hep ilenirim
Heykelden akyola uzanan akşamlarda
Sıra sıra dizilmiştir güzeller
Sağlı sollu voltalar atılmaktadır
Coşku suları serpilirken yanık yüreklere
O cıvıl cıvıl gözlere bakılmaktadır
Can damarı Muğla’nın
Karabağlarında
İrimlerde dolaşır durur gençliğim
Tozludan Ayvalı’ya, Keyifoturağına
Süpüroğluna uçar giderim

O tozlu yollardan inerken Vakıf’a
Önüme arabalar gelmesin dilerim
Mezarlıktan kırkbir evlere gidilesi değil
Bir uçak kazası gelir aklıma
Bir de kahraman pilot Muğla için ölen
Kaç yıl geçsede nasıl unuturum
O Muğla’yı hep kucaklayasım gelir
O günleri andıkça bir hoş olurum,
Bir güney çiçeğidir kokladığım
Alı baldan tatlı Feraye’dir.
Acıyı, tatlıyı hep içimde sakladığım
Mutluluğumun odak noktasıdır.
Kıyamadığım güzelimdir,
Sevgisine su katmadığım.
Muğla, iksirimdir içerim.
Verseler dünyayı ellerime,
Ne doyarım ona, ne ondan geçerim.

Yükselecek Demirel - Şair/Yazar



(Kaynak: Özbek, S. (2015) Kültür ve sanatın ışıldayan yüzü Muğla. Menteşe Dergisi, Sayı 1, 52-54.)
 
Çok değerli Şair Yükselecek Demirel bir süre önce aramızdan ayrılmış. Saadettin Bey'in anlattığı kadarı ile Muğla’nın yetiştirdiği çok önemli şairlerden birisiymiş. Saadettin Bey, Yükselecek Bey'i anma gecesi düzenliyor olduklarının bilgisini verdi. Katılmak isterseniz, bilgiyi sizlerle paylaşıyorum.

“Muğla Belediyesi ve Muğla Sanatseverler Derneği tarafından 9 Nisan 2016 tarihinde saat 20:00’de Konakaltı Kültür Merkezinde (Muğla-Merkez) değerli şair Yükselecek Demirel’i anma gecesi düzenlenecektir.”

Eğer yolunuz Muğla’ya düşer ise, Şair Yükselecek Demirel Bey’in Muğla şiiri kulaklarınızda gezmelisiniz.

Sevgi ile kalın, bol turizmli günlerle kalın...


Bu Makale 25.04.2016 - 10:52:21 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.