Siz Türkler, bizlere hor bakıyorsunuz.
Her yılın, Haziran ve Temmuz ayları Ortadoğu pazarının yükseliş gösterdiği aylardır.
Özellikle bu yıl Haziran ve Temmuz aylarında tüm turizmcileri şaşırtan gelişmeler yaşandı, Ortadoğu pazarında...
Beklenin çok üstünde artış gösteren Ortadoğu pazarı, böylelikle gelecek sezon için şimdiden rotayı belirleyen sinyalleri vermiş oldu. Ortadoğu pazarı Haziran ve Temmuz ayları ile kısıtlı kalmayarak, bu aylarının da dışına taşarak, diğer aylara da yayılacağı işaretini verdi.
Önceki yıllara bakıldığında, Ortadoğu pazarı, Haziran ve Temmuz aylarında sadece şehir otellerinde ağırlıkta görülürken, 2010 yılında sahil otellerinin ve kaplıcaların doluluklarının büyük bir bölümünü de oluşturdu.
Otelcilerin bu pazarda dikkatini çeken diğer olumlu gelişme ise 2009 yılına göre 2010 yılında Ortadoğu pazarında 15-20 dolarlık bir artış olması.... Ortadoğu pazarındaki değişim sadece fiyat yükselmesi ile kalmayıp Ortadoğulu turist imajında da büyük değişim görüldü.
2010 yılının Haziran ve Temmuz ayında görülen bu büyük değişimden sonra, artık turizm otelcilere göre önceki yıllarda Ortadoğulu turist imajı olan, ekstra gelir bırakmayan ucuz turist imajı giderek, yerini otellerin restaurantların da yemek tüketimi yapan, barında içkisini içen, diskosunda eğlenen, tüm aktivitelere katılan, otellerin departmanlarına ciddi döviz bırakan imaja büründü.
Önceki yıllarda Ortadoğulu turistlerden hep şikayetçi olan otelcilerin bu yıl sesleri çok fazla çıkmadı. Otelciler her yıl genelde Ortadoğulu turistleri tur operatörlerine şikayet ederek, Ortadoğu pazarı ile çalışmak istemediklerini bildirirlerdi, hatta bu sorundan dolayı bazı tur operatörleri ile zor günler yaşadıkları da görülmüştür.
Şu günlerde İstanbul otellerin tamamını neredeyse Ortadoğulu turistler doldurdu, bu oteller arasında daha önce Ortadoğulu turistlerden şikayetci olan otellerde var. Sanırım artık bu otellerinde Ortadoğu pazarına bakışları, düşünceleri değişti.
Bu gelişmeler biz turizmcileri sevindirdi tabiî ki, biz otelciler bu gelişmelerden memnun olurken, Ortadoğulu turistlerin bizlerden memnun olmadığını gözden kaçırdık galiba. Geçmiş yıllarda bırakılan izlerde kolayca silinmiş değil sanırım.
Birkaç Ortadoğulu turistle sohbet ettim, sohbetlerimin sonunda ise Ortadoğulu turistlerin bizlerden hiç memnun kalmadıkları sonucu çıktı. Sohbet ettiğim turistlerin uyrukları İran, Cezayir, Libya, Fas, Ürdün, Kuveyt.
Her turist ile sohbetime başlar iken ilk sorum, Türkeye’ye nasıl bakıyorsunuz, Türk insanını nasıl buldunuz oldu. Aldığım cevaplar ise birbirine benzeyen ama sonucu aynı olan cevaplar oldu.
Türkiye çok güzel özellikle İstanbul bir harika ama siz Türkler bizleri hor görüyorsunuz, Avrupalı turistlere gösterdiğiniz misafir perverliği bize göstermiyorsunuz, turistler arasında ayırım yapıyorsunuz, bende aynı parayı ödüyorum, Avrupalı turistte, bizleri bu ayırım hiç mutlu etmiyor, çoğumuz ülkenizden mutsuz ayrılıyor.
Bizler Ülkemizde, Türk TV kanallarını izliyor, Tarkan ve İbrahim Tatlıses dinliyoruz, Polat Alemdar hayranıyız. Bu hayaller ile ülkenize geliyoruz ama burada karşılaştığımız bakışlar bizi çok üzüyor. Bizler ayrıca Din kardeşleriyiz, bizlere daha yakınlık göstermeniz gerekmez mi?
Bu sözcükler İranlı bir turistin ağzından çıkan sözler, buraya da olduğu gibi yazdım. Daha önceki bir yazımda sağlık turizminin, sektörün gelecekteki büyük potansiyeli olduğunu vurgulayarak, bu potansiyelinde Ortadoğu pazarından oluşacağını belirtmiştim.
Biz turizmciler, Ortadoğulu turistlere bakışlarımızı değiştirmeyip, onları hor görmeye devam edersek, sektöre darbe vurmak ile kalmayıp sektörün geleceğine de büyük zarar vermiş oluruz. . Turistler arasında kesinlikle ayırım yapılmaması gerekli, bu utanılası bir durum. Turistleri uyruğuna, dinine ve rengine göre değerlendirmemek gerekli.
Recep Arısoy
Turizm Yazarı
&
Profesyonel Otel Yöneticisi
Bu Makale 05.08.2010 - 09:12:00 tarihinde eklendi.
