İskender Çayla: Pembe tablo çizenler samimi değil

İskender Çayla: Pembe tablo çizenler samimi değil
Delicias Travel & Incensive ve Turqua.com Genel Müdürü İskender Çayla, sektördeki krizden Avrupa'da değişen Türkiye algısına, hükümetin ve turizmcilerin neler yapması gerektiğinden 2016 sezonuna kadar çok sayıda başlıkta TurizmGüncel'e değerlendirmelerde bulundu. Turizmdeki krizin sadece mali tedbirlerle aşılamayacağını belirten Çayla, ülke algısının değişmesine neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti. Çayla, ''Biz ne krizler gördük, bunu da atlatırız'' şeklinde açıklama yapan turizmcilerin pembe tablolar çizdiklerini ve samimi olmadıklarını da kaydetti.


TurizmGüncel

Değerlendirmelerine Ankara ve diğer yerlerdeki terör saldırıları nedeniyle yaşamını yitirenlere başsağlığı dileyerek başlayan İskender Çayla, Türkiye'nin sistematik bir terör saldırısı altında olduğunu belirtti. Türkiye'de çok olumsuz olayların olma riskinin hala olduğunu kaydeden Çayla, ''Bundan 2-3 sene önceki durum yok. Son 7 aydır çok farklı gelişmelerle karşı karşıyayız. Adı konulmamış bir savaş durumu var aslında Türkiye'de'' dedi.

''TÜRKİYE ALGISI BELLİ''

Ortaya çıkan gelişmelerin turizmcilerin elinde olmadığının altını çizen Çayla, ''Bu anlamda ne kadar uğraşırsak uğraşalım, bazı olayları değiştiremeyiz. Bunu sadece hükümet değiştirebilir. Türkiye'ye yönelik algının değiştirilebilmesi için, bu algıyı ortaya çıkaran etkenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Geçenlerde konuştuğum değerli bir yabancı turizmci 'Algı gerçektir. Ya insanlar gerçek olanı algılıyordur ya da algıladıkları şeyi gerçek olarak görüyorlardır' dedi. Dolayısıyla şu anda Türkiye'nin algısını hepimiz biliyoruz. Bunu kimse saklamaya çalışmasın.'' değerlendirmesini yaptı.

''TÜRKİYE ORTA DOĞU BATAKLIĞINDAN SIYRILMALI''

''Türkiye'nin Orta Doğu bataklığından sıyrılması gerekiyor'' diyen İskender Çayla, Türkiye'nin adının Suudi Arabistan, Katar ve Suriye ile birlikte anıldığı müddetçe Türkiye'nin imajının düzelmeyeceğini belirtti. Çayla, ''Hükümetin hızlı bir şekilde AB ile ilişkileri yoğunlaştırması ve 'Türkiye bir Avrupa ülkesi' görüntüsü vermesi gerekiyor. Yurt dışında Türkiye, demokrasiden uzaklaşan, gazetecilere baskı uygulayan ve özgürlükleri kısıtlayan bir ülke olarak algılanıyor. Bunları çözmek biz turizmcilerin değil, hükümetin görevi. Ulusal barış, ötekileştirmemek, dışlamamak, nefreti ortadan kaldırmak, insanlara kibirle bakmamak çok önemli.'' şeklinde konuştu.

Turizmcilerin Türkiye'deki pozitif gelişmeleri yurt dışında duyurma konusunda yardımcı olabileceğini söyleyen Çayla, şunları söylüyor:

''TÜRKİYE'DEKİ POZİTİF GELİŞMELERİ YURT DIŞINDA DUYURUYORUZ''

Biz şirket olarak, Türkiye ile ilgili her olumlu haberi düzenli olarak yurt dışı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Kültür-sanat faaliyetlerini, önemli etkinlikleri, iki kıtayı birleştiren köprüyü, yeni yapılan havalimanını, boğazın altından geçen yeni tüneli, yeni açılmış tesisleri sürekli paylaşıyor, insanların gündemine Türkiye ile ilgili olumlu haberleri sokmaya çalışıyoruz. Kendi çalıştığımız pazarlarda THY ile ortak bir tanıtım çalışması yapacağız. İspanyolca konuşulan ülkelerden, sosyal medya üzerinde etkin olan isimleri, kadın ve moda dergilerini Türkiye'ye getireceğiz.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa basını, Türkiye'nin Suriye'de bir hastaneyi vurduğunu ve çok sayıda sivilin ölümüne neden olduğunu yazdı. Haberin fotoğrafında Türkiye'nin bölgeyi bombalayan topçuları görünüyor. Ancak habere baktım, o hastane Rus uçakları tarafından vurulmuş bir hastane. Fakat haber Türkiye ile ilgili ve 'Türk topçusu ateş açtı' diyor.

''DÜNYADAKİ DOSTLUKLARINIZI KAYBETMEMELİSİNİZ''

'Bizim artık yurt dışında dostumuz kalmamış. Herkes bizim düşmanımız' söylemi, Avrupa'yı hiç tanımamak, iç politikaya yönelik mesajlar vermektir. Ben bunu doğru bulmuyorum. Avrupa'nın kültüründen kaynaklanan belirli politik yaklaşımları vardır. Eğer siz dünyadaki dostluklarınızı kaybederseniz, başkalarının bombaladığı hastanenin altına sizin fotoğrafınızı koyarlar.

''KİMİ TURİZMCİLERİN YAPTIĞI ÖNERİLER TAM BİR ZIRVA''

Turizmcilerden, 'yurt dışına çıkış harçlarını yükseltelim' ya da 'yurt dışına çıkışları zorlaştıralım' tarzı çözüm önerileri geliyor. Bunlar tam bir zırva. Bunları söyleyen insanların iyi düşünmesi gerekiyor. Hangi çağda, hangi ülkede yaşıyoruz? Türkiye'nin geldiği noktada, böyle şeyleri önermek dahi son derece yanlış.

''SORUNU İÇ TURİZMLE ÇÖZMEYE ÇALIŞMAK EKSİK VE ÇIKAR ODAKLI BİR YAKLAŞIM''

Bir de sorunu iç turizmle çözmeye çalışmak, eksik ve çıkar ilişkisi odaklı bir yaklaşım. 'Ben kurtulayım ama ülke ne olursa olsun' düşüncesi var. Bunu önerenlere soruyorum: Bu ülke turizm gelirlerinden olursa, dış ticaret açığını nasıl kapatacaksın? Ülkeye para gelmezse, Türk vatandaşı parayı nereden bulacak da senin otelini ihya edecek? Tamam Türklerin bu yıl yurt içinde tatil yapmasını teşvik edelim ama özellikle Antalyalı turizmcilerin bu konudaki önerilerini  soğukkanlılıkla yapmaları gerekiyor.  Türk turist gelsin istiyorsan, ona göre uygun şartlar ve fiyatlar oluştur.

''RESTORANI, ACENTEYİ, REHBERİ, MAĞAZAYI... SORAN YOK''

Hiç kimse sormuyor. Turist gelmezse, restoran, acente, rehber, mağaza ve taşıma firmaları ne yapacak? Teşviklerin mikro ölçekli yapılmasına da karşıyım. Ya hiç olmasın ya da herkese verilsin. Ben bugüne kadar teşviklerden faydalanan küçük veya orta büyüklükte işletme görmedim. Hep 3-5 firma yararlanır. Bugün teşvik önerenler, ellerini vicdanlarına koyup geriye baksınlar. Kriz dönemlerinde teşvik alanların çoğu şu anda ya turizm yapmıyor ya da paraları alıp başka yerlere gittiler.''

''TURİZM SEKTÖRÜ SAĞILACAK İNEK OLARAK GÖRÜLÜYOR''

İnşaat ve sanayi gibi alanlarda pek çok insanın olumsuz şartlarda çalıştırıldığını ifade eden İskender Çayla, bu tip işletmelerdeki çalışma koşullarının yeterli bir şekilde denetlenmediğini, ancak otellerin kendi yaptıkları asıl işle ilgili olarak geçici personel alamadığını söyledi. Çayla, ''Bunlar son derece ciddi kontroller altında ve büyük cezalar yiyen oteller var. Devlet, kontrol edebildiği sektörün sonuna kadar üstüne gidiyor ancak kontrol edemediği veya etmek istemediği sektörlere dokunmuyor. Turizm sektöründe, özellikle konaklama tesislerinde geçerli çalışma koşullarının  genel giderleri dengeleyecek bir durum oluşturmuyor, hatta 30 kişinin üstünde personeli olan firmaların haklı dahi olsalar, kimseyi şirketlerinden çıkaramıyorlar. Turizm sektörü, özellikle son 5-6 senedir, sağılacak bir inek olarak görülüyor.'' dedi.

Verili konjonktürde turizmin 2016 yılında tam olarak neyle karşı karşıya olduğunu sorduğumuz Çayla'dan şu yanıtı alıyoruz:

''PEMBE TABLO ÇİZENLER SAMİMİ DEĞİL''

''Şu anda yaşadığımız süreç sadece terörle ilgili değil, Türkiye'nin yurt dışındaki algısıyla ilgili bir süreç. Turizm sektörünün şunu iyi değerlendirmesi lazım: Geçmişte yaşanan krizlerde, hızlıca olan ve biten olaylar vardı. O zamanlarda çalışma koşulları, verilen maaşlar, SSK ödemeleri vb. tamamen farklıydı. İşlerinizi çok düşük ücretlere dışarıdan bazı firmalara yaptırabiliyordunuz. Artık onlar bitti. Otellerin maliyetleri mesela eski maliyetler gibi değil. 'Biz ne krizler gördük, bunu da atlatırız' diye pembe tablo çizenlerin samimi olmadığını düşünüyorum. Bu tamamen, bazı insanların duymak istediği şeyleri söyleme endişesinden kaynaklanıyor.

''BUNDAN SONRAKİ HER OLAY 3-4 AYLIK SEZONLARI KAYBETTİRİR''

2016'nın kışından çıktık, ilkbahara giriyoruz ve olan her olay 3-4 aylık sezonu kaybettiriyor. Bundan sonra olabilecek her olay da, 3-4 aylık sezonları kaybettirecek. İlkbaharda bir şey olursa yazı, yazın bir şey olursa sonbaharı, sonbaharda bir şey olursa kışı kaybedeceğiz. Böyle olursa, ne oteller ve restoranlar, ne acenteler, ne taşıma firmaları ne de rehberler bu yükün altından kalkamazlar. Birikimini ve servetini yitirenler olur. Tesisler değerinin çok altında fiyatlara el değiştirir. Döviz girdisinin azalması nedeniyle diğer sektörler de etkilenir. Terör olayları konusunda devlet elinden geleni yapacaktır ancak yurt dışındaki  algı sorunumuz da çok önemli. Bu nedenle hükümetin herkesi kucaklayarak toplumsal barışı sağlaması lazım. O zaman ya herkes aynı anda mutlu ya da herkes aynı anda üzgün olacak. Yoksa biz ne yaparsak yapalım Türkiye'ye dönük algı düzelmez.''

''YASAL ÜYESİ OLDUĞUMUZ TÜRSAB'DA KRİZ MASASI YOK''

Tüm bunlar yaşanırken turizmin sivil toplum ayağı diyebileceğimiz örgüt ve kurumların kötü bir performans ve duruş sergilediklerini belirten İskender Çayla, yasal olarak üyesi olmak zorunda bulundukları TÜRSAB'da krize dönük bir yapılanmanın olması gerektiğini yıllardır söylediklerini  ama bu konuda yeterli bir adım atılmadığını belirtiyor. Çayla, ''Buradaki eksiklik sektörel kurumların gerçek anlamda sivil toplum örgütü olmaması. Başaran bey, 'Devletle ve damatla kavga edilmez' demişti. Bizim görevimiz, doğru olanı hem devlete hem de damada uygun bir dille söylemek. Bu süreç içinde asıl sorunun üstüne gitmektense, geride durmayı, çekimser kalmayı tercih eden, gönüllü üyesi olduğum bazı turizm derneklerinden istifa ettim.'' şeklinde konuştu.

Başbakan Davutoğlu'nun pazartesi açıklayacağı turizm destek paketini memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Çayla, durumun sadece alınacak mali tedbirlerle kurtarılamayacağını söyledi ve toplumsal barış, Orta Doğu bataklığından uzaklaşmak ve Türkiye'yi eskiden olduğu gibi komşularıyla iyi ilişkiler içindeki bir ülke durumuna getirmek gerektiğinin altını çizdi. Çayla, ''Unutmayalım ki Başbakanın siyasette yıldızının parladığı dönem, komşularla sıfır sorun yaşandığı dönemdir. Turizm Bakanlığı ve THY iş birliği ile Türkiye'nin çağdaş yüzünü yansıtacak, pozitif enerji veren bir kampanyanın yapılmasında yarar görüyorum.'' dedi.

''GİDERLERİNİZİ MAKSİMUM DERECEDE KISIN''

Turizmcinin ileriyi göremediğini dile getiren İskender Çayla, giderlerin maksimum derecede kısılması gerektiğini söyledi. Çayla, ''Bugüne kadar geldiğimiz gibi devam edelim dersek edemeyiz. Ben işçiler çıkarılsın demiyorum. Riskli charter işine girme, gereksiz masraf olarak gördüğün kalemleri kes, 300 metrekare bir yerdeysen ve 100 metrekare bir yer sana yetiyorsa öyle bir yere git. Herkes kendi şartını biliyordur. Bu sorunlu dönem 3 ay da sürebilir, bir sene de.'' vurgusunu yaptı.

Kriz dönemindeki diğer bir riskin ise kalifiye personelin başka sektörlere kayması olduğunu belirten İskender Çayla, bu nedenle hükümetin sektörü desteklemek adına atacağı adımların son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Turizm sektöründeki en önemli değerin  yetişmiş insan kaynağı olduğunu söyleyen Çayla, ''Krizin sonunda deneyimli, bir çok yabancı dil konuşan, bilgili, yetişmiş insanların sektörden ayrılmış olması bizi çok zayıflatır. Bu insanları kaybetmemeliyiz.'' dedi.


Bu Haber 18.02.2016 - 18:45:59 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • fatih cakmakcı Hotel Nomade Sultanahmet. Galatasaray işbirliği Ku 02.09.2016 - 07:49

    iskender bey maalesef yazınızı saatte okudum . Sanırım 6 ay geçmiş ama tesbitlerinizin ne kadar doğru olduğu ortaya çıktı.Keşki sizin kadar zamanında herkes bunları soyleseydi.Özellikle bundan sonraki her olay 3-4 ay kaydettiririr .Her olay bize gerçekten 3-4 ay kaybettirdi bizde herkes gibi oteli kapattık. Bizde işsiz kaldık .Otelimize evim diyen insanların geleceğini bekledik.Ama gelmedi Birileri Sultanahmet te Ayasofya nın önünde o sakallı cübbeli ucube tipler gösteri yapıp sağa sola mesaj verirken ne oluyor demeliydi.Çünkü o turistler evlerine döndüğünde o insanların kafa kesip yarattıkları dehşeti tv den veya internetten gördü.Bu konu du kadar hassas. Bende 30 yılda bu sektörde bunu gördüm. Birilerinin ihmali çJk fazla.

  • Selahattin Tümer 03.03.2016 - 11:13

    Turizm penceresinden Türkiye"nin gerçek fotoğrafını çeken son günlerde okuduğum en aklı başında yazı. İskender Bey"i kutluyorum. Umarım gerçekleri görmek istemeyen ve hayal dünyasında yaşayan maceraperestlere bir nebze olsun ışık tutar bu satırlar.

  • Genc Turızmcı 22.02.2016 - 02:50

    İskender bey yazınızın her kelimesi aslında çok doğru mesajlarla ve aksiyon önerileri ile dolu, elinize sağlık, Türke Türkten başka dost yok lafının aslında biz turizmciler için gerçeği yansıtmadığı aşikardır. Eger ıyı servıs aldıysa kısaca ulkemızden huzurlu ve mutlu ayrıldıysa gene gelır gene gelır, gelırkende tek gelmez bır arkadaşını getırır. Sızın tespıtınız cok doğru sadece kendı çıkarları ıcın bıze destek verıyor gıbı gözükenlerle degıl tum ülkeler ıle ılıskıler bıran önce duzeltılmelıdır. Algılanan yeni Türkiye imajı ıle dünyada en son tercıh edılen ulke olmak uzereyız ve hıc kımsenın kılı kıpırdamıyor cok uzucu... yenı açıklanan turızm eylemınde bıle ülkeye turızt getirmek ne zor kı uzerıne para verıyorlar yanı durumu kabul edıyorlar, ne ıstıhdam ne SGK prımlerı ıcın bır açıklama... YURTTA SULH CIHANDA SULH sozu hıcte boşuna soylenmemıs ... bır an önce sızın gıbı düşünenlere kulak verılır de HAYAL olan aksıyonlar BIRAN ONCE GERCEK OLUR ve TURIZM KURTULUR

  • Kamil Türkmen 21.02.2016 - 11:39

    TEŞEKKÜRLER ELİNİZE VE DİLİNİZE SAĞLIK MÜKEMMEL TESPİTLER AYNEN KATILIYOR ALTINA İZİN VERİRSENİZ İMZAMI ATIYORUM.

  • kadri aynar 20.02.2016 - 12:32

    tebrikler bu sütunlarda ilk olarak turizm sektörünü bir bütün olarak kabul etmiş ve çözümün tüm sektörün bir araya gelmesi ve tüm camianın elini taşın altına koyması ile çözüm bulabileceğini okudum tebrikler.ancak bazı kişiler hala ne yapsınlar diye durumdan sanki memnunlarmış gibi anladım inşallah yanılmışımdır bu kafalar işimizi allaha bırakmışlar bence

  • 07bayramtunc07@gmail.com 19.02.2016 - 11:44

    kesinlikle dogru bir değerlendirme.bu kriz birkaç yıl surer malesef

  • Setenay Şen 19.02.2016 - 07:57

    Kesinlikle sonuna hatta dibine kadar katılıyorum. Yurt dışından arayan tüm acente ve misafirlerimizin sorduğu tek bir soru var. "Oraya geldiğimizde bizi kaçırıp Suriye"ye götürür orada işid"e asker yaparlar mı" ve ya "Türk"e benzemediğimiz için boğazımızı keserler mi?" Geçmişte yaşanmış olan BARBAR imajımız yeniden hortlamış durumda. Bu algıyı düzeltmek için ne gerekiyor ise yapmamız gerekiyor. Maalesef ki hala Turizmde kriz yaşamıyoruz diyen büyüklerimiz ve başka pazarlarla(ortadoğu ve iç pazar ile) bu işi çözebileceğini sanan ve bunu her ortamda dile getiren büyüklerimiz var. Teşvik konusuna gelince Eğer bir tur operatörü uçak doldurup Antalya ve civarına indirebiliyor ise bana göre o operatörümüz zaten krizden etkilenmiyordur. Biz daha kendi aramızda bile birlik oluşturup birlikten kasıt Turizm STK"ları arasında ortak bir deklarasyon çıkaramıyor isek devletten ne bekleyeceğiz ki. TUROB ayrı, TUREB ayrı, TURSAB ayrı, TUYED ayrı herkes kendi kafasına göre açıklama yapıyor. Bence bütün birliklerin derhal komplexlerinden arınarak önce üyleriyle sonrada diğer birliklerle bir araya gelip ortak eylem planı oluşturması gerekir.

  • Faruk Boyacı 19.02.2016 - 06:15

    Sonunda söylenemeyen tüm gerçekleri ortaya koyma cesaretini gösteren birisi çıktı.Tebrikler.

  • Seyfettin CC 19.02.2016 - 05:57

    Tespit çok doğru inanın çoğu turizmci ve bu sektör ile ayakta duran tedarikçiler vs bu durumun farkında.Lakın bu denklemi çözmek o kadar da kolay degıl,kim / kimler çözecek ve NASIL ? Algı gerçek miş gibi algılandıktan sonra ısler cok daha da guc hale gelır,bizler yıllardır Turkiye halkının arap olmadığını bile dünyaya anlatamadık,mevcut durumu nasıl anlatacaz ben de dıger arkadaşlar gıbı cok merak edıyorum...

  • Cem Polatoğlu 19.02.2016 - 05:18

    Her satırına katılıyorum. Ve böyle bir beynin neden hala kullanılmadığının ezikliğini yaşıyorum.

  • Koray 19.02.2016 - 04:53

    Iskender beyin yorumuna ABD de yasayan bir Turizmci olarak tamamen katiliyorum, Bati Medyasi Turkiyenin ISIS/ISID yanlis olup olmadigini sorguladigi bir donemde ukemize sempati duyup gelmesini beklemek hayal olur. Ulkemizi yonetenlerinin algiyi degistirmek icin bir cabasi ve berabernde onemli bir PR calismasi olmaz ise Turkiye Turizm konusunda uzun ve zor bir doneme girer.

  • Yavuz Dilmen 19.02.2016 - 03:26

    İskender Bey , Yazdıklarınızın hepsine tamamen katılıyorum.Sizin gibi bir turizmci dostum olduğu için de gurur duyuyorum.

  • Resat Aksun 19.02.2016 - 01:24

    Iste budur gercekler. insallah herkes okur. fransa daki derginin bombalanmasi sonrasinda, istihbaratiniz uyuyor mu yorumunu yapan devlet buyuklerimiz acaba kendi koltuklarinin dibide patlatilan bombalara niye izin verdiler. bu yuzden herseyden once BARIS olmasi lazim, HUZUR olmasi lazim, Tek tuhafima giden Turkler yurt disina gitmesin Antalyaya gitsin diye harc konulsun aciklamasini yapan Belek li otel sahibi kardesimizdir. benim hep onerdigim su idi tabii Ankara daki patlama olmadan. ruslarin pesinde kosacagimiza baska pazarlara THY den belli gun uzeri konaklayan uzak ogu ve guney asya ulkelerinden gelecek yolculara destek almak. Hindistan, Malezya, Endonezya. tabii bu Putinn cephesindeki savasti. simdi isler degisti yine, herkezin sansi bol olsun, huzurlu gunlere insallah

  • iskender Çayla 19.02.2016 - 11:36

    Sevgili Ceylan, sözü geçen ülkelerle birlikte Suriye"ye askeri müdahaleden bahsediliyor ve Türkiye"nin adı onlarla anılıyor. Demokratik olmayan, kadınların eşit sayılmadığı, insan hakları sorunları yaşayan ülkelerle dostluk ne kadar olumludur sizlerin takdirine bırakıyorum. Önerilerim yukarıda yazıyor. Zaten kendi payımıza bu çalışmaları yapıyoruz. Sevgiler. Iskender

  • Ceylan Pirinçcioğlu 19.02.2016 - 10:22

    Sevgili İskender kardeşim... Ne yapsınlar daha fenamı olacağız desinler.Pozitif yaklaşım tabiki öncelikli. Herkes durumun ciddiyetinin farkındadır diye ümid ediyorum. Söylediklerin çok doğru tespitler... Çözüm önerilerini de belirtsen belki birileri feyiz alır... ancak Suriye ile birlikte, Dost Ülkeler Suudi Arabistan ve Qatar ı belirtmeni yadırgadım doğrusu. Şu an Türkiye nin yanında olan iki önemli orta doğu ülkesi. Onları da küstürürsek gerçek dostumuz kalmayacak neredeyse. Türsab ile ilgili söylemlerine katılıyorum, ama beklentileri orada dile getirmek gerekir. Tabii dinleyen olursa. Onlar için sadece kavga etmek veya etmemek var. Oysa durum farklı ele alınmalı. Bu konuda daha proaktif olmak lazım. Gelecek destek tedbirlerinin ne denli sektöre yaygın olacağını göreceğiz tabii ama senin iyi niyetli dileklerinin gerçek olmasını dilerim. Önce iç barışı sağlamalıyız... İşimiz zor, herkese kolay gelsin... Sevgi ile CP

  • Onur 19.02.2016 - 10:05

    Bize böyle samimi açıklamalar yapan, yöneticiler lazım. İnsanları kandırmak kolay ama dürüst olmak daha zor bu devirde. Geniş ve sığ olmayan bakış açısını, tebrik ederim.

  • Barış Sağlık 18.02.2016 - 07:50

    İskender beyin değerlendirmelerinin her satırının altına imzamı atıyorum. Cesur yorumlar için teşekkürler.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.