İsmet Öztanık: Turizmde ‘mış gibi yapma’ dönemi kapandı

İsmet Öztanık: Turizmde ‘mış gibi yapma’ dönemi kapandı

Avantgarde Collection / Lucis Initiative Kurucusu ve TGA İcra Kurulu Üyesi İsmet Öztanık grubun yeni yatırımları, faaliyet gösterdikleri iş kolları, yeni markaları, TGA ve sektörün diğer sıcak gündemlerine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.  Lucis Hospitality Management ile işletmecilikte büyümek isteyen Öztanık, uluslararası markalara da meydan okudu.


Savaş Daş – Turizm Güncel

Avantgarde Collection çatısı altında, üçü İstanbul, birer tanesi de Bodrum ve Kapadokya olmak üzere, 5 otelle faaliyet gösteren Lucis Initiative Kurucusu İsmet Öztanık, piyasada gelişen lüks trend akımına şirkete ait otelleri iki markaya ayırarak yanıt verdiklerini belirtiyor. İsmet Öztanık şehir otelciliğinde Avantgarde Urban, istisnai lokasyonlardaki lüks otelcilikte ise Avantgarde Refined ile yol alacaklarını kaydetti.

“Uluslararası otel markalarına alternatif olmak için yola çıktık”

İkinci konsantrasyon alanlarının ise mülkiyeti kendilerine ait olmayan iki tesisi bünyesinde barındıran Lucis Hospitality Management olduğunu kaydeden Öztanık, “1990’lı yıllarda başlayan konaklama sektörü serüvenimizde hep kendi mülklerimizde kendi işletmeciliğimizi yapmaktayken, piyasada neredeyse her segmenti kaplamış olan uluslararası otel markalarına bir alternatif olmak için yola çıktık. Bu alanda yatırımcılarla daha fazla empati kurabilen, yatırımcının güven ve gelir beklentilerini göz önünde tutan bir tekliflendirme işletme modelimiz var.” diye konuştu.

Avantgarde Kapadokya

Kapadokya’da lüks ‘turizm kompleksi’ açıyor

Kapadokya’nın en eski cave otellerinden biri olan, eski Alfina Oteli yanında bulunan bir başka arsa ile birlikte satın aldıklarını ifade eden Öztanık, önümüzdeki yılın mart ayında hizmete girmesi planlanan tesise ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Bu tesiste alanında çok başarılı bir mimar olan Efe Haydar ile yola çıktık. Tesis otel olmanın ötesinde bir yer. Çünkü orası aslında içinde 12 ayrı bölüm olan bir kompleks. Tesiste 50 tane cave oda, 3 tane yeme-içme alanı, Kapadokya’da eksikliği hissedilen çok büyük bir welness alanı, çeşitli davetlerin yapılabileceği birçok etkinlik alanı ile bir bar ve lounge alanı var.  Ayrıca, ciddi küratör ve sanatçılarla çalışarak oteli bir açık hava galerisi haline getiriyor,  taş yapılardan birini de sanat ve sergi merkezi olarak konumlandırıyoruz.

“13 milyon dolara mal oldu”

Oteli dizayn ederken en az otel misafiri kadar otel dışından da misafiri kabul edecek bir tasarıma gittik. Tesiste çok ciddi sosyal alanlar var.  Bu tesisin alımı ve yapımı bize 13 milyon dolara mal oldu. Bunun 8 milyon dolarını satın alma, 5 milyon dolarını ise yapım giderleri oluşturdu.”

“Avantgarde Yalıkavak’ı baştan aşağı yeniledik”

Bodrum-Yalıkavak’taki tesiste de ciddi bir yenilemeye gittiklerini açıklayan İsmet Öztanık, bu tesisteki yenilemenin  Avantgarde Otelleri Genel Koordinatörü Erdal Dalkılıç yönetiminde yapıldığını ve  Wangan Studio ile çalışıldığını anlattı.  Avantgarde Yalıkavak’ı 2012 yılında açtıklarını hatırlatan Öztanık “Gelişen üst düzey lüks ürün talebini de göz önünde bulundurarak, ‘Avantgarde’ın servisinin üzerine ne koyabiliriz?’ diyerek yola çıktık. Bir amacımız da Kapadokya’daki ve Bodrum’daki otelimizi marka konumlandırması olarak diğer otellerimizden ayırmaktı. Bu nedenle hem Kapadokya hem de Yalıkavak’taki otelimizde Avantgarde Refined markası altında topladık. Avantgarde Yalıkavak’ta Reddot ödüllü Wangan adında bir Türk mimari ofisi ile çalıştık. Geçen sene önce odalarımızı tamamen yeniledik, bu sene de dış cephe ve lobi dahil, otelimizin tüm ortak alanlarını yeniliyoruz. İçeride üç ayrı yeme-içme mekanı için marka ortaklığı yapacağız.” ifadelerini kullandı.

Avantgarde Yalıkavak

Hizmet sektöründe 360 derece faaliyet gösteriyor

Öztanık, grubun faaliyette bulunduğu iş kolları ile ilgili ise şu yanıtı verdi:

“Bünyemizde konaklama ve yeme-içme haricinde entegre tesis yönetimi şirketimiz Soluto var. Bu şirketimiz Türkiye ile birlikte Özbekistan’da da faaliyet gösteriyor. Bu şirketimizle ofis, konut, fabrika, hastane gibi tesislerin geliştirilme aşamasında danışmanlık sonrasında ise yönetimi olarak devreye giriyoruz. 

Assembly adındaki şirketimiz ise bizim otelcilik alanındaki servisimizi ve yaklaşımımızı ofis binalarına taşıdığımız bir yapı. 2018 yılında kurduğumuz bu şirket,  yabancı otel markalarının tesislere kendi dizayn ve kriterlerini getirmesi ve gelirden belli paylar alması mantığıyla çalışıyor. Bu anlamda Türkiye’de bir ilkiz. Otelcilikte edindiğimiz bilgi ve deneyimi oraya aktarıyoruz. Hatta Forbes Amerika ‘Türkiye’de böyle bir iş modeli var’ diye bizi konu aldı. 

Bir diğer şirketimiz ise ağırlama sanatı akademi danışmanlık hizmeti Guestology.  Bu şirketimiz de THY, Acıbadem, Vakko gibi büyük şirketlere misafir danışmanlığı hizmetleri verdi. Oradaki vizyon da ‘Turkish hospitality’ kavramını yurt içinde ve yurt dışında birçok proje ile buluşturmak. 

Şirketin yeni yatırımları

Yeni yatırımlara açık olduklarını anlatan İsmet Öztanık, Lucis Hospitality Management markasıyla İstanbul’da finale yaklaştıkları iki kontratları olduğunu kaydetti. Öztanık “Biz hep en iyi lokasyonlarda olmaya programlanmış bir grubuz. İstanbul’da final aşamasına gelen iki tesisten biri Sultanahmet, diğer Beyoğlu bölgesinde bulunuyor. İstanbul’daki bir diğer yatırımımız ise devam ediyor. Nişantaşı’ndan Bomonti’ye çıkan kesişme noktasında, Rumeli Caddesi’nin en son noktasında ‘service apartment’ konseptiyle faaliyet gösterecek bir tesis yapıyoruz. 100’ün üzerinde konaklama ünitesi olan proje 2-2,5 yıl sonra faaliyete geçecek. Gayrimenkul projesi anlamında aile tarihimizin de en büyük projesi bu. Bu segmentte Avantgarde Collection markası altında yeni bir marka geliştireceğiz.” dedi.

Lucis Hospitality Management yatırımcıya ne vaat ediyor?

İsmet Öztanık “Uluslararası markaların tabela savaşları yaptığı bir konjonktürde, onların yaygın satış kanalları ve marka bilinirliklerine karşı Lucis Hospitality Management’ın yatırımcıyı neyle ikna edeceği” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Antalya’ya baktığınızda yatırımcının aynı zamanda işletmeci olduğu bir model var. Aynı durum İstanbul’un şehir merkezindeki bazı oteller için de geçerli. Ancak 52 milyon turist almış bir ülkede nasıl bu kadar az otel markası olur? Uluslararası markalar yurt dışından bir know-how getiriyor ve sizi uluslararası rezervasyon ağına dahil ediyorlar. Burada bir artı vaat ediyor. Onun dışında bir şey yok. Markaların bu işi olduğundan daha komplike bir hale getirme yaklaşımları da var. Öte yandan yatırımcıya daha fazla gelir vaat ediyorlar mı? Hayır. Ben, dinamik bir yapısı olan ve sık sık değişik krizler yaşayan Türkiye’de, yatırımcının hem iyi hem de mücbir sebep durumlarında neye ihtiyaç duyduğunu çok iyi biliyorum. Yani iyi zamanda yatırımcıya daha fazla kazandırıyor, kötü zamanda risklerini ve beklentilerini karşılayabiliyor olmalıyım. Yani ben Avantgarde olarak minimumda da olsa bir gelir modeliyle masaya oturuyorum. Bu hiçbirinde olmayan bir model. Zincirlerin anlaşmalarında yüzdelerle ifade edilen bir dünya var. Yabancı zincirler en kötü şartlarda bile alacaklarını almaya devam ediyor. Yatırımcı da diyor ki, ‘Bütün riski ben üstleniyorum, sen elini nerede taşın altına koyacaksın?’ Şu anda yatırımcının en büyük beklentisi en kötü şartlarda bile cebine bir şeyin girmesi ve biz onu garanti ediyoruz.

“Esnek bir modelimiz var”

Biz yatırımcıya herhangi bir dizayn veya servis paketi dikte etmeden, şu kadar kişiyle çalışacaksın demeden, orada ayrı ücret, burada ayrı maliyet çıkarmayan esnek bir modelimiz var. Yine yatırımcının perspektifinden bakıyoruz. Örneğin otelde 130 kişi çalışacak demiyoruz. Çünkü otel başlangıçta 50 kişi ile çalışabilir. Doluluklar paralelinde 80 kişiye, en güzel günlerinde ise 130 kişiye çıkabilir.  Yani biz hem yatırım hem işletme giderlerinde ve hem de minimum gelir garantisinde tamamen bir empati modeliyle yürüyoruz.

Avantgarde’ın kendi bünyesinde çok ciddi bir online ekibi var. Bu ekip tüm online satış kanallarına entegrasyon, online tur operatörlerine entegrasyon, GDC kodları...  Yani aklınıza gelebilecek tüm entegrasyonlar Avantgarde’da da mevcut. Onun dışında, yurt dışındaki kaynak pazarlarda düzenli olarak fuarlara katılan, road showlar ve tanıtım yapan bir grubuz. Yani bu işi zaten global standartlarda yapan bir firmayız.

Global zincirlerin bu işi nasıl yaptığını çok iyi bildiğimiz, özümsediğimiz ve otelciliği global standartlarda tatbik etmiş için bir grup olduğumuz için bu rekabette neler yapabileceğimizi çok iyi biliyoruz. 

İsmet Öztanık

“O iş artık tamamen kapalı çarşı işine döndü”

Otellerde sürekli tabela değiştirme işi yatırımcının da çok canını sıkmış durumda. Çünkü ortada gerçekleşmeyen vaatler var. Öte taraftan uluslararası markalar da artık ‘Şu kadar yüzdeyi vermezsen bu işi yapmam’ duruşunda da değiller. O iş artık tamamen kapalı çarşı işine döndü. Bu nedenler Türkiye’deki danışmanların artık yatırımcıyı yerli markalara teşvik etmeleri gerektiğini düşünüyorum.”

“Bu şartlarda kredi bankaya çalışmak anlamına gelir”

Türkiye’de turizm alanındaki mevcut yatırım iklimi ile ilgili de değerlendirme yapan İsmet Öztanık, yatırımları kendi öz sermayeleri ile yaptıklarını kaydetti. Öztanık “Çünkü şu anki finansman şartları, en basit anlatımıyla, sizin bankaya çalışmanız anlamına geliyor. Bu nedenle biz de boyumuz yettiği ölçüde yatırımlarımızı, renovasyonlarımızı ve diğer yatırımlarımızı kendi öz sermayemizle yapıyoruz.” değerlendirmesini yaptı. 

“TGA’da icra kurulu üyesiyim”

Türkiye Turizm Tanıtım Geliştirme Ajansı (TGA) seçimlerine 3 hafta kala adaylığını ilan eden ve Türkiye Otelciler Birliğinin farklı adaylar çıkarmasına rağmen Marmara Bölgesini temsilen TGA’ya giren İsmet Öztanık, turizmde yönetim ve politika yapıcılığı boyutunda bundan sonrasına ilişkin hedefleri olup olmadığı şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:

Turizm sektörünü kamu veya özel sektör nezdinde doğru şekilde temsil edebileceğini düşündüğümüz her platformda desteklediğimiz meslektaşlarımız var.  Veya açık kapı politikası ile üye olduğumuz ve görüşlerimizi veya eleştirilerimizi ilettiğimiz birçok kurum var. TGA da bunlardan biri, özel sektör mantığıyla çalışan bir kurum ve benim de orada daha iki yıl görevim var. Orada sadece yönetim değil, icra kurulunda da görevim var.

“TGA’da sizi temsil etmek istiyorum” dediğimde teveccüh gösterdiler

TGA seçimlerine kendim bağımsız olarak katıldım. Otelci meslektaşlarımızla temas edip ‘Sizi temsil etmek istiyorum’ dediğimde teveccüh gösterdiler ve pazar sabahı kalkıp oylarını kullandılar. TÜROB’dan da, başta değerli dostum Hediye Hanım olmak üzere, değerli adaylar vardı. Müberra Hanım da Talimhane’de 35 yıllık komşumuz. 

TUGEV’in de mütevelli heyetine davet edildim. Bunlar hep teveccüh noktaları. Bir ihtiyaç olursa, bir temsiliyet boşluğu olursa görev almaktan çekinmeyiz. Biz İstanbul’un en eski yatırım ve işletme gruplarından biriyiz. Hem Öztanık ailesi olarak baba tarafımız hem de Cevahir Ailesi olarak anne tarafımız.”

“TÜROB’a kırgın değilim”

Öztanık, TÜROB’un kendisini aday göstermemesine kırılıp kırılmadığı şeklindeki soruya ise “Kırılacak bir şey yok. Seçimler bunun için var. Sağ olsunlar, sonrasında yönetim kuruluna davet edildik. Görüşlerimizi karşılıklı paylaştık. Onlarla her platformda konuşuyor, istişarelerde bulunuyoruz.” yanıtını verdi.

“İcraate yönelik doğru profillerin her türlü temsiliyette yer alması gerekir”

Turizm kurumlarının sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde yönetilmesi ve politika üretmesi gerektiğine dikkat çeken Öztanık, “TGA da aynı şekilde. Sektörü 24 saat takip eden bu kurum bir anten görevi görüyor aynı zamanda. TGA’nın modeliyle ilgili danışmanlık almak isteyen ülkeler var. Dolayısıyla koltuk sevdasından ziyade; kim orada, kim burada bakmak yerine icraate yönelik, doğru profillerin her türlü temsiliyette yer aldığı bir model olmalı.” dedi.

TGA’nın 2023 yılı bütçesinin 200 milyon dolar civarında olduğunu açıklayan İsmet Öztanık, söz konusu bütçeye kamu tarafının da ciddi kaynaklar aktardığını, deprem nedeniyle kamu tarafının aktardığı kaynakta artışa gidildiğini vurguladı.

“Turizmde artık ‘mış gibi yapma’ dönemi kapandı”

Türkiye’nin deneme-yanılma için ne zamanının ne de kaynağının olduğunu ifade eden İsmet Öztanık, bu nedenle turizmde ‘mış gibi yapma’ döneminin kapandığını ifade etti. Öztanık “Bu nedenle turizmde hedefi 12’den vurmak zorundayız. Zaman ve verimlilik açısından her şeyi özenle seçilmesi gerekiyor. Yatırımcı, işletmeci, temsiliyet ve kamu – özel sektör ilişkileri anlamında hızlı süreç yönetimleri gerekiyor. Paylaşımcı, katılımcı, sektörün tamamını gözeten iyi bir istişare ortamında doğru kararların alınması gerekiyor. Bu anlamıyla elbette sektörde ‘mış gibi yapma’ dönemi kapandı.” dedi.



Bu Haber 02.11.2023 - 12:43:21 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Evet

    Kerem 03.11.2023 - 11:09

    Sanki laboratuvarda bir icat yapmışta! Altı üstü baba parasıyla otel açmış ve abarttıkça abartırıyor.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.