Mehmet Şimşek açıkladı: Borsa ve dövize yüzde 40 vergi ne anlama geliyor?

Mehmet Şimşek açıkladı: Borsa ve dövize yüzde 40 vergi ne anlama geliyor?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, borsa ve döviz kazançlarından elde edilen gelirlerinden yüzde 40'a kadar vergi için yetki alınması konusunda açıklamalarda bulundu.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimsek, borsa ve döviz kazançlarından elde edilen gelirlerinden yüzde 40’a kadar vergi için yetki alınması konusunda açıklamalarda bulunarak yetkinin amacını açıkladı.

TRT Haber’in canlı yayınında konuşan Şimşek menkul kıymetlerden ve bankalara döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen faiz ve kâr payı gelirlerinden yüzde 40’a kadar vergi alınması için Cumhurbaşkanı’na yetki verilmesi konusunda, “Yüzde 40’a kadar vergi için yetki alınıyor. Bu yüzde 40 vergi olacağı anlamına gelmiyor. Önümüzdeki dönemde liralaşmayı desteklemek için vergiyi kullanıp bu sürece katkıda bulunabiliriz. Bu bir yetkidir. Şuanda vergi getirmiyoruz. Sadece yetki alıyoruz. Piyasa koşullarına bakacağız. Daha adil bir vergi sistemi ve verginin tabana yayılması için çok ciddi adım atacağız.” dedi.

Şimşek'in konuşmasındaki öne çıkan açıklamaları şu şekilde:

“Enflasyonu tek haneye düşürebilirsek yüksek sürdürülebilir büyümeyi sağlayabiliriz. İç talep daha ılımlı hale dönerken net ihracatın etkisinin olumluya dönmesini bekliyoruz. Böylece Türkiye daha sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına girmiş olacak. Bunu tabii ki bir taraftan fiyat istikrarını sağlayarak yapacağız.

Hedefimiz bu sene enflasyonu kontrol altına almak. Gelecek sene sonu yüzde 34’e indirmek. Daha sonraki 2025 ve 2026 sonunda da tek haneye düşürmek. Bunun için para politikasında bir rasyonelleşmeye gittik. Yani iç talebi daha makul bir düzeyde tutmak için bozulan fiyatlama davranışlarını düzeltmek için bir para politikasında iyileştirmeye gittik. Merkez Bankası burada gerekeni yapıyor.

Kur oynaklığı mayısta yüzde 57 civarındaydı. Kasımda 8’e düştü. Türkiye gelişmekte olan ülkeler için kur oynaklığının en düşük olduğu ülkelerden biri halinde geldi. Fed, ECB gibi bankalar büyük ihtimalle faiz indirimlerine başlayacaklar. Bu risk iştahını artıracak. Türkiye’ye ilgi daha da artacak. (Yabancı girişi için) Gelecek senenin ikinci yarısına işaret etmemizin sebebi bu. Gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı zayıf. Türkiye bu dönemde kaynak çekiyor."

Şimşek, enflasyon konusunda ise “Para politikası enflasyon üzerinde gecikmeli etkili oluyor. Sadece zamana ihtiyacımız var. Türkiye’de birikimlerin önemli bir kısmı döviz cinsinden. Biz başından beri net olduk. Para politikasındaki bu rasyonelleşme ile birlikte, gelecek senenin ikinci yarısından itibaren çok güçlü bir dezenflasyon sürecine girecek. Temmuzda bütçeyi düzeltmek için KDV gibi, ÖTV gibi vergi artışlarına gittik. Bu vergi artışları tekrarlanmayacak. Kiraların artmasının iki sebebi var. Biri arızi, biri politika çerçevesi ile ilgili. Türkiye’de çok büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bu da konut talebi ortaya çıkardı. Bunun etkisi var. Şuan bir konut seferberliğindeyiz. Son yıllarda reel faiz çok düşük olduğu için konut fiyatları çok hızlı arttı. Kira fiyatları da ona göre şekillendi. Bir taraftan konut arzını artıracağız. Bir taraftan fiyat artışlarını dezenflasyon süreciyle kontrol altına alınacak. Kira artışlarında da bir normalleşmeye doğru gideceğiz. Son dönemde fiyatlama davranışlarında ciddi bozulmalar var. Ancak iş dünyasının OVP’yi baz almaları kendileri için hayırlı olur. Eski alışkanlıkları ile devam ederlerse müşteri bulamazlar. Fiyat artışlarında makulleşmeye gitmeleri kaçınılmaz." ifadelerini kullandı.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hakkında da açıklamada bulunan Şimşek, “Diğer bir hedefimiz burada kur korumalıdan çıkış. Çünkü kur korumalı bir koşullu yükümlülüktür devlet için. Yani bunun zamanla bitirilmesi gerekiyor. Buna yönelik çalışmalarımıza başladık. Kur korumalıda da azaltılması noktasında ilerleme sağlıyoruz. Bu konuda da önümüzdeki dönemde ilave adımlar atabiliriz. Dolayısıyla programın ana hedeflerine baktığınız zaman şunu kastediyoruz; Yüksek sürdürülebilir büyüme yani daha çok istihdam, daha dengeli büyüme. Bununla birlikte de makrofinansal istikrarın sağlandığı bir ortam. Rezerv birikimi o noktada devreye giriyor, fiyat istikrarı o noktada devreye giriyor.” dedi.



Bu Haber 30.11.2023 - 15:17:50 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.