'Turizme ağır travma geçirip yoğun bakıma alınan hasta gibi davranılmalı'

'Turizme ağır travma geçirip yoğun bakıma alınan hasta gibi davranılmalı'
Eski turizm bakanlarından Bülent Akarcalı, turizm sektörünün içinde geçtiği zor sürecin nasıl atlatılabilceğini yazdı. ''Türk turizmi ağır bir travma geçirmiş bir kişinin yoğun bakıma alınarak uzun bir tedaviden geçmesi gibi ele alınmalıdır.'' diyen Akarcalı, Turizm sektörünün acilen bir çatı örgüte ihtiyacı olduğunu savundu.



Yazısında yaşananların turizm sektöründe yeniden yapılanmaya vesile olması gerektiğini kydeden Akarcalı, ''Kriz döneminin sektör hükümetten talepte bulunup, çare beklemekten başka bir şey yapmadı, sonuç veren, etkileyici, krizi kısmen de olsa hafifletici ciddi girişim geliştiremedi.'' dedi.

Akarcalı yazısının devamında şu noktaların altını çizdi:

Türk turizmi ağır bir travma geçirmiş bir kişinin yoğun bakıma alınarak uzun bir tedaviden geçmesi gibi ele alınmalıdır.

Krize rağmen bir araya gelmesini beceremeyen bir sektörün, bir kurumsallaşmaya gitmeden sorunların üstesinden gelmesi zor ve zaman alıcıdır.

Böyle bir kurumsallaşmanın çok başarılı bir örneği vardır:

*İhracatçının her konuda tek temsilcisi, devletle olan  her konuda muhatabı TİM’dir.
*Turizm sektörünün ise böyle bir kurumsal tek bir temsilcisi yoktur

Öncelikle;

Tüm sektör bileşenlerini (seyahat acenteleri, otel yatırımcıları, otel işletmecileri, restoran ve eğlence yerleri işletmecileri, rehberler, uçak - büyük otobüs şirketlerini, demiryollarını)  kapsayan bir çatı örgüt kurulmalıdır.

Bunun adı Türk Turizm Meclisi olabilir.

Ayrıca Sektör’ün, geçmişte böyle bir girişimi önleyen , TOBB’un hiç bir katkı sağlamayan hegemonyasından kurtulup, Ticaret odalarına yalnız para ödeyip hizmet alamayan üyeler konumundan çıkıp kendi yöneteceği bir yapıya ihtiyacı vardır.

Diğer bakanlıkların, devlete bağlı kuruluşların ve belediyelerin, turizm sektörünü sağmal inek kabul edip, gasp edercesine vergi almalarının, çoğu haksız fahiş,  inanılmaz sayıda vergi, harç, yükümlülük, ceza vs  uygulamaları üzerine eğilip, çoğu haksız ve gereksiz mali yükümlülğün önüne geçilmesi gerekir.

Türk turizm sektörünün;

* Yalnız tesis yapımıyla yetinmesi,
* Acentelerimizin yurt dışından turist getirmekten çok yurt dışına Türk turistleri götürmeyi tercih etmeleri,
* Acentelerin uluslararası çapta çalışacak tur operatörlerine dönüşmemesi,
* Sektörün tek çatı altında toplanmaması,
* Otel sahipleri, otel işletmecileri, lokanta, gazino ve eğlence yerlerinin seyahat acenteleri, rehberlerin ayrı telden çalması; krizle karşılaştığında sektörün güçlü bir şekilde tek ses haline gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında gerekli yerlerde muhatap olmasını engellemiştir.

Sektörün Türkiye İhracatçılar Meclisini örnek alıp bir Türkiye Turizmciler Meclisi kurması ve Türk ihracatçılarının yaptığı gibi malını satmak için didinip çalışanları örnek alarak kendi pazarını kendi yaratması gerekir.

Sürekli devletten aldığı teşviklerle büyüyen sektör, bu gibi durumlarda reşit hale geldiğini,  tesislere yapılan milyarlarca dolarlık yatırımlar yanında  pazarlamaya da ciddi yatırım yapması gerektiğini anlamalıdır.''


Bu Haber 08.06.2017 - 09:14:58 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.