Çıralı-Olympos-Adrasan; Saklı Cennet

Turizmde ören yerleri ve tatil merkezlerini hep tartışır ve belirleyici bir otorite olarak biliriz. Fakat üç farklı ki adeta saklı ve gizli bir cennet.


Bu gizli cennetleri burada kelimelere sığdırmak zor fakat yine de anlatmaya çalışacağım.

Adrasan, Olympos ve Çıralı yan yana ve her birinin de farklı portföy ve tatil profili olan bir bölge.

ADRASAN;

Harikulade doğası ve plajı ile çok elit bir müşteri portföyünü çeken bir belde. Hatta bazı oteller yılların işletmesi ve devamlı doluluğu yüksek. Burada genel yapı pansiyon ve butik otel tarzında. Hilal şeklindeki koyu ile nefis manzarası ve havası görülmeye değer. En sol kısmında suni bir şekilde oluşturulmuş düz deresi etrafındaki küçük pansiyonların da diğer otel ve pansiyonlara nazaran daha farklı bir nitelikleri var. Doğanın içinde ve derenin içine açılmış a la carte restoran’ları ve cafeleri ile muazzam bir havası var. Dere içinde kaplumbağadan tutun değişik balık çeşitleri ile özellikle akşam saatlerinde rengarenk, cıvıl cıvıl enfes bir doğası var. Nemsiz ve sakinleştirici havası ile inanın, rahat ve huzur ortamı arayanlar için muazzam uygun bir yer. Bu bölgeye daha çok Ankara ve İstanbul’dan yani Büyükşehirlerden, şehir stresinden kaçıp kendilerini doğaya bırakmak isteyenlerin rağbet ettiğini görmekteyiz. Butik tarzdaki otel ve pansiyonların direk bireysel hizmetleri de büyük otellerdeki kargaşa ve eğlence gürültüsünden kaçmak isteyen misafirlerin özellikle ilgi odağı halinde olduğunu görüyoruz. Otellerde köy yemekleri ve taze balık menüleri ile akşamları da çay ve kahve sefası yapanlarla dolu cafe ve otel işletmelerini devamlı yoğun görebilirsiniz.  Burada her şey dahil sadece Adrasan Bay Oteli bu yıl faaliyete geçti. Bunun dışında diğer pansiyon ve butik oteller hepsi oda+kahvaltı ve yarım pansiyon hizmet verdiğini görüyoruz. Tüm bu küçük pansiyon ve otellerin fiyatlarının da neredeyse her şey dahil beş yıldıza yakın fiyatlarını da duyduğumda daha da şaşırdım. Kişi başı 100 TL düzeyinde ve üzerinde bu pansiyonlar dolu. Bazı tesislerde sadece alman gördüm, ancak bu  bölge ilk başladığında ise İngilizlerin yoğun olduğunu fakat daha sonraları uzaklaştıklarını eski işletmeciler belirtmektedirler. Bölgede gece hayatı denebilecek düzeyde pek bir yer yok, gayet sakin ve relax bir havası var. Fakat bu hava da bu doğaya yakışıyor.

OLYMPOS;

Tam bir öğrenci merkezi, Adrasan ve çıralı aksine fiyatları olabildiğince düşük ve kişi başı 50 TL düzeyinde ve gece hayatının da yoğun olduğu bir bölge. Dahası denize sadece tarihi antik Olympos kentinin içinden dere yanından geçiyorsunuz. Derenin denizle buluştuğu noktadaki sazlık ise bambaşka bir hava veriyor. Gündüz turizm bakanlığı yetkililerince akşamları saat 20’00’ye kadar denize giden herkesten biletli olarak kişi başı 3 TL fiyat alındığını görmekteyiz. Ve sadece bu plaja şezlong koymak da yasak. Gelenler doğal ortamda çakıl plajın üstüne uzanıp yüzmekteler. Denizin berraklığı da mükemmel ve buna rağmen plaj ve deniz yoğun bir kitle tarafından kullanılıyor. Yine genelde Büyükşehirlerden gençlerin doluştuğu bir merkez. Muhteşem doğası ve ormanın içinde saklı Olympos kalıntıları, dağlık ve dik kayalık arazi ile başınız hem yukarıda hem de sağda ve solda etrafı izlemeden geçemiyorsunuz. Yazları kurumuş dere içi otopark olarak kullanılıyor. Bu bölgenin en büyük özelliği devlet tarafından yıllardır sit alanı ilan edildiği için herhangi gibi yapı yapılmasına izin verilmiyor. Bu sebeple burada yapılan tüm pansiyon, bar ve disco’lar, hatta shop’lar, marketler ve hatta jandarma binası dahi tamamen ahşaptan. Hiç otel yok. Hepsi de pansiyon ve ağaç evler. Basit kullanım tarzı olanlar da var, klimalı normal otel odası gibi dizayn edilmiş olanlar da var. Hatta Hostel tarzı olanlar da var. Ve bu bölge daha farklı Karayipler tarzında gece hayatını olduğu bir bölge. En büyük eğlence merkezi Kadir’s Tree Houses adı verilen komple pansiyon, motel, barlar, pizza houses, ve 2 disco’nun olduğu bir tesis. Hayatınızda hiç tamamen ahşaptan disco-bar ve club gördünüz mü yoksa görmek nasip olur mu bilmem ama buradaki üniteleri görmenizi tavsiye ederim. Tamamen farklı ve bambaşka bir doğa içinde değişik bir ambiyans var.  Olympos müşteri kitlesi de karmakarışık bir milletler topluluğu, Türkler, İngiliz yoğunluğu, İtalyan, Hollanda, İskandinav, Fransız, Belçika ve daha birçok miliyet… Ve ilginçtir buraya acenteler tarafından düzenlenen turlar ve otobüs transferleri yok. Çantalı dedikleri sırt çantasını yüklenip gelen individual müşterilerle dolu. Türkler de arabayla geliyor. Bu bölgeye en büyük emeği Kadir’s Houses sahibi kadir bey vermiş. İlk kurduğu tesis çıkan bir yangında zarar gördükten sonra bambaşka yeni bir komplex tesis inşa etmiş ve neredeyse bölgeye bu kimliği kadir bey vermiş. Geniş vizyonu, çok çalışması ve reklamlarıyla bu bölgenin kaderini belirlemiş. Diğer ikinci isim de Turkmen Tree Houses’ın sahibi Hamdi beydir. Öyle ki tam merkez konumda en iyi yer denebilecek konumu ve geniş araziye  farklı tiplerde tam 250 oda yapmış, restoranları, aktiviteleri, shop’ları ile de beslemiş ve devasa bir tatil cenneti yapmış. Buradaki 134 odalık Kadir’s houses ile 2 büyük tesisten biri derken en büyük tesis Turkmen Houses. Verdiği hizmet ile devamlı kendini geliştirmiş, bankaların kobileri ilk hedeflediği dönemde garanti bankasının reklamlarında da etkili bir rol almış. Kendi tesisinin önünde devamlı büyüyen ve gittikçe devleşen bir kobi sahibi olduğu reklam hala hafızamdan silinmez. İşi bilen, bu bölgelerde pek acentelerle çalışmaya alışık olmayan pansiyon sahiplerinin aksine acenteden geliyoruz deyince nasıl konuşacağını bilen ve direk kendisi tarafından odaları ve tesisi gezdirip gösteren yardımcı olan piyasa şartlarını bile kendini turizm konusunda iyi yetiştirmiş bir işletmeci. Ardından civar köy sakinleri de bu fırsatı değerlendirip sırasıyla 6 odalık ve 8 odalık pansiyonlar yapmışlar. Mutlaka görülmesi gereken değişik bir ambiyans ve doğa cenneti.

ÇIRALI;

Olympos ile yan yana çok ayrı bir cennet. Adrasan tarzında ama dağların arasında yemyeşil bir tabiatın içinde kurulu pansiyon ve otelleri görmüyorsunuz bile. Muhteşem bir doğası var. Yarı belek yarı kemer tarzı bir ambiyans ve geniş uzun güzel bir plaj ile muazzam bir doğa içinde kendisini gizlemiş, tamamen elit bir müşteri portföyünün olduğu Türkiye’nin en özel bir cenneti. Gelen müşteri portföyüne şaşıracaksınız; tamamen Avrupa ve alman. Hem de individual. Almanlar artık Kemer, Belek ve Side bölgelerinden Çıralı’yı mesken tutmuş. Ve aşırı da mutlular. Biraz da Rusya’nın elit bazı müşterilerini göreceksiniz. Her şey dahil talep eden Rusları da bu bölgede görmek doğrusu ilginç. Burada Olinka Otel ile Blue – White tamamen Alman dolu muazzam doğası olan oteller. Bunun dışında Olympos Lodge ve Azur gibi tesisler de Avrupa’ya hizmet veren özel yerler. Hatta en özel tesisi dedikleri Olympos Lodge oteline arabayla gidilemiyor. Arabayı belli bir yere park ettikten sonra Olympos tarafına doğru yürüyerek plajın kenarına kurulmuş bir cennet. Buradaki tesis fiyatları da beş yıldız ayarında ve oteller park yerlerinde son model jeep ve modern arabalar görmektesiniz. Böyle bir cenneti insan gördükten sonra inanın insan belek ve kemer tarzı bir yer aramıyor bile. Beş yıldızlı otellerden bıkıp buralara akın eden elit insanlar hakim. Köy yemekleri isteyen ve pansiyon sahibi ile çay içerek tavla atan şirket sahibi ve genel müdürlerini tatil yaparken böylesine suni bir doğada rahat ve samimi bir ortamda görmek insanı şaşırtıyor. Her şeyden önemlisi bu bölgelerdeki bazı oteller yaz-kış açık. Bu da ilginç

Bu özel üç ayrı bölgeyi özellikle burada sizlerle paylaşmak istedim. Bence çoğumuzun bilmediği görmediği çok farklı ve ayrıcalıklı Türkiye’nin en özel gizli cenneti derken abartmadığımı göreceksiniz. Almanlar bu bölgeyi keşfettiğine göre ve elit profilin bu bölgeyi mesken tuttuğunu görünce anlattıklarımın abartı olmadığı anlaşılıyor. Fakat hepsi bir yana böyle özel doğa cennetlerimizi gördüğümüzde gurur duydum. Türkiye’mizin ne kadar güzel bir cennet olduğunu görmek, doğa ve tarih zenginliği olan belki de dünyanın en güçlü turizm ülkesi olduğunu veya olmaya doğru aday olduğunu hissediyorsunuz. Belki rakamlarda henüz en güçlü diyebilmek zor ancak bana göre Türkiye’miz doğa ve tarih zenginliği ile EN GÜÇLÜ durumdadır.


Bu Makale 04.08.2011 - 08:28:49 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.