DÜNYA TATİL BORSASI EL DEĞİŞTİRDİ

Mısır ve Tunus olayları, her ne kadar turizmi bu yıl olumlu ölçüde etkileyen faktörler gibi görünse de sadece şubat ve mart aylarını etkiledi diyebilirim.

Fakat asıl ana faktör, Ege bölgesinde İngilizlerin Antalya bölgelerine kaymasıdır.


Geçtiğimiz yıl el konulan Goldtrail’in boşluğu doldurulamadı gibi görünüyor ancak bu boşluk gayet rahat Thomas Cook ve TUI tarafından doldurulunabilirdi. Acaba neden planlamadılar?  Ve en önemlisi Thomas Cook’un ciddi rakibi halindeki Goldtrail eksikliği Thomas Cook’un işine yaramamakta mıydı?


Goldtrail uçak broker’ı idi ve Onur Airlines’ın önemli partneriydi. Fakat Onur Airlines’ın uçuş planlarının yarısı Holidayforyou operatörüne geçti. Diğer yarısı da Rusya’daki önemli partneri Lagina Travel ile Antalya’ya kaydı.

İngilizler, Ege bölgesinde satışları düşüş gösteriyor deniyor, bence en önemli etkenler;

    1.     TUI ve Thomas Cook otel işletmeciliğinin Antalya’da artması

    2.     Ege bölgesi otellerinin konseptlerini geliştirmemesi ve yenilemelere ağırlık verilmemesi

    3.     Antalya otellerinin ciddi derecede dikkat çekmesi

Ege bölgesini geçtiğimiz yıl satış konusunda 17 otel ile yoğun bir şekilde yaşayan şahsen diyebilirim ki, verilen hizmet ve yaşanılan olaylar neticesinde farklı bir şey beklenemezdi. Şahsen tur operatörlerinin son dakikaya sakladıkları bir oyun olduğuna inanmıyorum. Elbette EB döneminde ilk önce kendi uçaklarını kullanmaya çalışacaklardır. EB bittiğinde de tüm online acentelere fiyatları normal hale getirerek açacaklardır. Ama öte yandan Antalya’da kapattıkları ciddi oda kapasiteleri ile Thomas Cook ve TUI elbette öncelik Antalya’ya ağırlık vereceklerdir. Nedeni de, daha önce de dediğim gibi, İspanya ve Yunanistan’daki ekonomik krize karşı önlem olarak Antalya’yı öne sürmeleridir.


İngilizlerin 1. tatil ülkeleri İspanya, Portekiz ve Yunanistan, krizde öyle bir son noktaya ulaştılar ki Avrupa Birliği'nin dağılma kaygıları arka planda endişe edilmektedir. Üstüne bir de Kuzey Afrika ülkelerindeki olayların gündeme gelmesi perçinleştirdi. Avrupa Kuzey Afrika sermayesi ile dönüyor.


En kalite petrol Libya’da ve Fransa kontrolünde olduğu için ilk vuran da Fransa oldu ve Fransa ile Almanya neden kendi bütçemizle Avrupa’daki kriz halindeki devletleri kurtaralım tepkisindeler. Nasıl Arap ülkeleri bir patlama yaptıysa, krizdeki Avrupa ülkelerini de hiç olmaz gibi görmemek lazım. Yunanistan bunun sinyallerini birçok kez zaten verdi. Portekiz küçük nüfusuyla sadece 84 milyon €’ya ihtiyaç duymaktadır. İspanya ise federal eyaletler olarak ayrı düşüncelere girmeye başladı.


Dikkat ettiğim İspanya repeat guest’leri Antalya’ya gelmeye başlamıştır. Bodrum ve Fethiye her zaman Ege Bölgesi’nde en iyi satan bölgelerdir. Bodrum otelleri de kaliteyi yakalamıştır ancak yüksek sezonda iç pazar ile birlikte fiyatların anormal yükselmesi İngilizleri ucuz otellere çekmektedir. Ve Ege genelinde ucuz otel işletme mantığı maalesef pazarlarını kaybettirmeye başlamaktadır.


Elbette bu konuda yanılıp mahçup olmak isterim ancak Türk turizmi adına nasıl Antalya otelciliği kendini geliştirmiş ve her şey dahil mantığında dünyada en iyisi konumunda ise Ege de böyle olmalıydı diye düşünüyorum. Sadece ucuz maliyet ile müşteri çekmeyi planlamak geriye gitmektir. Antalya pahalı maliyet ile ileriye yürümüştür. Bu da bizim için bir gururdur.


ITB’de tüm ülkeler bu yıl Türkiye’nin popüler olduğunun farkındaydı ve diğer ülkelerin standlarında yoğunlaştılar. Ancak yine her zamanki gibi son noktayı Moskova fuarı koymaktadır. Moskova açısından her ne kadar Mısır ve diğer ülkeler hep rakiplerimiz gibi görünse de şartları belirleyen yine Türkiye’dir. Çünkü 5 büyük tur operatörü Türk’tür, en yakın destinasyon da Türkiye’dir ve en iyi otellerin olduğu ülke de Türkiye’dir. Türkiyesiz bir Moskova düşünülemez.


Avrupa satışlarında EB’lerin önünü kesmeye çalışıp ve Ruslara yer ayırmaya çalışan oteller olsa da Moskova’da yapılan pazarlıklar sonrası gördük ki EB’leri uzatmaya başlamışlar ve aksiyonlar gelmeye başlamıştır. Çünkü Nisan ayı Mısır’ın charter desteği ve % 60 fiyat indirimleriyle bir anda % 35 Avrupa, % 40 İngiliz ve % 25 de Rus çekip otellerin dolduğu görülmektedir. Dolayısıyla Nisan ayını bizde bu son hamle önemli ölçüde etkilediği görülmektedir.

Dolayısıyla Mısır’ın da kriz yönetimlerinde bizden başarılı olduğunu unutmamak gerekir, Mısır’a gitmek isteyen fiyatlar aşırı ucuzladığında ve Türkiye yüksek kaldığında yine de gider. Antalya’da Nisanda doluyuz diyen birçok otel şartlarını değiştirdi.


Her zaman eksik bir Pazar diğer pazarları mutlaka etkiler. Avrupa düştüyse, Rusları da iç pazarı da etkiler. Bu çoğunluk psikolojisidir, günümüz de domino etkisi der. Ama bu yıl Antalya’nın iki önemli ana pazarına İngilizler de katıldı. Üç ana Pazar her durumda

Antalya’yı önemli bir yere getirecek gibi görünüyordu, Mısır’ın sadece anlık bir etki olduğu kanaatindeyim. Ve mevcut durumdan etkilenip diğer tüm pazarları desteklemeyi bırakmamalıyız.


Ben her şeye rağmen Türk otelcimizi, operatörlerimizi ve incoming acentelerimizi kutluyorum. Dünya turizmine yön veren bir konumdayız. Adeta bir turizm borsasıyız. Öyle ki konumumuz oteller ve acenteler olarak en iyi hizmeti vermemize zorluyor, eksik kalan da kaybediyor.

Rus ve Alman olarak düşünmeyip Antalya’nın bu yeni gelişen pazarlarının önünü açarak mevcut konumumuzu düşünerek ilerisi için dünya tatil borsası özelliğimizi korumalıyız. İspanya’nın bu özelliğini ellerinden almışken premier lig gibi zirvede olmanın zor olduğunu da unutmamalıyız.

Bu Makale 13.04.2011 - 10:58:39 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Seher İnan 30.03.2011 - 12:18

    ALANYA bir zamanlar ucuz ege otelleri gibiydi. Bir de gelin şimdi görün. Nedeni oteller vizyonlarını geliştirdi. konseptlerini yeniledi. Belediye iyi çalışıyor. Ama ege; malesef geriye gidiyor. Bodrum belediyesi bile geçen yıl nisanda gümbette her yeri delik deşik etti. sonuç elde var sıfır. Müşteri ucuza gelmez. otel kalitesini korur ise zamanla talep edilir hale gelir ve mutlaka satılır. Antalya ve alanya da bunu yapıyor. Müşteri gelmiyırsa mecburen indrim yapılıyor diye bir şey yok. İndrmenin sınırı yok. Makul aksiyonlar olabilir. ama hizmetten kısılmamalı. Ege otelleri malesef 15 yıl geride ama turizm 25 yıl ileride.

  • mehmet celik 29.03.2011 - 09:40

    Bence, Egede otellerin ucuz olması sebeb deyil bence bek ucuzda sayılmazlar müşteri gelmeyince ne yapsınlar başka carelerimi var?mecburen fiat kırıyorlar indir bindir antalya sanki türkiyede sadece bir antalya ,alanya var!euro yerinde saydı senelerce !başka sebeblerde var mesela hava alanları vergisi ?kış aylarında ve ölü sezonlarda şirketler ucak indirmiyorlar çünkü pahalı?rizikoları var ya dolduramassak diye 10 sene önce dalamana ucak iniyordu o zaman daha cok müşterimi var dı? kış ayları avrupa ülkelerinin çogundan ucak gelmiyor nerdeyse nisan sonuna kadar,en önemlisi bizim bir turizim polatikamızın olmaması,sahillerde içki satılmasınada yasak geliyor ,birde içkilerde tekrar fiat artışına gidilmeyi düşünüyormuş hükümet,bunlarda bir sepep olamazmı sizce ?

  • Erdal Yeşilkurt 29.03.2011 - 01:31

    Herkes çıkarlarını düşünür. Ancak 1992'den beri asıl hedefleri mısır turizmi nasıl ellerindeyse ve hakimlerse, Türk turizmini de ellerine alabilmek idi ancak bu planları bir türlü yolunda gitmedi. İlk ruslar bozdu ve türklerin rusyadaki hakimiyeti mısırı da etkiliyor. Asıl geçen sene oluşan durumlarla bu yıl işlerine geldi. Joy Hotels kayyuma geçti ve oradan da TUI'ye geçti. Bir anda muazzam bir yatak kapasitesine hakim oldular. Egeye hakim goldtrail'i Thomas Cook ingiltereden bertaraf etti ve egeyi ellerine almış sayılırlar. Yılgör beyin daha çok dolu olduğuna inanıyorum ama görsel medya olarak düşüncelerini ve bildiklerini sınırlı kusabiliyor diye düşünüyorum.

  • Murat 29.03.2011 - 11:42

    Adamlar kendi çıkarları doğrultusunda strateji geliştirip pozisyon alıyor, bizlerde adamların yaptıkları ve yapabilecek hamleleri çözmeye çalışıyoruz.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.