Alışamadım
Bir sezon daha gitti gidiyor.
Sıcaklar bitti diye sevinsek mi yoksa hayattan bir yıl daha geçti diye üzülsek mi tam karar vermiş değilim.
Bazı işler habire tekrarlanıyor. 30 yıl oldu ben bir türlü bunlara alışamıyorum. Hep böyle içimde bir ses ‘ yahu olmasa ne güzel olur ‘ demekten vazgeçmiyor.
Parti botu adı altında bostanını bırakıp kaptan olduğunu sanan tiplerin milletin kafasını şişirmesine alışamadım mesela.
Sezon öncesi Antalya balıkta acentalara karşı ‘ bu sene ortak çalışalım, aksiyon vermeyelim’ diyerek kadeh kaldıran, sonra da Haziran başında arka odada fiyat düşürenlere alışamadım.
Şöyle büyük filamalı geniş salonlarda yıllık toplantı yapıp, verilen röportajlarda ‘ Türkiye’nin fiyat/kalite oranı eşsiz. Sakın bozmayın’ diyen ama aslında ‘ sen ucuz kal da, ben daha iyi satayım ‘ diye düşünen acenta CEO'larına alışamadım. Hele ‘ bak adam ne diyor, çok iyiyiz’ diye buna alkış tutan otelcilere hiç alışamadım.
Bi ton ödül tipine, hele kendine yaratıp kendi kendine ödül verenlere pek alışamadım.
İnternet portalında ajans tutup övgü yazdıranlara ise hiç alışamadım.
Mikrofona bağırıp animasyon yapıyorum zannedenlere alışamadım ama
hoparlörü yan otele çevirenleri hiç sevemedim.
Personelini tutmak için ne tür politikalar üreteceğini düşünmek yerine yan otelden 100 TL fazlasına adam nasıl çalarım mantığındaki personel şeflerine
zaten alışmak şansı yok. Bir sezonda 50 TL için 4 tesis değiştiren hiçbir şekilde kendini geliştirememiş personele hiç alışamadım. Şimdi kalkıp ta kimse hayat zor falan demesin, ona da alışamam.
341.000.000 km/q si boş yurdumun sebze fiyatlarını , hiçbir şey bilmiyorsak bari hayvan gütseydik dedirten hayvan ithalini anlamadım.
İşsizim diye bürokrat önünde ağlayıp, iş beğenmeyenleri anlamadım.
Bu nasılsa işsiz , ucuza kapatırım diyen adamlara ise hiç alışamadım.
Nem oranına bir türlü alışamadım.
İtfaiye aracına taş çıkartacağını zanneden acenta minibüslerine hiç alışamadım.
Güzelim otellerin lobisinde atlet fanila , altı kaval üstü şişane oturan tiplere
alışamadım.
Tüm tatilini tavla ve sudoku çözerek geçiren yurdum turistini anlayamadım.
Ufak bir konu için oturup 6 sayfa mektup yazan ve 50 Avro için avukatla tehdit eden Almana alışamadım.
Mektup falan yazmayan ama al paranı başına çal dedirtecek tiplere de alışamadım.
Yaz sürprizi falan adı altında ‘ kimi bikinili yakalarız ‘ tipi programlara alışamadım. Seyretme o zaman birader diyenlerede alışamadım.
Flaş, bomba, en bi bomba gibi her gün normal olan olayları süsleyen habercilere alışamadım.
Amma da sinir adamsın. Madem bunlara alışamadın, topla bavulunu git diye
düşünenler olabilir.
O kadarda değil. Alıştığım işlerde var. Günden güne iyiye gidenler de.
Ben çoktan bu deveyi gütmeye karar vermişim.
Bu diyar da pek fena sayılmaz.
Bu Makale 06.09.2011 - 14:48:32 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Aman alışmayalım Sayın Var.Tehlike buna da alıştık dediğimizde
-
Alışılamayacak çok şey var. İşin garip yanı, sürekli şikayet ettiğimiz konuları değiştirebilme imkanı elimizde olduğu halde bunları sadece rakı sofralarında konuşuyor, kapalı kapılar ardındaki ofislerimizde düşünüyor olmamıza rağmen gelişim için hiçbir şey yapmıyor olmamız.
Dinlemez, öğrenmez kendimizi geliştirmez ve sorunları duymaya bile katlanamazsak, alışamayacağımız çok şey olacak gelecekte.
Çevrenizdeki insanların arasında "Ben de eski turizmcilerdenim." diyen insan sayısı artıyorsa, turizmin içindeki insanlar olarak, turizmi bu alışılamayacak hale getirenlerin arasında biz de yer alıyoruz demektir.
Amaç "gelişmek" olduğunda "alışmak" en büyük tehlikedir. Alışmamaya devam.
Sayın Mahmut Var'a, hatırlatmaları için teşekkürler.
-
Şu aksiyoncu acenta ve ödül veren katagorilerinde TUI de var mı sayn Var? :) ))
-
Sevgili Mahmut;
Biz bu kişilerle beraber turizm bu günlere getirdik.Değiştiremesekte onlara rağmen bulunduğumuz noktadan daha ileriye de hep birlikte götüreceğiz.
Bakalım,dürüstlüğe ve değişime ne kadar direnebilecekler.
üzülme ve canını sıkma biz 40 kişiyiz birbirimizi biliriz. Olanlarda bize yeter.
Eline kalemine sağlık.
Nice iyi sezonlarda hep birlikte olmak dileğiyle.
Hoşçakal.
