Ahmet Hakan yazdı: Şık, iddialı, kasıntı otel
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Bodrum'da açılan Amanruya adlı otelle ilgili izlenimlerini yazdı.
Ahmet Hakan'ın yazısını aktarıyoruz:
BODRUM’da bir akşam yemeği için gittim yeni açılan “Amanruya” adlı şık, iddialı, kasıntı, pahalı ve havalı otele...
Yediklerim içtiklerim benim olsun, ben gördüklerimi anlatayım:
- Havalı bir otel, tabii ki kendisini haykıran tabelalarla ifade etmez. Ancak “Amanruya Oteli”, bu haykırmama işini fazlasıyla abartmış. “Define adası aramaya çıkmış maceraperestler”e döndük oteli bulmak için...
- Fazla ışıktan ben de nefret ederim. Ancak “fazla ışıklandırma” ile “zifiri karanlık” arasında bir yer olmalı... “Amanruya Oteli”, işte bu kıvamı da yakalayamamış. Şu kadarını söyleyeyim: Otel arazisi içinde yön bulmak için gözünüzün karanlığa alışması gerekiyor.
- Sıradan tatil mekanları, hatta lüks oteller bile artık çok gürültülü, çok curcunalı... “Amanruya” nın bundan kurtulma çabası iyi... Fakat bu konuda da kıvam kaçmış. Sakinlik, dinginlik hissi ile “İn cin top oynuyor” hissi arasında bir yer yakalanabilirdi.
- Büyük emekler harcanmış, otel içindeki yollar milyonlarca küçük taşlarla örülmüş. Bu yollarda “lastik ayakkabı” giymeden yürümeye kalkışanların hiç şansı yok. Keşke bazı yerlerde küçük bir detay olarak kalsaydı bu taş yollar...
- Otelin restoranına gelince: Orası da karanlık... Oradaki loşluk arayışı da abartılmış. Masaya ancak personel yardımıyla gidilebiliyor. O derece yani... Yan masadaki yabancı konuklar, karanlıktan kurtulmak için “menü okuma lambaları”ndan kendilerine masa aydınlatması yapmışlar, yemeklerini öyle yiyorlardı.
- Hakkını yemeyelim: Yemekler güzel, fiyatlar dengeli, servis personeli gayet profesyoneldi... Lokantada kulağı tırmalayan bir müzik taarruzu da yoktu. Bu güzel. Fakat çok hafif bir ortam müziği, en azından “ölüm sessizliği”ni bozabilirdi...
- Otelin umumi havuzu hakikaten şahane... Bir nehir hissi verilmiş, harika tasarlanmış. Çok beğendim çok.
- Otelin içinde çok gelişmiş bir kütüphane binası var. Fakat ne yazık ki kütüphane binası “Kastamonu evi” mimarisinde... Bodrum’da biraz tuhaf kaçmış yani...
- Odalara gelince... Otelde kalmadık. Akşam karanlığında şöyle bir inceleme yaptık. Durum şu: Mahremiyet kaygısı hakkıyla gözetilmiş. Her odaya mahsus özel havuz var ve bu havuzların tasarımı da şahane. Ancak odalar dışa biraz fazla kapalı... Bu durum inceden bir klostrofobiye yol açıyor.
- Odalarda Bodrum tesislerinde sıkça rastladığımız bambu, yere yatırılmış testi ve hasır gibi artık bezdirici hale gelen malzemelerden kaçılmış. Bu da iyi... Fakat bunun alternatifi de koyu kahve ve aşırı ciddi mobilya değildi herhalde...
Bu Haber 27.08.2012 - 09:39:31 tarihinde eklendi.