Başak Erel: Herşey dahil sisteminde standart oluşturulsun
Rixos’un Markadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Başak Erel, “Üç yıldızlı herşey dahil oteliyle beş yıldızlı hizmet veren herşey dahil oteli arasında bir fark olmalı. Bunun için minimum hizmet sayısı konularak bir standartlaşmaya gidilmeli” diyor
Rixos Sungate Otel’de Rixos Grubu’nun markalaşma çalışmalarını anlatmak üzere basın mensuplarıyla bir araya gelen Başak Erel ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle Rixos’taki markalaşma çalışmalarının içeriğini zenginleştirmekle işe başlayacaklarını anlatan Erel, standartlaştırmaya ilgili bazı çalışmalar yapacaklarını vurguladı.
Bu konuda öncü markalarla birlikte çalışılması gerektiğini anlatan Erel, her şey dahil sistemi için bakanlık güdümlü bir minimum hizmet uygulamasının elzem olduğunu ifade etti. Erel, şunları söyledi:
HER ŞEY DAHİLDE STANDARTLAR OLUŞTURULMALI
“Üç yıldızlı bir otel de herşey dahil hizmeti veriyor, siz de… Diyelim ki, üç yıldızlı bir otel otuz minimum hizmeti dahil ediyorsa ve ben burada 500 tane hizmeti dahil ediyorsam elbette aramızda bir fark olmalı. Bu farkın da ifade ediliyor olması ve terimsel anlamda değiştirilebiliyor olması gerekiyor. İşte bunun için standartlaştırmayla ilgili bazı çalışmalar yapılmalıdır . Her şey dahil sisteminde bir minimum hizmet sayısı konulması gerekliliği olduğunu düşünüyorum. Bizim geldiğimiz boyuta erişebilecek çok fazla grup yok. Aynı kulvarda değiliz ama bu sistemle çalışan diğer kurumları da kapsayan bir bakanlık standardı belirlenebilir. Özetle, her şey dahil kendi arasında kademelendirilebilir. Yani ultra her şey dahil için minimum hizmet sayısı ortaya konabilir. Nasıl yıldızlanmalarda minimum bazı kriterleri yerine getirmeniz lazımsa, bu konu da aynı şekilde bir sistemle yönetilebilir. Bu gereklilik yerine getirildikten sonra da turizmcilerin tüketici ve misafirle iletişiminin sağlanması gerekiyor.”
DEV MARKALARLA ORTAK ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ
Rixos Grubu’nun markalaşma anlayışı hakkında da bilgiler veren Başak Erel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Markayla markalaşma çok çok önemli bir konu… Türkiye, içinde önemli olan şey ise ürün çeşitliliği. Siz kendinizle eş değer gördüğünüz bir markayla partnerlik yapabiliyorsanız, bu sizi otomatikman uluslararası boyutlara taşıyor.
“Örneğin Rixos Sungate olarak inanılmaz bir yiyecek - içecek konseptimiz var. Rixos markasını yaratttığımız gibi, kendi restoran markamızı da yaratacak kadar iddialıyız. Profesyonel olduğumuz bu alanda da bir marka yaratmak istiyoruz. Markayı kuvvetlendirmek adına kendi branşlarında marka olmuş, farklı gruplarla işbirliği yapmak istiyoruz. Bunlar yiyecek – içecek sektöründen, kozmetik sektöründen, tekstil sektöründen markalar olabilir. Kendi sektörlerinde devleşmiş markalarla ortak çalışmalar yapacağız.”
MARKAYI İYİ YÖNETMEK GEREKİYOR
Başak Erel, konuyu detaylandırmak için şöyle bir örnek verdi:
“Cinebonuslar’a gittiğinizde tuvalet kapılarında reklamlar vardır. Ortak alana bakıldığında Cinebonus’un kendi ürününü göremezsiniz. Markaları, kendi şekillerinde konumlandırarak bir tasarım oluşturmuştur. Verdiği mesaj ise şudur: “Ben bu gruplardaki markalarla çalışıyorum”
Bu şekilde mesajı direk veriyorsunuz. İnsanlar artık kendilerini, bulundukları sosyal konumlarla anlatmaktan ziyade, dışa yansıyan şekilleriyle ifade etmeye başladılar ve burada markalar devreye giriyor. Örneğin Hermes kemer takanla Derimod’dan kemer takanların konumlandırmaları farklı. Aynı gelir düzeyi bile olsa kişisel özellikleri ön plana çıkarmak için de marka farklılıklarını ön plana çıkartanlar var. Bunun için markayı iyi yönetmek lazım. Bizde de Rixos gibi büyük ve değerli bir marka var. Biz de bu gerçeği, bize gelen misafirin ihtiyacı doğrultusunda hayata geçiriyoruz.”
Bu Haber 27.07.2010 - 08:45:26 tarihinde eklendi.
