'Tek pazara yönelmek işletmenin geleceğine ipotek koymaktır'

Savaş Daş - TurizmGüncel

Kapasitelerinin yüzde 20'lik bölümünü iç pazara ayırdıklarını belirten İsmail Kuru, erken rezervasyonun iyice geriye çekilmesiyle çok özel fiyatların ortaya çıktığını ve bunun da ilgiyi arttırdığını ifade etti. Kendileri için ana pazarlardan birinin İngiltere olduğunu söyleyen Kuru, kapasitelerinin yüzde 20'lik bölümünü İngiltere'ye ve yüzde 25'lük bölümünü ise BDT ülkelerine ayırdıkları bilgisini verdi. Kuru, "Ortadoğu pazarı da bizim için çok önemli. Kapasiteleri mümkün olduğunca homojen bir şekilde dağıtmaya çalışıyoruz. Pazar dağılım stratejisini ise bütçelere yansıtarak belirliyoruz" dedi.



DENGEYİ KORUYORUZ

Kontenjanların dönemsel hareketliliğe göre değişebildiğini belirten İsmail Kuru, "Tur operatörlerinin ödediği rakamlar var. Bu rakamların nerede ne kadar eritildiği de önemli. Eğer eritilmemişse eritilmeyen kısmı için diğer tarafa biraz daha yükleniyoruz. Yani o dengeyi de mutlaka koruyoruz. Belli dönemlerde bazı pazarlarda ufak tefek çıkışlar olabiliyor. Ama sezon sonuna gelip genel rakamlara baktığımızda hedeflerimize ulaştığımızı görebiliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

BİR PAZARA YÖNELİP DİĞERLERİNİ İHMAL ETMEK İŞLETMENİN GELECEĞİNE İPOTEK KOYMAKTIR

 

Bölgede sezonu uzatmak için çalıştıklarını ifade eden İsmail Kuru, bu nedenle özellikle İngiltere pazarına ağırlık verdiklerini belirtti. Kuru, "Bunun için İngiltere pazarıyla iyi ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Çünkü onların operasyonu nisanda başlayıp ekim sonuna kadar devam eden ciddi bir operasyon. Biz de bu sorunu fiyat politikasıyla çözmeye çalışıyoruz. Bir pazara yönelip diğerlerini önemsememek işletmenin geleceğini ipotek altına almak gibi bir risk taşır. Bu nedenle bu dengeyi iyi korumaya çalışıp hizmet kalitemizi de sürekli bir tık yukarı çıkarmaya çalışıyoruz. Tüm bunlarla sezonu 6-7 aya çıkarmak gibi bir durum söz konusu oluyor." dedi.

 

Antalya ile Ege arasındaki fiyat farkının havalimanı avantajı ve tesislerin kalitesinden kaynaklandığını belirten İsmail Kuru, şu noktaların altını çizdi:

 

"Antalya'da otellerin Ege'ye göre daha pahalıya satmasının altında, havalimanı avantajı ve otellerin genç olması gibi etkenler var. Zaten Antalya Türkiye’nin lokomotifi. Ege bölgesi de o anlamda geriden takip ediyor. Bütün iş kaliteyi iyi sunabilmekte. Eğer Antalya’nın  hizmet kalitesine ulaşabilirsek Ege için her şey daha iyi olur. Önce kalite sonra fiyat." 

NASIL BİR FİYATLA YÜZDE KAÇ DOLULUK YAKALADIĞINIZ ÖNEMLİ

 

"2013 ‘te iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. Mayısta başlayıp ekim sonuna kadar süren sezonda doluluk oranımız yüzde 100’dü. Bizim sadece nisan ayı biraz sıkıntılı oluyor. Bu dönemlerdeki açığı da kongreleri alarak telafi etmeye çalışıyoruz. Doluluk anlamında bir sıkıntımız yok. Zaten asıl mesele de doluluk ve fiyat dengesi. Nasıl bir fiyatla yüzde kaç dolduruyorsunuz? Tüm bunlardan daha önemlisi hizmet kalitesi. Hizmet kalitesini yüzde 90’larınüzerine çıkardığınızda sıkıntılarınız çözülmüş oluyor. Mutlu ayrılan bir müşteri gelecek 10 müşteri demek."

RUBLENİN DEĞER KAYBETMESİ DE DEZAVANTAJ

 

"Dövizde bir hareketlenme söz konusu. İşletmeler birçok ürünü döviz ile alıyor. Dolayısıyla maliyetler de yükselmiş oluyor.  Tabi ki dövizin artması turizmci açısından iyi bir şey.  Ama ülke bu durumdan nasıl etkilenecek ona bakmalıyız. Çünkü sektör olarak işimize yarasa da sonuçta aynı gemideki yolcuyuz. Açıkçası biz dövizin bu düzeyde kalmasını tercih ederiz. Bizim turist getirdiğimiz ülkelerin parasının dolar karşısında değer kaybetmesi de bir handikap. Örneğin rublenin dolar karşısında değer kaybetmesi Rusya’dan gelecek turistin azalmasına sebebiyet verir."