AKTOB, Antalya turizminin Türkiye ekonomisi içindeki yerini analiz etti

AKTOB, Antalya turizminin Türkiye ekonomisi içindeki yerini analiz etti
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı ağırlayan AKTOB'un Başkanı Sururi Çorabatır, Antalya'nın Türkiye ekonomisi içindeki yerini analiz eden bir sunum gerçekleştirdi. Bu sunumu sizlere aktarıyoruz


Eda Özsoy - TurizmGuncel - Antalya


Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin düzenlediği “Türkiye Turizm Ekonomisi ve Para Politikaları” konulu kahvaltılı söyleşi, Antalya Concorde Otel’de gerçekleşti.  AKTOB Başkanı Sururi Çoratabır, Antalya’da düzenlediği toplantıda konuklara şöyle seslendi:

"Bugün bize zamanlarını ayıran, ekonomi bilgi ve birikimlerini bizlerle paylaşmak üzere aramızda bulunan Merkez Bankası Başkanı Sayın Durmuş YILMAZ’A müteşekkiriz. Yine aramızda bulunan Valimiz Sayın Dr. Ahmet ALTIPARMAK bölgemizde kısa zaman önce göreve başlamış olmasına rağmen, sektörümüzle yakın temas içerisine girmiş, son aylarda yaşanan kritik olaylara müdahalesi ile de Antalya’nın geleceği ile ilgili bizlere çok büyük umutlar vermiştir.

Sayın Bakanım, Değerli Misafirler,
22 Milyar dolar turizm geliri, 27 milyon ziyaretçi ağırlayan ülkemiz, bu verilerle dünyada ilk on ülke arasında yer almaktadır.



Türkiye’nin son yıllarda kat ettiği önemli gelişmeler,  hem ekonomik hem de politik arenada gösterdiği önemli atılımlar ve kriz dönemlerinde gösterdiği dirençle; Ülkemiz, gelişmekte olan ülkeler arasında parlayan yıldız konumuna gelmiştir. 80’li yıllardan itibaren yukarı giden Türk turizminin ivmesi, çeşitli zamanlarda kesintiye uğrasa da, ülke istikrarı ile paralel çıkışı devam etmektedir.


Tabii ki bu gelişmede Antalya çok önemli pay sahibidir.
Türkiye’ye gelen ziyaretçilerin  % 30’un üzerindeki kısmı Antalya’ya gelmektedir. Gelen ziyaretçilerin geceleme sayısı Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. 




Ayrıca ülke bazında bölgemiz tesis sayısında yaklaşık % 28, yatak sayısında ise % 42’lik bir paya sahiptir.
 


*Turizm, kendinden başka 54 sektörden ve alandan yılda 12 -13 milyar dolarlık girdi almakta.
Öte yandan her yıl 2 - 3 milyar dolarlık yeni yatırım ve yenileme çalışmaları büyük iş hacmi yaratmaktadır.



Burada özellikle sektörün MALİYE’ye ödediği, SGK’ya ödediği, ENERJİ için ödediği ve özellikle VİZE ÜCRETLERİ, ECR-İ MİSİL KATKILARI çok önemli miktarlardadır.

ECR-İ MİSİL YAKLAŞIK 25 TRİLYON TL

VİZE HARÇLARI 132 TRİLYON TL

*Diğer sektörlerle kıyaslandığında döviz çıktısı olmadığından cari açığı kapatmada, turizm girdilerinin çok önemli olduğu bir gerçektir. Otomotiv ve tekstille beraber en önemli ihracat kalemidir turizm sektörü.

*Üretimi yüzde 65 - 70 dolayında ithalata bağımlı olan imalat sanayi gibi sektörler dikkate alındığında, sektörümüz hizmet üretiminde kullandığı girdiler açısından, dışa bağımlılığı en az olan sektördür. İTHALAT VE İHRACAT arasındaki fark düşünülürse turizmden elde edilen 22 Milyon doların yaklaşık 20 Milyon doları ülke içinde kalmaktadır.



*Tahsilâtlarını uzun vadede yapabilen diğer sektörlerle kıyaslandığında geri dönüşü çok kısa vadelerle alabilen, para akışının en hızlı olduğu sektördür.

*Aynı zamanda, en az maliyetle en fazla istihdam sağlayan bir sektördür.  Emek yoğun sektör olan turizmin istihdam sağlanmasında da ülke refahına önemli katkıları olmaktadır.

Sektörümüz ; 1 milyondan fazla kişiye iş imkânı yaratmaktadır. Antalya’da bugün 250 binin üzerinde turizm çalışanı hizmet vermektedir.
Kriz yıllarını dışarıda bıraktığımızda, bankalardan kullandığı kredileri en az fire ile geri ödeyen bir sektördür.
 


Türkiye’de Turizm endüstrisinin lokomotifi KONAKLAMA ayağıdır. Tabii ki böyle bir sektörün ÜLKE ve ANTALYA ekonomisine katkısı tartışılamaz. Zaman zaman bazı sivil toplum örgütleri tarafından haksız eleştiriler alıyoruz. Bazı kesimler Turizmden yeterli payı alamadıkları iddiasındalar. Biraz önce belirttiğimiz tabloları daha da genişletmek mümkün.  Gönül ister ki bazı sivil toplum örgütleri  taşın altına bizim gibi elini koysalar, bu ülke ve bu bölge için proje üretmekle uğraşsalar…

Sayın Bakanım ve Merkez Bankası Başkanım, Değerli Konuklar

Dünyada, son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin, talep daralmasını tetiklediği, üretim azalması ve işsizlikteki artışın sadece ülkelerin iç dinamiklerini değil dünya ticaret hacminin daralmasında etkiler yaratmıştır.
Sanayi üretiminin ve ticaretin düştüğü son 2 yılda bacasız sanayi dediğimiz turizm, imkânı olan ülkeler için son derece önemli gelir kapısı olmuştur.( Örnek olarak ; Portekiz, İspanya ve Yunanistan)
Ülkemize dikkate değer bir oranda döviz kazandıran sektörümüzün,  rakip ülkelerdeki gelişmeleri de dikkate alarak bu süreci iyi yönettiğini de belirtmek gerekiyor.

Sektör temsilcileri olarak Merkez Bankası’nın,  finans kesiminin kriz sürecindeki serinkanlılığı ve başarılı yönetimini izlediğimizi ifade etmek isterim. Son yıllarda uygulamakta olduğunuz KUR ve FAİZ POLİTİKALARI neticesinde Enflasyonun belinin kırıldığı bir gerçek Fakat gördüğünüz tabloda bölgesel mevsimsel fark olduğunu sizlere anlatmaya çalışacağım.

Biliyorum ki enflasyonla mücadeleniz çok önem arzetmektedir.







İçinde bulunduğumuz şartlarda, satış koşullarında, lehimize yapabileceğimiz iyileştirmelerin kısıtlı olduğu noktasından hareketle, önemli ölçüde maliyetlerimizi kontrol altında tutmaya çalışmamıza rağmen bizim için çok büyük öneme sahip olan döviz kurlarının gelişimin kontrolümüz dışında olmasının sektörel olarak elimizi zayıflatan bir durum olduğu tarafınızca da bilinen bir gerçektir. Çok açıktır ki,  ülkemizde TL olarak katlandığımız ve giderek artan maliyetlerimizi telafi edecek bir geliri elde edemediğimiz sürece karlılığımız giderek düşmekte dolayısı ile sağladığımız sermaye birikimi azalmakta ve bunun sonucu olarak ta yatırım ve rekabet kabiliyetimiz düşmektedir.

Bu durumda, sektörümüzün en önemli gelir kalemlerinden birisi olan kur gelirlerimizin hepimizin izlediği gibi artan maliyetler ölçüsünde artırılmasının mümkün olmadığı bu şartlarda en azından giderek azalmasının önüne geçmenin hayati bir gereklilik olduğunu vurgulamak isteriz, bu bağlamda da turizmden sağlanan dövizleri sizin belirleyeceğiniz enflasyona endeksli marjinal bir kurdan TL’ye dönüştürülmesinin mümkün olabileceğini  özellikle turizmde yazın artan döviz miktarı ile ilgili minimum – maksimum kur aralığının belirlenmesini, düşünmekteyiz.yani bant fiyat.

Renovasyon ihtiyacından doğan yatırım ihtiyaçlarımızı, sürekliğimiz ve sektörün sıhhati açısından yapılma zorunluluğu da göz önüne alınarak Sizin de konuşmalarınızda çok önem verdiğiniz en fazla İSTİHDAM, VERİMLİLİK, SÜREKLİLİK ve BÜYÜME sağlayan sektörlerden birinin temsilcileri olarak, bankanızın önderliğinde orta – uzun vadeli düşük maliyetli fon sağlanması, her ne kadar, finans kesiminden bu tür fonların sağlanmaya çalışıldığı biliniyorsa da (KAMU Ve ÖZEL BANKALARIMIZA DESTEKLERİNE TEŞEKKÜR EDERİZ) bankanızın uzun vadeli sabit faizli REESKONT kredileri gibi kredilerinin kredi finans kesimi aracılığı ile sağlanabilmesi sektörümüzün önünü açacağını belirtmek isterim. Böyle başarılı bir ekonomi yönetiminin belirleyeceği yeni bir paket açılımının hem bizler için hem de dövizle ihracat yapan diğer sektörler için çok yerinde olacaktır. 

Sayın Başkanım,
Denizlide yaptığınız konuşmada ekonominin durumu ile ilgili  çok güzel bir sözünüz dikkatimi çekti;
Dışarıda güneş var ama hava hala bulutlu, ben de sizin bu sözünüze katkıda bulunmak istiyorum Bulutlu havaları destekleyeceğiniz rüzgarla dağıtılacağına eminim, saygılar sunuyorum.




Bu Haber 01.08.2010 - 20:21:18 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.