''Biz bu işin de tadını kaçırdık''

''Biz bu işin de tadını kaçırdık''

Geçtiğimiz günlerde TurizmGüncel’de yayınlanan, ‘’Koronavirüs sonrası turizmde hangi değişiklikler yaşanacak?’’ başlıklı yazısıyla dikkat çeken DoubletreebyHilton /Van Genel Müdürü Rıdvan Ensari, ‘Farkında mısınız?’ başlıklı yeni yazısında koronavirüs gündemi üzerinden oluşan bilgi (ve fikir) kirliliğine dikkat çekiyor. Ensari, ‘’Doların başını alıp gittiği bu günlerde, ülke ekonomisine 40 milyar dolarlık katkı sağlayan ‘turizm’ uyduruk bir turizm haftası ile geçiştirilecek bir iş değildir. Siyaseten önemlidir, ekonomik olarak önemlidir, yarattığı istihdam aşçısından önemlidir, uluslararası arası ilişkiler açısından önemlidir, jeopolitik olarak önemlidir, ülke imajımız için önemlidir velhasıl her yönden önemlidir.’’ ifadelerini kullandı.


İşte Rıdvan Ensari’nin ‘Farkında mısınız?’ başlıklı yazısı:

Her akşam televizyonlarda hemen hemen aynı kişilerle yapılan yayınlar, dünyadan ve bizden derlenmiş istatistiklerden örnekler vererek bize ‘güvende’ kalmamız için yol gösteriyorlar, verilen/gönderilen subliminal mesajların ardı arkası kesilmiyor.
Zaman zaman onların da kafaları karışmıyor değil, gayet normal çünkü koskoca dünya sağlık örgütünü ve onun anlı şanlı sponsorlarının da kafası karışık.
Bizim pandemi‘mizin kırkı çıkmasına rağmen hala maske konusu muallakta.
Komplo teorileri havada uçuşuyor. Herkes birbirini suçluyor.
Hepimizin dilinde yeni sözcükler...
Misal “yeni normal”
“Yeni normalleşme”ya da bir çeşit “normal anormal”
Bizim işlerden örnek verelim ;
Girişte ateşiniz ölçülecek.
Son seyahatleriniz ile ilgili can sıkıcı sorulara cevap vereceksiniz.
Belki de korana olmadığınıza dair sertifika!
Girişlerde misafirleri maskeli resepsiyonistler karşılayacak hem de yüzünü tamamen örtecek cinsten maskelerle. Açık büfe eh işte ama bir şartla, hani haberlerde gördüğümüz laboratuvarlar olur ya, bir kuvöz düşünün kollarınızı oradan geçirip temasız bir dilim kaşar alacaksınız.
Otobüs terminallerinde gördüğünüz jetonlu vinç oyun makinesi gibi şeyler var ya bir türlü oyuncak yakalamayan.
Tut tutabilirsen zeytini.
Açık büfeden ziyade, covid-19 aşı laboratuvarı.
Sn.Cem Yılmaz’ın açık büfe espirisi de değişecek...
Hadi canım kim böyle bir kompozisyonda tatil yapmak ister?
Bildiğin paranoya.
Her otele kadrolu psikiyatrist yetmez psikolog da lazım.
Yaklaşık kırk gün önce bu konularda yazmış biri olarak söylüyorum biz bu işin de tadını kaçırdık sanki...(arzu edenler TurizmGüncel arşivine bakabilir.)
Şimdiden “yeni normallerini”yani hijyen prosedürlerini açıklayarak açık pozisyon kapayan kapayana.
Şu ana kadar milyar dolarlık endüstrinin yapamadığını bu virüsün taçlı yapısını bozarak onu etkisiz hale getiren “canım sabun” yapabiliyorsa vardır bu işlerde bir iş.
Yahu eni konu “temiz”olacağız.
Doğrusu neyse onu yapacağız ama neye göre kime göre...
Hijyen, temizlik falan derken bilinçsiz yapacağımız işler ile yararlı bakterileri yok ederek başka sağlık sorunlarına sebep olmak da var...
Ayrıca kullanacağımız her kimyasalın çevre üzerindeki olumsuz etkileri de işin cabası, suda çözülenler,çözülmeyeler.
Nasıl da alıştık değil mi.
Ortalık “bilgiden” geçilmiyor.
Mayısta açılacak, sezon olmadı Haziran daha da olmadı Temmuz...
Bir de ardı ardına dış pazarlarımızdan üst seviyeden gelen açıklamalar.”iç turizmi tavsiye ediyoruz”
Avrupa, Rusya falan derken USTA CEO'su Roger Dow, ''Kamu otoriteleri ve halk uzmanları seyahat için doğru zaman olduğunu açıklamadan insanları seyahate teşvik etmeyeceğiz demez mi..
İşin içine İMF de girdi,IMF baş ekonomisti Gita Gopinath salgının yılın ikinci yarısında zayıflayacağı beklentilerinin gerçekleşme olasılığının azaldığını, işlerin üç hafta önceye göre daha kötüye gittiğini söyledi ...
Günlük haberlerden derleyip bir köşeye not aldığım bu örnekleri istediğiniz kadar çoğaltacak kaynağım var ama moralinizi daha da bozmak istemediğim işin bu bahsi kısa geçiyorum.
Mühendislerin sıkça kullandığı bir söz var.
“Garbage in garbage out”
Yani giren bilgi çöp ise sonuçlar da çöp oluyor...
Yanlış anlaşılmasın benim bunları yargılamaya haddim yok.
Ama bazıları o kadar kötü ki kötülüğü görmek için uzman olmanıza gerek yok.
Efendim dünya ticaret üzerine kurulu, herkesin ayrı bir hesabı var.
Sistem kazanma üzerine kurulu olunca “iş” daha da zorlaşıyor.
Çin’den sonra onun Avrupa’daki en yakın partneri olan İtalya’ya bakın tuhaf bir durum...
Tüm dünya hızla Çin vatandaşlarına kapılarını kapatırken, İtalya’nın bazı havaalanlarında Çinliler için hoşgeldiniz pankartı asılıyordu, bedeli pahalı olan bir karşılama...
Daha bu günkü taze bir haber;
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD ve Batı’nın günümüzde dünya sahnesindeki ”en tehlikeli düşmanının’’ Çin olduğunu söyledi. Pompeo, "Bence tüm dünya artık uyanıyor. Avrupa Birliği daha geçen gün yaptığı açıklamada, Çin’in Avrupalılar üzerinde oluşturduğu tehdit konusunda saf davrandıklarını söyledi" ifadesini kullandı.
Çin ve “müttefiklerine” hızla bulaşan bu virüs ne gariptir ki ona çok yakın ve hijyen konusunda malum kategori de olan bazı ülkelerde yok gibi ...
İşin daha vahim yönü bu tür virüslerin hakim güçler eliyle terör örgütlerin envanterine geçebileceğini düşünün aman Allahım...
Bir yerlere not edin, görece değişik bir kriz modeli daha.
Alın size yeni olamasa da sık duyacağımız bir kavram, “biyo/istihbarat...”
Bundan sonra, serbest dolaşımın ve ticaretin nasıl, ne zaman ve ne şartlar altında da geri geleceği önemli.
Meraklıları için 145 sayfalık bir rapor var okumanızı tavsiye ediyorum, içinde turizm endüstrisi de yer almış.(Dışişleri Bakanlığı /stratejik araştırmalar merkezi -covid-19 sonrası küresel sistem:eski sorunlar yeni trendler.)
Bizim sektörümüz dünya siyasetinden müstesna değildir. Siyaset ve turizmin birbirinden bağımsızmış gibi göründüğüne bakmayın siyam ikizleri gibidir.
Hümanist,misafirperver falan olan biziz dünya değil.
Yatırımları, planlamalarını çok iyi yapmalıyız.
Ülke olarak, millet olarak “Sermaye israfına” tahammülümüz yok.
Atom parçacığının peşine düşüp hayal ötesi ortam yaratan zekanın,ilk etapta basit bir maske temin edememesi ne garip...
Velhasıl temkinli olmakta fayda var. Sağlık endüstrisi sağolsun elinden geleni yapıyor/yapacak.
Biz bedenen,ruhen sağlıklı kalacağız ki, “sağlıklı işler” yapabilelim.
Eninde sonunda bu günler de geçecek.
Biz bunu başaracağız.
Sakin kalmakta fayda var.
Bütün diğer krizlerde olduğu gibi,bu krizin de kendisinden çok, yönetilme süreci konuşulacak.
Öz sermaye yeterliliği düşük ve aşırı dış kaynak ile büyüyen bu canım sektörün geleceği çok önemli.
Doların başını alıp gittiği bu günlerde, ülke ekonomisine kırk milyar dolarlık katkı sağlayan “turizm” uyduruk bir turizm haftası ile geçiştirilecek bir iş değildir.
Siyaseten önemlidir, ekonomik olarak önemlidir, yarattığı istihdam aşçısından önemlidir, uluslararası arası ilişkiler açısından önemlidir, jeopolitik olarak önemlidir, ülke imajımız için önemlidir velhasıl her yönden önemlidir.
Emekçileri önemlidir...
Bu nedenle samimiyetle “desteklenmelidir” çünkü bu ”ülke” meselesidir.
Bu yılın zor olacağı aşikar olmakla birlikte, daha dişe dokunur desteklerle ayakta kalacaktır.
Şezlong ve parmak arası terlik örnekleri ile küçümseyenlere bakmayın...
Bizim İşimiz bu aşımız bu...
Covidsiz günlerde görüşmek üzere.
Efendim son bir tavsiye bu kadar kuru gürültüden sonra ruhunuza iyi gelecek
Kulaklığınızı takın ,Sözleri Muhyiddin Abdal’a bestesi Fazıl Say’a ait olan eseri dinleyin...
“ İnsan insan derler idi, insan neymiş şimdi bildim.Can can deyu söylerlerdi, ben can nedir şimdi bildim.”



Bu Haber 08.05.2020 - 18:55:51 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Riza Luş 09.05.2020 - 08:03

    Tebrikler tam tespit sektör duayenlerininde okumasını dilerim siyaset ehl-i zaten okumalı

  • Ufuk 09.05.2020 - 06:35

    Belirlenen yada belirlenmeye çalışılan kriterler,arz talep dengesi ile oluşmalı. Tabiki insanlar covid riskinin asgariye indiği denklemlerde tatillerini organize edicekler. Bunun için her türlü önlem alınmalı. Açık büfe spa, havuz,şezlong, asansör, kapı kolları, ortak kullanım alanları, ve diğer tüm etkileşimler covid yüzünden tekrar ve riskin en asgariye indiği düzlemlerde organize edilmelidir. Bunu devletimizin bir an önce hayata geçirmesini ümit ediyorum. Tecrübesiz müdürler tabiki sizin gibi ağlamaya devam edebilir ama bu süreci hiçbir şekilde etkilemez, değişime ayak uyduran tüm tesisler işin sonunda kazanacaktır. Yazınızı prokatif bir eylem olarak görüyorum, sürecin ve kriterlerin yumuşamasını bekler gibi bir haliniz var. Başaramayacağınızı şimdiden tasdik ederim.

  • Ali Tunç Batum 09.05.2020 - 06:18

    Bravo! Son zamanlarda okuduğum en yerinde yorumlar.

  • mehmet ali kaynak 09.05.2020 - 01:35

    Double Tree by Hilton Genel müdürü bu genç kardeşimi bu güzel yazısı için tebrik ediyorum. Yazı hem gerçekleri hicivli bir tarzda anlatması hem de bundan sonra turizmin hiç te yatırım yapılmayacak bir sektör olacağını ima ediyor.Belki de, gerçek turizmci yatırımcıları cesaretlendirmesi açısından önem de taşıyor.Duayen bir otelci ve turizmci olarak,para aklamak için otel yatırımına yönelen,bol genel müdür har cayan bu sahte yatırımcılardan kurtulmamız için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bırakın, turizmi turizme inananlar yapsın,küçük ama kaliteli servis veren butik otel yatırımlarına yönelen yatırımcıları cesaretlendirelim.

  • Nurten ROLLIER KESKIN 09.05.2020 - 11:32

    Ridvan bey in kalemine ve kelamina , sizlerinde fikrinize saglik.Son derece gercekci, bir o kadar da keyifli bir yorum.Sevgili sabun u ve akli selimi yerinde güzel insanlari selamliyorum.Ridvan bey le de, Van da,koronasiz gunlerde kahvemizi yenileyeyip uzun uzun korona sohbetleri yapacagiz :) Daha nice saglikli ve huzurlu turizim gunlerimiz olacak insallah.Saglikli kalin.Saygilarimla.

  • Nurullah Kılıç 09.05.2020 - 02:38

    Şimdiye kadar turizmle okuduğum en güzel yazıydı

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.