Ersoy: Baraner’den Almanya’daki uygulamayı istedim...

Ersoy: Baraner’den Almanya’daki uygulamayı istedim...
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TÜRSAB’ın kaynakları har vurup harman savuran tekilci bir birlik olduğunu ileri sürdü. Yeni yasayla bir birliğe zorunlu üyeliği ortadan kaldırmayı hedeflediklerini kaydeden Ersoy, düzenleme konusunda Almanya’daki modeli örnek aldıklarını savundu.

Turizm Güncel 

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki ‘yasa’ savaşı son sürat devam ediyor. TÜRSAB’ın İstanbul ve Ankara’da binlerce üye ile bir araya gelerek ‘hayır’ dediği yasa tasarısına ilişkin açıklamalarda bulunan Merhmet Nuri Ersoy, TÜRSAB’ı kaynakları har vurup harman savuran bir yapı olmakla suçladı. Bloomberg yayınına katılan Ersoy, yeni düzenlemede Almanya’daki modeli esas aldıklarını, amaçlarının TÜRSAB’ı kapatmak değil, ihtisas alanlarına göre yeni birlikler kurulması olduğunu söyledi.

“Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde turizm birliğine böyle bir yetki verilmemiş”

1618’in çıkarıldığı dönemin iş yapma ve fiziki şartlarına göre çıkarılmış 52 yıllık bir kanun olduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Kanun çıkarılırken muhtemelen o zamanki Kültür ve Turizm Bakanlığının imkanları ve elindeki insan kaynağı yeterli görülmemiş ki, belgelendirme ve izin süreçleri kanunla bu birliğe devredilmiş. Aslında normalde nasıl biz on binlerce oteli, şimdi on binlerce konutu belgelendiriyorsak,  seyahat acenteleri için de aynısının olması gerekir.  Ve dünyada da baktığınız zaman böyle bir uygulama yok. Dünyanın gelişmiş hiçbir ekonomisinde turizm birliğine böyle bir yetki verilmemiş. Bu yetki aslında kamuda, yani bakanlıkta olması gereken bir yetki” diye konuştu.

“Sadece ülkemize has bir özellik bu”

Dünyanın hiçbir yerinde seyahat acentelerinin böyle tekil bir birliğe üye olma zorunluğunun olmadığını ileri süren Bakan Ersoy “Sadece ülkemize has bir özellik bu. Dünyada turizmde ilk beşe giren bir ülkesiniz  ve hiçbir ülkenin uygulamadığı bir uygulama ile yolunuza devam etmek istiyorsunuz. Ben her zaman söylüyorum; turizm Türklerle ve sadece Türkiye ile sınırlı bir etkinlik olsa, istediğiniz kuralı koyun. Ama turizm tüm dünya insanlarına hitap eden ve tüm dünyada yapılan bir etkinlik. Yani tüm dünya hedef pazarınız ve aynı zamanda potansiyel rakibiniz. Böyle olunca turizmle ilgili tüm düzenlemelerinizi dünya ile uyumlu yapmak zorundasınız.” ifadelerini kullandı.

“Hüseyin Baraner’den Almanya’daki uygulamayı istedim”

1618 sayılı yasa çalışmalarıyla ilgili eleştiriler geldikten sonra Hüseyin Baraner’den Almanya’daki uygulamayı istediğini açıklayan Ersoy,  şu noktaların altını çizdi:

Niye Almanya’yı istedim? Çünkü bizde konaklama sektörü ağırlıkta  ama Almanya’da seyahat sektörü, yani acenteler. Çünkü Almanya ağırlık olarak turist ihraç eden, Türkiye ise turist ithal eden bir ülke. O yüzden baktım, Hüseyin Baraner’den gelen bir notu anlatayım size...

“Almanya’da turizmcilerin istediği birliğe üye olması serbest”

100 milyar euro ile dünyanın en büyük turizm ekonomisine sahip Almanya’da hükümetin eşit olarak muhatap aldığı, ayrıca yıllık destek verdiği turizm birliklikleri... Almanya sektörün gelişmesi için birlikler arası rekabeti önemsiyor ve turizmcilerin istediği birliğe üye olmasını serbest bırakıyor. Neler yapılmış diye baktım. ASR diye, orta ölçekli seyahat acentelerini kapsayan bir birlik var. BTV adında, ulaşım hizmeti yapanları bünyesinde toplayan bir birlik var. Tur operatörlerini ve ağırlıklı olarak paket tur satanları barındıran DRV var, mobil satış yapan acenteleri kapsayan VUSR var, Booking, Expedia gibi OTA’ları kapsayan VIR var... Özetle denmiş ki; tek birlik olmasın, çok birlik olsun, ben hiçbir üyeyi bir yere üye olmaya mecbur tutmayayım, gönüllülük esasıyla olsun.

“Seyahat Acentaları Birliğine ‘siz devam edin’ diyoruz”

Biz ne yapıyoruz bu yasayla? İhtisas alanlarına göre yeni birlikler oluşmasına izin verilsin istiyoruz. Yani Seyahat Acentaları Birliği’ni kapatmıyoruz. Diyoruz ki, siz devam edin, ihtisas alanlarına göre yeni birlikler de oluşabilsin. Mesela hac ve umre acenteleri var. Bu birlikler belli bir kamu belgesine sahip olsun ki biz bunları ayrıştırabilelim.

“Girmek istiyorsa belgelesin ama girmek zorunda değil”

Diyanetten belge alabilenler Hac ve Umre Acentaları Birliğine girebilsin. Girmek zorunda değil. Girmek istiyorsa bir sınırlaması var; o belgeyi almak zorunda. Veya sağlık turizmi acentaları bir birlik kurmak istiyor. Onlara diyoruz ki Sağlık Bakanlığından aldığın belgeyle bu birliğe girebilirsin. Girmek zorunda değilsin ama girmek istiyorsan bu belgeyi alacaksın. Veya bilet satış acenteleri var. Onlara da diyoruz ki, IATA’dan belge getirenler veya THY’den satış yetkilendirme belgesi olanlar bu birliğe girebilsin. Girmek zorunda değil ama bu belgesi yoksa giremesin. Yani sınırlama var, mecburiyet yok. Avrupa’da olduğu gibi. Mesela Tur Operatörleri Birliği olsun... Cirosu 250 milyon lira ve üzeri olan ve bunu resmi belgeyle belgeleyebilen firmalar. Girmek istiyorsa belgelesin ama girmek zorunda olmasın... Ya da, diğer birliklerle ilgili memnuniyetsizlik devam ediyorsa diğerleri ile ilgili, 1000 ve üzeri acente birleşip ‘biz yeni bir birlik kurmak istiyoruz’ diyorsa bize getirin biz onaylarız Bakanlık olarak diyoruz.

Bakanlık olarak Seyahat Acentaları Birliğini kapatma gibi bir niyetimiz yok, tam tersi alanlarına göre yeni birliklerin kurulmasını istiyoruz.  

İki, Avrupa’da olduğu gibi, tekilci bir yönetimden çoğulcu bir yönetime geçilsin istiyoruz. Zaten bu tekilci seyahat acenteleri bir tek ülkemizde var.

“Milyar bazında gelen kaynaklar var”

Ve bakıyoruz bu tekelcilik ne getirmiş; Mesela TÜRSAB, farklı belgeler adı altında birçok kaynak toplamaya başlamış.  Birçok belgeler türetmiş ve bu belgelerle ilgili üyelerinden bedeller alıyor. Yan, milyar bazına gelen kaynaklar topluyor. 

Geçmişte alt şirketler, yani iştirakler kurmuş. Sonra topladığı bu kaynakları bu alt şirketlere aktarmış. Ve gördük ki, şu anda bu şirketlerin tamamı iflas etmiş durumda. Yani müflis duruma gelmiş durumda.

“Bağışı mecbur tutmuş”

Veya bir vakıf kurmuş, elinde yetki olduğu için kimin üye olacağına kendisi karar veriyor. Son kaşeyi biz vuruyoruz ama onun ödemesinden geçmeden biz vuramıyoruz. Üyelerine demiş ki, “Eğer buraya üye olmak istiyorsan vakfa şu kadar bağışta bulunacaksın. Bunu mecbur tutmuş sözlü olarak. Bununla ilgili olarak birçok şikayet ve açılmış davalar var. Aslında bu tekil yapı da, özünde üyelerine zarar veren bir hale gelmiş.

Fiziki belge üretip (bu dijital çağda fiziki belge mi olur) kendine bağlı bir sistem yaratıyor. Bu fiziki belgeleri kontrol edeceğim diye günde iki üç defa  jandarma eşliğinde çevrilen turizm otobüsleri görüyoruz biz. 

Turizmde ilk 5’e giren bir ülkeyiz. Bu çağda artık polis ve jandarma eşliğinde turist otobüslerinin çevrilip belge denetiminin yapılmasını hiç doğru bulmuyorum. Bunlarla ilgili çağdaş düzenlemelerin yapılması gerekiyor. 

Özetle bu yasa ne getiriyor? Har vurup harman savrulan bu kaynaklar kimden alınıyor? Üyelerden. Biz diyoruz ki; artık üyelerden aldığın aidat ücretini 4’te bire indirmek istiyoruz. Çok daha az kaynak topla, çünkü zaten amacı dışında kullanıyorsunuz. 

Onun dışında hangi birliğe girerseniz girin, faaliyet alanlarınız ile ilgili bir kısıtlama getirmiyoruz. Kanunda ne yazıyorsa hepsini yapmakta serbestsiniz. Ama temsil edilmek istediğiniz birliğe siz karar verin.


Bu Haber 01.02.2024 - 20:40:38 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Tursap

    Faruk taş 03.02.2024 - 12:53

    Bu değişiklik iyi olacak çünkü tursap kendini devletten büyük görmeye başlamıştı

  • Dünyadan bi haber bakan

    Turizm Emekçisi 03.02.2024 - 12:44

    Bakan dünyayı, Almanya'yı anlatmaya çalışıyor ama eksik, yanlış bilgilerle... Öncelikle dünya genelinde öne çıkan meslek örgütü modeli bölünme parçalanma değil, çatı örgütleri modeli... Aksi taktirde İngiltere'de ABTA değil ABTA'lar, ABD'de ASTA değil ASTA'lar, Almanya'da güçlü DRV değil, DRV'ler olurdu... Örnek gösterdiği Almanya ile ilgili bilgiler de yanlışlarla dolu! Bir kere DRV sadece paket tur satanları bünyesinde barındıran bir örgüt değil, yaklaşık 15 yıl önce konaklamadan hava yollarına, hizmet sağlayıcılardan transfercilere geniş bir yelpazeyi içerecek biçimde üye yelpazesini genişletmiş bir kuruluş. Onun için de adını bile Alman Seyahat Acenteleri Birliği'nden Alman Seyahat Birliği'ne (Deutsher Reiseverband) dönüştürdü. VUSR mobil satış yapan acentelerin değil, herhangi bir zincire, holdinge bağlı olmayan, yani tabela acentası olmayan bağımsız acentelerin birliği. BTW ise ulaşım hizmeti verenleri değil DRV'sinden DEHOGA'sına, Bentour'undan DER Touristik'ine turizm meslek kuruluşlarının yanında tek tek tur operatörü ya da diğer turizm şirketlerinin de üye olabildikleri bir çatı örgütü. Yani Sayın Bakanın argümanlarını neresinden tutsanız elinizde kalıyor...

  • Amaçlanan Şey Denetimsizlikten Kaynaklı Kaos ve Yandaşa Rant Yaratmak ise Bravo!

    Çoban Ateşi 02.02.2024 - 01:46

    Sayın Ersoy'un hayali denetimsizlik ve TÜRSAB'ın topladığı paralar sanırım. Bu ülkede bordrolu çalışan maaşının yarısı vergiye gidiyor. Bu konuda kimse bir şey yapmıyor. Çünkü doğrudan vergiyi toplayamayan ve cezayı çalışana kesen bir hortumcu yapı var. Elektrik yatırımları yandaşta, tüm yaz boyu elektrik kesintilerinden dolayı tesisler jeneratör gürültüsünde hizmet veriyor. Kaç dönemdir 'Seyahat Acentesi' olan! bir Turizm Bakanı nelerle ilgileniyor. Bu şekilde kaçak ve denetimsiz turlarda kaç kişi ölecek, göreceğiz. Yetki Belgesi önemli kesinlikle, bu işi kamu da yapabilir, Turizm Bakanlığı da. Lakin önemli olan hukuki denetimdir, kural koyuculuktur. Bu ülkede senede kaç turist ülkemizde herhangi bir kazada ölüyor, bunun denetimi yapılıyor mu? Turizm Bakanı olmak, kendine arazi ayırıp, kendi iş takibini yapmak olmamalı. Aynen Barolarda olduğu gibi, yandaş yaratma amacıyla- denetimin partileştirilmesine yol açacak bir uygulamaya imza atmaya hazırlanıyor. Ki acentesinin bile otellere yaklaşımı oldukça düşündürücü bir tekel anlayışına sahipken, bu durum oldukça tehlikeli. Planlanan uygulamanın ülkeye adalet ve hakkaniyet getireceğine inanmıyorum. Ülkemizde hileli iflas ile havayolu işinden personel alacaklarını ödemeden çıkıp, Kıbrıs'ta Otel sahibi olan ve iş takipçiliği yapanlar için de bir çözümü olacak mı acaba? Ülkemize onurlu ve ahlaklı siyaset gelmesini ve millet için çalışan bir Turizm Bakanı hayal ediyorum. Yandaş elektrik şirketlerinin yaptırmadığı regülatör sistemleri yüzünden, Antalya halkının Kobilerin, her yıl maddi zarar yaşadığını acaba biliyor mu? Sayın Ersoy'dan Salda vakasından sonra, çıtayı daha da yükselterek Peri Bacalarını kesip otellerinde sergilemesini görürsek şaşırmayacağız. Yaptığı her şeyi Tanrı'ya havale ediyoruz. Çünkü ülkemizin Adil! mahkemelerinde vatandaş olarak sadece bu kelimeler suç değil. Coğrafya kader değildir. politik zihniyetler problem. Tekrar soralım: Kefenin cebi var mı?

  • Gündem yaratma!!!

    Süleyman Sürmen 02.02.2024 - 11:43

    Sayın bakan,Türsab'ı bölmek için vakit kaybedeceğine,turizm bölgelerindeki yolların,altyapının iyileştirilmesi ile ilgilensenize.Otellerin içi beş yıldız dışarısı iki yıldız bile değil.Saymak istemiyorum ama yaz döneminde elektrik kesintilerinden,kanalizasyon kokularından geçilmeyen yerler var.Türsab'ı bölmek ne işinize yarar,aidatlar yüksek demişsiniz o zaman düşürün.Transferi seyahat acentalarından alırsanız kim yapacak,hergün biribiri ile kavga eden,dil bilmeyen sarı taksiciler mi yapacak.Önce siz o taksicileri adam edin yazın seyahat acenta kayıtlı çalışan araçların önünü kesip içinde misafir varken zorbalık yapanlarla uğraşın.Çok mu bölmek istiyorsunuz o zaman önce kendinizden başlayın Kültür ile Turizm bakanlığını ayırın....

  • Atme bulma dünyası

    Halis düz 02.02.2024 - 09:33

    İlham aliyevin deyimiyle:ne oldu firüz, raks eyliyerdin, rehberleri yük olarak görüp, saçma yalan beyanlarda bulunup bizi minimize ediyordun, görüyoruz ki sizi param parça ediyorlar, nasılda bu durumdan rahatsız olmuşsunuz ama aynı durumu bize reva görüyordunuz, her zaman diyorduk biz birbirini tamamlayan 2 meslegiz, ama siz hep aksini düşündğnüz....

  • Sayın Bakana Çağrımdır!!!

    Mehmet Gem 02.02.2024 - 02:13

    Sayın Mehmet Nuri Ersoy, Hazırladığınız yasayı çok güzel savunmuşsunuz, şirketinizin muazzam bir reklam bütçesi var çıktığınız programlarda kendi pr'ınızı mükemmel yapmanıza fırsat tanıyorlar. 50 yıllık bir kurum ve üyesi olduğunuz TÜRSAB'ı bu kadar yoğun olarak çıkıp bundan önce kamuoyuna şikayet eden bir Kültür ve Turizm Bakanı ile hiç karşılaşmadık. Son tahlilde gözüken hazırlattığınız yasanın sizde sağlıklı olmadığını anlamış olmalısınız ki, kamuoyundan gelecek eleştiriler için adete bütün tuşlara basarak kamuoyu nezdinde ülke yönetimindekilere, siyasilere ve bürokrasiye mesaj vermektesiniz. Bakın bir teklifim var size sizin belirlediğiniz kanalda, kanunu birlikte hazırladığınız TÜRSAB muhalifleri değil, turizmi bilen ve bu meslek ve meslek örgütü için fikirleri olan meslektaşlarımız ile birlikte bir program düzenleyin, biz kanun hakkındaki görüşlerimizi siz hazırladığınız bu kanunun bizim sektörümüz için ne türlü faydalar sağlayacağını açıklayın, tüm kamuoyu bilgi sahibi olsun. Almanya modelinden bahsetmişsiniz hazırladığınız taslakta teminat ve sigorta ile ilgili tek bir madde yok. Nasıl bir anda bu yasa Alman Modeli oldu onu da anlayamadık. 1618 sayılı yasa ile meslek örgütüne üye olan turizmcilere kanun değişikliğinde şartlarının iyileştirmesi ve kazanımları için hiçbir şey sunmuyorsunuz, o zaman bu kanun değişikliğini neden yapıyorsunuz? Mikro birlikler kurarak temsiliyet, muhataplık konusunda onarılmaz yaralar açılacağını ve bu bedelin Türk turizmine en büyük darbeyi vuracağını düşünmediğinizi net olarak gözlemliyoruz. Üyeleri TÜRSAB yönetimi ile karşı karşıya getirmek için 1618 Sayılı Kanun içindeki GENEL KURUL SÜRESİ VE SEÇİMLER maddesini bir günde TGA SEÇİMLERİ ile eşlemek için kanun çıkarttınız, GİRİŞ ÖDENTİSİ VE AİDAT maddeleri ile ilgili olarak hiçbir işlem yapmadınız. Kurulacak birliklerin çok daha az aidat alacağını körükleyerek TÜRSAB'ın içinden ayrılacak hiç bir etkinliği ve yetkinliği olmayacak mikro birlikler kurma çabası içindesiniz. GİRİŞ ÖDENTİSİ VE AİDAT maddesinin değişikliği için kim engelledi sizi? Bu arada kurulacak mikro birliklere neden bir yıl süre ile toplamda 6.300.000 TL yardımda bulunma vaadi veriyorsunuz? Kanunun bir bütünlüğü olmadığını ve birbirinden çok kopuk olduğunu en az siz de bizim kadar biliyorsunuz. Bu kanun için en güzel kullanılabilecek tabir, KERVAN YOLDA DÜZÜLÜR söylemi olabilir. Almanya modeli dediğini kanun modeliniz, bizim Türk modeline uymuyor ya da bir durum kargaşası var. Yalnız unuttuğunuz bir nokta var ki, Alman modeli dediğiniz bu yasayı biz net olarak okuduk değerlendirdik, Türsab Hukuk Baş Müşaviri Ferhat İlker Ünsever'in bakanlığınız yetkilileri ile hazırlamış olduğu, Bakanlığınızın ilgili bakanlıklara görüşleri için gönderdiği, o bakanlıklardan hiçbir olumsuzluk notu gelmeden kabul edilen ilk taslak metin üzerinden ana gövdesi alınmış ve içine bir çok şeyin eklendiği bir metin olarak gördük. Yanılıyorsam lütfen tüm kamuoyunu aydınlatın, ayrıca madem bu kanun modelini ALMANYA'dan aldığınızı belirtmişsiniz, ilgili Almanya'daki kanun metnini lütfen tüm kamuoyu ile paylaşın, Almanya dediğiniz ülkede böyle bir turizm kanununun olması imkansız. Sayın Hüseyin Baraner'de çıkıp yarın bir açıklama yaparsa ben hiç şaşırmayacağım zira bu iş dar alanda kısa paslaşmalara dönmek üzere. Kaygılarımla (Bu yazımı kimsenin baskısı, telkini ve yönlendirmesi ile yazmadım zira çok hassas olunuyor sonra bazı ithamlar ile karşılaşıyoruz, yanınızda bulunan TÜRSAB muhalifleri algılarda bulunmak için yazılanları, söylenenleri ters algı olarak kullanmakta beis görmüyorlar. Bu yazdıklarımı kendi özgür arzum ve iradem ile yazdığımı beyan ederim.)

  • 1618 in kime ne zararı var?

    Özcan Kılıç 01.02.2024 - 09:17

    Seyahat acentasının türsab üyesi olması ile Türk turizmi nasıl bir zarar görüyor acaba? Almanya ile kıyaslamak ve Türsab'ı birliklere bölmeye çalışmak kesinlikle gerçekçi ve doğru değildir. Almanya ile benzer yanlarımız yoktur. Türsab'ı bölerseniz çok Büyük bir kaos yaratırsınız. 2023 yılında övünülen turizm rakamları mevcut 1618 ile yapıldı. Türsab Türk turizmine engel değil bilakis Türk turizminin 50 yıllık gücüdür. Türsab'ı birliklere böldüğünüz zaman yol denetimleri bitecek mi yani? Aidatlar fazla ise buyurun ilgili yasa maddesini değiştirin ve aidatı düşürün. Aidat için mi Türsab'ı birliklere bölüyorsunuz? Ayrıca Transferi seyahat acentalarından alarak Türk turizmine nasıl bir fayda sağlayacaksınız?

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.