Düşük maaş için departman müdürleri genel müdür oluyor
Martı Hotels & Marinas Genel Müdür Yardımcısı Tijen Günyol, “Referans check ciddi anlamda yapılmıyor. Referanslara çogunlukla arkadaşlar, tanıdıklar, akrabalar yazılıyor. Genel Müdürlere düşük maaş ödemek için departman müdürleri birden genel müdür pozisyonuna getiriliyor” dedi
Tijen Hanım, öncelikle mesleğe nasıl başladığınızı bize anlatmanızı rica ediyoruz?
Turizme ilk olarak 1986 senesinde Laleli’de eski Türk Hava Kurumu Binalarının yerinde açılan beş yıldızlı Ramada Hotel’de rezervasyon elemanı olarak başladım. Daha o zaman rezervasyon elemanının ne iş yaptığını dahi bilmezdik. İstanbul’da Ramada’nın da açılmasıyla üç otel olmuştu. Hilton, Sheraton ve Ramada. Başka yoktu ki. O yüzden otelcilik, bilinen, hele bir kadın için, bilinen ve kabul gören bir meslek değildi.
Kısa sürede çok çalışmam, azmim ve her şeyi öğrenme isteğim yabancı genel müdürümün ve diğer departman müdürlerinin dikkatini çekmiş. Ben, hem Türkiye’den, hem de ilk Türk kadın genel müdür adayı olarak yabancı bir zincirde genel müdür stajı yapmak üzere 300 aday arasına seçilmiştim. Staj, seneleri kapsayan, ama hiçbir üniversitede, hatta master yapsanız dahi öğrenemeyeceğiniz, parasını ödeseniz ulaşamayacağınız kadar değerli bir programı içeren, çeşitli ülkeler ve seviyelerde çalışma imkanı sunan, bu mesleği kendine seçmiş birinin hayal edemeyeceği bir imkandı. Ama bu 300 kişiyi yazılı sınavda geçip ilk 30’a kalmak, 15 günlük dayanıklılık sınavında da ilk 3’e kalmak demekti ki benim için imkansızdı; çünkü ağırlık erkeklerdeydi. İsviçreliler ve Almanlar başı çekiyordu. Türk, hele bir kadına pek sıcak bakmıyorlardı. Baştan kaybetmiştim.
ASANSÖR TAMİR ETTİM, BULAŞIK YIKADIM
Uzatmayalım sonuçta biraz ukalalık olacak ama Tijen Günyol kim midir? 300 kişiden ilk 30’a, sonrada ilk 3’e girerek, hakkıyla bu stajı kazanıp gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında, taa en alttan, komilik yaparak, gerektiğinde sabahlara kadar pirinç parlatarak, asansör tamir ederek, bulaşık yıkayıp, tavuk derileri temizleyerek, beş yüz kişilik kokteyllerde bardak parlatarak, herkes yılbaşını sevgilisi ve ailesi ile geçirirken o boş toplayıp, otellerin barlarında sarhoşların hikayelerini dinleyerek, bazen gülerek, bazen de uzakta oldugu için ailesini, arkadaşlarını özleyip ağlayarak; ama sonunda birgün tüm bu yaşadıklarının kendisine kat be kat geri geleceğini bilerek azimle işine devam edip, hayatı boyunca birçok fedakarlıklar yaparak, zorluklara katlanarak, yeri geldiğinde arkadaşları güzel paralar kazanırken o staj yaptığı için hiç kazanmayıp bugünlere gelmiş hırslı ve azimli biridir.
DEDEMAN’DA İLK VE TEK GENEL MÜDÜR BEN OLDUM
Peki kat be kat geri geldi mi ? Geldi. Dedeman’da ilk ve tek kadın genel müdür ben oldum. Sektörde toplam 26 sene. Bunun 12 senesi Ramada International Hotels & Resorts’da çeşitli pozisyonlarda görev aldıktan sonra kendi isteğimle ayrılıp, Attaleia Holiday Village & Golf Hotel Antalya Genel Müdür, Favori Aqua Resort Genel Müdür, Dedeman Antalya Genel Müdür Yardımcılığı, Kaya Ramada Plaza İstanbul Genel Müdür,Dedeman Hotels & Resorts’da 10 sene sırası ile Merkez Satış Müdürlüğü, Dedeman Tashkent Açılış Genel Müdürü, Dedeman Kıbrıs Genel Müdürü, Dedeman Şile Genel Müdürü, son olarak Martı Hotels & Marinas‘da Pazarlama & Satış Organizasyonundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak geçmiş ve halen de geçmektedir.
EKİP ARKADAŞLARIM HIRSLI OLMALI
Ekibinizde yer alacak ekip arkadaşlarınızda ne gibi özelliklere dikkat edersiniz?
Ekibimde çalışmak isteyen arkadaşlarda aradığım özellikler şunlar:
Benim gibi hırslı olmalılar, azimli olmalılar, çabuk pes etmemeliler. Üniversiteden mezun oldukları zaman hemen bir yerlere gelmeyi beklememeliler. Çünkü bu şekilde sıçramalar çabuk düşmelere sebep olur. Öğrene öğrene , hazmede hazmede yükselmeye bakmalılar. Staj yapacakları yerleri iyi seçmeliler, sadece staj sürem bitsin, form doldurulsun diye bakmasınlar. Ben bir şeyler öğrendim, hakkımla stajımı yaptım diye düşündükleri zaman onlara faydaları olur. Aksi takdirde boşu boşuna ne staj yapıp yer doldursunlar, ne de Turizm okusunlar. Öğrenmeye hevesli olsunlar. Her şeyden önce istesinler. En önemlisi de takım çalışması. “One Man Show” tahammül edemediğim tek şey.
REFERANS CHECK CİDDİ ANLAMDA YAPILMIYOR
Turizmde yükselmek için teorik bilgi mi ön plana çıkıyor yoksa pratik deneyimler mi?
Turizmde hem teorik hem pratik birlikte götürülmelidir. Hem bu işin okulu okunmalı hem de pratiği yapılmalıdır; çünkü staj dönemlerinde okulda okutulanları öğretmek için zaman yoktur. Okulda da staj dönemlerinde yapılan pratiğini görmeye imkan yoktur . Dolayısıyla ikisi harmanlandığı takdirde kişinin bilgisi tam olur.
REFERANSLARA NEDEN TANIDIKLAR YA DA AKRABALAR YAZILIYOR?
Türkiye Turizmi, özellikle İstanbul için konuşursak, yeteri kadar kalifiye personel ve yönetici ile yönetiliyor mu?
Kimseyi üzmek, sinirlendirmek veya kızdırmak istemem; ama bence yönetilmiyor. Bir kere referans check ciddi anlamda yapılmıyor. Referanslara çogunlukla arkadaşlar, tanıdıklar, akrabalar yazılıyor. Genel Müdürlere düşük maaş ödemek için departman müdürleri birden genel müdür pozisyonuna getiriliyor. Bu hem o kişinin o otelde ömrünün kısa olmasına hem de sonrasında o kişinin artık pozisyon olarak genel müdürlükten başka pozisyonda iş aramamasına, dolayısıyla uzun süre işsiz kalmasına neden oluyor.
TURİZM ÖGRENCİLERİNE TAVSİYELER
Hele bir de yurtdışında bir otelde herhangi bir görevde veya cruise’da çalışmışsa havada kapılıyor ki, bu hiç dogru değil. Bu tamamen yurtdışında üniversite okudum deyip, üniversitelerin birinde dil okuluna gitmeye benziyor. CV’lere daha dikkatli bakmak, daha sağlıklı referans check yapmak, hem resort, hem city hotel tecrübesi olmasına dikkat etmek ve sektörde kaç sene tecrübesi olduguna değil, bu geçen sürede neler yaptıgına bakmak gerekir.
Personele gelince en azından F&B’de çatal, bıçak tutabilen, işe geldiğinde ayakkabılarının boyalı olması gerektiğini bilebilecek, yani eğitime temel şeylerden başlanması gerekir.
Yurtdışında bu tür şeylere çok önem verirler. Özellikle de “on the job training’’e yani çalışırken eğitime dikkat edilir. Otel önemlidir. Departman önemlidir. Türklerin pek fazla olmadığı yerler tercih edilmelidir ki bir şeyler öğrenilebilsin.
Peki şu soruyu kendi kendinize sorduğunuzda cevabınız ne olur: Şu anda Turizm eğitimi alan bir üniversite öğrencisi olsaydım;
Yurtdışına staja gönderen zincir otellerde staj yapmaya, sonrasında oraya kadrolu olarak girmeye çalışırdım. Staj’a girmeyi başarabilirsem, yapacağım işlerde kendimi göstermeye, bir şeyler öğrenmeye gayret eder ve bir sonraki dönem departmanımı seçmeye özen gösterir, ona yönelirdim.
İngilizce bilmiyorsam mutlaka bir kursa yazılırdım.
Otelcilikle ilgili okuyabileceğim kadar çok şey okur, tanışabileceğim kadar çok kişiyle tanışırdım.
Bizim zamanımızda ne bilgisayar, ne internet, ne cep telefonu hiçbirşey yoktu. Oysa şimdiki gençlik o kadar şanslı ki. Bence gerçekten bu sektöre gönül verenler bu şansı çok iyi değerlendirip çok iyi yerlere gelebilirler. Yeter ki istesinler.
Türkiye Turizmini 100. yılında görmek istediğiniz yer neresidir?
Yurtdışından Turizm öğrencileri staj yapmak için Türkiye’ye gelecekler. Yurtdışından Turizm &Otelcilik okumak isteyenler Türkiye’deki üniversiteleri tercih edecekler. Türkiye bütünü ile bir Turizm cenneti olacak. Öyle uygulama okulları açılacak ki, içinde mutfağı ile aşçılar yetiştirecek, atölyeleri ile teknik servis müdürleri, hijyen uygulamaları ile house keeperlar, bahçe uygulamaları ile peyzajcılar… Pırıl pırıl, hiçbir maddi imkân eksikliği olmayan, gençlerin zevkle hem çalışıp hem pratik yapabilecekleri uygulama okulları olacak. Bir sürü kadın genel müdür olacak. Yabancılara çok fazla ihtiyaç duyulmayacak, hatta yabancılar bizden genel müdür talep edecek. Turizm Bakanımız genç, dinamik, yakışıklı, birkaç lisan bilen biri olacak. Kısıtlı bütçelerimiz olmayacak. Türkiye’yi hakkıyla temsil edebilecek. İşte bunları görmek istiyorum.
GENÇ TURİZMCİLER
Bu Haber 05.11.2010 - 21:18:22 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Tijen hanım yorumlarınızı zevkle okudum çoğuna katılıyorum fakat benim sadece belirtmek istediğim özellikle bir konu var Türkiyedeki otelcilerimizin ne kadarı yönetim kadrosuna getirdikleri adayların arkasında ve aldıkları kararlarda ne kadar duruyorlar ?? bu çok düşünülmesi gereken bir durum ( efendim sizde uygun görürseniz ? ) sözünü söylemeden kaç yönetici patron otelinde rahat karar alabiliyor ? alırsa da sonuçları ne oluyor bunları bilirsiniz sanırım
patronu tarafından istifaya zorlanan ve yeni bir işe başvuru yapıldığında bir önceki iş yerinizden neden ayrıldınız sorusuna nasıl cvp. verebilirsiniz Turizmcilerin özellikle patron otelinde çalışanların hayatlaı her zaman pamuk ipliğine bağlı ve böylesine dengesiz bir iş varmı ? Turizm sektörüne 27 sene önce çok farklı duygularla başladım ama şimdi bu kirlenen ve kirletilen çok değer verdiğim sektörden bir an önce emekli olup kurtulmak istiyorum ( bende alaylı olanlardanım ) diplomalı olmak erşeyi çözmiyor bilirsiniz tsk.
-
tijen hnm merhaba,
özgeçmişniz ve yaşadıklarınız tecrübeleriniz turizmci olacak lise yada üniversite çağındaki gençlerimizi oldukça heyecanladırmıştır diye düşünüyorum.Bence sizin gibi ideol olmuş insanların sektöre başlayacaklar için örnek teşkil edeceğini ümit ediyor hayatınızı kitaplaştırmanızı öneriyorum.
sevgilerimle,
şevket koçak
tripoli/libya
-
Röportaji ilgiyle okudum, Tijen Hanim her kisimda calismis, otelciligi bildigi icin de haliyle kendine güveni cok yüksek. Ben de 1990 'da Turizm Isl. ve Otelcilik YO bitirmis biri olarak sunu söyleyebilirim.(Ayni okulun benzerini daha sonra da Almanya'da okudum) Iki ülkedeki egitimi kiyaslayinca aradaki en büyük fark su: Türkiyede sifir bilgiyle liseden gelip Turizm Otelcilik okuyorsunuz ve daha belki de hayatinda otel görmemis arkadaslarimiz oluyor, haliyle derste ne anlatildigini hikaye gibi dinliyor. 17 yasinda baslayip 21 yasinda sudan cikmis balik gibi mezun oluyorsunuz. Oysa Almanyadaki okulu kazansaniz bile bir turizm isletmesinde en az 8 ay kesintisiz staj yapmis olma zorunlulugu var, hatta orada okudugum sirada ögrencilerin cogu önceden turizm alaninda bir meslek ögrenmis(3 sene sürüyor), birkac sene calismis ve sonra yüksek okula gelmislerdi. Haliyle konulara hakimdiler.Okula baslayanlarin en genci 23-25 yaslarindaydi.
Oysa Türkiyede okudugumda, bircok seyi teoride ögreniyorduk, pratigi taaki okulu bitirdikten sonra(veya yaz tatillerinde) ediniyorduk. Ögrenci acisindan düsünürsek, Yüksek okulu bitirip diplomasini alan adama, hadi gec simdi bulasikhanede calis, oda temizle otelciligi böyle ögrenirsin demek bence ters oluyor, bütün bunlari okuldan önce yaptiracak sistem gerekli.
Ercan Toprakyaran/ et-reisen.de/ Mannheim