Burhan Silahtaroğlu kimdir? İşte yaşam hikayesi
Silahtaroğlu Holding, 1970’lerde ticarete başlayan ve birçok farklı dallara yönelerek bir nevi kaderini değiştiren Burhan Silahtaroğlu’nun emeğinin ürünü… Silahtaroğlu, turizme bakışını ve hayatının bilinmeyen yönlerini TurizmGüncel'e anlattı.
Turizmden PORTRELER - TurizmGüncel
Silahtaroğlu Kardeşler, 1860’larda Erzurum’da işe manifaturacılıkla başlamış olan iki kardeşin kurmuş oldukları bir ortaklık. Sonraları bütün aile İstanbul’a geliyor ve yavaş yavaş diğer sektörlere kayılıyor.
Holding’in başında Burhan Silahtaroğlu’yanı sıra, oğlu Atilla ile kızları Zeynep Silahtaroğlu Baykal ve Yeşim Esmer bulunuyor. Üç çocuk da, babalarının izinde yürüyor.
1980’lerin başında turizm sektörüne yönelik ilk yatırım yapılıyor, 1983’te ilk tesis olan Robinson Çamyuva (Antalya) açılıyor. Sonra Pamfilya (Alanya), Kapadokya Lodge ve Lykia World (Fethiye) ve son olarak Antalya’daki tesis inşa ediliyor. (Bu tesis, kısa bir sure önce Club Med tarafından işletilmeye başlanmıştı.)
Manifaturacılıkla ticaret hayatına atılan ve şirketini holding haline getiren Burhan Silahtaroğlu,1932 yılında Erzurum’da doğmuş. İlkokulu Erzurum'da okuduktan sonra dedesinin teşvikiyle İstanbul'da Robert Kolej'i bitirmiş. 1951-1953 yılları arasında Ankara'da Amerikan Askeri Yardım Kurumu'nda tercüman olarak çalışmış. 1953'de Almanya'ya giderek Münih Üniversitesi İşletme Fakültesi'ne başlamış. Yaklaşık 1.5 yıl Almanya'nın en büyük rulman üreticilerinden FAG firmasında çalışmış. 1959'da Türkiye'ye dönerek askerliğini yapmış. Daha sonra FAG firmasının genel mümessilliğini alarak, ithalat ve sanayi ürünleri ticaretine başlamış.
Bundan sonrasını dilerseniz duayen turizmci Burhan Silahtaroğlu’nun kendisinden dinleyelim. İşte duayen turizmcinin ağzından yaşam öyküsü...
“Erzurum’dan başlayıp, Almanya’ya kadar uzanan ilginç bir hayatım var. Babam biz Erzurum’da okurken, lisan bilmenin önemini bildiği için çocuklarını yabancı okula gönderme kararı almış. İlkokulu bitirdikten sonra beni Robert Koleji’ne yazdırdı. Lisanın hayatıma getirdiği nimetler çok büyük olmuştur. Üniversiteyi Almanya'da bitirdim. Almanya'da bazı Alman firmalarının mümessilliklerini aldım.”

ANİMASYON NE DEMEK BİLMEZDİM!
“1974 yılında şirketime 110 tane bilgisayar aldım. Sonra sanayi sektörüne başladım. Derken turizm sektörü girdi hayatıma… 51 yaşında turizm sektörüne adım attım. Turizm sektörünün içinde 33 senedir varım. Barlas Küntay’ın bakan olduğu dönemde kendisinin tavsiyesiyle turizm sektörüne başladım. O dönemde turizmin t’sini bile bilmiyordum. Animasyon ne demektir, onu bile bilmiyordum, gerisini siz düşünün…”
“Turizmin sosyo - kültürel bir olgu olduğunu biliyordum. Turizmde muhatap olduğunuz insan, her gün değişir. O dönemde TUI ile 8 ay mücadele verip, kendilerini ikna ettim. Sonrasında Robinson ile biz bu işe başladık.”
TURİZMCİ OLMAK KOLAY, TURİZMCİLİK YAPMAK ZOR
“1984 yılında TUI ilk kez bir charter uçağı koymuştu. Uçağı dolduramadık. En fazla 40 kişiyi doldurabiliyorduk. Derken eylül ayında bir mucize oldu ve Derwall Türkiye’ye geldi. Herkes ‘Türkiye diye bir devlet varmış’ diye konuşmaya başladı. Sonra, Türkiye hızlı bir şekilde yol aldı. Şöyle bir örnek vereyim. Çamyuva’yı açtığımda Mükerrem Taşçıoğlu bizim 300 milyonluk turizm gelirimiz var diyordu. O zaman bizim de 13 milyon dolar ihracatımız vardı. O günden bugüne ihracat 10, turizm 100 misli arttı. Fakat Alman şairin bir sözü vardır: “Baba olmak çok kolay, babalık yapmak çok zor” der. Turizmci olmak çok kolay ama turizmcilik yapmak çok zor. Çünkü insanla uğraşıyorsunuz. Şartlar değişiyor. 1983’te Çamyuva’yı yaptığımda odalara telefon hatları çekmiştim. Bana ‘deli misin’ demişlerdi. Şimdi her şey çok değişti.
MUAZZAM PROJELER YAPTIK, BEDELİNİ UCUZ ÖDEDİK
Burhan Bey, Türk turizm sektörüyle ilgili sizin ilginç projeleriniz vardı, bunlardan bahseder misiniz?
“Evet. Dilerseniz şöyle başlayalım. Turizmin farklı çeşitleri vardır. Biz Türkiye’nin stratejisini tespit ederken ‘nereye yönelmeli’ ona karar vermeliyiz. Biz ilk olarak sahilden başladık. Genç insan gücümüzle ve teşviklerle turizmde yol aldık. Bugün Antalya’daki 5 yıldızlı sayısı, bütün İspanya’dan fazla… Biz muazzam bir yatırım yaptık, ancak bedelini ucuz ödedik. Maalesef odalar çok ucuza satılıyor.”
“Bunun üzerine tesisler ne yapıyor, çalışanları işten çıkarıp, yeniden işe alıyorlar. Fakat ortada şu var ki, turizm bir sıkıntı içinde… Turizm Türkiye’de çok çok ucuz. Paris’te 400 euroya oda veriyorsunuz, burada her şey dahile 60 euroya oda buluyorsunuz. Bu büyük bir dert. Niye ucuza satıyoruz, çünkü turizmi bilmiyoruz. Turizmi bilmemiz için bunun stratejisini oluşturmamız lazım. Türkiye, hangi turizme yönelmeli? Türkiye, turizmde nasıl marka olmalı? Bunu araştırmalıyız.”
“Size bir sual sorayım. Dünyada en çok turizm gideri olan ülke hangisi? Çin. 112 milyar… Biz oturup, envanterimizi yapalım. Bizim neyimiz var? Çok güzel sahillerimiz var, genç insanlarımız var. Tropik bir iklimimiz var, Akdeniz çevresine insanları çekebiliriz.”
ANTALYA’YI ALTI AYDA KÜLTÜR FESTİVALİ ŞEHRİ YAPABİLİRİZ
Örneğin Antalya’yı ele alalım. Antalya’yı nasıl marka yaparız?
“Verona’ya gittiğinizde burada bir amfi tiyatro var, müzik festivalleri yapılır. Benim Antalya’da altı tane amfi tiyatrom var. Öyle bir fırsata sahibiz ki, 10 milyon potansiyel müşteri var. Ve bizim amfi tiyatrolarımız boş. Biz bu tiyatroları restore edip, Antalya’yı kültür festivalleri şehri ilan edersek, burayı altı ayda kültür festivalleri şehri yapabiliriz.”
“Peki finansmanı nasıl sağlayabiliriz? Otellerimizde kalan her müşteriden bir euro alabiliriz. Otelciler birleşip, her yatak için ayda bir euro alabiliriz. 10 milyonun 2 milyonunu devlet verirse, her yıl 7 - 8 milyonu buluruz ve bunları yaparız. Ancak maalesef bu projemizi hayata geçiremedik.”
ÇİNLİ TURİSTİN YÜZDE 3’ÜNÜ ALSAM 120 MİLYON GECELEME YAPAR
“Dünyada turizm değişiyor, oturup dünya turizm araştırması yapalım. Uzakdoğu ve Hindistan’da büyük bir potansiyel var. Biz dünyanın en büyük açık hava müzesiyiz. 1 milyar 250 milyon Çinli ve 1 milyar Hintli var. Bunların yüzde 10’u varlıklı. Bunlar dünya seyahatine çıkıyorlar. Kültür seyahatine geldiği zaman bunun yüzde 3’ünü alırsam 120 milyon geceleme yapar. Bu ne demektir biliyor musunuz? Biz kültür turizmine daha fazla ağırlık vermeliyiz.”
“Antalya da kültür seyahati için ikinci giriş kapısı olabilir. Araştırma yapan bir müessese olmadığı müddetçe, bu söylediğimiz mevzuları hayata geçiremeyiz maalesef… Bizim petrolümüz turizmdir. 2023 yılında 50 milyar dolar gelir diyorlar. Hayır efendim benim dediğim şekilde formülü uygularsak, o zaman 80 milyarı rahat buluruz. Biz şimdiye kadar hep ABD ve Avrupalı turisti makbul saydık. Ancak Çin ve Hintli turistlerin çok önemli olduğu ileride daha da iyi anlaşılacak.”
Ancak Türkiye’nin bir gerçeği var, her şey dahil sistemi…
“Evet, maalesef tur operatörleri bu sistemi bir kere kaptılar. Müşteri klası da ona göre oturdu. Müşteri otelden çıkmıyor. Bunun için kültür turizmi önemli bir fırsat olabilir.”
İstanbul için ne düşünüyorsunuz?
“Gelişmekte olan memleketlerin bir talihsizliği var. Bazen böyle çarpık yapılaşmalar ve düzensizlikler ortaya çıkıyor. Nüfus hızla artıyor. İstanbul’un kendisi bir servet ama turistler bu serveti bu trafikte nasıl gezecekler, hiç bilmiyorum. Ancak İstanbul megacity olarak çok çirkin oldu."
OTELİ NEDEN DEVRETTİ?
Burhan Bey, biraz da işlerinize dönmek istiyoruz. Siz Likya’yı çok iyi bir marka yapmıştınız, neden devrettiniz?
“İyi bir marka olabilir ama uluslararası piyasada adı geçmiyor. Tur operatörleri bütün piyasaya hakim. Fiyata çok tesir ediyorlar. Maalesef, olmadı. Bir de öteki tesislerimiz eskimişti. Bu nedenle Fethiye’deki otelimizi devrettik Özyerler’e… Diğerinde ise Club Med ile anlaştık. Birinci kademe 250, ikinci kademe 350 oda yapacağız. Antalya’daki arazimiz bulunmaz bir yerde. Bin dönümlük bir sahil üzerine kurulu… Golfta 32 bin golf sahası içinde ilk 100’e girdi.”
HER YATAK BİR İŞYERİ DEMEKTİR
Peki, diğer iş kollarında olduğu gibi turizm sektöründen de büyük paralar kazanabildiniz mi?
“5 - 6 bine yakın yatak yaptık. Çamyuva, Pamfilya, Kapadokya, Fethiye ve Antalya. Her yatak bir işyeri demektir. Yaptığımız topluma bir hizmettir, bundan dolayı memnunum. Güngör Uras diyor ki, Türkiye’de üretici para kazanmaz, rantla oynayan, iktidar partisinden olan, devlet ihalesi alan para kazanır.”
Siz hangi gruptasınız?
“Biz üreticiyiz. Bir daha dünyaya gelsem, yine bunu yaparım. Aç bir memleketin temsilcisi olmak, dışarda insana çok dokunuyor. Türkiye için ‘fakir ülke’ diyorlar. Türkiye’yi zenginleştirmek lazım. Onun için Türkiye’nin kalkınma stratejisini iyi tespit etmek gerekiyor. Ben katma değeri yüksek olduğu için turizm sektörünü çok önemli görüyorum.”
ÇOCUKLARIMIN ARKADAŞI OLDUM
Siz her zaman çok yoğun çalışmışsınız? Çocuklarınıza nasıl vakit ayırdınız?
“Ben her zaman onların arkadaşı oldum, birbirimizi çok severiz biz. O bağ var ya, çok önemli.”
Kaç senelik evlisiniz?
“Yarım asrı geçti evliliğim…”
Kaç torununuz var?
“Altı tane, dördü kız ikisi oğlan…”
KANSER HÜCRELERİ DE İHTİYARLIYOR
Hala aktif olarak çalışıyor musunuz?
“Yok, arada sırada geliyorum işyerine.. Şimdi radyoterapi görüyorum. Onun için gelmem lazım her gün… Çocuklar bana bilgi veriyorlar. Çocuklarımı çok iyi yetiştirdim. Onlarla gurur duyuyorum.”
Şu anda sağlığınız iyi mi?
“Yaş ilerledikçe kanser hücreleri de ihtiyarlıyor. (Gülümsüyor) En arzu edilen şey, rahat ölüm.. Çekmek çok kötü bir şey…”
Çok dinç gözüküyorsunuz. Spor yapıyor musunuz?
“Her sabah yürürüm mutlaka… Antalya’da her sabah yüzerim. Şimdi İstanbul’da ara verdim. Ama çok faalim, yerimde duramam.”
Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?
“Kitap okumak en güzel şey.. Kolej bize kitap okuma kültürünü verdi.”
Ne tarz kitaplar okuyorsunuz?
“Tarih kitaplarını tercih ediyorum. Devlet adamlarının hayat hikâyelerini okurum. Roman da okuduğum oluyor. Şimdi şimdi Yılmaz Özdil’i okuyorum.”
Seyahat ediyor musunuz?
“Eskiden ederdim. Bütün dünyayı dolaştım.”
KENDİNE HÜRMET HAYATTAKİ EN ÖNEMLİ ŞEY
81 yaşındasınız. Geçmişe baktığınızda hayatın size bıraktığı en büyük servet nedir?
“Kendine hürmet. İnsan kendine hürmet ettiği zaman, kişiliğini kazanıyor. Sizi kırmışsam, üzmüşsem, çalışanımı zor durumda bırakmışsam, ben kendime hürmet edemem. Bir işi doğru yapıyorsam, kendime hürmet ederim. İnsanın en büyük görevi kendine hürmet olmalı. İnsan olmak çok büyük bir nimet…”
“İnsanlıktan daha büyük bir şey yok bu hayatta…İnsan olduğunun idraki içinde kendine hürmet edeceksin, üreteceksin. Üretmeyen insanı sevmiyorum. Yardımcı olacaksın. Ben sadaka müessesesine karşıyım. Yardım edeceksiniz ve fakirliği ortadan kaldıracaksınız. Bunlar insanların görevi olmalı. İnsan olmaya layık olmak lazım”
Önce kendi vicdanını sorgulamak çok önemli galiba…
“Evet. Avrupa bana bu kültürü vermiştir.”

,
ALMANYA’DA MÜZİĞİ ÇÖZDÜM
Kaç yıl Almanya’da kalmıştınız?
“5 yıl. Ama Alman kültüründen çok şey öğrendim. Ben Almanya’da müziği keşfetmedim, müziği çözümledim. Niye diyeceksiniz? Colomb Amerika’yı keşfetmiş, çünkü karayı biliyordu. Ben Bach’ı bilmiyordum. Oradaki humanizm, sevgi beni yaklaştırdı. Onun için Alman kültürü ve mantığı bana çok şey katmıştır. Bizde en eksik şey olan kültür.. En büyük ibadet, okumaktır.”
Peki, Burhan Bey iyi bir turizmci olmak için ne yapmak gerekiyor?
“İyi bir turizmcinin göstergesi nedir? Ya çok para kazanır ya da güzel eserler ortaya koyar. Çok para kazanmak isterseniz, asgari yatırımla asgari masrafla, mümkün olduğunca ucuz satacaksınız. Ben bunu yapamadım. Ben gittiğim yere layık olmaya çalıştım. Ancak Robinson’dan aldığım fiyatı sonra alamadım. Çünkü öyle ucuza veriyorlar ki…”
“Onun için Türkiye’de turizm felsefesini ortaya çıkaracak bir turizm stratejisi belirlenirse, iyi turizm yapılır. Çünkü ucuzun daha ucuzu var. Marka olmak lazım. Sırf otelle bitmiyor, etrafını da canlandırmak lazım. Bir enstitü kurmak lazım. Turizmi bir kompleks olarak ele almak lazım. Yapılacak çok şey var bu sektör adına… Umarım turizm sektörü, hak ettiği yere gelecektir.”
Bu Haber 29.09.2013 - 21:08:09 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Allah sağlık,sıhhat şifa versin BURHAN beye.Bir çok işletmede çalıştım ama hiç biri Lykia World gibi olmadı. Bende ki yeri bambaşkadır. İşyeri değil evdi,okuldu...
-
Sayin Burhan Bey
Biraz once TRT 1 kanalinda Turkiye Turizmini gelistirmek adina yapmis oldugunuz roportaji izledim.
ve son birkac gundur gundemde olan Sultanahmet te Gecici ruhsat verilmis ve yaklasik 7810 yil konaklama tesisi olarak hizmet yapmis ve Fatih belediyesinin aldigi ani bir kararla kapatilma karari alinmis butik otellerden haberiniz var midir ve bu otellere sure verilmeden gelinmis kapatilmis ve ulkeye gelen Turistler otel bosaltilirken sokaklara atilmistir. ve bu gelecek gunlerde de devam edecektir.Simdi bu gercekle beraber Turkiyenin gelecegi Turizm dir dusuncesi gercek oldugu kadar cok da anlamsiz kalmistir.
Turizm otelcilik mezunu, iki yabanci dil bilen kalifiye bir insan olarak bu zihniyetle cok fazla yol katedilemeyecegini bildirmek isterim.
-
Gerçek bir turizm duayeni, gerçek bir patron, kuzu palas personel yemekhanesinde seksen yaşında seksen personelin yemek almasını bekledikten sonra yemeğini alan bir başka patron tanımadım, varın siz düşünün gerisini..
-
Burhan Bey in katkilari hakikaten cok olmustur Türkiye turizmine.
Burhan Bey bir projeniz vardi Anadoludaki Hanlari otel olarak
tekrar canlandirmak diye. O proje nicin gerceklesemedi.
Col güzel bir proje idi. Aciklarsaniz cok sevinirim. Insallah
yakinda görüsmek üzere. Saygilarimla
-
Burhan beyin ve yarattığı Lykia World markasının yeri her zaman ayrıdır. Resort otelciliğin nasıl olduğunu değil nasıl olması gerektiğini öğrenirsiniz Lykia Worldde. Allah uzun ömürler versin Burhan Baba.
-
Burhan amcayayla Lykia wolrd tatil koyunde 6 sene calisitim hayatimin en guzel gunleriydi ve benimle calisan diger binlerce arkadasimin , Neden Burhan amca cunku o bize hic bir zaman patronculuk oynamadi. Turizim nasil yapilir bizlere cok iyi ogretti ... Su anda lykia universitesinden mezun birsuru arkadasim cevredeki hotel olmaya calisan tesislerde calisyor ve mutsuz.... ,Cunku biz gercek bir aileyiz . cunku biz biziz .:)LYKIA WORLD GERCEK EFSANE ...
-
dünyanın en tonton patronu allah uzun ömür versin kenisine ve ailesine...
-
Turizme yaptıkları ve katkılarıyla adından söz ettiren bir patrondur. Devirden sonra yaptıkları ile de...
-
Burhan Beyin yaptıklarını ve katkılarını elştirmiyor saygı duyuyorum Fakat son dönemde devirden dolayı yıllarca emek vermiş personeline yaptıklarını yüce allaha havale ediyorum. İnsanlar zaman zaman sıkıntıya girebilir ama emeğin hakkı ile kimse oynamamali...
-
Lykia World okulundan mezun olanların Burhan Babasıdır o. Diğer patronlara benzemez. Allah uzun ömür versin
-
Turizme farklı bir boyut getiren. Yaptığı tesisler ile ülkemizin turizmdeki iftiharı olan Burhan bey ve tüm Silahtaroğlu ailesinin ellerinden öpmek gerekir. Bir dönem bu grubun bir parçası olmaktan her zaman gurur duymuşumdur.. Teşekkürler BURHAN bey...
-
1994 de ilk tatilimi Kapadokya Lodgede yapmıştım. Robinson Çamyuva ve Lykia World (o zaman Robinson) yine gördüğüm en güzel tesisler idi. Antalyanın bugünkü Turizm bölgesi haline gelmesi, Robinson Çamyuva ile ilk atılan temel olmuştur. Burhan Silahtaroğlunu turizme katkısından dolayı tebrik ediyorum.