AYDIN’DA ODALAR BİRLİĞİ KARAR ALMIŞ

Aydın ili ticaret odası ve esnaf odaları ayrıca borsası yapmış olduğu toplantıda çıkan kararlar üzerinde durmak istedim.

Aydın ili ticaret odası ve esnaf odaları ayrıca borsası yapmış olduğu toplantıda çıkan kararlar üzerinde durmak istedim. Çünkü Aydın benim için önemli, nedeni Aydınlıyım ve turizme ilk başladığım yer Didim ve Kuşadası’dır.

Yıllar önce Didim ve Kuşadası turizmi kalkınamadığı için Antalya’ya mecburen transfer olmuştum.  Hala da bakıyoruz hep aynı tesisler ve 20 yıldır aynı yöneticiler. Emekli olanlar dahi çalışmaya devam ediyor, Yeni yatırımlar yok.

Didim, özellikle belediyeyi eleştirmek istiyorum. Buradaki Belediye devlet ile ciddi bir kavga halinde. Öyle ki bir ara görevden alındı ardından göreve tekrar verildi. Halen de belediyede fazlasıyla devlet tarafından gönderilen müfettişler var ve mercek altında. Didim yolları bir türlü işlenmemiş, çevre düzenlemesi sıfır, oteller hala yılların otelleri ve küçük oteller dahi tamamen 3 ay yerli turizme kaymış, çünkü en büyük pazarı İngilizler dahi gelmiyor. Nedeni de otellerin vermiş olduğu hizmet aşırı düşük maliyet ölçüsünde yiyecek&içecek servisi çok zayıf olunca memnuniyet vermiyor. Her şey dahil mantığında da müşteriye sunulan büfeyi lütfen bir görmek lazım.

Hal böyle olunca İngilizler Didim’de ev-konut almaya yönelmiş ve tüm ağırlık emlakçılığa kaymış. Emlakçılığı da yine destekleyen belediye. Emlakçılık çok mu daha iyi oldu? Sadece emlakçılık yapan firmalar bol kazanç elde ediyor, konut alan İngilizler ise sadece yılın 2 haftası gelip kalıyor, diğer günlerde ise İngiltere’den komşu ve arkadaşlarına veriyor. Konutlarda kalan İngilizler ise büyük marketlerden toplu alışveriş yapıyor ve ne esnaf kazanabiliyor, ne de otelciler?

Öyle ki devlet yeni yatırımlar için Akbük ve Yeşilkent koylarını imara açmaya çalışıp Dedeman, Rixos, Cornelia gibi bazı büyük grupları yönlendirdi, ancak yine belediye ile anlaşılamayınca 180 dönüm arazi almaya çalışan Rixos iptal etti. Bir markanın bölgeye gelmesi öyle güzel bir reklamdır ki.

Öte yandan zorla 45 dakikaya kısalan Bodrum yolu daha yeni yapılmaya başlandı. 45 dakikalık havaalanı yolunun Didim bölgesine sağlayacağı katkıyı düşünebiliyor musunuz?

Genel olarak acente ve tur operatörleriyle konuştuğumda, “her yıl Didim’e operasyon yapmaya uğraşsalar da otelcilerin yaklaşımından dolayı iptal ediyorlar” yanıtını alıyorum.

Didim bölgesine profesyonel turizmciler lazım, yıllardır bölgede çalışan turizmcilerin mantalitesi ile bu işin yürümeyeceği aşikar.  Belediyeye baktığınızda CHP oldukları için AKP’nin destek vermek istemediğini hatta bunu bariz söylediğini belirtiyor ve işi politik çıkmaza sürüklüyor. Ama öte yandan yine başka bir CHP belediyesi Alanya’ya bakınız, 10 yıl önce Didim seviyesinde olan Alanya şu anda Antalya’da zirveye oynuyor. Muhteşem yollar, iyi bir şehirleşme, yeni yatırımlar, mevcut yatırımların her yıl yenilenmesi ve oda kapasitelerini arttırmaları, hatta Gazipaşa havaalanının açılabilmesi için ellerinden geleni yapmaları, düşük maliyetten kaçınmaları, gelen turistin memnun kalması için yüksek maliyete girmeleri, hele CHP belediyesi Mahmutlar’a bakınız, koca bir şehir olmuş ve turizmin son noktası olan ve en zor şartları yaşayan bu bölge de bugün 7 aylık bir Rus satış gücüne sahip.

Alanya ve Mahmutlar da CHP ama devlet ile uyumlu oldular ve tam destek aldılar. Peki, Didim belediyesi bunu neden başaramadı?

Kuşadası ise başka bir sorun; Bir Charisma Otel dışında yıllardır hep aynı tesisler ve otellerine yatırım yapan yok. Yıllar önce merhum Turgut Özel Belek için hazırlamış olduğu projeyi Kuşadası’nda long beach sahili için düşünmüştü ama dönemin belediyesi siteleşme adına Turgut Özal da bu projeyi aldı Belek bölgesine uyguladı. Şimdi ise sahiller site dolu ve konutlar ile hem bölgenin doğal bakirliği bitti, hem de termal olan ekolojik zeminden faydalanamadan şehirleşildi ve sadece limandan başka özelliği kalmadı. Havaalanına 1,5 saat mesafe ile zaten dezavantajlı konumda olan bu bölge Bodrum havaalanın açılmasıyla daha da bitti. Kısacası müşterisini her yere kaptırdı. Yıllar geçtikçe de hala da kendilerini yenileme uğraş ve çabaları yok.

Odalar birliğinin aldığı kararlardan biri de her şey dahilin yüzde 40 uygulanması gerektiğidir. Başka bir intihar gibi karar. Türkiye her şey dahil olduğu için talep ediliyor. İngilizler bile artık her şey dahile döndü. Ruslar zaten başka bir konsept tanımıyor. First Choice sadece her şey dahil oteller satılacak diye karar aldı. Şimdi bu şartlar altında sizce bu karar doğru mu? Esnafı kurtaralım diye otelleri bitirip tamamen finish çizgisini yaşayacaklar.

Türkiye dünyada en iyi her şey dahil uygulamasının yaşandığı tek ülkedir. Belek ve Lara otelleri muazzam dolu ultra her şey dahil konsept’leri sayesinde satıyor, her zaman kişi başı 100 doların üstündeki fiyatlar ilk satan ve dolan otellerdir.  Önce otellerin hizmet ve servisi ile full ultra her şey dahil konsept’leriyle bunu kabul ettirdikten sonra otellerin içindeki a la carte restoranlar ancak ücretli hale gelebilir ama rekabet şartlarında bir kere otel için 24 saat her şey dahil uygulayıp her yiyecek&içecek hizmetini bedava vermektir, Antalya bu şekilde gelişti.

Öte yandan; esnafı kurtarabilmek için madem böyle kararlar alınıyor, bir de şunu düşünelim. 5 yıldızlı oteller 20 – 30 milyon Euroluk yatırımlar yapıyorlar, her yıl milyon Euro pazarlama ve tanıtıma para harcıyorlar, hemen yanlarına 10000 – 50000 TL’lik yatırımlarla gelen esnaflar. Sonra da otellere, müşteriyi dışarı bırakmıyor, her şeyi bedavaya veriyor diye kızıyorlar. Acaba kızmayı hak ediyorlar mı? Madem esnaf bu işi bu kadar iyi biliyor, o zaman pazarlamayı onlar yapsın. Esnaf odaları madem esnafı bu kadar düşünüyor, bir şeyler yapmaya çalışıyorlar, oteller tanıtım ve pazarlamaya bu kadar para harcarken odalar birliği de harcasın ve yurtdışı fuar tanıtımları yapsınlar, ortaya çıksınlar, müşteriye Türk esnafının kültürlü yüzünü yurtdışında göstersinler, turist çarşıya çıktığında restorana girmedi diye arkasından tekme atılmayacağına ve kolundan zorla çekerek dükkana sokmayacaklarını gösterip ikna etsinler. Tur operatörleri de şikayetçi, çünkü sıfır maliyet veya zararına getirdikleri turistlerden en azından shoping ile kar etmeye çalışıyorlar, o da esnafa giderse o zaman neden o bölgeye operasyon yapsınlar. TUI ve Thomas Cook çok kez bu bölgeye operasyonlarını zaten durdurdular, turizmde yıllardır kural budur; turisti kim getiriyorsa tüm komisyon hakları onundur.

Devlete baskı yapıp havaalanını Söke’ye alsınlar. Uygun araziler bol ve boş durumda.

Bodrum bölgesine de bakmayınız lütfen. Bodrum’un yıllardır elit bir müşterisi var ve oteller klas butik tarzda. Kuşadası’nda bu tür yatırımlar yapsalar da Kuşadası bence elit pazarını kaybetti. Didim’de elit bir yatırım gördüm ve bence son yılını yaşıyor, çıkmazdan nasıl kurtulacağını düşünüyor. Bodrum’da da sezon toplamda 3,5 aydır.

Kuşadası ve Didim zihniyeti maalesef kendini bitirmeye mahkum bir zihniyettir. Ben özellikle otel ve acenteci partnerlerime sesleniyorum, siz esnaf ve odaların bu tür sözlerine bakmayınız, doğru bir tane ve doğru bildiğiniz işinizi yapınız lütfen. Kapasiteyi arttırmanın yollarını arayıp maliyeti yüksek kapasite ile düşürmeye çalışıp eğer her şey dahil sisteminizi geliştirip besler iseniz ve müşteri yemesin değil de yesin içsin diye bir sistem kurup oda fiyatlandırmasını da ona göre yaparsanız mutlaka sonucunu olumlu alırsınız. Örnek Alanya ve Antalya bölgesidir. Esnaf ve odaların aldığı kararlara sakın uymayınız. Sizi daha da uçuruma sürükler.


Bu Makale 21.04.2011 - 21:14:52 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Didem 14.04.2011 - 01:27

    Her bölgenin kendi profili var, doğru. Ama didim ve ege ingiliz profili artık antalyaya kayıyor, bu da gerçek. Yani uygulamanızda yanlış bir şeyler var, bunları bulmaya çalışmak bence daha doğru olur. Ucuz, ucuz ve ucuz müşteri turizmciyi bitirir. Ucuzluğun ve indirimin sonu yok. apart'lar odayı bedava veriyor, extradan kazanabilmek için, o da dışarıya gidiyor. Geçtiğimiz yıl hala batan Goldrail eksiliğine verenler var, pek, goldtrail eksikliğini büyükler dolduramaz mıydı, bu güçleri yok muydu? neden? bu soruların cevaplarını önce bulmakta fayda var. Demek ki DİDİM profili artık kalmamış, bir bölgede peninsula ağırlığını koyuyor, o da kendi otel yatırımlarını yaparak. Yeni kapasite ve yatırımlar gelmeli, oda kapasitesi artmalı. Mevcut oda kapasitesi malesef ihtiyaca cevap vermiyor.

  • Didim turizmcileri 14.04.2011 - 01:19

    Yılgör bey ile bölgede Sea Horse residence'te tanıştım. Sea Horse adını anında tüm acente marketlerine açmaya başlamıştı ve Yılgör beyi geçen yıl satış pazarlama koordinatörlüğünü yaptığını turizm grubundan tanıyanlar anında desteğini de göstermek üzereydi. Ancak Sea Horse otelinin yatırımcısının verdiği vaad ve sözleri yerine getirmemesi ve yaklaşımından ötürü durmadı ve tekrar gitti, Ardından ben de gittim. Bir otel yatırımında hangi noktalara nereden doğru kişiler getirilir ve doğru işletmeciler nasıl buluşturulur, bunlar oluşumunu sağlamaya başalamıştı. Verdiği fikirler de yerindeydi ancak yatırmcının almış olduğu kararlarda başarısız olacağını anlayınca bu başarısızlığa ortak olmayacağını belirtti ve gitti. Çünkü taşeron modeli yanlış bir model idi. müşteriye sunulan hiç bir şey yok. Aşırı düşük fiyatları anında arttırmıştı ve satış da çekmeye başlamıştı fakat herşey göründüğü gibi olmuyor. Bence kendisiyle bir telefonda görüşmeyi deneyiniz, kendisi bu hafta sonu aydına gelecek. Didim acentesi TRAVELITE'yi antalya bölgesine getirdi ve antalya product'ını Yılgör bey oluşturdu. Acenteler Yılgör beyi iyi tanır. Bence tanışmanızda fayda var. Sitem yanlış olur.

  • Ersin 14.04.2011 - 12:50

    Hikmet bey, yetim mi kaldınız? Allah Allah. İlginç. Şu yaklaşım tarzınız dahi eleştirilmeye müsait olmadığınızı gösteriyor. Ki acente ve tur operatörlerine olan yaklaşımınızı düşünemiyorum bile. Biz Didim bölgesine operasyon yapmak için çok uğraştık. Ama sizin tarzınızdaki kişilerin mentalistesini bir türlü geçemedik. Yılgör bey ile ITB berlin'de didim standını ziyaret edip belediye başkanınız ile görüşmeyi denedik ama yüzümüze dahi bakmadı bile.

  • gülgün 14.04.2011 - 12:47

    Hikmey bey sizin engin tecrübeleriniz görelim bir de.... Yıllardır bölgeye katkılarınız nelerdir? Ne yaptınız? eleştiriye bile açık değilsiniz. Yılgör bey saygısızca bir şey demiyor, sadece bölgenin turizm yapısını bu bölgeyi tanıyan biri olarak eleştiriyor, ve söyledikleri de son derece doğru. Dİdim'in bir kere şu belediye engelinden kurtulması lazım. Belediye yanlış yolda. Evet görevden alındı, tekrar iade edildi ve müfettişlerin çemberi altında. Ne var ki yıllardır Aydın belediyesi de bu durumdaydı. Neden Aydın bölgesinin belediyeleri hep böyle. Valileri de turizme çok uzak. Muğla valisine bakınız, Turizm bakanı gibi çaışıyor, belediyeler dahi kontrolünde. Bir yerlerde eksik bir şeyler var. Olmayacak şeyler de değil. Zamanında ATilla Koç aydınlı idi ve aydın için bir şeyler yapılabilirdi ama sizler Atilla Koç'a dahi düşman olmayı tercih edenlerdendiniz. Bu kadar politik savaş ve kin-nefret neden?

  • Yılgör Demirtaş 14.04.2011 - 12:42

    Her bölgenin kendine göre profili var derken hala anlayamadığım didim'de nasıl bir profil var, acaba bana siz de engin bilginizle anlatabilir misiniz? EMLAKÇI modeli mi? Bölgeye operasyon yapmak isteyip de otelcilerin yaklaşımlarına güvenmeyip operasyona girişmeyen acenteleri de mi farkedemediniz? Kaldı ki ege bölgesinde bu yıl ingilizler düşüş halinde ve didim de tek pazarı ingiliz ama ne var ki satış yok. Didim beach otelinin arazi sahibi ile anlaşamayıp iki ayrı otele dönüşeceği, tezturun dahi sadece Palm Beach'e müşteri getirdiği, rus, çek, alman, belçika, slovak, ukrayna, italya gibi bir çok pazarı getirmeye uğraşmayan bölge turizmcisinin hangi pazarlama stratejisini destekleyebilirim? Sayın Hikmet Atilla, biz birbirimizi tanıyoruz, hatırlarsanız, politikacıların sıkıştığı zaman verdiği klasik cevabı vermeniz de durumu malesef kurtarmıyor. Politikacılar ne zaman beğenilmese ve halkın politikaya güvenmediği izlenimiyle karşılasılsa hemen "siz neden girmediniz politikaya, madem engin bilgileriniz var" lafları da artık standart savunma aracıdır. BUnlara gerek yok. Madem top üstünüzde kaldı. Demek yanlışlarınızı biliyorsunuz. Ben bölgede otel kiralamak için çok uğraştım ki hemen bölgeye hiç operasyon yapmayan acenteleri getirecektim ama bulamadım. Arazi aradım, yatırımcıların girişimleri için ama belediye engeline takıldık, aydınlıyım ve eski aydın belediye başkanı Hüseyin Aksu'nun oğlu Devrim aksu ile beraber zaten bölgede 4 proje geliştiriyoruz. Biri kuşadasında thermal 5* otel. diğerleri germencik, bafa gölü, buharkent SUSESİ PREMİIUM projeleri ve son derece zor iddialı projeler. Pazarlaması için de bu kadar uğraşıyoruz. Thomas Cook, TUI, First Choice, ETS, TEZTUR gibi büyük tur operatörleri ile görüşme halindeyiz. Devrim AKSU da belki de bilirsiniz, WOW Hotels Topkapı Palace'ta beraber çalıştık ve KREMLİN PALACE 4 yıl gnel müdürlüğünü yaptı, ardından SHERWOOD BREEZES resort 4,5 yıl genel müdürlüğünün yaptı ve holiday check sayfalarında 5. sıradaydı. AVrupa ağırlıklı bir tesis idi. BİZ BU İŞİ BİLİYORUZ Hikmet bey. Yeter ki fırsatlar doğsun. Bilinçsiz ellerde otel sahiplerinin elinde sağırlaşmış bir yöneticiye dönüşmeyelim. Ha bu arada RIXOS'un gelmesi DİDİm için iyi olurdu, hem de çok iyi olurdu ama siz nedense bu düşünceye bile karşısınız. Bunu anlamak bile zor. Ney nasıl savunuyorsunuz belli değil. Bana bari siz bölgeye gelin de engin tecrübelerinizden faydalanalım derken siz engin bilgilerinizle bölge turizmci somut bir şeyler söyleyiniz lütfen. İşi polemiğe sürüklemeyiniz. Politikacılar gibi...

  • HIKMET ATILLA 14.04.2011 - 09:36

    Sayın Yılgör Yasin Demirtaş, her şeyi güzel yazmışsınız. Madem ki Aydınlısınız, Aydın da da turizme başlamışsınız, fakat gereken karşılığı almayınca veya beklentinizi bulamayınca gitmişsiniz, sabr etseydiniz ve Didim ve Kuşadası turizminde ki gelişmelere destek sunsaydınız ve biz de sizin müthiş tecrübelerinizden ve bilgilerinizden yararlansaydık daha iyi olmazmıy dı, doğrusu gönlümü kırdınız, gittiniz bizi yetim bıraktınız ve bizleri kurtların ellerine bıraktınız ve şimdi de diyorsunuz kii oradakiler bu işi yapamamışlar. Keşke ve keşke tekrar Didime ve Kuşadasına dönseniz ve bize engin düşünceleriniz ile önder olsanız. Selamlarımla HIKMET ATILLA

  • XX 14.04.2011 - 08:55

    Sayın arkadaşlar. Adımın XX yerine Hasan Hüseyin olması yazıya ithafen yorum olarak düşündüklerimi değiştirmeyecektir. Turizim konusundaki denemimi ise sizlerin değerlendirmesine gerek yok. Özet olarak Türkiyedeki turizim yapılan Antalya haricindeki bölgelerinde Antalya bölgesi gibi olmak zorunda hissedilmesine karşıyım. Gayet iyi anlaşılmış ki her bölgenin kendine özgü tesisi ve ürünü var. Ve her bölge kendine özgü turist profili var. Niçin kendinizi bu kadar zorluyorsunuz, her bölgeye müşterisinin hayallerinin ötesinde hizmet sunması gereken tesis olması gerektiğini?

  • Erdal Yeşilkurt 14.04.2011 - 12:18

    Değerli XX, adına her neden XX demeyi gerek gördüsen demek ki kendine pek güvenemiyorsun. İstanbul, kapadokya, pamukkale ve daha bir çok merkezde turizm ve oteller antalya gibi olmak zorunda değil elbet ama bu yörelerdeki turizm belli ki kendilerine yetiyor, kazanıyorlar. Ama bu yöreler şehir ve kültür bölgesi otelleri. Ama ege sahilleri, antalya gibi resort otelleridir ve rakibi de antalyadır. Kaldı ki yünanistan ve ispanya ve hatta mısıra karşı antalya çekişiyor, sistemi ve otel ürünleri iyi olmasaydı bu kadar ayakta kalıp popüler olamazdı. Ege ise antalya sayesinde ekmek yiyor. Ama güngeçtikçe değer kaybediyorlar. İYİ HİZMET sayın XX efendi. İYİ HİZMET. Yılgör bey de bunları söylüyor. Doğru materyalleri sunmak zorundasınız. Dİdim otelcisi didim dışında çalışamaz, başarılı olamaz, bu da bir gerçek.

  • Yılgör Demirtaş 13.04.2011 - 08:13

    Görüşlerinize saygı duyuyorum. Her bölgenin kendine has özelliği olduğuna da katılıyorum. Ancak bahsettiğiniz tüm bölgelerde geçmişim var. Özellikle geçtiğimiz yıl Bodrum, marmaris ve fethiyede toplam 11 tesisin satış koordinasyonunu götürmekteydim. Turizme de ilk Didim ve kuşadasında başladım. Çeşme Sheraton markasının gelmesiyle hareket kazandı ve izmirli akıllı davrandı, bodruma rakip bir elit kesime hitab etmeyi seçti ve kazandı, ama yeni yatırımlar ve mevcut yatırımlar da antalya ayarında zengilneştirilip lüksleştirildi. Bodrumda deseniz o kadar çok yeni yatırım ve ürün geldi ki artık ege bölgesini besle konuma geldi. Fethiye deseniz ölüdeniz yetiyor ve ölüdenizde kısıtlı sayıda otel olması hisarönü, ovacık mevkilerini de hareketlendirdi. Marmarisin gece hayatı yetiyor ancak otelleri yetemiyor. Saydığımız tüm bu bölgelerin kendine has özelliği varken Didim ve Kuşadası kendisinde bir özellik malesef bulamadı ve kaybetmeye doğru gidiyor. Hatta dezavantajlar fazla. Havaalanının hala uzak kalması, yeni yatırımların gelmemesi ve otellerin yenilenmemesi ve konseptlerin geliştirilmemesi. Hele didimde konut satışın kendilerine özgü bir çeşitlilik olarak mı görüyorsunuz? O zaman turizm geçmişinizden şüphe ederim. xx adıyla değil de gerçek adınızla burada birşeyler yazıp yorumlarınızı bizlerle paylaşsaydınız belki de daha çok saygı duyardım. Antalyayı değil alanyayı didime örnek verdim. Belediyelerini örnek verdim. Yaklaşım tarzını örnek verdim. Demek ki bir şeyler yanlış gidiyor ki kaybediyorlar. Konsept konusunda da alanya belek otellerini örnek aldı. Belekte de ilk xanadu iddialı bir konsept ile geldi, herkes olmaz derken direndiler ve başardılar, akabinde aynı segmentte diğer tesisler geldi ve bodruma da xanadu island açıldı. Kervansaray geldi, rixos da premium'laştırdı. VE RIXOS, DİDİM'E gelmeye çalışırken nedense olmadı. Rixos gibi markaların didim gibi turizmde çok geri kalmış bir bölgeye geşmesi acaba doğru mu olur, yanlış mı? Didim turismcilerini gördüm yaşadım ve müşteriye hiçbirşey vermemeye çalışıyorlar, self catering didimde yaygın, başka bölgelerde yok denecek kadar az, SC yanında ne animayon, ne hamam , ne de başka bir şey sunmaktalar. Hatta rezidend yapıp satamayınca otel gibi satmaya çalışıp işi taşeronlarştırıp iyice amatörleştirmeye çalışanlar da var. İngiliz mutfağı zayıf steak ağırlıklı. BUrada restoranlar sadece steak ve çeşit yok. Ama konut alıp kiralayıp esnaf ve otellerin acentelerin kazanması da artık bölgeye operasyonları zorlaştırmaktadır. En az operasyon didime, sonra da kuşadasına yapılıyor. Lütfen istatistiklerle yola çıkıp düşününüz. Oteline çivi çakmayan ve konseptini geliştirmeyen malesef kaybediyor, bunu ben söylemiyorum, şartlar ve tecrübeler söylüyor. Yaşanan gerçekler. Malesef bu yıl da ingilizler ege bölgesinde azaldı ve muğla bölgesine daha çok ingiliz gelirken ve bu pastadan çaktırmadan didim pay sahibi olmaya çalışırken malesef verilen hizmet ve rekabette yarışamamak, aydın turizmini geriye götürmektedir. Ben iddia ediyorum, bana 100 oda ya da 300 oda bir otel işletmesini verin, çok değil 2 yılda neler olacağını size göstereyim.

  • Serdar Alkın 13.04.2011 - 06:53

    İşte budur. Alanya gerçekten de güzel bir örnek. Bu eleştiriyi yapıcı olarak ele almak lazım. Gayet güzel tüm gerçekçiliğiyle anlatılmış.

  • Seher İnan 13.04.2011 - 06:52

    Didim konusunda hak veriyorum. Kuşadası da daha çok esnaf üzerine kurulu. Doğru tespitler.

  • XX 13.04.2011 - 06:28

    Bir turizimci olarak anlamakta zorlandığım, Antalya bölgesi turizmi, diğer bölgelerdeki turizime örnek olmak zorundaymış gibi devamlı Antalya bölgesi haricindeki yapılan turizim eleştirilir, diğer bölge turizimcileri ise kendi bölgelerinde de Antalya bölgesinde ki gibi turizim olması gerekiyormuş hissine kapılır. Oysa ki Antalya bölgesinin Türk turiziminde sunduğu hizmet ve çeşit, ne Fethiyede, ne Marmariste, ne Bodrumda, ne Kuşadasında, ne Altınkumda, ne Çeşmede, ne İstanbulda, ne Kapadokya bölgelerindeki turizim ile aynı olmadığı gibi bu saydıım veya sayamadığım bölgelerdiki turiziminde Antalya bölgesindeki turizim çeşidiyle aynı olması gerekmez. Her bölge kendine özgü geliştirdiği turizim çeşidini hitap ettiği turiste sunmaktadır. Bugün için Antalya bölgesi sahil şeridi birbiriyle yarışacak şekilde tesislerle doluy olabilir, ve bu tesisler diğer bölgelerde olmayabilir, ama bu bir eksiklik değil, sunmuş olduğu turizim çeşidiyle alakalıdır. Bir Rus turist için Antalyanın en lüks tesisinde konaklamak tatil yapmak olabilir ama başka bir turist için Marmaristen Fethiye ye Blue Cruise katılmak tatil yapmak anlamına gelebilir. Aynı şekilde başka bir milliyet için Kapadokyayı görmek, İstanbulu görmek, veya İzmirin Alaçatısında sörf yapmak tatil için büyük önem taşır. Rixos otellerinin her bölgede olması gerektiğini düşünmek gibi, sonuç olarak Türkiye turizimine sadece Antalya olarak bakmak veya Antalya bölgesindeki gibi turizim yapılması gerektiği düşüncesine sahip olmak son derece yanlış bir düşüncedir.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.