Sektörde yeni dönem

Yazılarımda sektörel gelişmelerle ilgili bazı bilgileri paylaştığımda genelde tepki gösteren arkadaşlarımız olmaktadır.
 
Fakat maalesef doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali insanların duymak istediği şeyleri söyleyemeyenleri eleştirmek ve yargılamak kolaydır. Ancak geçmiş yazılarımda da belirttiğim bir çok konunun zamanla gerçekleştiğini de görmekteyiz.

Geçtiğimiz Salı günü İzmir’de, Çarşamba ve Perşembe günleri de Ankara’da meclis ve bazı dost ziyaretlerindeydim. Yeni dönem usta hükumet çalışmaları ile tüm Türkiye’de yapılacak çalışmalar maalesef Turizm sektörünü de etkileyecektir.

Öncelikle şunu belirtmeliyim; ben ne siyasetçiyim, ne de politikacı. Gerçi siyasete dahil edilmek istendim ancak siyaset gibi ikiyüzlülük, politika gibi çokyüzlülük kavramlarını pek beceremediğim ve de pek aynı dili konuşamadığım için başarı oldum diyemem. Gerçek ve doğru olan neyi bildiysem hep paylaştım ve konuştum. Varsın kötü olan ben olayım; önemli olan ülkemiz ve sektörümüz iyi olsun. Ancak kalp kırdığımız arkadaşlarımız da varsa elbette bir anlık tartışmaların hararetinde kaybolmayıp helalleşelim derim.

Bildiğiniz gibi İtalya’da Gladio operasyonu başladığında ardından spor klupleri şike operasyonu geldi ve sonucunda bir çok önemli devlet adamı, generali, bürokrat, işadamı ve gazeteciler tutuklandı ve juventus da küme düşürüldü. Türkiye’de de Ergenekon operasyonu başladı ve akabinde spor klupleri operasyonu geldi ve sonucu büyük ihtimal Fenerbahçe klubü ve yönetimi için iyi olmayacak. Yalnız devlet uyguladığı stratejilerde öyle usta olmaya başladı ki; akabinde gelecek olan spor klupleri operasyonu biraz uzattı, 3. Dönem seçimlerini bekledi. Her ne kadar basında 8 aylık bir polis araştırması diye lanse edilse de daha önce hep konuşulan ve mercek altında olan durum idi. Neden 3. Dönem beklendiğini belirtmek gerekirse, emniyet güçlerinin daha da güçlenmesini ve kluplerin biraz daha boş bulunup hata yapmasını beklediler. Ergenekon operasyonunda ise uzun vade ceza alacak kişiler tutuklandı, kısa vade ceza alacak kişiler ise tutuksuz yargılanmaya devam edildi ki sonradan hapis mahsuplaşmasında sıkıntı olmaması gerekirdi. Ancak hakimler bu davayı biraz uzatmaktaydı, nedeni de hem delillerin güçlenmesi hem de yeni delillerin gelmesi ve bahsi geçen örgütleşmede acaba yargı içinde de kadrolanmalar var mı diye gizli takibinin yapılıp iyi araştırılmasının sağlanmasıydı.

Hal böyle olunca turizm sektörüne etkisi ne olabilir? Devletin böyle güçlü bir operasyonda yurtdışına karşı etkisinin ve güveninin artması, tarım, tekstil, gıda ve inşaat gibi sektörlerin faaliyetlerinin ve iş gücünün artmasının yüksek gelir gereken tatil borsasını arttırması, devlet memurlarının arttırılması ve gelirlerinin yükselmesi, dünyanın yaşadığı krizin ülkemizde o kadar da etkili olmamasının verdiği güven gibi daha sayabiliriz. Ancak Ortadoğunun hızlı bir yükselişinin olduğu da aşikar ortada. Tayyip Erdoğan ismi ortadoğuda adeta super lider konumunda ve Türkiye müthiş bir güven içeriyor, kaybettiğimiz 500 bin pax’lık İsrail pazarının yerine 4 milyon pax’lık bir pazarla karşılaştık. 4 milyon içinde Suriye’den akrabalarına gelip geçenleri saymıyoruz. Antalya ve İstanbul’a gelenler istatiksik oluşturmaktadır.

Spor turizminde şu anda yaşanan durum her ne kadar olumsuz etkiler gibi görünse de Türkiye’nin dünyada en etkin kaliteli spor turizmini yapan ülkelerden biri olduğuna hepimiz eminiz ki pek zarar getireceğine inanmıyorum.

Asıl konu; devletin yarım kalan işlerinde tamamlayıcı bir dönem olması hesaplanırken hedef 2023 diye en az kişibaşı yıllık gelir 25000 $ hedeflenirken bunun iç Pazar olarak ciddi etkisi olacaktır. Örneğin şu ana kadar hem borç ödemesi  hem de yatırımlar yapılırken hedeflenen emekli maaşı en az iki yıl sonra azami 2000 TL hedeflenmektedir. Asgari ücretin ise daha artacağı görülüyor. Nedeni de devletin uyguladığı mali takip politikasıyla artık resmileşen  ve kurumsallaşan bir çok şirketin olması ve kurumsallaşmaya devam edilmesi de asgari ücrete mutlaka yansıyacaktır. Çünkü turizmde en az maaşı  650 TL olarak hesaplarsak ve bu rakamım normalde bir otel içinde fazla olmaması, ortalama maaşın 1000 TL seviyesinde gezdiğini düşünür isek ve asgari ücretin özel sektörü daha çok ilgilendirdiğini düşünür isek bu da mümkün gibi görünüyor.  Sadece Antalya bölgesi, Ege bölgesine nazaran çok daha önde diyebilirim. İstanbul ise çok daha profesyonel ve kurumsal olarak çalışıyor.

Diğer bir konu; uçak şirketlerinin artması ve filo sayılarının yükselmesi ile fiyatların asgariye getirilmesi;  içpazarda uçak kullanımını da arttırmaktadır. Otobüs şirketleri de hal böyle olunca bu rekabetten geri kalmamaya başlayıp otobüsleri TV, Video, müzik, açıkbüfe soft içecek ve yiyecek gibi etkenlerle güçlendirmeye başladılar. Ama buna rağmen uçaklar da full dolu uçuyor, otobüsler de full dolu kalkıyor. Bu hafta 4 gün boyunca çeşme, marmaris, bodrum, İzmir ve Antalya tarafına olan tüm şirketlerin otobüs seferlerinin full olduğu de istatistiklerde ve resmiyette rahatça görülebilir. 

2012 yılının turizmde biraz daha çekişmeli geçeceği görünüyor, bu yıl sezona iyi başlandı ancak akabinde Avrupa satışları kesti, bir hafta satışlara yükleniyor ve oteller aşırı overbooking durumu yaşıyor, bir hafta boşluk doğuyor, bunun nedenleri de Avrupa şirketleri, özellikle TUI ve Thomas Cook kaybetmek istemedikleri  Türkiye Akdeniz portföyünün her ne kadar zaman zaman rest çekmeye çalışsalar da hem turizmcimizin profesyonelliği, hem de devletin ağırlığı ile onlar da bocalıyor. Almanlar, dış pazarlara oteller kontenjan veriyor diye side ve alanyaya çekildi ancak bu sezon Ruslar side ve alanyayı muazzam hedef seçti. Kemerden uzaklaşmaya başladılar. Rusya sezonu yükseldi ve uzun sürmeye başladı. Sezon yükseldikçe Ruslara uygun olan kemer kısa sezonda düşük kalıyor. Nedeni de düşük sezonda daha sıcak olur gerekçesiyle Avrupalı da Rus da Alanya ve side tarafını seçiyor. Almanlar akıllı davranıp uzun süren sezonlarından dolayı side bölgesini seçip oraya mevzilenmişti ancak Ruslar da bunu fark ediyor. Rusların gittiği otellere de Türkler rağbet gösteriyor ve Ortadoğu da yoğunlaşmaya başladı. Ancak Side ve civarı otelleri TUI ve Thomas Cook kontrat yaparken otellerin tapularını da sormaya başladılar. İyi bir otel satışçısı mecburen bu dengeyi takip etmeli ve politikadaki gelişmeleri uzaktan takip edip kesinlikle atlamamalı.  

Alanya turizmi de artık iyice yükselmeye başladı, tam 4 ana Pazar burada. İskandinav, Avrupa, Rus ve Hollanda.  Gelecekte ise Gazipaşa havaalanın etkisi ile Mahmutlar ve uzayan kıyılar da Hollanda ve İskandinavlar için daha etkin bir hale gelecek. 

Yalnız kabul etmemiz gereken bir durum var; artık Avrupa hedefinde biraz daha temkinli olmalı. Çünkü Avrupa turistinin otel oda fiyatları iyice düştü. İngilizler ve almanlar profesyonel tatilci oldukları gibi fiyatları en ucuz pazardır. Özellikle Almanya nüfusunun da yaşlandığını unutmamalı. Yıllardır tatile gelen nüfus hep aynı.  Ve ülkemizde her yeri gördüler. Gençleşme zayıf, gençler de daha eğlence kısmını ve beldelerini tercih etmeye başlıyor. Bunun alternatifini düşünmek gerekiyor. Toplamda 200 milyon olan Rus ülkeleri ve Ortadoğu pazarlarını elden bırakmamak ve geliştirmeli diye düşünüyorum. Aynı zamanda da sahip çıkmalı. Bir bodrum olayının ve ölen Rusların, teknede herkese verilen içkilerin özellikle öldürücü düzeyde olmasına ben hayret ediyorum. Bizim turizmcimiz tamam; merdivenaltı da yaptı, kaçak da getirdi, kendi de üretti ama şimdiye kadar bu kadar alkol tüketilen sektörümüzde hiç ölen olmadı,  çünkü gerçekten son derece profesyonelleşen turizmcimiz var ve olayı bu aşamaya getirmiyor. Bodrum olayının arkasında avrupanın büyük dev acenteleri olduğunu düşünüyorum. 

Rakiplere baktığımızda MISIR ciddi yükselmeye devam ediyor. Yeni açılan oteller daha modern ve yatak kapasiteleri yüksek. Sırf turizm için yapıla suni kent Sharm El Sheik yetmiyormuş gibi Belek ve Lara modeline rakip sahl-hasheesh geliyor. Toplamda halen 150 otel inşaatı var ve Mısır turizmcisi de bizden az değil, hızla profesyonelleşiyor. En çok kriz çıkan ülkelerden biri, TUI ve Thomas Cook devlerinin Türkyeye yıllardır uyguladığı gibi Mısıra da zorlu ve yıkıcı politikalar uyguluyorlar.  Ama mısır turizmcisi kriz yönetimine alışkın.  Sadece her şey dahili bizim kadar beceremiyorlar, giderleri artırıyor, çünkü tarım ülkesi değil, sebze ve meyve Türkiye kadar bol değil ve sıcak iklim etkileri yüksek.

Bunun yanında acaba kim turizm bakanı olacak derken Menderes Türel basın ve kulislerde beklenirken Ertuğrul Günay bakanlığı devam etti. Bu da mantıklı. Çünkü devlet artık Antalya yatırım ve faaliyetlerini yavaşlatıp Ege sahillerine kayacak. Bu sebeple de İzmirden aday gösterdiği Ertuğrul Günay’ın bakan olmaması hem İzmir hem de Egeyi üzmek olurdu. İzmir, Kuşadası ve Fethiye sahillerinde hızla faaliyetler başladı. En geç 2 yıl sonra Ege hareketlenecek ve Antalyaya rakip olacak.  Güçlü yatırımlar artacak, havaalanları kapasiteleri büyütülecek. Örneğin marmarise büyük uçaklar inemiyor ve İzmir de artık yoğunlaştı. Ege daha önemli bir cazibe merkezi haline getirilecek. Çünkü devamlı Antalyaya olan destek ve yatırım Egeyi elbette geride bırakmıştı. Ayrıca Ege doğa yönünden bence antalyanın çok önündedir.

Herşeye rağmen bu kadar yazılıp çizildikten sonra; turizmde bu kadar etkin ve tecrübeli bizden daha bilgili ağabeylerimiz varken bize sözün düşmeyeceğini de dikkate alarak acizane bir önerim olduğunu önemle belirtmekteyim. Sahil kentlerinin politikadan ve özel kurumlardan uzaklaşması lazım. Politikalaşma ve gruplaşma maalesef sektöre zarar veriyor. Şu seçim dalgasında o kadar çok turizmcinin kavga ettiğini ve küstüğünü bilirim ki inanılmaz. Burada gazete yorumlarında dahi zaman zaman atışmalar ve kalp kırmalar olmaktadır. Halbuki ticarette siyaset ve politika olmaz. Örneğin; Bursa spor klup başkanı ve Fenerbahçe yönetimindeki İlhan ekşioğlu için üzüldüğümü belirtmeliyim. Her iki kişinin de luxe ve türk turizmine yön veren 5 yıldız otelleri olmaktadır. İsimlerinin geçmesi ve çalışanlarına karşı da iyi olmadığı kanaatindeyim. Fakat her ne kadar da olsa bu tesisler bir milli sermayedir. Şimdiye kadar her kim çalıştıysa da pazarlama ve tanıtımında efor sarfedildiyse de bu emeğin  boşa gitmemesi kanaatindeyim.  Otele gelip arama yapan polise ben şahsen yakıştıramadım. Öte yandan eğer otelini farklı amaçlarla gerçekten kullanan kesim varsa bu da türk turizmine darbedir. Politika yönünden de CHP-AKP kavgası yapan yöneticiler ve oylamada karşı taraf gibi görünen turistik beldelerimizin daha iyi hizmet görmeleri gerekir. Bu nedenle politika ve uzantısı bu tür kurumlardan uzak durmak gerektiği her turizmci gibi ülke turizmine karşı bir sorumluluk olduğu kanaatindeyim.  
Bu lafım aynı zamanda hükumetedir.
 

Bu Makale 01.08.2011 - 13:29:59 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Hasan Subaşlı 18.07.2011 - 07:31

    Sayın Bilal. İstersen sen kendi bildiğin inandığın şeyleri savun bende kendi bildiğim inandığım değerleri savunayım. İnandıklarımın sonucunun işe güce yansımasını da zaman göstersin.

  • Bilal serin 16.07.2011 - 09:20

    AKP'ye fazla haksızlık ediyorsunuz. Türkiyede AKP'nin icraatlerini beğenip oy veren bu kadar insan herhalde ne kültürsüz ne de aynı karakterde. Din imajıyla devlete yaklaşmanızı ben doğru bulmuyorum. Tayyip bey gayet başarılı bir devlet adamı. AKP'ye bir maksat bağlamanız da doğru, her siyasi parti ve ticari şireketin mutlaka bir maksadı olmalı. AKP de maksadı başından beri eşitlik ve yolsuzlukların üstüne gidip halkçı bir devlet olmak idi. Bunda da başarılı. Namaz kılmaları dindar olmalarını düşmanmış eleştirmek de sizi daha zora sokar. Bugün turizmde inanın bana AKP'ye düşman görünüp halbuki benimseyip oy veren o kadar çok yönetici var ki. Ama turizme başından beri genellikle AKP karşıtı kesimler girdiği için ve Özal döneminden beri bedava para verip bol teşvik kredileri verip tüm maliyeti devlete bağlayıp patron olan otelcilerin geri ödeme yapmamış. ama AKP iktidar olduğunda hepsine gel buraya dedi. Dikkat edersen en çok AKP döneminde otel el değiştirdi ve satabilen sattı, ödeytebilen ödedi, ödemeyene de el koydu. El konulan otellerde daha önce kurulmuş olan devlet şirketi Taksim otelcilik de torpilli bir devlet bünyesi haline gelmişti, bu şirkette de hiç otel tutmadan hepsini elinden çıakrttırdı. Sattırdı. yani taksim otelcilikte oteller kar getiren bir kesim değildi, zarar idi, çünkü devlet memuru mantığı ile çalışanlar bol idi. Bugün taksim otyelcilikteki oteller hala satılık, Kalan 2 ya da 3 otel var. tabi bu bazılarının işine gelmiyor. şimdi tek handikap alkol. turizmde biraz yüksek gider duruyor. KDV indirimi falan istiyorlar. ama parayı kazanan kazanıyor. Rixos, barut, Cornelia, papillon, gloria gibi zincirlere baktığınızda bunu anlarsınız. Ama kalitewden uzaklaşıp giderlere takılan firmalar mutlaka hedefi yakalayamıyor ve konuyu AKP'ye bağlıyor. bence bir daha düşününz lütfen. İyi araştırınız ve değerlendiriniz. Devletimizin başarılarını görmezden gelmek büyük haksızlık. Eğer doğruları söylemeyip gıybete giren sözler söylerseniz bu da işinize gücünüze rast getirmez.

  • Hasan Subaşlı 16.07.2011 - 03:36

    Sayın Bilal Serin. Bahsettiğiniz konularda elbbet haklısınız. Turizim sektöründe mesleğe başladığım son 23 yıl içerisinde çok şeyler değişti. Her şeyin aynı şekilde kalmasını beklemek doğru bir şey olmaz. Benim itirazım, siyasi düşüncemden dolayı, AKPnin varlık maksadını görmeden ve bilmeden icraatlerine alkış tutulmasıdır. Ayrıca düşünceleri ifade etmekten dolayı kişileri başka varlıkları benzetenleri buradan kişilik ve karekter eksikliği ile tanımlıyorum.

  • Bilal Serin 16.07.2011 - 11:21

    Dostum her fikirden görüşten yazabilirler. İnsanların görüşleri farklı olabilir tabi ama edep ve adap sınırları içinde olmalı bu. Hakaret boyutuna gelmemeli. Hasan bey gerçekten de katılmıyorsan da bunu beliertirsin hatta yazı da yazarsın ama çocuklar gibi atışmak ve hakaret düzeyinde yorum yazmak doğru değil. Turizm yine güzel yerlerde. Bakmayın. Ülkemizde turizmciyi memnun etmek zor. Kendi kazdıkları kuyuya düşüyorlar. Bu yıl turizm iyi olacaktı hani, noldu. hepsi de nisan ve mayız ayında aksiyonları havada uçuşturdu. işi çok bildiğimizi sandığımız bir sektör haline geldi. Hep de patronların suçu. Daha az maaş vermek için de ve piyon gibi kullanmak için gençlerden dörtte bir fiyatına maaaş verip müdür yaptılar. Turizme ilk başlayan gençler 3 ay sonra müdür oldu. Patronlar da işi öğrendim dedi, kendisi ya da çocukları müdür oldu. Sonuç. Ortalıkmesleki eğitim almadan iş bişlmeden bir sürü çalışan doldu. Turizmde ehliyetsizler ordusu haline geldi. Ondan sonra da alkolde vergi çok demeye başlarız. Kimler? bu ehliyetsizler ordusu. Aslında bu radkial kararı vermek lazım. Ehliyetlendirmek! her otel açacam diyene izin vermemek. Otel açana da mutlaka başına maaş standartlarının belli olduğu müdür koyulmalı. Nasıl acentede müdür lazım, kokartlı rehber ve turizm enformasyon belgeli müdür lazım, aynen öyle. İşte o zaman devlete daha çok kızarlar malesef ama devlet üstüne gitmiyor henüz. Millet de böyle boş boş devleti eleştiriyor. Hiç eleştirmesinler, hak etmedikleri yerdeler.

  • Hasan Subaşlı 16.07.2011 - 09:46

    Burda kimse hiç bir şeye benzemiyor. Herkez savunduğu ve doğru bildiği konuyu sonuna kadar savunmaya hakkı var. İster karşıt ister aynı görüşte olsun. Bu durumu da başka birşeye benzetemeye çalışanlar arkadaşlar önce aynada kendilerinin neye benzediğine baksınlar ondan sonra başkalarını birşeye benzetmeye çalışsınlar.

  • Selin 16.07.2011 - 12:18

    Burada Kemal Kılıçdaroğlu tarzı pardon çocuk tarzı böyle atışmalar güzel mi acaba mehmet bey ve hasan bey. Gerçekten de birinden yumruk yemiş ortada yaramaz çocuklar gibisiniz.. Nasıl kendinize yakıştırıyorsunuz anlamıyorum. Ben turizmgüncel ailesini tebrik ediyorum her düşünce ve ideolojiye sahip kişilere yer verip yazılarını yayınlıyorlar ama ah bi de böyle seviyesiz yorumlar yazan kişilere engel olsalar.

  • Bilal serin 15.07.2011 - 10:26

    Valla burada milletin atışmasına bakıyorum da gülmekten çatlıyorum. Yahu meğer AKP ne kadar sorun olmuş böyle. Ağzından AKP ile ilgili iyi bir şey söylemeye dursun, hemen yerden yere vurmaya çalışıyorlar. sonra da susturmaya çalışılıyor deniyor. ))))))))))) bırakın kardeşim, kim kimi susturuyor. Ama milletin tışması da komik. Ey millet. negatif eleştiren arkadaşlar. Demek ki tıklayıp okuyosunuz. Demek talep görüyor. demek ki yazıya ilgi var ki siz de buraya girip atıp tutup bir şeyler karalıyosunuz. Doğru bir ama yanlış fazla. 1 doğru 4 yanlış götürdüğüne göre veya hadi üçte anlaşalım, demek ki doğru söylenen bir söze 4 yanlış diyen çıkacak. Buradaki köşe yazısı için henüz o kadar yanlış diyen olmamış. Uğraşın biraz daha bakalım, belki işe yarar. ))))))))))) saçmalamayın.Ateşe körükle gitmeyin. Abuk sabuk konuşursanız, abuk sabuk cevap alırsınız.

  • Batı turizm 15.07.2011 - 10:17

    Mehmet Sert bey. Biraz yumuşamayı dene dostum. fazla SERT'sin. Sen daha iyi biliyosan çıkıp SEN yaz o zaman. Kusura bakma, sesini kıstım.

  • Celal kutluoğlu 15.07.2011 - 10:15

    Hasan bey! Seçim döneminde imralıdaki adama af istendi ve devlete baskı yapıldı. Böylece doğudaki vatandaşlarımızın oyu da alınır gibiydi. Fakat Tayyip Erdoğan TV'de bir açık oturumda ne dedi, bence af yetkisi şehit ailelerine aittir dedi. Sen ne hakla böyle bir devlet adamını dün yaşanan 13 şehit olayının sorumluluğunu yüklemeye kalkarsın? Öte yandan mehmet sert arkadaşım. sen verdiğin yorum ile daha cahilsin. burada yorum yazanlara da cahil diyorsun, bir de susturmaya çalışıyor diyosun. Dostum, öyle ya da böyle bu hükumet seviliyor. Hiiiiç boşuna uğraşma, cahil de desen, saçma da desen, millet demek ki mutlu halinden. Eve gittiğinde bir mutlu olmayı dene bence, tavsiye ederim. Kahvehanelere fazla takılıyosun belli. Takılmaya devam ediver bir zahmet. Belki bir şeyler öğrenirsin.

  • mehmet sert 15.07.2011 - 08:49

    Cahilce bir köşe yazısı, ve ona gelen yorumlar.... Yorumlara bakıyorum, doğru söyleyenlerin sesi kısılmak isteniyor. Kahvehanedeki yurdum insanının bilgi birikimi düzeyini bile yakalamadan köşe yazmak da oldukça iyi bir cüret işi. Acaba Yılgör bey yazdığı şu makale ile birilerine bir şeyler öğrettiğini, onu da bir kenara bırak kendini ifade edebildiğini düşünüyor mu.... Herkesin cürmünü bilmesi, ona göre işlere kalkışması lazım::.)))

  • Erdal Yeşilyurt 15.07.2011 - 07:27

    Arkadaşlar, cümlenizin Berat kandili mübarek olsun. Hasan bey, bak senin dahi kandilini kutluyorum. Ayırmadan

  • selin 15.07.2011 - 07:16

    Hayır ben % 99'luk kısımdanım. % 1'lik kendini aksanı ile hemen merak eder, merak etmeyin, örnek sizin aksanınız.

  • ihsan 15.07.2011 - 09:56

    Yiğidi öldür hakkını yeme. bu bir türk atasözüdür. BEN DE BİR TÜRK'ÜM. Sevmesek de hakkını yemeyelim.

  • Hasan Subaşlı 15.07.2011 - 09:53

    Selin. Sen bu %99 içindemisin.

  • Selim Gencer 15.07.2011 - 09:53

    Birinin burnu kanasa, trafikte lastik patlasa AKP'den biliyorsunuz. Abiler, ablalar, dün gece reynada dj iyi değilmiş, müziği biraz bozmuş, o da akp'nindir mutlaka. lotodan para çıkmamış, o da AKP'dendir. Bu sabah başım ağrıyordu, AKP'den abi, napalım, APTALLIK işte.

  • Ersin Süzen 15.07.2011 - 09:50

    Hasan abi, senin ağzından çıkanı kulakalrın duyuyo mu Allahaşkına. Bu hırs niye. Ne yaptı bu devlet, sağlıkta reform yaptı, her hastaneye gidilebiliniyor, ilaç ve doktor köylere kadar ayağınıza kadar geliyor. Emekli maaşı ayağınıza kadar geliyor. yargıda bekleyen bir sürü dosyanın yıllardır zamanaşımını olmasını engelledi, yurtdışında itibarımızı arttırdı. ülkede bir çok yatırımlar yaptı. yol, baraj, su, elektirk her yere teknolojiyi getirdi. yolsuzlukların üzerine gitti. Önemli gıda mazlemelerinde vergiyi indirdi, lokanta ve otellerde vergiyi indirdi, mobil hatlar ve otomotivde vergi indirimi gündemde ki ötv önceki sol yönetim tarafından eklenmişti. Ha alkolde vergi getirdi. Tabi millet içecek, sarhoş olacak. dağıtacak, aya gömecek, yuvalar yıkılacak, tabi bu olamsı lazım değil mi? Rusya nasıl yıllardır votka ile uyuşturdu halkı ve komunizm gibi içiboş ahlak dışı bir sstemle milettinin ahlak ve yörüngesini bozdu, biz de alkolle uyuşalım. bunun olması lazım. Ben aptallığımdan memnunum abi.

  • Selin 15.07.2011 - 09:28

    Hasan bey sizi ezheble kınıyorum. Devletçi olmak da bu cumhuriyetin ilkelerindendir. Terörde Anap, DYP, Shp gibi her kim geldiyse en çok onların döneminde kayıplar yaşandı. AKP döneminde kaç şehit oldu bir istatistiklere bakınız lütfen. Ama siz cumhuriyet karşıtı şakşakçılar bunu anlamaz tabi. Aziz Nesin falan size bol gelir. Aziz nesinin aptal dediği acaba bir sanat mı sizce. Bu mudur? % 100 okura seslendiği bir ülkenin vatandaşlarına % 99 aptal mı demek lazım. O zaman Aziz nesin de bu ülenin evladı değil. nitekim de sürüldü biliyorsunuz. Ama burada çıkıp biri devletle ilgili pozitif bir şeyler söylüyorsa lafı alıp getirip aziz nesin şakşak falan bir şeyler debelenip duruyosunuz. % 50 oy alan bir devlet demek ki işini yapıyor. Nedense turizmciler sadece AKP'ye kızıyor. Diğer bölgeler hayatından memnun. Hatta Başbakana aşık. ortadoğu da öyle. Dünya lideri pozisyonuna gelmiş bir devlet adamımız ile övünmek gerekiyorken sizler hala % 1'lik bir menfaat peşindesiniz. Aferin devlete menfaatçikleri % 1'e kadar indirdi. Eğer dürüstlük Aptallık ise varsın biz aptal olalım. Görmek istenen manzaraları pozitif olarak değerlendirmek negatifliği azaltmaktır. ama siz anlamazsınız bu işlerden. Sizin set up ayarlarınızla oynamışlar. Gerçekten türkiyede yaşadığınıza emin misiniz? size inat AKP'ye verecem oyumu Hasan bey. Size inat APTAL olacam.Siz yeter ki bizden akıllı olun.

  • Hasan Subaşlı 14.07.2011 - 05:08

    TVler de ne kadar üzücü haber var. 13 şehit. Kim yaptı? bölücü terör. Kimin zamannda ? AKP iktidarında. Terör uzun zamandır bu kadar rahat hareket imkanı bulmamıştı. Siz AKP şakşakcıları hala Tayyip Diktatörlülüğü alkışlayın. Aziz Nesinin rakamını yakalamanıza az kaldı. "%99 APTALDIR."

  • Selin 13.07.2011 - 09:48

    Devletçilik de atatürkün ilkelerinden biridir. Devletler doğrusu varsa desteklenmeli. Tayyip Erdoğan da çok başarılı. Şimdiye kadar seçimlerde bir ilk oluşturmuş, oylarını arttırarak gelmiş. saygı duyulmalı. halk tayyip erdoğanı istiyor, bir tek turizmciler istemiyor, o da onların sorunu.

  • Erdal Yeşilyurt 11.07.2011 - 08:20

    Mahlukat lafı sahibine yakışır. Vurup kaçar gibi laf sokmak delkanlılığa sığmaz. Varsa sizde de cesaret siz de buralarda öyle kaçak döğüşçülüğü çığırtkanlığı bırakıp yazılar yazarsınız. Kim olduğunuzu da biliriz, saygı duyarız, edebiyle katılıyorsak ya da katılmıyorsak da yorumumuzu yaparız. Edep adap bize yakışır, kem söz sahibine yakışır. Cesareti olan çıkar adam gibi yazısını yazar. Radikal yazarlar hep eleştirilir, sözler söylenir. Düşündüğünü söyleyebilmek, düşünce özgürlüğü olan bir ülkede yaşamanın farkında olmayanlarımız mı var acaba? Adam çıkıp gözlemleri, izlenimleri ve duyumlarını yazılı paylaşıyor. Ankaraya gittim diyor, meclis ve dost ziyaretlerindeydim diyor. okumadınız mı? Türkiyeyi senden benden fazla geziyor. Kaçak güreşmek delikanlılığa sığmaz. Ben de şike iddiasında 2. dalga gelecek dedim, alın o da geldi, fazla sürmedi. Hata yapanlar da olabilir. Erdem olmak lazım.

  • Ahu serman 11.07.2011 - 03:35

    Adını bilmediğimiz bu yorum yazanların kelimeleri rahatsız edici. terbiye sınırlarını zorluyorlar. Kendierine yakışabiir belki ama iş ve kültürümüze yakışmıyor.

  • Selim Gencer 11.07.2011 - 03:32

    Burada yazı yazanlara veya haberlere karşı yapılan bu tarz yorum ve seviyesiz yaklaşımları yayınlayan turizmguncel ailesini biraz daha orta yolu bulmaya davet ediyorum. Bu tarz seviyesi düşük ve mahlukat gibi kelimeler buraya yakışmıyor. Bu arada söz sahibinindir atasözü de ne büyük bir söz. Adını dahi belirtmeyen buradaki kişilerin adını kullanan bu insanları kınıyorum. Turizmguncel'e de önerim, aynı diğer gazeteler gibi burada yorum yapacak kişilerin mail adresi ve üye olmalarını sağlayıcı bir sistem olması lazım ki böyle ne idüğü belirsizler temizlensin. Yılgör ya da Ahmet ya da Mehmet, biraz tartışmasını bilmek lazım. Ayıp, ayıp.

  • Selim 11.07.2011 - 03:05

    adı Selim denen mahlukat...adını sanını söylede bir bakalım kimsin nesin neyin nesisin

  • Selim 11.07.2011 - 11:42

    İsmini yazmayan seviyesiz arkadaşım. Biri yazsın biri okusun falan falan. Yok bu siteye bye bye lütfen bırakın bu işleri, o zaman boş boş mesleki şeyler yazmaya devam etsin millet. Yılgör bey sen devam et dostum. Sorun yok. Çekemeyen çok olur.

  • Şuayip ve Yılgör 11.07.2011 - 08:39

    biri yazsın biri okusun sonra ikis birden yazıp ikiside okusun sonra Yılgör tekrar yazsın...Yılgör kardeş seni okuyan Şuayipten başka kişi varmı merak etmiyorum...Eda hanım artık bu seviyesiz yazıları yazan bu tarz yorumcuların varsa senin sitene de artık bye bye

  • Hasan Subaşlı 11.07.2011 - 06:40

    Bu çoğrafyada AK Partinin kuruluş maksadının ve yüklendiği misyonun farkına varamayanları gerçekten kör gözlülükle ifade etmek yanlış olmaz. Göstermelik bazı icraatlerinin yanında bu ülkeye ve coğrafyaya verdikleri zarar anlatmakla bitmez. "İsrail ve Amerikanın Büyük Ortadoğu prejesinin eş başbanının bizim başbakan olduğu bilmemek veya görmemek" "Orduyu güçsüzleştirmek adına uygulanan psikolojik savaşın farkına varmamak" "Devlet birimlerinin teker teker kadrolar ile dolduğunu görmemek" "Bölücü terör örgütünün bu AKP hükümetleri döneminde en rahat hareket edebildiği dönem olduğunu görememek" "Parasal değerlerin çarpıtalarak veya iyi yönü ile yorumlanarak yantılmasını görememek" Yani saymakla bitmeyecek kadar AKP-Dış odak faaliyetini görememek gerçekten körlük olmalı. Bütün bunların yanında da kalkıp turizim başarısından bahsetmek ahmaklık olmalı.

  • ihsan ozan 10.07.2011 - 10:02

    Yilgor bey ben sizi anliyorum. Bazilarimiz pozitif bakamiyor malesef. Devlet kotulemek iyi bir sey dahil. % 50`nin sectigi bir devleti buralarda kotulemek dogru degil. Bu memnuniyesizlik niye belli degil. Turizm camiasi sadece alkoldeki kdv oraninindan dolayi bu hukumeti kaldiramiyor. Cok da onemli degil. Bu ulkede sadece turizm yok. Turizmciler saniyor ki turkiye sadece turizm ile ayakta durabilir. alkol varsin yuksek fiyat olsun. zevke harcanan para vergisini sisirsinlar. Onlar herseyi bedava istiyor. KDV tabi ki eglencede yuksek olacak. Ama diger gereksinimlerde KDV dustu/ Tabi ki halkin memnuniyetsizligini goremezler. Yola devam. Durmak yok.

  • Şuayip Tatlıcı 10.07.2011 - 06:27

    Yılgör bey, yazdıklarınızı okuyunca bir an "ikimiz aynı ülkede mi yaşıyoruz" diye kendi kendime sordum doğrusu. Her şeyi bir kenara bıraksak dahi, bu ülkede asgari ücret 629 TL. Ekmeğin fiyatı 75 kuruş. Yani günde 3 tane ekmek tüketen bir ailenin sırf ekmek harcaması 67,5 TL. Bilmem bu size bir şey çağrıştırıyor mu? Öte taraftan motorinin fiyatı 3,5 tl. Türkiye'de 1 kg buğdayın maliyetine Fransızlar 3 kg buğday yetiştiriyorlar. Neden? Çünkü Fransa şu gün olmuş hala çiftçisini sübvanse ediyor. İthalatın önü sonuna kadar açılmış bulunuyor. Bu yüzden de yerli üretici tarım yapmayı bıraktı, bundan haberiniz yok mu? Türkiye artık buğday, et, mısır.... ithal eden bir ülke bunu hatırlatırım size. Diğer yorumumda hükümetin bu politikalarının uzun vadedeki etkilerini sonra göreceğiz demiştim. İşte tam da bunu kastetmiştim. Türkiye artık finans kapitalin dümenine tamamen girmiştir ve gelen sıcak paradan kaynaklı büyüme kimseyi aldatmasın. Hocaların hocası Boratav "Türkiye kemer sıkmaya hazırlanmalı" dedi. Türkiye'nin cari açığının çok tehlikeli bir noktaya ulaştığına dair ekonomistlerin sesi, yandaş basının "Türkiye büyüyor" yaygaralarının içinde kaybolup gitti.... Diğer taraftan yeni milyonerlerin CHP'li olduğunu söylemişsiniz. Buna dair bir istatistik mi var elinizde? Türkiye'de ortaya çıkan ve hükümet ile belediyelerin ihalelerinden palazlanan yeni muhafazakarları nereye gizlediniz? TOKİ'nin, belediyelerin, bakanlıkların ihalelerini kim alıyorsa, ortaya çıkan milyonerler de onlar. CHP'li milyonerler de vardır kuşkusuz, ancak servetlerine servet katabildiklerini düşünmüyorm. Kimin palazlandığını anlamak için MÜSİAD'a bakmak bile yeterli olacaktır kanaatindeyim...

  • Yılgör Demirtaş 10.07.2011 - 05:26

    Değerli Şuayip bey, dediklerinizin çoğuna katılmakla beraber bir kaç satır köşe yazısında okuyucuları sıkmamak adına elbette bazı şeyleri anlatmak zor, kısaca özet halinde geçmek gerekiyor. Turizm 20 yıl ve 10 yıl öncesine göre şirketler bazında % 40 kurumsallaştığı kanaatindeyim. Elbette tüm sektör direk kurumsallaştı demek zor. Mali işlerde resmiyet ve kontrol takibi ve şirketlerin yavaş yavaş büyümesi otomatikman aldıkları maaş kadar sgk sigorta gösterilmesi asgari ücret kat sayısını yükselttiği yolundan çıkıyoruz elbet. Turizm ile avunmamak sözü bana göre yanlış olur. Turizm de en az diğer sektörler kadar önemli. Ayrıca şunu önemle belirtmeliyim; ben bir hafta boyunca iç anadolu ve daha içeri bölgeleri kazalar ve beldeler gezdim. Turizmci olduğum için Antalya, Muğla ve Aydın gibi belli bölgelerde genelde CHP2nin hakim olduğu ve EVET, zenginlerin arttığı, kişibaşı geliri bunun yükselttiğini paylaşabiliriz. Ancak anadoluda inanılmaz bir AKP sevgisi ve fanatiği gördüm. Birçok çiftçi büyümüş, işini kobileştirmiş, fabrikalar açmış, polatlı'da öyle ki artık zenginlikten yerlisi sadece sigorta için çalıştığını yöre halkının kendilerinden görüyoruz. Çiftçinin yüzü muzaazam gülüyor, herkes para kazanıyoruz diyor. Devlet sulama ve hayvancılıkta 0 fazi kredi veriyor ve ödemeyi çok daha ileriye atıyor. Kurulan fabrikalar ve işgücünün artması, ihracatın da muazzam bir seviyeye geldiğini direk işsahiplerinden öğreniyoruz. Şİmdi ben ne diyeyim. Sadece turizm sınırları içinde kapandığımız şehirlerdeki durum ile koca bir türkiyeyi mi değerlendireceğiz? Devlet kurumlarına gelince; zaten bu kruumların hepsi de ya Anap, ya DYP ya da SHP dönemlerinden kadrolaşma yapıldı. Her gelen yönetim muhakkak kendine göre bir atamalar yapıyor. Tanıdığı bildiği ve çalışacağına emin olduğunu atıyor diyelim, Hadi iyi niyetli bakalım. AKP bu kadar birileri tarafından mercek altında iken en küçük bir hatası sizce malzeme olup dillenmez mi? Konu AKP olayı değil. Dünya değişime gidiyor. Türkiye de bu değişimde kabuğundan çıkıp yer tutmalı felsefesinde. Bu da Tayyip Erdoğan'a denk geldi. köylerde dahi ilaçlar eve kadar gidiyor, hasta yatağında ziyaret ediliyor, emekli maaşları evlere kadar servis ediliyor. Yurtdışı arenada ihracatlar tüm şirketleri mutlu ediyor. Hem de küçük büyük, aydından tutun ankara ve sinop'a kadar her üretici mutlaka ya BDT ülkelerine ya da ortadoğuya ihracat yapıyor. İnşaat'ta ise nedense hep lüks daireler ve residanslar yapılıyor, yüksek fiyattan satılıyor. Hem de az miktarda değil. Dağ tepe rezidans doldu. SInıf atlayanlar olduğu görülüyor. Evler ve arabalar yenilendi. İş de var emek de var. Çalışmayana iş yok diyelim mi? Yurtdışında dahi inşaat sektörümüz hakim. Örnek abim 1.5 yıl arnavutlukta kaldı, şimdi kuzey ırak'ta. Bu kadar yoğunluğu acaba turizmde bizler mi göremiyoruz?

  • Şuayip Tatlıcı 10.07.2011 - 04:06

    Öncelikle şunu belirtmek zorundayım: Bir ülkede kişi başına düşen milli gelirin artması, kişilerin gelirlerinin arttığı anlamına gelmez. Bunun Türkiye'deki anlamı şu haber başlığında gizli: TÜRKİYE'DEKİ MİLYONER SAYISI SON 1 YILDA 7,405 ARTTI. Yani artan milli gelir var ancak bunu paylaşan bir avuç azınlık. Zira 72 milyonluk Türkiye'de tüm bankalarda bulunan mevduatların yüzde 47'si milyonerlerin hesaplarında... Konular çok uzun ve cidden bir yorum veya köşe yazısı ile ifade edilebilecek türden değil. Sadece şunu söyleyebilirim: Hükümetin bu ülkeye ne yaptığını anlamak için zamana ihtiyaç var. İnsanoğlu, bir döneme tanıklık ederken, bazı olayların farkına varamayabiliyor. Ortada tasfiye edilen koskoca bir cumhuriyet var. Yıllarca 12 Eylül'ün mirası YÖK'ten şikayetçi olan hükümet, şimdi adını ağzına bile almıyor her nedense. Bir zamanlar Danıştay dillerdeydi, kadrolaşma tamamlanmış olsa gerek, yine gündemde yok. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, HSYK, seçim barajı, siyasi partiler kanunu...... Liste uzar gider. Kendimizi turizmle avutmayalım, ki avunacak bir durum bile yok ortada. Türkiye'de turizm hala kurumsallaşamamıştır. Çin'deki fason imalathanelerden farksızdır. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.