Müberra Eresin: İstanbul birinci sınıf destinasyon olduğunu kanıtladı

Müberra Eresin: İstanbul birinci sınıf destinasyon olduğunu kanıtladı

Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin, turizm sektörü gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.


Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, UEFA Şampiyonlar Ligi finalinin İstanbul’a katkısından, döviz kurunun turizm sektörüne etkisine, turizmde istihdamdan açıklanan yeni kabineye, İstanbul’daki otel fiyatlarından, yeni otel yatırımlarına dair birçok konuda değerlendirmede bulundu.  

“Bunu milat olarak görüyoruz”

Hürriyet’ten Şenay Büyükköşdere’nin sorularını yanıtlayan Eresin’in açıklamalarının tamamı şu şekilde:

UEFA Şampiyonlar Ligi Finali’nin İstanbul’da yapılması Türkiye turizmi açısından ne ifade ediyor? Nasıldı otellerde doluluklar hafta sonunda?

Maçın İstanbul’da olması bizim için ölçülemeyecek kadar iyi bir pazarlama aracı. Resmi rakamlara göre 70 bin bilet var. Bu etkiyle şehirde doluluklar yüzde 90’ın üzerine çıktı. Elbette oda fiyatlarında da yüzde 100’e varan artışlar oldu. Gelenlerin bir kısmı 1 gece kaldı, sabah gelip gece dönenler de oldu ama günün sonunda, günübirlik gelenler de 2-3 gün kalanlar da şehre büyük bir ekonomik katkı sağladılar. Ama bundan da önemlisi bu maç aslında turizmci için büyük bir moral oldu. Uzun zamandır birçok badire atlattık ve hâlâ ayaktayız. Biz bu maçı bir milat gibi görüyoruz. Güzel, hareketli günlerin de zaten bugünden itibaren gelmesini bekliyoruz. Çünkü İstanbul bu maçla birlikte 1. sınıf bir destinasyon olduğunu dünyaya kanıtladı.

Yılın ikinci yarısına dair beklentileriniz daha yüksek bu durumda. Depremden sonra 2023 hedeflerini revize etmiş miydi sektör?

Doğal olarak deprem bütün Türkiye’yi etkilediği gibi, turizm sektörünü de çok kötü etkiledi. Arkasından Seçim telaşı başladı. O da turizm hareketini durdurdu. 15 Haziran gibi Ortadoğu’nun bütün okulları da kapanacak. Ve onların seyahat etmelerini umut ediyoruz. Avrupalılar da muhtemelen temmuz gibi yavaş yavaş harekete geçecektir. Tabii maç sayesinde ulaşılan dolulukları korumak kolay değil ama nisan mayıs aylarında seyahat etmek isteyip de edememiş olanları da hesaba katarak önümüzdeki dönemde dolulukların yüzde 75-80’in altına inmeyeceğini düşünüyoruz. Sektörün 2023 yılı hedefi 60 milyon turist ve 56 milyar dolar gelirdi. Bu hedef değiştirilmedi. Yaşadığımız üzücü ve tatsız hadiseler olmasaydı çok rahat bu hedefleri yakalardık. Şu anda bu hedefleri yakalamak zorlaştı ama imkânsız değil.

Peki maça gelen turist şehirde para da harcadı mı?

Maç için gelen turist, aynı zamanda para harcayan turist diyebiliriz. 2022’de İstanbul’da ortalama turist harcaması 950 dolara çıkmıştı. Maç için gelenlerin ise ortalama bin 900 – 2 bin dolar civarında harcama yaptığını ve ülkeye 120 milyon dolar gibi bir döviz girişi olduğu tahmin ediyoruz.

“Otelciler kurların altında eziliyordu”

Şu anda en baskın turist grubu hangisi İstanbul’da?

Ortadoğu ağırlıkta. Onu takip eden Almanlar, İngilizler ve Amerikalılar var. COVID-19’dan önce Çin ve Japonya çok hareketli pazarlardı bizim için. Henüz bu pazarlar toparlanmadı.

Dövizdeki artış turizm sektörü için pozitif sayılabilir mi?

Biz uzun zamandır maalesef ki maliyetlerimizi kontrol altına alamıyorduk. Yani döviz kuruyla enflasyon oranı birlikte gitmediği için biz otelciler olarak o kurların altında biraz eziliyorduk. Dolayısıyla dövizin tekrardan yukarı doğru hareketlenmesi hali bize ekstra kazanç sağlamayacak. Ama bizi maliyetler anlamında rahatlatacak.

Bu arada yeni kabine açıklandı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bir dönem daha devam ediyor. Sektör bunu nasıl karşıladı?

Biz özellikle otelciler çok memnunuz. Yani sektörden gelen bir bakan olması bizim büyük avantajımıza. Sayın Bakan’la sorunları çözmek, konuları konuşmak çok kolay. Çünkü konuyu anlatmanıza gerek kalmıyor. Başlıyorsunuz ve devamını kendisi anlatıyor. Bunu her yerde söylüyorum, sanırım Sayın Bakan benim gördüğüm en çalışkan turizm bakanlarından biri.

Seçimlerden önce çok da gerçekleri yansıtmayan bazı haberler oldu yurtdışında. Muhtemelen Türkiye’de seçimlerin bu kadar demokratik ve sakin geçeceğini düşünmediler. Bu da turizm rakamlarına yansıdı bence. Ama şimdi o negatif bakış değişti, dış basında söylemler pozitife döndü.

Zaten eski dönemlerden bu yana en büyük problemimiz algıyı yönetmek. Turizmde bu işi biraz başardık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın TGA ile yaptığı çalışmalar bunda çok etkili oldu. Mesela COVID-19 sürecinde dünyaya ilk güvenli turizm sertifikasını anons eden ülke olarak turizm pastasından çok iyi pay aldık.

Bayram tatilinin uzaması turizmcinin çok işine yarayacaktır. Bu karar son dakika alındığında turizmcilere pozitif yansıması çok az oluyor. Önümüzde vakit varken bu kararın açıklanmış olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Özellikle tatil bölgelerinde büyük bir hareket olacaktır.

“Yeni nesil hizmet sektörüyle barışsın diye çok uğraşıyoruz”

Turizmciler olarak yeni dönemde ilk el atılması gereken konunun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Kesinlikle ‘istihdam’. Bizim şu anda sektörde 1.2 milyon civarı çalışanımız var. Bunun yüzde 20-30’u kadar daha çalışana ihtiyacımız var. Ama maalesef bulamıyoruz. Pandemi döneminde sektörü terk eden çok fazla turizm profesyoneli oldu. O dönemde insanlar ne yapacaklarını şaşırdılar ve acilen sektör değiştirdiler. Kalifiye elemanlarımız özellikle lojistik ve sağlık sektörlerine kaydı. Gördüğümüz kadarıyla kesinlikle mutlu değiller. Ama sektöre de dönmeye cesaret edemiyorlar. Daha yeni Dünya Sağlık Örgütü, ‘Hükümetler yeni gelecek pandemilere hazırlıklı olmalı’ diye açıklama yaptı. Bu insanları tedirgin ediyor.

Yeni nesil hizmet sektörüyle barışsın diye de çok uğraşıyoruz. Ama maalesef sektör çocuklara çok cazip gelmedi. Ama turizm sektörü bu ülkenin geleceği. Her zaman var olacak ve teknoloji yenilmeyecek. Bazı sektörler teknoloji sayesinde insan gücünü sıfırlayacaklar. Bizim böyle bir şansımız yok.

Sizin istihdam sorunu için bir çözüm öneriniz var mı?

Turizm sektörüne hizmet veren istihdam bürolarının açılması önemli bir adım olabilir. Mesela biz bir ev hanımını her gün 2 saatliğine çalıştıramıyoruz. Biz bu proje için aslında bayağı uğraştık ama olmadı. Bu hem ev hanımları için bir ek gelir, hem de bizim için önemli bir işgücü desteği olabilirdi. Ama Türkiye’de çalışma kanunlarımız buna engel.

“Airbnb de olsun Uber de ama kayıtlı vergili”

İstihdamdan başka hangi konular var masada?

Bir diğer önemli problemimiz de kayıt dışı konaklama tesisleri, Airbnb’ler. Özellikle güvenlik nedeniyle biz bunlardan çok çekiniyoruz. Maalesef bu konuda çok kötü hadiseler de oldu geçmişte. Otellerde konaklayan tüm misafirlerin, otele girdiği anda mutlaka kaydı alınır ve bu kayıt direkt İçişleri Bakanlığı’na ulaşır. Ama bir Airbnb’de veya kiralık bir apartman dairesinde böyle bir kayıt yok.

Yani siz aslında Airbnb’ye karşı değilsiniz. Ama kayıtsız çalışmasın diyorsunuz.

Airbnb’ye karşı değiliz. Sadece bunun kanuni altyapısının kurulması gerektiğini söylüyoruz. Dünyada bu sistem böyle çalışıyor. Aynı zamanda vergi mükellefiler. Ama bizde öyle bir şey yok şu anda. Bu da haksız rekabet demek. Biz her şekilde çeşitlilikten yanayız. Mesela Uber’in de Türkiye’de çalışması gerektiği düşünüyoruz. Dünyada var olan turizmle alakalı sistemlerin Türkiye’de de olması gerekir. İnsanlar dünyanın her yerinde Uber App’ini kullanıyor. Türkiye’ye geliyor, burada yok. İzin vermem diyen Almanya da verdi İspanya da Birleşik Arap Emirlikleri de verdi. Çünkü yabancı misafir telefonuna bilmediği uygulamayı indirmek istemiyor.

“Avrupa’ya göre hâlâ çok ucuzuz”

İstanbul’da 5 yıldızlı otellerde fiyat ortalaması nasıl. Avrupa’nın gerisinde miyiz?

5 yıldızlı otellerimizdeki ortalama oda fiyatlarımız 150 küsur eurolarda. Dört yıldızlarda bu rakam bir tık daha düşük. Ama bütün şehrin ortalamasına baktığınızda 120 küsur eurolarda diyebilirim. Burada kendimizi Londra, Paris, Madrid, Roma gibi metropollerle kıyaslarsak, daha gidecek çok yolumuz var açıkçası. O konuda da zaten şiddetle çalışıyoruz. Son dönemde çok önemli otel markaları Türkiye’ye geldi. Şehirde potansiyel görmeseler bu markaların hiçbiri İstanbul’a gelmezlerdi.

Peki yatırımcıların ilgisi sürüyor mu İstanbul’a, yeni gelecek zincirler de var mı?

Hilton gibi, gibi Radison gibi önemli markaların sayılarını arttıracağını biliyorum. Beklediğimiz yeni bir marka yok. Zaten dünyanın en iyileri geldi gibi. Ama mevcut zincirler hem İstanbul’da hem Türkiye’de büyümek için harekete geçti diyebilirim. Pandemiden sonra yatırımlar birdenbire arttı. Özellikle İstanbul’da yerli yatırımcı da yine otel yatırımına çok yoğunlaştı.

2022 yılında 189 otel projesi için 26.9 milyar TL’lik teşvik başvurusu yapılmış. Alınmış. 2023’ün ilk üç ayında ise 23 şehirde 71 yeni otel projesi için 8.2 milyar TL’lik ‘Yatırım Teşvik Belgesi’ aldı. Geçen yılın aynı döneminde 31 otel projesi için 1.6 milyar TL’lik teşvik başvurusu yapılmıştı. Bu rakamları karşılaştırdığınızda zaten sektöre yatırım için ilginin nasıl arttığı çok net anlaşılıyor.

Türk grupların yurtdışında yatırım planı yok mu?

Türkiye’deki yerli otel zincirleri de yurtdışında yatırım yapmaya istekli. Ancak bunun için biraz destek gerekiyor. Turquality’i konaklama sektörü için işler hale getirebilmek lazım.



Bu Haber 12.06.2023 - 15:48:30 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.