Turist rehberlerinden krize dair çözüm önerileri ve destek çağrısı
Krize ve rehberlerin krizden nasıl etkilendiğine dair kapsamlı bir rapor hazırlayan Turist Rehberleri Birliği (TUREB), rehberlerin sorunlarına dikkat çekerek, destek beklediklerini açıkladı.
TUREB tarafından hazırlanan raporda, rehberlerin krize bakış açısına ve çözüm önerilerine yer verildi, destek çağrısı yapıldı. Raporda ayrıca, rehberliğin tarihçesine de yer verildi.
TUREB tarafından yapılan destek çağrısı ve çözüm önerileri şu şekilde:
TURİZM SEKTÖRÜNDEKİ KRİZ ORTAMINA BAKIŞ
2016 yılının ülkemiz turizmi açısından “kayıp yıl” olmaması amacıyla TUREB olarak hem mesleki hem de genel bakış açısıyla sorunlar ve çözüm önerileri başlıklar halinde yer alacaktır.
REHBERLER AÇISINDAN:
1. Gelecek yıl için planlanan yurt dışı fuarlarda en donanımlı ve seçkin rehberlerin yer almaları sağlanarak, ülkemizin doğrudan ilk ağız ehil kişilerce tanıtılması,
2. 2016 yılı için tanıtım atağına geçilmesi, Antalya’da yapılacak “Çocuk ve Çiçek” temalı EXPO’nun da kullanılarak belli bir yaşa kadar (örneğin 12 yaş ve altı) çocukların ücretsiz tatil yapmalarının teşviki ile ailelerin tercih edeceği bir ortamın oluşturulması,
3. Yabancı turist sayısında yaşanacak azalmaların tespitiyle iç turizmin canlandırılması,
4. Özellikle Rusya krizi nedeniyle sahil bölgeleri ile İstanbul’da etkili olacak geriye gidişin rehberleri daha da zorlamaması için “Yabancı Uyruklu” belgesiz rehberlik yapan kişilerin iş birliği içerisinde sıkı denetlenerek faaliyetlerinin engellenmesi,
5. Yurt dışı tanıtımlarında sürekli ve farklı ülkelerde rehberlerin fahri elçi gibi görev yapmalarını sağlamak üzere, yurt dışı çıkışlarını kolaylaştıracak pasaport düzenlemesi yapılması, rehberlerin gittikleri ülkelerde yapacakları toplantı, sunum vb tanıtım faaliyetlerinin desteklenmesi,
6. 6326 sayılı yasaya göre her türlü tur faaliyetlerinde yapılan Rehber/Acente Tur Sözleşmelerinde Damga Vergisi muafiyeti ile KDV ve Stopaj oranlarının aşağıya çekilmesi,
7. Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanan 289 nolu tebliğin uygulanması için geçiş süreci verilmesi, tebliğe konu hususların SGK ve diğer mali boyutlarının birlikte değerlendirilmelerinin sağlanarak sektörün daha da zora sokulmaması,
8. Yasa dışı rehberlik faaliyetleri tarafımızdan yapılan denetimlerde tespit edilmesine rağmen, Bakanlık veya İl Müdürlüklerinden katılımcı olmaması nedeniyle belgesiz çalışan kişiyle ilgili işlem yapılırken buna sebep olan kurumlara bir yaptırım olmamasından dolayı Bakanlık destekli sürekli, etkin denetim yapılmasının sağlanması,
9. Turizm sektöründeki başıboşluğun ortadan kaldırılması, Bakanlığın sektörde yer alan tüm kurum/kuruluşlara eşit ve adaletli yaklaşımının gerçekleşmesi,
10. Müze ve Ören Yerlerine Ruhsatname sahibi (Çalışma Kartı olmayan) eylemsiz rehberlerin de ücretsiz olarak girmesinin sağlanması ve kendilerini yenileme ve bilgilerini geliştirmelerinin teşvik edilmesi.
11. Çanakkale Gelibolu Yarımadasında, Bakanlık tarafından ruhsatname verilmiş olan rehberlerin dışında, rehber olmadıkları ve kanunen rehberlik hizmeti sunma hak ve yetkisine sahip olmadıkları halde rehberlik hizmeti sunan Alan Kılavuzluğu sorununun çözümü,
SEKTÖR AÇISINDAN:
1. Turizm sektöründe faaliyet gösteren halk, küçük esnaf ve diğer işletmelerin desteklenmesi amacıyla “her şey dahil” konseptiyle çalışan otellerle de anlaşılarak haftada 1-2 gün bunun kaldırılmasının sağlanması (otel müşterisinin dışarı çıkmasının teşviki),
2. Aşırı yatak arzının planlanması,
3. Yeni destinasyonlar oluşturulması ve buralara yurt içindeki büyük turizm merkezlerinden kolay ulaşımın sağlanması,
4. Rusya krizini aşmak için Türkî Cumhuriyetlerinden “charter uçuşlarının” artırılması, teşviklerle Rusya’dan gelen turistlere alternatif oluşturulması.
5. Dış turizmde zorluk yaşadığımız anda iç turizme yönelerek sektörde istihdam edilenlerin kayıplarının en aza indirilmesi, faaliyet olarak sosyal barış ve huzur ortamının kamu eliyle teşvik edilmesi.
DESTEK ÇAĞRISI
22.06.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu uyarınca kanunda belirtilen görevleri yapmak, yetkileri kullanmak üzere tüzel kişiliğe sahip, “Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşu” ve on bin civarında rehberin üye olduğu 13 meslek odasının üst kuruluşu olarak 2013 yılında kurulmuş olup faaliyetini Ankara’da sürdürmektedir.
2015 yılı sonlarında başlayan ve 2016 yılında daha keskin bir hal alan turizmdeki sorunlardan doğrudan ve en çok etkilenen kesimlerden biri rehberlerdir. Geçimini sadece rehberlik yaparak sağlayan ciddi sayıdaki meslektaşımız, hayati ihtiyaçlarını, SGK primlerini ödeyememekte destek beklemektedirler.
Yabancı turist sayısındaki azalışa rağmen iç turizmde seyahatlerin arttığı, ancak yasal zorunluluk olan acente, rehber ve sigorta bulundurma kuralının özellikle kamu kurumlarınca uygulanmaması neticesinde rehberlerin doğrudan olumsuz etkilenmeleri nedeniyle, belediyeler, okullar ve diğer kamu kurumlarının sosyal-kültürel amaçlı gezilerinde yasaların daha sıkı uygulanmasında yardımcı olunması
*Kamu çalışanlarına yönelik tatil destek programına kültür turlarının dahil edilmesi, rehberli turların teşvik edilmesi
*Hükümetin küçük ve orta ölçekli işletmelere, iş kuracaklara, çiftçilere vermeyi planladığı kredilerden veya hibe yardımlardan belirlenecek koşullarla rehberlerin de yararlandırılmaları
*Kendi nam ve hesabına çalışıp 4B (SGK) primlerini ödeyemeyen, sağlık hizmetlerinden yararlanamayan rehberlerin prim borçlarında ödeme kolaylıkları sağlanması ve kriz ortamında sağlık hizmetlerinden yararlandırılmaları.
2016 YILI TÜM LİSTE ODA DAĞILIMI
TURİST REHBERLİĞİNİN MESLEK YASASI ÖNCESİ GELİŞİM SÜRECİ
Ülkemizde rehberliğin geçmişi 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. 1839’da Tanzimat’ın ilanıyla eğitim, güzel sanatlar ve ticaret alanında Avrupa ile ilişkiler gelişmiş ve İstanbul’da yaşayan yabancı sayısında artış olmuştur. Avrupa’da seyahat alanındaki gelişmelere paralel olarak Paris-İstanbul arasında Orient-Express tren seferlerinin 5 Haziran 1883’te başlaması ve Kırım Savaşı’nda Osmanlıların batılı güçleri desteklemesi, batılıların ülkeye sempati duymasına ve ticaret, gezi amaçlarıyla ziyaretlerin yoğunlaşmasına neden olmuştur.
Osmanlı'da 19. yüzyıl sonunda görülmeye başlayan turist rehberliği, hem ülkenin tanıtımı, hem de ulusal güvenlik açısından önemliydi. 29 Ekim 1890 tarihinde yayınlanan 190 sayılı Nizamname, bu mesleğin kurumsallaştırılması çabalarının ilk örneği oldu.
18. yüzyıldan itibaren önce askeri, sonra da ekonomik gücünü kaybetmeye başlayan Osmanlı Devleti, Batı etkisine girmeye başladı. Osmanlı'ya büyük bir ufuk açan, herkese hukuki ve mali güvenceler getiren Tanzimat Fermanı'nın ilanıyla birlikte, bir yandan güzel sanatlar, eğitim ve ticaret alanlarında Avrupa ile ilişkiler, bir yandan da İstanbul'a gelip giden veya sürekli başkentte oturan yabancı sayısı arttı. Avrupa'da seyahat alanında baş döndürücü gelişmelerin ortaya çıkması, Thomas Cook ve Belçika kökenli Wagons-Lits şirketlerinin birleşmesi, Orient-Express adı altında Paris-İstanbul tren seferlerinin başlaması gibi gelişmelerle birlikte yabancı iş adamı ve tüccarlar genellikle Beyoğlu'nda toplanmaya ve yatırım yapmaya başladılar. Kırım Savaşı’nda Osmanlı’nın Rusya'ya karşı batılı güçlerle birlik olması, Avrupa'da efsaneler kenti İstanbul'a ilgi ve sevgi doğurmuş, bu motifle ilk prototip turistler görülmeye başlanmıştı. İşte bu hareketlilik bir süre sonra İstanbul'da rehberlerin bir meslek grubu olarak ortaya çıkmasına yol açtı.
"Rehberlik" ile ilgili ilk belgelere, 29 Ekim 1890 tarihinde yayınlanan 190 sayılı Nizamname’de rastlanıyor. Rehberleri belli kurallara bağlayan bu nizamnamenin yürütülmesi görevi, İçişleri Bakanlığı tarafından belediyelere verildi. Amacı tercüman rehberlik mesleğini hali hazırda yürütenleri veya mesleğe başlayacak olanları disiplin altında tutmak olan nizamname ile mesleğin icrası sırasında iyi niyet gözetmek, düzgün bir Türkçe ve yabancı dil bilgisi yeterliliğinin sınavla tespiti öngörülüyordu. Ne yazık ki Osmanlı Hükümeti bu nizamnameyi yürürlüğe koymasına rağmen uygulaması ile pek ilgilenmedi.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin kurulmasından iki yıl sonra, "Ecnebi Seyyahlara Tercümanlık ve Rehberlik Edecekler Hakkında Kararname" ile sıkı kurallar belirlendi. Tercüman-rehberlik mesleğine gireceklerin uymaları gerekli esasları 11 maddede toplayan bu kararname, rehberlik mesleğinde eğitimin önemini gündeme getirmiş oluyordu. Kararnamenin yayımlanmış olmasına karşın, o yıllarda turistik faaliyetlerle ilgilenen resmi bir kuruluş bulunmadığından, tercüman rehberlerin gerekli bilgiye sahip olup olmadıklarının sınav sonucunda belirlenmesi kağıt üzerinde kaldı.
1928 yılında dünyada yaşanan ekonomik kriz, turizm faaliyetlerini Türkiye'de de durma aşamasına getirdi. Tercüman rehberlerin büyük kısmı mesleği terk etme noktasındaydılar. Ancak ilginçtir ki o sıralarda belgeli rehberler iş bulamazken, 1928 yılı Aralık ayında, İstanbul İktisat Müdürlüğü tarafından bir rehberlik kursunun açılacağı, basın aracılığı ile kamuoyuna duyuruldu. Gazetelerde yer alan bu kurs ilanının önemi, geçici tercümanlar ile mesleğe yeni başlayanları kapsaması ve kursiyerlerin mutlaka sınavdan geçme mecburiyetinin ayrıntılı olarak belirtilmesiydi. İlk kez bir sınavdan geçerek girme hakkı kazanılan kurstan mezun olan rehber sayısı 50 idi. 1935 yılında belediyelerde turizm şubeleri kuruldu ve bir rehberlik kursu daha açıldı. Bu kez kurstan 53 kişi mezun oldu. 1940'lı yıllarda II. Dünya Savaşı’nın etkisi ile turizm adeta durdu ve rehberlerin büyük bir kısmı mesleği bırakmak zorunda kaldılar.
1950'li yıllarda Türkiye modern turizme önem vermeye başlamıştır. 1950 yılında yapılan "İkinci Turizm Danışma Kurulu" rehberlik mesleği üzerinde önemle duruyor, Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve rehberliğin turizm sektörü içindeki önemine vurgu yapan "Turist Tercüman Rehberliği" başlıklı bir rapor bu kurula sunuluyordu. Rehberliğin günün koşullarına uygun hale getirilmesi ile ilgili önemli bir çalışmanın 1951 yılında TMTF (Türkiye Milli Talebe Federasyonu) tarafından yapıldığı görülüyor. 129 kişilik üniversiteli gençlerden oluşan kursiyerler başarıyla açılan bu kursu bitirmiş ve mesleklerine başlamışlardı. 1955-1960 yılları arasında yine çeşitli öğrenci derneklerinin desteği ile açılan ve İstanbul Belediyesi ile Basın Yayın İstanbul İl Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen iki ayrı kurstan 128 öğrenci mezun oldu ve çeşitli dillerde rehberlik yapmak hakkını kazandılar.
20 Ağustos 1963 tarihinde kurulan ve "çalışma alanına giren konularda personel yetiştirmek üzere kurslar, uzman okullar açabilme" yetkisine sahip olan Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, 1964-1968 yılları arasında rehberlik kursları düzenledi. Kurslar herhangi bir yönetmeliğe tabi değildi. 8 Kasım 1925 gün ve 2730 sayılı kararnameye dayanıyor, hizmet içi talimat ve genelgelerle yapılıyordu. İlk yönetmelik 3 Eylül 1971 de yayımlandı. "Tercüman Rehber Kursları ve Tercüman Rehber Yönetmeliği" 21 Mart 1974 tarihinde değiştirilerek "Profesyonel Turist Rehberliği Kursları ve Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği" adını aldı ve sırasıyla 1981'de, 1983'te, 1986'da, 1988'de değişikliklere uğradı.
Özellikle bu yıllarda turizmdeki gelişmelere paralel olarak turist rehberine de ihtiyaç artmaktaydı. Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için sık sık kurslar açılmakla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan iş birliğinde (LİMME ) Lise Mezunlarına Meslek Edindirme Projesi adı altında Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Müdürlükleri marifetiyle sınavlar yapılmış ve kısa süreli kurslardan geçirilen kişilere Turizm Bakanlığı tarafından belge verilerek rehber olma hakkı tanınmıştır.
02.07.1986 ve 9 Ağustos 1995 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan değişikliklerle yönetmeliğe fakülte ve yüksekokulların rehberlik bölümlerinden mezun olanlara gerekli şartları yerine getirdikleri takdirde Bakanlıkça kokart verileceği de hükme bağlandı.
25.11.2005 tarihinde yapılan yönetmelik değişikliği ile lise mezunlarına rehber olmanın yolu kapatılmış ve rehber olabilmek için en az iki yıllık yüksekokulu mezunu olmak veya üniversitelerin rehberlik bölümlerinden mezun olmak zorunlu hale getirilmiştir.
Yukarıda görüldüğü üzere çok sık değişen yönetmeliklerde amaç, bu mesleği icra eden kişileri daha iyi yetiştirebilmek ve arzu edilen kaliteye ulaşabilmektir. Yapılan yönetmelik değişikliklerinde değişmeyen kuralların başında, açılan kurslara giriş ve bitirme sınavları ile kursa devam koşulu gelmektedir. Elbette ki amaç, yerli ve yabancı turistlere Türkiye'nin değerlerini anlatıp tanıtabilecek güvenilir, bilgili, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda hareket eden çağdaş rehberler yetiştirmektir. Bu amaçlara uygun hareket etmeyen rehberler için caydırıcı madde ve cezaların getirildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra yabancı uyrukluların Türkiye'de rehberlik yapmaları yasaklanmış, seyahat acentelerinin belgesiz rehber çalıştırmalarının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Rehberlik, tarihsel süreç içerisinde çok eski çağlara dayanan bir geçmişi olsa da bir meslek olarak algılanması yüzyılımızın olgusudur. Günümüzde, kazandığı önem ve genişleyen kapsamını aşağıdaki tanım oldukça iyi yansıtmaktadır.
Rehber, turistlere, ziyaretçi ve konuklara eşlik ederek, SİT alanları, müzeler, anıtlar, türbeler, mabetler, tarihi eserler ve kalıntılar, folklor, kültür, sanat eserleri, el sanatları, hatıra eşyaları, eğlence yer ve olanakları hakkında doğru bilgiler verip gezdiren, gerektiğinde yaylacılık, dağ ve doğa yürüyüşü, su sporları, avcılık, kayak, mağaracılık, ornitoloji, paraşütçülük, botanik, bisiklet ve at turlarını kapsayan çeşitli spor türlerinin uygulanmasına yardımcı olan kişidir.
MESLEK YASASI SONRASI TURİST REHBERLİĞİ
22.06.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile turist rehberliği mesleğine kabule, meslek içi eğitime ve mesleğin icrasına, turist rehberleri odaları ile turist rehberleri odaları birliklerinin kuruluşuna, organlarının niteliklerine ve seçimlerine, organlık niteliğini yitirme hâl ve usullerine, görev ve yetkilerine, çalışma usullerine, üyeleri ile olan karşılıklı hak ve yükümlülüklerine, gelir ve giderleri ile bütçelerine ilişkin her türlü faaliyeti yürütme yetkisi Meslek Kuruluşuna devredilmiştir.
Bununla birlikte, Meslek Kanunu ile mesleğe üniversitelerin turist rehberliği bölümlerinin ön lisans, lisans veya yüksek lisans programlarından mezun olanlar veya üniversitelerin turist rehberliği bölümü dışındaki diğer bölümlerinden en az lisans düzeyinde mezun olduktan sonra, birliklerin ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin ortak önerileri ve Bakanlığın onayıyla turizm sektörünün ihtiyaçları da dikkate alınarak belirlenen dillerde, gerektiği hâllerde belirlenen bölgelerde, yönetmelikle kurs ve sınavlara ilişkin belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlığın gözetimi ve denetimi altında birlikler tarafından düzenlenen ülkesel veya bölgesel turist rehberliği sertifika programını başarıyla tamamlamış olanlar kabul edilmeye başlanmıştır.
Rehberlik mesleğine kabul edileceklerin yurt içi uygulama gezileri üniversiteler ile iş birliği içinde birliğimiz tarafından konusunda uzmanlaşmış eğitici rehberler eşliğinde, öğrencilerin eğitim programını aksatmayacak şekilde ve 2 etaplı olarak gerçekleştirilmektedir. Uygulama gezilerinin planlamasında turizmin yoğun olmadığı dönemler tercih edilerek ekonomik olarak öğrencilerin zorlanmadan eğitim gezilerini tamamlamaları sağlanmaktadır. Yine öğrencilerin yabancı dil seviye tespit sınavları ile rehberlerin ruhsatnamelerine yeni bir yabancı dil ekletme sınavları meslek kuruluşlarının üst birliği olan TUREB tarafından Bakanlığın gözetim ve denetimi altında üniversitelerde bu dilin eğitimini veren akademisyenler marifetiyle yapılmaya başlanmıştır.
En önemli konulardan birisi de rehberlerin taban ücretleridir. Yapılan düzenlemeler ile rehberlere günlük tur, paket tur, transfer ve gece tur ücretinin yanı sıra rehberlerin gelecekleri de düşünülerek taban aylık belirlenmesi sağlanmıştır.
Bu Haber 03.06.2016 - 10:39:11 tarihinde eklendi.