2012 şifresi: Turiste vergi muafiyeti
2012 turizmde sezon olarak zor bir yıl olarak geleceğini ilgili gazete ve yorumlarımda sanırım ilk belirten kişilerden biriyim ve akabinde büyük tur operatörleri ve kurumlar tarafından da çeşitli zorlukları olacağı yorumları gelmeye başladı.
Elbette bir turizmci olarak hiçbir zaman zor bir sezon yaşamayı ümit etmem ancak önümüze baktığımızda küresel politik gelişmeler maalesef kanaatlerimizi destekleme yönündedir.
Bnunla ilgili olarak önceki yazımda belirttiğim kimi hususları hatırlatmak isterim;
1. Alkol, akaryakıt ve elektriğe gelen zamlar,
2. Otadoğu’nun şekillenmeye devam etmesi,
a. Libyada liderlik çatışmalarının başlayabileceği öngürüsü
b. Mısır – İsrail ilişkileri
c. Suriye iç çatışmalarının PKK terör örgütüne yansıması
d. İsrail – Türkiye ilişkiileri ve bunun PKK terör örgütüne ciddi yansıması öngörüsü
e. İran – Türkiye ilişkileri vr füze kalkanı projesinden dolayı İran’ın karşı tutumu
3. Avrupa’da ve dünyada yaşanan ekonomik krizin daha da derinleşmesi
4. PKK terör örgütünün gittikçe artan eylemlerinin ülke genelinde turizm sezonuna yansıma öngürüsü
5. Meclis anayasa görüşmelerinin neredeyse tüm ülke politikasını kapsaması
6. Meclis anayasa görüşmelerinde genel af, Ergenekon ve Öcalan pazarlığı
7. İklim değişikliğinin gittikçe artması ki 2011 yılında kış geç çıktı ve erken geldi.
8. 2012 kıyamet senaryoları ve artan doğa olayları
9. Internette gittikçe yayılan geri sayım sayaç senaryoları
Şu ana kadar da hem Türkiye hem de dünya küresel ekonomi açısından şekil pek iyi görünmemektedir. Turizmi en çok besleyen Avrupa ve özellikle İngiltere ile Almanya açısından satışların 2012 yönünde iyi görünmediği de bir gerçektir.
Bahsettiğimi Bu nedenleri süregelen gelişmelerde biraz daha açar isek;
1. Thomas Cook küçülmeye doğru gidecek gibi görünüyor. İngiltere’de neredeyse Thomas cook ve Thomson harici bir acente kalmadı ve İngilizler de parayı saklama yolunda.
2. Almanya ekonomiyle birlikte diğer savaş senaryolarının da gelişmesiyle parasını tutma yolunda, TUI, Thomas Cook ile beraber hareket etmeye girse de bu en çok TUI’nin işine yarayacak ve Thomas Cook’un değer kaybetme ihtimali var
3. Yünansitan, İtalya ve İspanya ekonomi krizini takip eden ülkeler de olacak. Özellikle Avrupa birliğine yeni giren Litvanya gibi ülkelerde kriz bekleniyor . En şiddetli ekonomik kriz bu ülkede olabilir. Ardından AB’ye üye olmayan Belarus takip edebilir.
4. Türkiye’de hala süregelen depremler,
5. PKK terörünün büyükşehirlere ve turistik kentlere sıçraması
6. Meclis anayasa paketi çalışmalarında gittikçe hızlanan partiler arası gerilim
7. Gittikçe hızlanan tutuklanma ve yargılanma vakaları ve halka yansıması
8. Suriye’deki olayların dinmeyip devam etmesi ki, dünya Suriye’ye karşı iken olayların dinmesi imkansız.
9. İran’ın Suriye desteği ve Türkiye ile fikir uyuşmazlığı
10. Mısır’da yapılan seçimin yine de çözüm olmayacağı, çünkü seçilen kişinin de yine ABD desteği ile Hüsnü Mübarek’in ekibindeki kalıntılarından olması
11. Dolayısıyle Arap ülkelerinde karışıklığın devam etmesi Türkiye’ye de yansıyabilir. ÖrneĞİN Sultanahmet’te yapılan saldırı. Sözde Libyalı gibi görünen ama arkasında yine farklı güçlerin olduğu kamuoyunda tartışılan durum.
12. Arap ülkeleri her ne kadar karışsa da Mısır turizmi bu defa her şeye hazırlıklı ve dış tur operatörlerini otel yönetimlerine ve gelirlerine ortak ederek içeri çekmesiyle Türkiye turizminin etkilenmesi.
13. Rusya’da Putin’in tekrar Başkan adaylığına karşı halkın ayaklanması ve yeni bir protestoya döneminin başlaması. Arap baharının Rusya’ya sıçraması. Olmaz demeyin, Perestroyka ile SSCB de aynı şekilde artık askere gitmek istemeyenlerin tepkisiyle ordu içinden protestoya başlayarak koskoca komunizm devinin çöküşüne şahidiz. Bu da belirsizlik demek. Belirsizlik de Rusya gibi paraya değer veren halkın olduğu ülkede tatili kimsenin gözü görmez.
İnternetten de tartışılan bu ve benzeri konu başlıklarının uzatılması mümkün...
Turizm sektörü elbette güncel politika ile alakalı ve orantılı yürümektedir. Dolayısıyle her ne kadar politika tartışmak riskli olsa da, mevcut gündemi ve olayları sektörde paylaşmak gerektiği kanaatindeyim.
Peki tartışırken acaba çözüm de üretmek mümkün mü?
Genelde yazılarımda eğer bir sorun ihtimalini tartışıyorsak aklımın yettiği kadar çözüm de öneriyorum. Bilindiği gibi her ülkede yabancı bürokratlar bulunduğu ülkenin vergisinden muaf konumundadırlar. Her yaptıkları alışverişin fiş veya faturasını alarak “ben sizin ülkenin vergisine tabi değilim” deyip sınırda vergi paralarını tahsil edebiliyorlar. Peki ülkemize gelen bu kadar turist acaba ülkemiz vergisine tabi olmalı mı olmamalı mı?
Yurtdışından otel dahil tatil paketi satın alan turistler vergi içinde alıyor. Çünkü otellerin verdiği fiyatlar KDV dahil. Dolayısıyle vergi yükü de fiyatların istemeden şişmesine neden oluyor.
Ülkemizin ekonomik durumu madem Avrupa’ya nazaran yükselişte görünüyor, o zaman inişte olan Avrupa ülkelerine karşı güzel ve etkili bir gösteriş ve kendine güveniş jesti olabileceğine inandığım, ülkemize tatil amaçlı gelen turistlere sadece konaklama sektöründe vergi muafiyeti uygulayabilir miyiz? Bunu sadece 2012 yılı için de yapabiliriz. Herşey devletin kontrolünde.
Düşünebiliyor musunuz, böyle bir uygulama ülkemize turistleri rakip destinasyonlara karşı elini daha güçlü hale getirmez mi? Hem dış platformlarda acaba ekonomi konusunda ülkemizin prestij ve kendine olan güvenini arttırmış olmaz mıyız? Ülkemize zaten döviz giriyor.
Peki neden sadece konaklama sektörü? Oteller turizmin cansuyu konumundadır. Asıl yükü tur operatörleriyle birlikte üstlenmektedirler. Hem turist çekebilmek için yüksek pazarlama giderleri olmaktadır, hem de yiyecek içecek konusunda her şey dahil konseptinde yüksek giderleri olmaktadır. Eğer otellerimizin doluluğu yüksek olursa acente de operatör de esnaf da kazanır, herkes kazanır kanaatindeyim. Bu uygulama yine en büyük risk olan charter uçaklarında da olabilir ama Türk havayolu firmaları buna dahil olabilir.
Otellerde vergi indirimi uygulanabilinecek durum sadece yurtdışından paket program ile gelen turistlere olabilir. Dolayısıyle yüksek dolulukta ortalama fiyat ile içpazara da yansıtılabilinir. Bu da nasıl olabilir. Her fatura altında acentelere ya da individual misafirlere vergi indirimi olarak muhasebeleştirilebilir. Hatta olayı biraz daha rekabet boyutuna getirebilmek adına tur operatörlerinin satışlarını mıknatıs gibi çekebilmek için türkiyeye en çok müşteri getiren tur operatörlerine ya da milliyetlere de uygulanabilir. Örneğin; alman, İngiliz ve Ruslar en çok ülkemizi ziyaret eden milliyet konumundadırlar. Belki de bu ülkelere vergi muafiyeti olursa diğer ülkeleri de volume olarak ülkemize çekmez mi? Ya da aynı yılda ikinci defa gelenler vs.
Yani bu konu üzerinde çalışılıp sistemleştirilebilinir, geliştirilebilinir.
Devletimiz hiç ummadığımız bir şekilde atak yapıp vize uygulamasını kaldırmadı mı? Vize konusunda en zor olabilecek ülke olan Rusya ile bunu gayet güzel sistemleştirdi. Vergi muafiyeti de acaba sadece turizm sektöründe konaklama olarak ülkemize devlet için gelir kaybı mı doğurur yoksa yüksek döviz mi getirir? Bankalarda dahi döviz faiz oranlarının TL’ye oranla daha düşük olduğunu sadece dövizin değeri açısından ele aldığımızda % 8 ve % 18’lik vergi muafiyetinin ülkemize daha çok gelir getireceği ve direk kısa yoldan en güzel pazarlama olabileceğine inanmaktayım. Hiçbir ülke böylesine ekonomik kriz olan bir dönemde böyle bir adım atamaz. Aynı zamanda avrupada ve rusyada mevcut dönen Euro ve usd sermayenin rotasını da türkiyeye çevirmiş olamaz mıyız?
Vergi elbette bir ülkenin en büyük gelir kaynağıdır. Ama kriz ortamında turizmde düşüş beklenirken kısa vadeli olarak büyük bir pazarlama adımı olabilir.
Sadece bir öngörü ve fikir diyorum ve ortaya atıyorum. Yanlış olabilirim. Ama doğrular da yanlışlar sayesinde vardır. Neden olmasın?
Bu Makale 09.12.2011 - 10:50:37 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Türkiyenin gelirlerde şu sıra pek bir sıkıntısı yok. Tamam cari açık falan her zamanki fena değil ancak sürümden kazanma gibi bir yol da var ve krize doğru giden bir dönemde ani hareket edip cazip indirim niteliğinde bir geçiş üretilmeli, bu da devamlı değil, bir yıllığına deni. Elbette ülkemizin en önemli gelir kaynaklarından biri olan vergi bu derece indirilmemeli ancak konaklama sektöründe önemli bir durum var malesef. Alokdeki vergi oranı. Turistin bunda bir suçu yok. Turis ülkesinde alkolü su fiyatına içiyor. Ülkemizde ise altın fiyatına içiyor. Bizim ülkemizde bir misafir geldiğinde ikram edilen veya ilk akla gelen içecek ÇAYdır, ama turistlerde misafire gidildiğinde veya akla gelen ilk durumda hemen içilen alkoldür. Bu adamlar tatile geliyor. hem de herşey dahil. Alkoü kısamayacağımıza göre ve en büyük tükettikleri unusur olduğuna göre kabak turizmcimizin başında patlıyor. bunun adı vergi indirimi ya da başka bir şey ama sadece turiste uygulanan kültür farklılığından dolayı harcamalardaki dengeler gözetilmeli.
-
Sayın RamseS, bürokratlara verilen vergi muafiyeti dünyada geçerli bir durumdur, Türkiyeye özgü birşey değildir. Türkiyedeki yabancı bürokrat sayısı 200 binden az iken Türkiyeye gelen yabancı turist sayısı 25 milyondur. Bürokratlar kesinlikle epey çoğunluk arzetmez. İkinci olarak kriz nedeniyle genel beklenti turist sayısının azalması ve buna bağlı olarak gelirin düşmesidir. Devlet zaten azalacak olan turizm gelirine birde vergi muafiyeti koyarsa elde edilecek gelir daha fazla düşecektir. Eğer ki düşünceniz Daha pahalı yere gideceğine Türkiyeye gelir turistler biçimindeyse, merak etmeyin bizim fiyatlarımız gereğince düşük diğer ülkelere göre. Keni şirketimi düşünmek, pazarlamada yeni olmak gibi şeyleri ise sadece sizin hayal gücünüze bağlıyorum zira böyle birşeyle ilgili tek kelime yok yazımda.
-
Yazar sadece turiste yönelik bu vergi muafını sadece 2012 yılı için talep etmiş. Aksu holding için talep etmemiş. Zaten bu uygulama var. Tüm yabancı bürokratlar türkiyede zaten vergiden muaf. Epey çoğunluk arzediyor. Ülkemize dövz getirenler kriz olan dönemlerde vergiden muaf olabilir. Bu sadece turizm değil, diğer sektörlerde de olabilir. Hem türkiye devamlı övünmüyor mu bizim ekonomimiz büyüme sürecinde diye ve avrupadan çok önde diye. Ekonomik kriz yaşayan avrupa ve bu krizden turizm olarak ülkemiz pay alamaz ise o zaman biz de kriz yaşarız. Agnost kardeş pazarlamada sanırım epey yeni, sadece keni şirketini düşünüyor, bence tüm türkiye şirketlerini düşünerek görüş belirtmeli.
-
Bence bu nerden baksanız kriz fırsatçılığı olur. Kriz sadece turizm sektöründe yok. Genel bir huzursuzluk var. Bu durumda öncelik istemek ve devletin zaten gelir kaybediceği bir alanda bir daha vergi indirimi istemek pek akıl karı değil. Pazarlama ve satış departmanı vergi indiriminden medet umuyorsa aksu holding cidden zorlanıyor demektir.