Turizmde başarıyı neye göre endekslenmeliyiz?

Türkiye, dünya turizminde önemli bir potansiyele sahip.

İstatistiklere göre uluslararası  turizmde ilk 10 ülke arasındayız. Bu nasıl hesaplanıyor? Bir giriş çıkış sayılarına bakılıyor bir de gelire…Turizm gelirine bakarsanız ortalama bir turistin harcadığı miktar, 750, 800 dolar… Bir turist ortalama kaç gün kalıyor? 10 gün deyin, 70 dolar. Biz Avrupa’ya gittiğimizde günde 70 dolar mı harcıyoruz?

Dolayısıyla ‘Biz bunu her sene turist sayımızı artırdık’ diye övünmek yerine,  bir yatırımcı ve işletmeci olarak turist başına yapılan harcamanın ne kadar arttığına ya da eksildiğine bakmamız lazım. Hedefimiz sayıyı ya da turizm gelirini globalde artırmaktan öte, turist başına ortalama harcamayı artırmak olmalıdır. Başarı da buraya endekslenmeli ve buna göre ölçülmelidir.  Bu noktadan hareketle bir çalışma yapılacak olursa 2002 yılından bu yana turist başına düşen turizm gelirinin artmadığını, hatta azaldığını görebiliriz.

YANARDAĞLAR PEŞ PEŞE PATLAYACAK


Bu arada konuşmamız gereken çok önemli bazı bir şey daha var.  Nisan ayında yanardağ patlaması nedeniyle büyük bir kriz yaşandı. Bu durum hepimizi nasıl etkiledi, bunu gördük. Turizm ve Çevre konularında akademik çalışmalar yapan biri olarak şunu söyleyebilirim. Bu bölgedeki yanardağ patlamaları, son 500 yıla bakacak olursanız, hep paralel şekilde oluyor. Şu ana kadar olan patlama, asıl patlama değil.  Esas patlamalar bundan sonra beklenilmektedir. Bundan 300 sene once de bu olay gerçekleşti ve havacılık sektörü olmadığından‘hava dumanlı’ denildi ve anlaşılmadı. Bu yanardağlar, önümüzdeki birkaç yıl içinde daha sistemli bir şekilde patlamaya başlarsa, yarattığı hava trafiği ile turizme etkilerinin ne kadar kötü olacağını kimse tahmin bile edemez.

UCUZ DESTİNASYON MODELİ İŞE YARADI


Turizm, insanların özellikle tüketilebilir gelirinden yapılan harcama türüdür ve talep elaskiyeti olarak büyük bir dezavantajı vardır. Turizm ürünü, kriz anında ilk olarak kısılabilecek bir üründür. Çünkü lüks bir harcamadır. İnsanlar ‘daha ucuz bir ülkeye gideyim’ dediler ve Türkiye’nin ucuz bir destinasyon olması, büyük bir avantaj oldu. Geçen sene, krizin ağırlıklı yaşandığı bir yıldı. Geciktirilmiş bir talep vardı. Şimdi kriz geçmedi ama kanıksandı. Şimdi insanlar krize rağmen harcama yapıyorlar. Şu anda sezonun başında bunun avantajını yaşıyoruz. Türkiye, sunduğu turizm ürününün kalitesi ile orantılı olarak ele alındığında Avrupalının gidebileceği en ekonomik destinasyon. Geçen seneki başarının altında en önemli neden de Türkiye’nin daha ucuz olmasıdır.

GİRDİLERİMİZ UCUZ OLDUĞU İÇİN UCUZA SATABİLİYORUZ

Bu arada ucuz olmak kalitesiz olmak anlamına da gelmiyor. Türkiye, Avrpa ülkelerine oranla  ucuz bir ülke. Türkiye’ni turizm girdileri de girdileri de enerji ve su hariç genellikle Avrupalı rakiplerin kıyasla daha ucuz. HD sisteminde en iyi tatil köyüne gidin. Kişi başına yemek maliyeti taş çatlasa günlük 17 Euro’dur. Bu da ürünü zarar etmeden daha ucuza satabilme olanağını sağlıyor. Türkiye, böyle bir stratejiyle yola çıkmış ve bunda da başarılı olmuştur.  Türkiye elindeki tatil ürününü mutlaka daha yüksek fiyatlardan satabilmelidir. Türkiye’de tatil ürünü genelde çok ucuza satılıyor. Mutlaka kalite – fiyat oranını da düşünerek satış fiyatlarımızı arttırmamız lazım. Bu kadar güzel tesislerin bu fiyatlardan satılması içimizi acıtıyor. Bu işten yatırımcı, işletmeci karlı çıkmıyor. Tek karlı çıkan turizmin katma değeri fazla bir sektör olması nedeniyle devlet oluyor.Otellerimizin kalitesi de Akdeniz çanağındaki otellerin kalitesinden çok çok daha fazladır ve mutlaka fiyatlarımızı önümüzdeki yıllarda kademeli olrak arttırmanız gerekmektedir.

Bu Makale 29.06.2010 - 16:23:25 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Emre Lafis 12.08.2010 - 02:34

    İbrahim bey türkiye icin cok önemli bir konuya değinmiş. Türkiye de HD sistemde de artık vip paketler satılabiliyor. Ör : belek bölgesi yogunlukta vip villalar vs. Bir aile 30.000 $ ' a yakın dövizi bir tatilde antalya ya bırakabiliyorlar. Peki neden yatırımcılar artık kaliteli turist getirmek amacı ile yatırımlarını yapmıyorlar ? veya o güzel ve lüks tesisler cok ucuza satılıyor. Bence kıyı bölgelerinde yatırım yapan insanlar da sorgulanmalı. Türkiye tanıtımını cok eksik yapıyor. Tanıtım sadece yurt dışında yaptırılan bir tabela değildir. THY örneğini düşünürsek bence en güzel tanıtım bu şekilde diye düşünüyorum...

  • Sibel Koç 29.06.2010 - 03:51

    Konu ve konuya yapılan girisi çok beğendim, fakat akademik kariyeri olan birisi için imla hatalarının, gereksiz kelimelerin kullanılmış olmasını doğru bulmuyorum. İş yoğunluğunuzdan dolayı çalışmanızı iyi yansıtamadığınızı düşünüyor gelecekte yazacağınız yazıları okumak için bekliyorum.

  • Omer Subasi 25.06.2010 - 09:48

    Turkiye Turizmine sadece yuzeysel gelir olarak bakan degilde, detayina inen bu yaziyi okumaktan zevk aldim. Evet yuzeysel rakamlar ile hepimiz ovunuyoruz ama detaylar pek de ovunulecek gibi degil, 70 dolar dan maalesef kimse soz etmek cesaretini gosteremiyor. Maalesef Turkiye bir ucuz tatil alternatifidir ve markalasmaya gitmek zamani coktan gelmistir. Kalitesi dunya standardi ve uzeri tesislerimizin gunluk 30 -40 Euro gibi fiatlara verilmesi bir turizm veya pazarlama basarisi degil hamalliktir. Oda basina kazanilan gelir arttirilamaz ise, otel yatirimcisi bu fiatlar ile renovasyon yapamaz, kalite duser, su andaki fiatlar daha da asagi cekilir. Ulkemizdeki otellere daha fazla para harcayan Avrupali turist cekme kampanyasi gereklidir. Doldur bosalt sistemi hem otelleri hemde dogayi yipratiyor ve uzun vadede hic de basarili detaylar vadetmiyorlar. Hakiki basari detaylarda gizli. Bu konuya otelci gozu ile degilde hukumet gozu ile bakarsak tabii ki gerek doviz girdisi, gerek istihdam ve yan sanayilere yaptigi katki bakimindan muazzam bir basari. Otel yatirimcisi icin pek de oyle degil.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.