Antalya Kaleiçi’nin sahibi çok, çözüm yok!
TurizmGuncel olarak Antalya Kaleiçi’ne gidip bölgenin nabzını tuttuk. Bakın ortaya nasıl bir manzara çıktı…
Eda Özsoy - TurizmGuncel
Antalya’da Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Menderes Türel zamanında ilk kez çeki düzen verilen Kaleiçi, eski görünümünden uzak olsa da hala sorunlar yumağıyla boğuşuyor.
Birbirine ardına açılan oteller, özellikle Osmanlı tarihini yaşamak isteyen misafirlerini ağırlıyor ancak bir turist olarak sokaklarda dolaşıp, rahatça alışveriş yapmak bölge için hala bir hayalden öteye gidemiyor. Daracık sokak aralarında dolaşan araçlar, hem esnafa hem de turistlere zor anlar yaşatıyor. Sokaklar yer yer temiz olsa da, bazı sokaklarda ağzına kadar dolan çöp konteynırları çirkin bir görüntü yaratıyor.
Her türlü olumsuzluklara rağmen turistler yine de bölgeye gelip, tarih dolu bu mekanın tadını çıkarmaya çalışıyor.
TurizmGuncel olarak Kaleiçi’ne gidip ilgili kişilerle görüşerek bölgenin nabzını tutmak istedik. Bakın ortaya nasıl bir manzara çıktı…

ÇÖP KONTEYNIRI TARİHİ ÇEŞMEYİ NASIL KAPATIR?
Antalya Gazeteciler Cemiyeti, modern binasıyla yaklaşık bir yıldan bu yana Kaleiçi’nde hizmet veriyor. Cemiyet binası, sadece gazetecileri değil, sivil toplum örgütleri temsilcilerini ve yurtdışından gelen özel misafirleri de ağırlıyor. Ancak binanın önünde Kaleiçi’nin dokusuyla uyuşmayan, tarihi çeşmenin önünü kapatacak şekilde yerleştirilmiş kocaman mavi çöp bidonları dikkat çekiyor.
Kaleiçi’nin sorunlarını kendi köşesinde defalarca yazan, tarihi mekanın sakinlerinden Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, bu duruma isyan ediyor.
KALEİÇİ’NDE OTORİTE EKSİKLİĞİ VAR
Öncelikle Kaleiçi’nin Yat Limanı ile birlikte düşünülmesini isteyen Yeni, “Yat Limanı, bir zamanlar Antalya’nın en hareketli olduğu yerdi. Şimdi ise karanlıklar içinde…Kimse oralarda yürüyemez hale geldi. Her iki yerin birlikte değerlendirilmesinden yanayım” diyor.
Kaleiçi’nde son beş yıldan bu yana ciddi çalışmalar yapıldığını anımsatan Yeni, buna karşın hala pek çok eksikliğin olduğunu dile getiriyor. Kaleiçi’nde bir iradenin olmasını isteyen Yeni, sözlerini şöyle sürdürüyor:
KALEİÇİ’NİN SAHİBİ YOK
“Kaleiçi’nin malesef sahibi belli değil. Oysa, buranın farklı bir teknikle yönetilmesi lazım. Buradan normalde Büyükşehir de sorumlu, Muratpaşa Belediyesi de sorumlu.. Ruhsatlandırma işlerini Muratpaşa Belediyesi yapıyor. Ruhsatsız çok fazla işyeri var. Ruhsatı olmayan yer demek, kanun dışı bir takım uygulamaların olacağı yer anlamına geliyor. Buranın adam olması için her sokağını ayrı planlamak gerekiyor. Örneğin bir sokağı sanat sokağı olmalı. Diğer sokağında yörük kültürü yaşatılmalı.

YA DİNLENCE YA DA EĞLENCE YERİ OLMALI
Şu anda Kaleiçi’nde eski binaların fotoğrafını çekmek dışında hiçbir cazibe yok. Burası bir eğlence merkezi mi dinlence merkezi mi bu da belli değil. Tercihin ya eğlenceden ya da dinlenceden yana kullanılması lazım. Bana kalırsa, bu tercihin dinlenmeye yönelik kültür sanat içerikli kullanması lazım.”
BAZI PANSİYONLARDA KADIN TİCARETİ YAPILIYOR
Esnafın tutumu belli... Güvenlik zaafiyeti var. Giriş ve çıkış kapılarının bazısı açık, bazısı kapalı. Kaleiçi’ndeki bazı pansiyonların kadın ticaretine yönelik, hoş olmayan birtakım uygulamalar yaptığını biliyoruz.
Burada butik otelcilikten yana dinlenme amaçlı, kültür sanat içerikli uygulamalar sağlanırsa ve tarihi doku korunursa, Antalya Kaleiçi buna göre dünyanın en önemli merkezlerinden biri olabilir. Çünkü Antalya’nın gidecek başka yeri yok. Bizim tarihimize sahip çıkmamız lazım. Öncelikle yeni yapılmış binaların kamulaştırılarak yıkılması lazım.
SAYIN BAKANIMIZI HER GELİŞİNDE KALEİÇİ’NE BEKLİYORUZ
Buradaki evlere sahip çıkılmıyor ve yerlerine yeni binalar yapılıyor. Sizin vasıtanızla Sayın Kültür ve Turizm Bakanımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın Bakanımızın her Antalya’ya geldiğinde Kaleiçi’ne gelmesini ve toplantı yapmasını istiyoruz. Bakanlığımızın buraya sahip çıkması gerekiyor. Yeni valimizin de buraya sahip çıkması gerekiyor. Kaleiçi, bizim herşeyimiz.”
Mevlüt Yeni, 2011 yılı başlangıcından itibaren Kaleiçi sohbetlerini başlatacaklarını ve kanaat önderlerini Kaleiçi’ndekilerle buluşturup, aylık programlar yapacaklarını da sözlerine ekliyor.
KALEİÇİ'NDEKİ OTELCİLER NE DÜŞÜNÜYOR, ESNAF NE DİYOR?
Kaleiçi’ndeki incelememiz sırasında hem otelcilerle hem de bölge esnafıyla görüştük. Otelciler özellikle esnafın turistleri rahatsız ettiğini düşünüyor. Esnaf ise hanutçulardan şikayet ediyor. İşte izlenimlerimiz…
MEDİTERİA ART OTELİ
MUSTAFA SALMAN
Kaleçi’nde bulunan 19 odalı Mediteria Art Oteli’nin Müdürü Mustafa Salman, turistlerin özellikle esnafın davranışlarından şikayetçi olduklarını belirtiyor. Turistlerin hem fiyatlar konusunda zorluk çıkarttığını hem de turistleri dükkanların içine çekmeye çalıştıklarını öne süren Salman, “Temizlik konusunda bir ara sıkıntı vardı ancak şu sıralar düzelme var. Bir tek otopark ücretleri konusunda sıkıntı yaşanıyor. Bir gecelik otopark ücreti için 100 lira alınıyor. Misafirler geceliği 150 liraya kalırken, oda fiyatına oto park parası vermeleri sıkıntılı bir durum yaratıyor” diyor.
PUDİNG SUİT OTEL
SEDA YAKICI
Kaleiçi’nde hem otantik hem de modern odalarıyla dikkat çeken Puding Suit Otel’in Müdürü Seda Yakıcı ise Kaleiçi’nde özellikle temizlikle ilgili sıkıntılar yaşandığını belirtiyor. Fiyatlar konusunda da turistlerin biraz sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Yakıcı, şunları söylüyor:
“Misafirlerimiz özellikle fiyatlarla ilgili bizlere danışıyorlar. Çok az olmakla birlikte dil sıkıntısı çıkıyor. Onun dışında çok rahatsız oldukları bir konuyla karşılaşmadık.
Kaleiçi’ndeki esnaf çok güler yüzlü ve sıcak… Kaleiçi’nde herşey çok iyiye gidiyor. İki üç yıl içinde kendini çok iyi toparlamış vaziyette..Kaleçi’nde hala daha çok eski ve yenilenmesi gereken ev var. Daha fazla insanın ev satın alıp, restore edip otele dönüştürülmesi gerekir. Bence her yapılan tesis, burası için bir kazançtır…”

ALP PAŞA KONAKLARI
ALİ AKÇAKAYA
Kaleiçi’nin en eski otellerinden biri de Alp Paşa Konakları olarak geçiyor. 60 odaya sahip olan tesisin Müdürü Ali Akçakaya, komplekste hem villa hem de otel olarak hizmet verdiklerini anlatıyor.
Kaleiçi’ndeki otel fiyatlarının çok farklı olduğunu anımsatan Akçakaya, “Bizim kendimize göre fiyatlarımız var. Aslında bir el birliğiyle olsa çok daha iyi olurdu. Örneğin Sultanahmet’teki otelciler fiyat konusunda işbirliği yapıyorlar. Bizde ise ortak bir fiyat politikası malesef yok Herkes ne tutturabilirse satıyor” diyor.
Akçakaya, esnafın tutumunun yapılan her türlü düzenlemeye karşın bir türlü değişmediğini, hatta bedava olan plajlardan dahi para alan işletmelerin bulunduğunu iddia ediyor.

KALEİÇİ ESNAFI, HANUTÇULARDAN DERTLİ
Kaleiçi’nde 7 yıldan bu yana tekstil işiyle uğraşan Adnan Çot, esnafa yönelik suçlamalara isyan ediyor. Esnafın turistlere karşı son derece anlayışlı davrandığını belirten Çot, Kaleiçi’ne asıl zarar verenin hanutçular olduğunu iddia ediyor.
Çot, “Bir ara hanutçular azalmıştı ancak yeniden çoğalmaya başladı. Müşteriyi kale kapısından alıp, istedikleri dükkana götürüyorlar. Yüzde 15 komisyon karşılığında müşteriyi yönlendiriyorlar” diyor. Ulaşım konusunda da sorunlar yaşadıklarını aktaran Çot, “Sokaklarımız dar olduğu için ulaşımda çok büyük sıkıntılar çekiyoruz. Araçlar sıkışıyor, turistler yollarda doğru düzgün Kaleiçi’nin tadını çıkaramadan dolaşmak zorunda kalıyorlar” diye konuşuyor.
Bu Haber 27.07.2010 - 08:45:47 tarihinde eklendi.