Sarayları, katedralleri, müzeleri ve sıra dışı Kugelmugel Cumhuriyeti ile Viyana
Viyana sadece Avusturya'nın değil, aynı zamanda Avrupa'nın en önemli kültür, sanat ve bilim merkezlerinden biri. Ünlü klasik müzik bestecisi Ludwig van Beethoven'ın ömrünün son 35 yılını, diğer ünlü bir besteci Mozart'ın 3 yılını geçirdiği şehir. Elisabeth Sisi gibi Avrupa'nın en güzel kraliçesi olarak kabul edilen bir kadını saraylarında yaşatan; katedralleri, parkları, konakları ile her karışı tarihin izlerini taşıyan Viyana, aynı zamanda on binlerce Türk vatandaşının yaşadığı bir kent.
Savaş Daş - TurizmGüncel
Viyana Turizm Ofisi ve Hotel Master Turizm Müdürü Yaprak Renda tarafından organize edilen Viyana info gezisi, Türk acentelere destinasyonu daha derinlemesine inceleme ve yakından tanıma fırsatı sundu. Programa, Idee Travel, Tura Turizm, İtaltur, Setur, Prontotur ve Boutique Style Travel’dan temsilciler katıldı. İki gün süren gezide, Avusturya’daki kokartlı 3 Türk rehberden biri olan Jale Akçıl da katılımcılara Viyana’nın tarihi ve kültürel değerleri ile ilgili bilgilendirmede bulundu.
Avusturya toplam 9 eyaletten oluşuyor. Viyana, 1,7 milyonluk kent nüfusu ve 2 milyonluk eyalet nüfusu ile ülkenin en büyük kenti ve eyaleti.

VİYANA KONGRE TURİZMİNDE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ
Viyana dendiğinde akla ilk gelen kentte bulunan gösterişli saraylar ve konaklar. Özellikle Ring Caddesi tarafından çevrilen eski şehirde onlarca konak var ve bunların önemli bir bölümü turizmin hizmetine sunulmuş durumda. Kongre, toplantı, gala, düğün vb tüm etkinlikler için, farklı standartlarda ve büyüklükte konaklar bulmak mümkün. Viyana’nın kongre turizminde ulaştığı başarıda, diğer Avrupa ülkelerine olan uçuş mesafesinin yanında, kongre turizmi için uygun ve çok sayıda gösterişli mekana sahip olmasının da önemli bir payı var. 2013 yılı istatistiklerine göre 182 kongreye ev sahipliği yapan Viyana, Paris ve Madrid’in ardından dünyada en çok kongre ağırlayan üçüncü kent oldu.
KENT TARİHİ VE SİLUETİ KORUMA ALTINDA
Viyana, tarih, kültür ve bilim şehri aynı zamanda. Yerel yönetimlerde gelişkin bir kent bilinci var. Yüzlerce yıllık tarihi mirasın üzerinde oturan kentin dokusu ve silueti, ortaya çıkan yeni toplumsal ihtiyaçlara rağmen, korunabilmiş. Viyana’ya bakıp İstanbul’u düşündüğünüzde, tarihi bir kentin dokusunun nasıl korunduğunu ya da yok edildiğini görebiliyorsunuz. Viyana bu konuda katı kuralları olan bir eyalet. Kentteki yüksek binalar, iş merkezleri ve yeni yerleşim alanları, eski Viyana’nın dışında kalan bölgelerde inşa ediliyor.
DÜNYANIN EN ESKİ DOĞA TARİHİ MÜZESİ VİYANA'DA
Viyana’da toplamda 60’a yakın müze bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de Viyana Doğa Tarihi Müzesi. Bu müze, kendi alanında dünyanın en eski ve en büyük üçüncü müzesi. Binanın sadece yüzde 40’lık bölümü müzeye ait. Geriye kalan yüzde 60’lık bölüm ise bilimsel araştırmalara ayrılmış. Dünyanın dört bir yanından gelen araştırmacılar, burada çalışmalarını yürütüyorlar. Gruba müzeyi gezdiren müzenin etkinlik ve turizm sorumlusu Wolfgang Taigner, müzeden elde edilen gelirlerin buradaki bilimsel çalışmaların finansmanı açısından son derece önemli olduğunu söylüyor. Müze ile ilgili önemli bir not da şu: Sergilenen hayvanların yüzde 90’a yakını kendi vadesiyle ölmüş. Viyana Doğa ve Tarih Müzesi'nin hemen karşısında bir de sanat tarihi müzesi bulunuyor.
KAHVE DENİNCE AKLA ONUN ADI GELİYOR: ANITA QUARFELD
Diğer Avrupa kentlerinde olduğu gibi, Viyana’da da köklü bir kahve kültürü var. Anlatılanlara göre, kahve bu şehre 1680’li yıllardaki Viyana kuşatması ile birlikte gelmiş. Sırtında kahve çuvalı ile şehre gelen bir Bosnalı, buradaki insanlara kahvenin nasıl kavrulduğunu ve pişirildiğini öğretmiş.
Viyana’daki en eski kahve evlerinden birisi (en ünlüsü olduğu söylendi) Cafe Landtmann. Bu mekanın tam 140 yıllık bir geçmişi var. Son 40 yıldır da Querfeld ailesi tarafından işletiliyor. Viyana’da 4 tane şubesi bulunan Cafe Landtmann’ın en ünlü şubesini 73 yaşındaki Bayan Anita Querfeld yönetiyor. Diğer üç tanesini ise kocası ve çocukları yönetiyor. Cumhurbaşkanından belediye başkanına, ünlü sanatçılardan milletvekillerine ve gazetecilere kadar tüm ünlü isimlerin müdavimi olduğu bir yer burası. Hemen yakınında bulunan tiyatroya gelenler, oyundan önce veya sonra bu kafeye mutlaka uğruyor.
Ünlü kahve evlerinden birine girmek için sıra bekleyen Viyanalılar
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ciddi bir ekonomik krize giren Avusturya’da, kahve evleri de nasibini alıyor ve işletmeler birer birer kapanmaya başlıyor. Aynı zamanda alt katlarında tiyatrolar bulunan ve büyük birer sosyalleşme mekanları olan kahve evlerinin kapanması belediye başkanını harekete geçirmiş ve bu kültürün yaşatılması için özel önlemler alınmış. Kahve evleri şu anda aynı zamanda birer restoran gibi işletiliyor. Kahvaltı, akşam yemeği, özel tatlılar… her şey bulunabiliyor. Bayan Quertel, bir yandan eski ürünleri muhafaza ederken bir yandan da yeni ürünler geliştirdiklerini söylüyor. İşletmede şu anda 18 çeşit kahve (Türk kahvesi de var) bulunuyor. Dolayısıyla sipariş verebilmek için kahvenin ismini bilmek durumundasınız.
RATHAUSMANN: LAİKLİĞİN SEMBOLÜ
Viyana Belediyesi ve kent konseyinin binası olan Rathause’un üstünde bulunan bir heykel aynı zamanda laikliği sembolize ediyor. Adı da Rathausmann. Binanın yakınında bulunan Votiv Kirche Kilisesi’nin yüksekliği Rathause ile aynı olduğu için, binanın üstüne bir insan heykeli dikilerek Rathuse’un kiliseden daha yüksek olması sağlanmış. Bu da, halkın seçtiği yöneticilerin kilise karşısındaki üstünlüğünü, yani laikliği sembolize ediyor.
KENTİN KALBİ: HOFBURG SARAYI
Viyana’da iki büyük saray bulunuyor. Bunlardan ilki, krallığın kışlık saray olarak kullandığı Hofburg, diğeri ise yazlık saray Schörnbrun.
Hofburg Sarayı’nın yapımı 13. Yüzyıldan 19. yüzyıla kadar devam etmiş. Her kral ve kraliçe, saraya kendince eklemeler yapmış. Gelinen noktada saray, 19 avlusu, 2 bin 600 odası ve 5 bin insanın yaşayıp/çalıştığı dev bir tesise dönüşmüş. Hofburg Sarayı’nın içinde, Avrupa’nın en güzel imparatoriçesi olarak kabul edilen Elisabeth Sisi’ye ait şahsi eşyaların sergilendiği Sisi Müzesi ve imparatorluğun gümüş koleksiyonunun sergilendiği İmparatorluk Gümüş Koleksiyonu Müzesi bulunuyor. Bunun yanında, sarayın içinde onlarca müze daha bulunuyor. Yılda yaklaşık 800 bin kişinin ziyaret ettiği Hofburg Sarayı günümüzde de pek çok bakanlığı ve yönetim birimini bünyesinde barındırıyor.
YAŞLANAN ATLAR EMEKLİYE AYRILIYOR, YASAL GÜVENCELERİ VAR
Hofburg Sarayı’nın içinde ayrıca bir de binicilik okulu bulunuyor. Spanish Riding School adlı bu okulda, 70 tane at var. Atlar, çoğunlukla hafta sonları olmak üzere, haftanın iki günü, büyük ve tarihi bir salonda gösteriye çıkıyor. Klasik müzik eşliğinde dans etmekten tut, şaha kalkmaya kadar pek çok gösteri gerçekleştiriliyor. Bu gösterilere çok yoğun bir ilgi var. Bilet fiyatları oturulan yere göre değişirken, en ucuz koltuk 58 Euro’dan satılıyor. Gösteri yapılan yerin hemen arkasında ise atların barındığı ve eğitimlerini yaptıkları alanlar bulunuyor. Rehberimizin anlattıklarına göre, atlar sadece burada değil, dünyanın pek çok yerinde gösteriye çıkıyor. Yaşlanan atlar ise emekliye ayrılıyor. Bu atların emekli olması yasalarla güvence altına alınmış. Yaşlanan atlar başka bir bölgeye götürülüyor ve ömürlerinin sonuna kadar orada yaşıyorlar. Binicilik okulundaki tesiste 7 tane de Türk vatandaşı çalışıyor.
SCHÖRNBRUNN SARAYI
İmparatorluk zamanında yazlık saray olarak kullanılan Schönbrunn Sarayı ise Viyana’nın en önemli tarihi ve turistik mekanı olarak kabul ediliyor. Yılda ortalama 2,8 milyon turistin ziyaret ettiği sarayda tam 1441 tane oda bulunuyor. Schönbrunn Sarayı’nın bahçeleri oldukça ünlü. Tesisin içinde yer alan pek çok bölüm, yine toplantı, yemek, gala, düğün vb etkinlikler için kiralanabiliyor.
DÜNYANIN EN ESKİ HAYVANAT BAHÇESİ
Schönbrunn Sarayı’nın içinde farklı bahçelerin yanı sıra bir de hayvanat bahçesi var. Burası da dünyanın en eski hayvanat bahçesi. 1752 yılında inşa edilen Tiergarten Schönbrunn’da 4 tane de panda bulunuyor. Hayvanat bahçesinin bilet fiyatları, kişi başına 16,50, grup girişlerinde kişi başına 14,50 Euro.
DÜNYANIN EN ESKİ DÖNME DOLABI
Dünyanın en eski dönme dolabı da Viyana’da bulunuyor. 1897 yılında yapılan ve Prater Parkı’nın içinde bulunan bu dönme dolap (Riesenrad), kentin sembollerinden birisi durumunda. Dönmedolap I.Franz Joseph’in tahta çıkışının 50. yılı dolayısıyla İngiliz mimar Walter B. Basset’e 30 adet vagonlu olarak yaptırılmış. II. Dünya Savaşı’nda hemen hemen tamamı yanmış 1947 yılında 15 vagonlu olarak tekrar hizmete açılmış.
Dönme dolapta bulunan vagonlarda nişan, düğün, kokteyl, kutlama etkinlikleri için kiralanabiliyor. Romantik evlenme teklifleri için son derece popüler. İçinde müzik yayını bile var. Kendi playlist’ini çalmak isteyenler için ise CD çalarlar bulunuyor. Dönme dolabın bulunduğu alanda aynı zamanda kumarhaneler de var.
PRATER PARK'IN İÇİNDE AYRI BİR CUMHURİYET: KUGELMUGEL
Dünyanın en büyük şehir parklarından biri olan Prater Park’ın içinde bir de ayrı bir Cumhuriyet var. Evet yanlış duymadınız. Adı da Kugelmugel Cumhuriyeti. Edwin Lipburger adlı artist tarafından tasarlanan bu evin sınırları var ve pasaportsuz girilemiyor. Lipburger aynı zamanda Kugelmugel Cumhuriyeti’nin de başkanı. Kugelmugel Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan etme tarihi ise 1984. Gittikçe turistlerin ilgisini çeken bu cumhuriyetin, Almanya’nın başkenti Berlin’deki Singer Caddesi’nde bir de elçiliği bulunuyormuş.
Viyana'nın en önemli sembollerinden biri de kuşkusuz şehrin merkezinde bulunan St. Stephen Katedrali. 1365 yılında inşa edilen katedralin bulunduğu alan, önceden mezarlıkmış. Daha sonra buradaki mezarlar taşınarak yerine bu katedral yapılmış. Her biri birer sanar eseri olan mezar taşlarının bir bölümü de katedralin duvarlarını süslüyor. St. Stephen Katedrali'nin çanının II. Viyana Kuşatması'nda Osmanlı ordusunun bozguna uğrayıp, geri çekilmesinden sonra arkalarında bıraktıkları top, tüfek vb aletlerin eritilmesi ve kalıba dökülmesiyle yapılmış.
61 BİNİN ÜZERİNDE YATAK VAR
Viyana’da 20 tane 5 yıldızlı, 168 tane 4 yıldızlı, 162 tane 3 yıldızlı, 73 tane de 2 ve tek yıldızlı olmak üzere toplam 423 otel ve 61 binin üzerinde yatak bulunuyor. Kentte 93 otel, 3 kongre merkezi, 34 tarihi ve 14 çağdaş mekanda MICE hizmeti sunabiliyor. Viyana Kongre Bürosu’nun verilerine göre, 2013 yılında kent 501 bin kongre turisti ağırladı. Kongre turistlerinin toplam geceleme sayısı 1,4 milyon olarak açıklanırken, elde edilen gelir ise 832 milyon Euro’nun üzerinde.
Türkiye’den Viyana’ya giden ziyaretçi sayısında her yıl gözle görülür bir artış yaşanıyor. Yaprak Renda’nın paylaştığı bilgilere göre, 2013 yılında Türk ziyaretçiler Viyana’da 60 bini aşkın geceleme yapmışlar.
Bu Haber 23.05.2014 - 14:22:36 tarihinde eklendi.