Firuz Bağlıkaya: Bu klasik bir devlet tavrı değil, tüccarca bir yaklaşım

Firuz Bağlıkaya: Bu klasik bir devlet tavrı değil, tüccarca bir yaklaşım

Travel Turkey İzmir Fuarı kapsamında düzenlenen Başkanlar Oturumunda konuşan Firuz Bağlıkaya, TGA’nın acentelerden aldığı bütçeyle yaptığı fuarlarda stant için yeniden ödeme aldığını belirterek Kültür ve Turizm Bakanlığının tüccarca bir yaklaşımla hareket ettiğini ileri sürdü.


Turizm Güncel - İzmir

16. Travel Turkey İzmir Fuarı kapsamında TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı İlker Ünsever moderatörlüğünde ‘Başkanlar Oturumu’ isimli panel düzenlendi.

Panelde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’deki turizm faaliyetleri ve önümüzdeki süreçte turizmi geliştirmek için nasıl bir yaklaşım izlenmesi gerektiğiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Muhittin Böcek

“26 milyonu misafir ediyoruz ama 2 milyon için bütçe alıyoruz”

Panelde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, konaklama vergisinin turizmcilere büyük zarar vereceğini belirterek “Antalya’ya gelen yabancı turist sayısı 13 milyon, yerli de 10 milyon turist geliyor. Antalya’nın nüfusu 2.6 milyon. Toplamda 26 milyon kişi ediyor. Yerel yönetim olarak 2 milyon kişi için gelen parayla idare etmeye çalışıyoruz. Ama gittiğiniz yerde şehir vergisi vardır. Ancak ülkemizde konaklama vergisi çıkıyor. Bu cirodan olduğu için turizmci dostlarımıza büyük zararı olacaktır. Diğer ülkelerde vergi yerel yönetime gider ama bizde Bakanlığa gidiyor. Turizm şehirlerindeki altyapı çalışmışlarına Bakanlık katkı sağlamıyor. Biz belediyenin bütçesinden karşılıyoruz. “ şeklinde konuştu.

“Turizmde siyaset olmamalı”

Turizmde siyaset olmaması gerektiğini vurgulayan Böcek, “Turgut Özal’ı rahmetle anıyorum. Sayesinde Antalya turizm konusunda çığır açtı. Büyüyerek yatırımcılarımızla beraber bugüne geldik. Turizmin siyaseti olmaz. Turizm bacasız fabrikadır. Bizler çevresel anlamda bakacağız. Turistten havaalanından indiği andan gittiği ana kadar sorumluyuz. Tüm siyasetçiler konuşur turizm başkentimiz Antalya diye ama bir çalışma yok. Hep ben bilirim, biz yok. Alanında uzman isimlerle çalışıyoruz. Elimizden geldiğince turizm sektörünü ayakta tutmaya çalışıyoruz. Antalya’da turizm sektöründe çalışan 235 bin kişi var. Turizmi 12 aya yayılması için para kazanılan yere harcanmalı. Bununla ilgili çalışma yapmak lazım umuyorum o günler yakındır.” İfadelerini kullandı.

“Mutlu yıllar bizi bekliyor”

2023 yılından umutlu olduklarını kaydeden Böcek, “Turizmi Bakanlığının yönetmesi gereken şeyler var. Biz yerel yönetimler olarak 2023 yılından umutluyuz. Hiç kimse turizmi siyasete sokamaz. Ayrımcılık asla düşünülemez. Ben sen o yok biz varız. 531 mavi bayrak var 229’u Antalya’da buna göre yatırım yapılması lazım. Bugün ayrımcılık olmadan herkes bir bütün olmalı. Daha fazla turistin geleceği mutlu yıllar bizi bekliyor diye düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.

Tunç Soyer

“Turizm eylem planı başlattık”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, TTI Fuarının beklediklerinden daha kalabalık geçtiğini belirterek “Bu kalabalığı beklemiyorduk. Belki de bu fuar rekorunu da kırmış bulunuyor. Bir turizm eylem planımız var. 2020-2024 yıllarını planlayacak şekilde çalışma başlattık. 3 temel kavram üzerinde durduk. Doğayla uyum, yerel, dijital. Rakamlar birileri için böbürlenme meselesi olabilir ama bence değil. Bu rakamlar sahip olduğumuz değerler karşısında yeterli değil. Ne gelen turist sayısı ne de elde edilen gelir. “ ifadelerini kullandı.

“Turizmi 12 aya yayan bir perspektif oluşturmak zorundayız”

Turizmin tüm paydaşlarla birleşerek çalışılması gereken bir alan olduğunu söyleten Soyer, “Turizmi 12 aya yayan bir perspektif oluşturmak zorundayız. Yapmazsak deniz-kum-güneşe sıkışmış bir turizmden başkasını yapamayız. Bu sektör sadece ticari bir sektör olmadığı için kullanacak enstrüman da çok fazla. Dünyanın birçok yerinde kaybolmuş ama bizde hala var olan şey misafirperverliktir. 5 bin metrelerde Ağrı’dan aşağı inen ve Akdeniz’e kadar uzanan muazzam bir coğrafya ve tarihi birikimden bahsediyoruz. İlk olarak Visit İzmir adında 3 bin noktayı birleştirdiğimiz dijital ansiklopedi oluşturduk. Yerelin ağırlığını arttırdığımız bir iklim yaratmak mecburiyetindeyiz. Ticaret odası, sanayi odası gibi bütün paydaşlarla birleşerek tüm dinamiklerin beraber çalışması gereken bir alan. Bunların da henüz başarıldığını düşünmüyorum. “ açıklamasında bulundu.

“Türkiye’nin uyumlu olduğu bir sektör inşa etmeliyiz”

Yapılması gerekenin dayanışma ve iş birliğini arttırmak olduğunu ifade eden Soyer, konuşmasınıun devamında şunları söyledi:

Turizm sektöründe bunun daha iyisini yapabiliriz. Turizm kente yayılmadıkça, kentin sektörlerini beslemedikçe sağlıklı büyümesi mümkün değil. Öte yandan İzmir Vakfı çatısı altında tüm turizm birleştirmeye çalışıyoruz. Anadolu’nun, Türkiye’nin uyumlu olduğu bir sektör inşa etmeliyiz. Ekonomi ve ekoloji arasında sadece ses benzerliği yok. Ekonomiyi yok sayarak ekolojiyi oluşturamazsınız. Yerelin etkisini artırmak mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi çok daha güçlü kullanmak mecburiyetindeyiz. Bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok birleştiren sebepleri öne çıkarıp ona göre çalışmalıyız. Tek yapmamız gereken dayanışma ve iş birliğini arttırmak.

“İki eksiklik var”

Benim gördüğüm iki eksiklik var. Birincisi planlamanın yokluğu, ikincisi ortak aklın yokluğu. Devlet dinlemeli. Devletin içinde bir meşveret vardı ve bu şunu sağlıyordu. Devlet dinler, bir ortak akıl üretilir ve buna göre işler yürütülür. Birlikte karar almaya çalışıyoruz. Turizm okullarındaki müfredatın oluşumunda bu sektörün dinamiklerini dinliyor musun? Biz ne öğretmeliyiz ki sektörü bilsinler ve geliştirsinler? Çocuklar mezun oluyor ama işsiz. Sizin bildiğinizden daha iyisini bilenler var dinlemeniz lazım. Devletin analık yapacağı günleri bekliyoruz. Şefkatle tüm çocuklarına eşit davranarak çocuğu için ter döken ana olmasını istiyoruz. Aksi takdirde sektörün canı yanmaya devam edecek.”

“Daha çok çalışmak lazım”

İzmir’de kruvaziyer turizminin gelişecek. Kruvaziyerler kendi kendilerine gelmiyorlar. 6-7 sonra getirelim diye çok uğraştık. Fuarlara gidip İzmir’in tanıtımını yaptık. Bu işin sadece tanıtımla ilgili kısmı. Faydasını görüyoruz. Daha çok çalışmak lazım. İzmir turizmde daha önemli yer edinecek. Daha çok sayıda kurvaziyere ev sahipliği yapmaya başlayacağız.

Firuz Bağlıkaya

“İç turizm hareketi olmayan ülkelerin incomingi kuvvetli olamıyor”

Panelde yaptığı konuşmada iç turizme ilişkin verileri paylaşan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, “İç turizm, turizmin lokomotifi. Türkiye’deki turizm hareketi tersten başladı. Önce yurt dışından turist geldi sonra iç turizm hareketlendi. İç turizm hareketi olmayan ülkelerin incomingi kuvvetli olamıyor. 2019’da Türkiye’de iç turizm 80 milyon seyahat 50 milyar TL’lik hacim oluşmuş. ABD’deki iç turizm seyahat sayısı 2.3 milyar. İspanya’da 175 milyon seyahatten 32 milyar euro gelir elde edilmiş. Fransa’da 270 milyon seyahat ve 107 milyar euro harcama yapılmış. Bizim daha alacak çok yolumuz var. Bizdeki görülesi yerlerin çokluğuna bakıldığında çok geride olduğumuz ortaya çıkıyor.” açıklamasında bulundu.

“Türkiye’nin iç turizmde yapacak çok şeyi var”

Şehir turizminde yapılması gereken çok şey olduğunu belirten Bağlıkaya “Fransa’da 15 yer öne çıkıyordur ama Türkiye’de nereye gidersiniz görülecek şeyler var. Türkiye’nin iç turizmde yapacak çok şeyi var. Şehir turizminde de yapılacak çok şey var. Gelme sebebi olacak etkinlikler hazırlamak lazım. Avrupa’da bir şehrin sunacağı hiçbir şey olmasa bile 8-10 fuarı var. Ama hazırladığı fularlar çok ciddi kapasite yakalıyor.” ifadelerini kullandı.

“Tüccarca bir yaklaşım”

TGA’nın fuarlar için para aldığını ve acentelerin fuarda stant alabilmesi için yeniden para ödemesi gerektiğine dikkat çeken Bağlıkaya, “TGA’nın sadece yurt dışına yönelik tanıtım yapması da doğru değil. İç turizm yapan işletmelerin tamamından kaynak alıyor ama faaliyet raporuna baktığınız zaman ‘Japonya’da şunu yaptık, Çin’de bunu yaptık’. Tamam da burada ne yaptık? Burada vatandaşımız gezsin diye ne yaptık? Hepimizden para topluyorlar fuar yapıyorlar, standları bize geri satıyorlar. Bizim paramızla gidip yurt dışında fuar yapıyorlar biz acenteler olarak oraya katılmak istiyoruz, fuarı tekrar bize satıyorlar. Biz sanıyorduk ki bir tek turizmcilere böyle davranıyorlar ama belli belediyelere de öyle yapıyorlar. Biz tüccar bakanlık görüntüsünden sıkıldık. Ne kadar para verirsen o kadar alırsın vermezsen alamazsın. Bu klasik bir devlet tavrı değil, tüccarca bir yaklaşım. Bu yaklaşım devlette biraz daha geri plana gitse çok daha iyi olacak. Her şeyi paramızla yaptıracaksan kendimiz yaptırırız zaten.” açıklamasında bulundu.

“Biri olmayınca diğeri de olmaz”

TGA’nın yerel etkinliklere destek vermediğini aksine engel olduğunu söyleyen Bağlıkaya devamında şu noktaların altını çizdi:

“Seyahat acenteleri, ulaşım, konaklama ve rehberlik hizmetleri bir bütündür. Hiç kimseyi küçük göstermek istemiyorum ama bu dönemde özellikle seyahat acentelerine ve tur operatörlerine küçümseme tavrı var. Sektörde bir ahenk vardır ama bu ahengi bozmak isteyen turizmi sadece yatak ve otel çevresinde empoze eden bir yaklaşım söz konusu. Biz turisti getireceğiz ki oraya otel yapılacak, yatırım yapılacak. Otel gelen turiste iyi hizmet verecek, memnun ayrılmalarını sallayacak. Ulaşımı yapanların da vaktinde turisti getirip götürmesi gerekiyor. Acentelerin görevi de dünyanın neresinde olurda olsun turisti çıkartıp getirmek. Her şeyi yerli yerine koymak lazım. biri olmayınca diğeri de olmuyor. Biz TGA’nın kurulmasını bütün turizm paydaşlarıyla istiyorduk. Ama hem bu kadar yüksek bütçelerle, hem bu kadar kontrolsüz, hem bu kadar sektörden uzak olmasını beklemiyorduk. Hiçbir yerli fuara destek vermeyerek, hiçbir yerel etkinliklere destek vermeyerek tam tersine yerel etkinliklerin önünü kapatacak şekilde ‘TGA’ya haber vermeden şunu yapamazsın’ noktasına getirerek olmasını beklemiyorduk.

“Rakiplerimizden 8-10 kat fazla bütçe kullanıyoruz ama hala onların gerisindeyiz”

Turizm gelirinden yola çıkıyoruz. Biz bir oran hesaplamaya çalıştık. Türkiye’ye gelen turistten TGA payı yüzde 0,6 alınıyor. Yanlış olabilir, yanlışsa bakanlık doğrusunu açıklasın. İspanya’nın tanıtım bütçesi sadece 100 milyon euro. Tamamı kamudan karşılanıyor. Bizim 5’te birimiz. niye 5’te birimiz diyorum? Çünkü bizim turizm gelirimizi TÜİK 40 milyar dolar olarak hesapladı. Bunun yüzde 0,6’sı 240 milyon dolar yapıyor. Bakanlık da kamu da özel sektör kadar para koyacağını söyledi. Bu nedenle 240 milyon dolar da bakanlığın koyması lazım. 480 milyon dolar bir bütçe çıkıyor. Çok ciddi bir paradan bahsediyoruz. İspanya’nın büyümesi yüzde 209, İtalya’nın tanıtım bütçesi 25 milyon euro, yarısı büyümesi yüzde 140. Yunanistan’ın bütün tanıtım bütçesi 22 milyon euro, büyümesi yüzde 92. Türkiye 480 milyon dolar bütçe kullanıyor, büyümesi yüzde 67. Pandemiden çıktık sıkıntılıyız tamam ama biraz da rakiplerimize bakmak lazım. Bu bütçelerle bu sonuçları çıkarmamız bir başarı değil. Turist sayısında ise 480 milyon dolar tanıtım bütçesi kullanan Türkiye’nin artışı yüzde 87, İspanya’nın 5, İtalya’nın 7, Yunanistan’ın 22 katı bütçe kullanıyoruz, sadece onların 3’te biri kadar artış yapmışsız. Biz bunları söylemek zorundayız. Umut ediyorum bu sektöre yaklaşım, sektörde bir şeyleri istişare ederek yapma kültürü umarım gelişir diye düşünüyorum.

“Önümüzdeki süreçte Çukurova Fuarını da yapacağız”

Bizim iç turizmin daha az hareketli olduğu yerlerdeki belediyelerle çok ciddi iş birliğimiz var. Özellikle iç turizm yapan acentelerimizi belediyeler ile buluşturarak o şehri tanıtmaya yönelik çalışıyoruz. Öte yandan fuarlar yapıyoruz. Mezopotamya Fuarını yaptık. Önümüzdeki süreçte Çukurova Fuarını da yapacağız. Siz bir değeri tanıttığınız müddetçe insanlar zaten oraları görmek isteyecektir. “



Bu Haber 09.12.2022 - 08:54:58 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.