Kapadokya'da mahkeme süreci devam eden Arinna Otel'den kamuya açıklama
Kapadokya Bölgesi'nde Nevşehir'e bağlı Uçhisar Beldesi'nde doğal yapıya zarar verdiği için halkın tepkisiyle inşaatı durdurulan Arinna Lodge'tan yazılı bir açıklama geldi.
TurizmGüncel
"Uçhisar’da, tarafımızdan tasarlanan ve inşa edilmekte olan Arinna Lodge Projesi hakkında, Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından Kayseri 2. İdare Mahkemesi nezdinde ruhsat iptali davası açılmış, ayrıca değişik internet platformları, internet yayın organları, bazı dergi ve haberlerde şahsımıza ve inşaatımıza yönelik yanlış yazılar yazılmaktadır. Konunun bütün detayları ile daha doğru anlaşılması ve kamuoyunu net bir şekilde bilgilendirmek adına, inşaatımızla ilgili tüm bilgi ve belgeleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
BELGELERİ İNCELEMEK İÇİN TIKLAYIN
Söz konusu 1/1000 ölçekli K.A.İ.P. ve Plan notlarında 491 sayılı parselin TA (Tercihli Kullanım Alanı) tanımı içinde yer aldığı ve söz konusu kullanımın konut ya da turizm ve/veya ticari alan olarak kullanılabileceği görülmektedir. Tescilli parselin tabi bulunduğu (2.1c) kategorisi konusunda K.A.İ.P. (V.2.2.4. maddesinde), “2.1a grubu dışındaki yapıların tümüne, yapılacak ek yapıların büyüklüğü ve konumu, yapının avlu düzeni ve yapının görselliği bozulmamak kaydıyla kurul tarafından değerlendirilecektir. Yapılacak eklerin, korunması gerekli kültür varlığıyla bütünleşmesine ilişkin avan proje Kurul’un görüşüne sunulacaktır” hükmü bulunmaktadır. Tasarım ve değerlendirme söz konusu plan tanımları, rölöve ve tespit belgeleri, restitüsyon analizleri ve çevresel veriler (topografya, zemin, siluet vb) dikkate alınarak yapılmış, ilgili avan proje ve uygulama projeleri kurula bu çerçeve içinde sunularak uygun bulunmuştur. Ruhsat alımından itibaren yapılan imalatta, onaylı proje verilerinin dışında ne ölçü, ne alan, ne malzeme, ne de biçimsel olarak hiçbir aykırı uygulama yapılmamıştır.
Bu bağlamda, yine K.A.İ.P.’nda parsel için de geçerli olan ÖA (Önlemli Alan) verileri dikkate alınmış ve tasarlama öncesinde ayrıntılı Jeolojik Etüt, Jeo-Radar tespitleri yapılmış, raporlanmış, mimarlık ve mühendislik projelerine aktarılmıştır.
Parseldeki yapılaşmanın mimari özelliklerini tanımlayan (2.1c) maddesinin, bu konuda sayısal sınırlama getirmemesine ve değerlendirmeyi koruma kurulunun yetki alanı içinde görmesine rağmen, tasarlama aşamasında, yoğunluk ve gabarinin planın yeni yapılar için öngördüğü sınırlar içinde kalmasına da özen gösterilmiştir. Bu, farklı hükümler çerçevesinde T.A.K.S. 0,60, hmax 7,00m’dir. Bu değerler, yasal zorunluluk bulunmamasına rağmen korunmuş, projenin K.V.K.K.’daki inceleme ve değerlendirilmesi sırasında da raportör ve üyelerce tahkik edilmiştir.
Davacı dilekçesinde, proje ve mimarisi konusunda, “çevre yapılarla uyumsuz alışılmış ölçüleri aşan iri yapılanmasıyla doğal çevreye zarar vermektedir” denilmektedir. Bundan kasıt, her halde büyük ölçekli yapılar olsa gerektir. “Alışılmış ölçülerden” davacının neyi kastettiğini anlamak olası değildir. Ölçek, çevreyle uyum, yoğunluk gibi kavramlar ya yukarıda verdiğimiz türden sayısal kriterlere, yönetmelik veya plan hükümlerine, prosedür gereklerine, ya da kabul edilmiş ulusal ve uluslararası norm, standart ve konvansiyonlara dayandırıldığı, veya görsel belgeler üzerinden karşılaştırmalı ve nesnel bir kritik analiz çerçevesinde ifade edildiğinde anlam kazanan kavramlardır. Bu sınırlar içinde kalındığı ve yasal sınırlar çiğnenmediği sürece, tasarımın çevreye uyum ve benzeri estetik ve öznel tercihler konusunda yetki sahibi olan sadece iki aktör vardır: projeyi değerlendirme yetkisi verilen kuruluş, yani Koruma Kurulu ile Belediye ve tasarımcının kendisi, yani Mimar. Bu erki sorgulamak, özünde yasal çerçeveyi sorgulamak ya da mimarinin özgürlüğünü reddetmek, ya da dışarıdan üslup empoze etmek anlamına gelir. Bu tür buyurgan bir keyfiliğe, başta meslek odası, hiçbir mercinin hakkı yoktur. Yukarıda verilen kısa sayısal değerlerde, projemize eşlik eden panoramik görsellerde görüleceği gibi hiçbir yerde iki katı aşmayan, bir kısmı tek katlı, topografik yapı içinde planın öngördüğü düşey gabarinin her yerde altında kalan küçük konaklama kompleksinin, Uçhisar yerleşmesinin yer yer 3, hatta 5 kata varan yakın çevre yapılaşması içinde sahip olduğu görülen ölçek ilişkileri bu muğlak ve saptırıcı ifadelerin geçersizliğini yeterince kanıtlamaktadır.
Ayrıca, dilekçede belirtilen “doğal çevreye zarar” iddiası da anlamsız, tutarsız, sorumsuzca sarf edilmiş peşin hüküm ve sübjektif bir yargıdır. Projenin yer aldığı parsel yapılaşmaya açık bir kentsel alandır. Buradaki yapılaşmanın doğal çevreye zarar vermesi mantıken söz konusu olamaz.
Yine bir dergide yer alan haberde, Kapadokya’nın dünya mimari miras listesinde yer aldığı gibi bir iddiaya yer verilmekte, bu mirasın korunması hedefiyle yapı ruhsatının korunması arasında zorlama bir illiyet ilişkisi kurulmak istenmektedir.
Kasıtlı değilse, ya da UNESCO kimseye haber vermeden böyle bir karar almamışsa, bu iddia da yetersiz ve yüzeysel bir bilgiye dayanan, sorumsuzca sarf edilmiş bir faraziye olmak durumundadır çünkü Kapadokya’da dünya kültür mirası listesinde yer alan sadece iki alan vardır: Göreme Açık Hava Müzesi (Milli Park) ile Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri (Arkeolojik Sit). Geri kalan alanların bir bölümü Doğal Sit, bir bölümü Kentsel Sit, çok azı Arkeolojik Sit, diğerleri ise tescil dışı kentsel ya da tarımsal alanlardır.
Özellikle vurgulamak isteriz ki Proje alanı Kentsel Sit bölgesinde kalmaktadır. 491 sayılı parselin uzantısı olan aynı mülkiyet bütünündeki ve 1. Derece Doğal Sit bütününde kalan 11699 sayılı parselde doğal olarak hiçbir yapılaşma öngörülmemiş olup, turizm tesisinin rekreatif ve görsel uzantısı olan bu parsel için konunun ülkedeki en seçkin bir tasarımcı grubu tarafından özenli bir Peyzaj Tasarımı geliştirilmektedir. Bunu, hem doğal çevreye zarar verme gibi bir iddiaya karşılık bilgi olarak, hem de yanlış bilgiye veya kasıtlı çarpıtmaya dayalı karalamaların, doğal çevrenin fiziksel olarak tahrip edildiği yönündeki asılsız saptırmalarına karşı belirtiyoruz.
Projede öngörülen kullanım alanı, Konaklama Tesisi (Butik Otel) olup, 11 odalı çok üst standartta bir tesis planlanmıştır. Mimari tasarım, bu konudaki ulusal vasıf, standart ve yönetmeliklere, bunların ötesinde uluslararası normlara, işletme, yangın, deprem, güvenlik, engelliler yönetmeliklerine, çevreci yapı / yeşil yapı kavramlarına uygun olarak tasarlanmıştır.
Ayrıca aynı yazıda “Alana ciddi ölçüde betonlaşma getirildiği…” şeklinde, yine sübjektif ve bilimsel / teknik nosyonlar açısından hiçbir anlam içermeyen bir ifade yer almaktadır. Son yıllarda kavramsal içeriği sorgulanmadan çok yaygın bir popülist ifade olarak kullanılan betonlaşmanın, hiçbir yabancı dilde karşılığı olmadığı gibi, özde hiçbir somut anlama tekabül etmemektedir. Beton bir yapı malzemesi, bunun da ötesinde betonarme, bir taşıyıcı sistemdir. Gerektiği yerde kullanılır. Kaldı ki depremsellik ve başka teknik nedenlerle, betonarmenin bir taşıyıcı sistem bileşeni olarak kullanılması, bugünün sağlıklı yapı yapma gereklerinin, kimi yönetmelik hükümlerinin de meşru ve geçerli, bazen zorunlu kıldığı bir durumdur.
Arinna Lodge projesinde, taşıyıcı sistemleri betonarme olan yeni yapıların arazide kapladıkları alan 200 m2’yi bulmamaktadır. Bu yeni yapıların cepheleri de bölgenin taşları ile örgü olacaktır. Betonarme burada, depremsellik açısından mühendislik bilgisinin gerektirdiği rasyonel bir strüktürel eleman olarak öngörülmüş, bazen ana taşıyıcı, bazen düşey hatıl olarak kullanılmıştır. Mimarlık ve yapım bilgisini reddeden popülist şablonlara, meslek örgütü adına yapılan ve ciddiyeti olması beklenen bir metinde itibar edilmesi en hafif deyimle mesleki saygınlık adına üzücüdür.
Bu tasarım, Mimari Konsept Projesi (Avan Proje) ve Uygulama Projesi aşamalarında Nevşehir K.T.V.K.K. ve Nevşehir K.V.K.K.’ca görüşülerek uygun bulunmuş, Uçhisar Belediyesi tarafından bütün prosedür gerekleri yerine getirilerek yapı ruhsatı verilmiş, nedenlerini ve yönlendirici aktörlerini bildiğimiz, ancak burada tartışmayı doğru bulmadığımız etmenlere bağlı olarak yapılan şikayet ve suç duyuruları sonucunda, önce Koruma Kurulu üyeleri yapım alanına gelmiş ve şikayeti gerektiren bir aykırılık görmediklerini bildirmiş, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı teknik inceleme heyeti gelerek uzun bir inceleme yapmış yine bir aykırılık bulmadığını raporla tevsik etmiş, bunu izleyen ve farklı görevlendirmelere bağlı iki müfettiş incelemesi bölgede yapılmış, bütün bu işlemlerin sonunda koruma kurulu, bu süreç tamamlanıncaya kadar durdurulan yapım işlemine devam edilebileceğine ilişkin olumlu görüşünü de üretmiştir.
Bu açıklamamızda tasarımımıza ilişkin meselelere yer verdiğimizden, dava dosyasında bulunan belgeleri, yargı sürecinde olduğumuz için açıklamayı bu metinde uygun görmüyoruz.
Son olarak, hakkımızda yapılan karalama ve iftiraların haklı mesnedi bulunmasa da, kimi samimi çevresel duyarlılıklara saygı adına, yatırımın girişimcisi, yerel sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile yaptığı toplantılarda, projenin tasarımcısı ve Kurul kabul ederse projede sınırlı bir revizyon yapmaya açık olduğunu da ifade etmiştir.
Bilindiği üzere şu an Kanuni bir süreçten geçiyoruz. Bu projelerde kamuoyunu yanıltacak ve yanlış bilgi verecek çalışmaları, bizler taraflı, kasıtlı ve mevcut hukuk sistemine karışma ve baskı kurma çabası olarak algılıyoruz.
Devletimizin işleyiş ve sistemine, mevcut kanun ve kanun uygulayıcıların görevlerine engel olacak, yönlendirecek ve kamuoyunu yanlış bilgilendirecek her çalışmaya ve girişime karşı gerekli kanuni haklarımızı arayacağımızı sizlerle paylaşmak isteriz.
İnşaatımızın, en baştan beri mevcut kanun ve nizamlar içinde devam ettiğini ve böyle de devam edeceğini siz değerli kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
KORMES TURİSTİK TESİSLER İŞLETMECİLİĞİ A.Ş. / Arinna Lodge"
Bu Haber 31.07.2013 - 14:16:02 tarihinde eklendi.