Kadına yönelik şiddet nereden besleniyor?
Gün geçmiyor ki ülkede bir kadın cinayete kurban gitmesin, şiddete veya cinsel saldırıya maruz kalmasın.
Yok, olmuyor, bize huzur yok! Son 24 saate 3 kadın cinayeti ve kurşunlanan sokak köpeği haberleri sığdı bile. Magandalar arabadan rastgele ateş açıyor, bir sokak köpeği yaralanıp ölüyor. Sanki tırlar dolusu kötü insanı yükleyip son 20 yılda aramıza salmışlar gibi. Bir ülkeyi zayıflatmanın en iyi yolu toplumsal huzuru bozmaktan geçiyor. Huzursuzluk ve istikrarsızlığa çanak tutanların bu ortamdan nemalandığını biliyoruz. Peki, Yeni Türkiye dedikleri şey bu muydu? Ben eski Türkiye’yi özledim. O Türkiye’de bırak günde üç kadın cinayeti işlenmesini, komşunun çocuğu 2 saat ortadan kaybolsa mahalle ayağa kalkardı. Katil, tecavüzcü, sapıklar mahallelerde barınamazdı. Yobazlardan, dinci geçinen sahtekârlardan, türlü sapıklığa göz yuman vatan hainlerinden bıktık.
Cinayete kurban giden kadınlar değersizleştiriliyor!Haberlerin diline bakın, onlar bile öldürülen kadınlara sahip çıkmıyor. ‘Sevgilisi tarafından öldürüldü, eski erkek arkadaşı tarafından yakıldı, evli erkekle ilişki yaşadı, para istedi adam da onu öldürdü…’ Sevgilisi tarafından öldürülen kadının ardından ‘hmmmm almasaymış evine, giyinmeseymiş öyle, sevişmeseymiş o da’ deniliyor, düşünülüyor. Sonuç olarak evli veya bekâr, kadınlar öldürülüyor, bunun hiçbir gerekçesi, savunması, mantıklı nedeni OLAMAZ! Yahu size ne! Lügatımda olmayan iki kelime var, ahlak ve edep. Hiç sevmem bu kelimeleri ve bilirim ki bu iki kelimeyi en çok kullananlar en ahlaksız ve edepsiz kişilerdir. Hayatı kendi kirli pencerelerinden görüp herkesin de o pencereden baktığını düşünürler. Bizim hepimizin, çocuklarımızın, kardeşlerimizin eşleri, sevgilileri, eski sevgilileri yok mu? Sevgili kelimesini evlenmeden ilişki yaşayan ahlaksız kişi olarak tanımlayan bir düzende yaşıyoruz. Eski sevgilim yolumu kesip beni dövsün mü, bıçaklasın mı? O zaman bakın gazeteler benim için ne yazacak. ‘36 yaşındaki turizmci (BA) eski sevgilisi tarafından sokak ortasında bıçaklandı, çevredekilerin müdahale etmek istediği adam tehditler savurarak kalabalığı engelledi. Polisi ve ambulansı arayan kalabalık bir taraftan olayı cep telefonları ile kaydetti. Kadın tüm çabalara rağmen kurtarılamadı…’ Hangi çabadan bahsediyoruz? Uzaklaştırma kararlarına, ölüm tehditlerine rağmen korumadığımız kadınlar için tek çabayı onları hayatta tutmaya çalışan, son anlarına tanıklık eden sağlık çalışanları gösteriyor. Peki, haberdeki bilinçaltı mesajlarını analiz ettiniz mi? Kadın, 36 yaşında yani evde kalmış! Kim bilir bu güne kadar neden evlenemedi, hızlı yaşamıştır, aa bak bak bir de turizmciymiş zaten bu turizmciler çok rahat oluyor. İçkiler, seyahatler, barlar bunların dünyası böyle, kadın da doğru adamla birlikte olsaymış, evlenip yuvasını kursaymış bla bla bla. BİTTİ. Benim için harcanacak süre on dakika olacak, ben öleceğim ve herkes yine hayatına devam edecek.
Yalnız şunu hatırlatmak isterim. Dünyadaki seri katillerin çoğu birçok insandan daha sağlıklı görünüme, tutarlı yaşam becerisine sahip! Alınlarında ben katilim de yazmıyor, kimse sevgilisinin bir gün onu öldüreceğini düşünmez, bunu anlayamaz. Öldürmek psikopatça, vahşi, kelimelerle ifade edilemeyecek bir davranış. Bir insanın en önemli hakkı, yaşama hakkıdır, sonra özgürlüğüdür. Yaşam bir kez sahip olunan bir hak ve şanstır. Bu ülkede kadınların boğazı kesiliyor, yakılıyor, cesedi varile koyulup üzerine beton dökülüyor, bu ülkede çocuklar tecavüze uğruyor, hayvanlar tecavüze uğruyor, öldürülüyor. Bu ülkede hukuksuzluk var ancak devlet bunlara dur demiyor!
Ben Birgül Akgül. Söz veriyorum! Herhangi bir meydanda eylem yapma hakkımız elimizden alındığı için kadın cinayetlerine isyanımı buradan haykırıyorum. Kadın iş arkadaşlarıma, kız kardeşlerime, adil erkek arkadaşlarıma, iyi insanlara her zaman yanlarında olacağıma; haksızlıklara, cinayetlere karşı sessiz kalmayacağıma dair söz veriyorum. Bir bazen bin edebilir, içimizdeki güce inanmamız ve haksızlıklara karşı birlik olmamız dileklerimle.
Bu Makale 30.12.2020 - 17:10:15 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Birgül Hanım, paylaşımlarınıza yürekten katılıyorum. Umarım her birimizin katkılarıyla toplumsal yaralarımız sararız.
