TurizmGüncel sektörün nabzını tuttu: Türkiye 2016’yı nasıl bitiriyor?

TurizmGüncel sektörün nabzını tuttu: Türkiye 2016’yı nasıl bitiriyor?
TurizmGüncel olarak, 2016 yılının sonlarına doğru yaklaştığımız bu günlerde sektörün nabzını tuttuk. İki bölümden oluşan yazı dizimizin ilk bölümünde, Türkiye'nin dört bir yanından otelcilere sorduk: 2016 yılı nasıl geçti, otellerin durumu ne, otelciler 2017 yılından ne bekliyor? Yazı dizimizin ikinci bölümünde ise tur operatörleri ve seyahat acentelerinin görüşlerine yer vereceğiz...

 
TurizmGüncel
 
2016 sezonu, pek çok turizmcinin değerlendirmesine göre Türkiye turizminin yaşadığı en kötü sezon olarak tarihe geçti. Komşu ülkelerde yaşananlar, ülke içindeki terör saldırıları, Rusya ile yaşanan gerginlik ve son olarak darbe girişimi... Tüm bu yaşananlar Türkiye’de hayatın her alanını etkilerken, en derinden sarsılan sektörlerin başında şüphesiz turizm sektörü geliyor. Rusya ile yaşanan gerginlik bu ülkeden tur satışlarının ve uçuşların yasaklanması ile sonuçlanırken, başta Antalya olmak üzere pek çok turistik destinasyon ağır bir kayıp yaşadı. Komşu ülkelerde süren savaşlar ve Türkiye’nin içinde yaşanan terör saldırıları ise özellikle Avrupalı turistlerin Türkiye’ye seyahat etmekten vazgeçmelerine, tur operatörlerinin de kapasitelerini azaltmalarına sebep oldu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, tam işler düzelmeye başlarken yaşanan darbe girişimi hem yabancı hem de yerli turistin daha da kabuğuna çekilmesine sebep oldu. Bu durum ziyaretçi sayılarını etkilerken, gelirlerde yaşanan kayıp ise çok daha büyük oldu. Yabancı ziyaretçi sayısı yılın ilk 8 ayında yüzde 32 oranında azalırken, gelirlerdeki kaybın 15 milyar doları bulması bekleniyor....
 
TurizmGüncel olarak, ekim ayının sonlarına yaklaştığımız bu günlerde, sektörün nabzını tuttuk. Turizmcilere 2016 yılının nasıl geçtiğini, otellerin durumunu, istihdamda yaşanan kaybın telafi edilip edilemeyeceğini ve 2017 beklentilerini sorduk. İşte aldığımız yanıtlar....
 
‘’2017’DE 9 MİLYON TURİSTİ BAŞARI SAYARIM’’
 
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Genel Sekreteri Kaan Kavaloğlu:


 
‘’Sıkıntıların baş göstermeye başladığı 2015 senesinin sonrasında 2016 yılı için tahminlerde bulunduk. Olumsuz bir tabloyla karşılaşacağımızı biliyorduk ancak hiç kimse bu kadar kötü olacağını tahmin etmiyordu. Biz yalnızca Rusya’da yaşayacağımız kaybı düşündük; oysa Almanya’da ve diğer ana pazarlarda da büyük kayıplar yaşandı. 
 
30 Eylül tarihi itibarıyla Antalya’ya gelen turist sayısı 4 milyon 777 bin. Geçen yılın ilk 10 ayında gelen turist sayısı 10 milyon 517 bin idi. Bu yılın kalan aylarında geçtiğimiz yılın rakamlarını yakalasak dahi Antalya’ya gelecek turist sayısı en fazla 6.5 milyon olacaktır. 
 
Yine 30 Eylül 2016 itibarıyla Antalya’ya gelen Rus turist sayısı 260 bin. Önümüzdeki yıl buna ilave 2 milyon Rus turist daha gelse, 2017’de ulaşacağımız sayı maksimum 8.5 milyon olur. Yani 2017’de Ruslar gelse de 2014-2015 rakamlarını göremeyeceğiz. Ziyaretçi sayısı olarak 2017 daha iyi bir yıl olacak, ancak 2015 rakamlarına ulaşmamız 4-5 yılımızı alacaktır. Ben 2017 yılında 9 milyon turisti başarı sayarım.
 
Gelirlerde yaşanan kayıp ise turist sayısında yaşanandan daha yüksek.  Bu yılın sonunda Türkiye turizminin gelir kaybının 15 milyar dolar civarında olacağını öngörüyoruz. Antalya’nın yaşayacağı kayıp ise 8-10 milyar dolar arasında olacaktır. Üstelik bu, 2015 yılına göre yaşadığımız kayıp. 2015 yılında da 2014 yılına göre yüzde 15 oranlarında bir kaybımız vardı. Rekor yılımızı 2014 kabul edersek, 2016 yılının tam bir facia yılı olduğunu görebiliriz. Bu yılı 10 milyar dolar gelir kaybıyla kapattığımız bir tabloda, 2017’de bu kaybın yalnızca yarısını geri kazanabiliriz. 
 
‘’ SADECE İSPANYA TUR OPERATÖRLERİNİ AYAKTA TUTAMAZ’’
 
Ancak tamamen umutsuz değiliz. Ortada şöyle bir tablo var: 
 
Bu senenin ve önümüzdeki senenin kazananı muhakkak İspanya olacak. Şu anda tüm Avrupa İspanya’ya akıyor. İspanya bizim şu döneme kadar hiç yapmadığımız bir şeyi yaptı. 2015 Aralık ayında ‘bundan sonra erken rezervasyon indirimi yapmıyoruz’ dediler. Tur operatörleri İspanya’nın ayakta kalan tek destinasyon olması sebebiyle buna itiraz etmek şöyle dursun, peşin para ile odaları satın almak için yarışa girdiler. 
 
Ancak şunu bilmemiz lazım: Türkiye’nin olmadığı bir tabloda sadece İspanya tur operatörlerini ayakta tutamaz. Tur operatörleri bize, biz de onlara muhtacız.
 
‘’OCAK AYINDA GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ’’
 
Şu anda İspanya 2017 satışlarına erkenden başlamış durumda ve çok büyük bir satış yapıyor. Oranın yatak kapasitesi belli ve Yunanistan’ın bu açığı kapatması mümkün değil. İspanya, fiyat artışına rağmen 2017’de de iyi olacaktır. Biz ise bekleyeceğiz. Coğrafyamızda daha büyük sorunlar yaşamazsak ocak itibarıyla Almanya başta olmak üzere Batı Avrupa’da güzel günler göreceğimize inanıyorum. İspanya’da turist istemiyoruz diyen bölgelerin bu kadar fazla olması, turistlerin Yunanistan’da aldıkları hizmetten memnun kalmamaları ve bu kadar yoğun anti propagandaya rağmen Türkiye’ye gelenlerin çok memnun kalması 2017’de bize avantaj sağlayacak. 
 
Bu sezon kötü geçtiğinden, bölgemizdeki çoğu otel erken kapandı. Bu sene ilk defa Kurban Bayramı’nın hemen ardından kapanan oteller gördük. Ancak bu durum açık kalan otellerin dolmasını sağladı. Kemer’de de Belek’te de durum böyle.... 
 
‘’TURİZM SEKTÖRÜ TERCİH EDİLEBİLİR BİR SEKTÖR OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBETTİ’’
 
Sektörümüzü bu süreçte en derinden etkileyen şey ise istihdam kaybı oldu. Maalesef turizm sektörü istihdam gücünü ciddi anlamda kaybetti, tercih edilebilir bir sektör olmanın dışına çıktı. Gençler yaşanan krizlerden dolayı stabilizasyon olan sektörlere kaymaya başladı. İşler iyi olunca, farklı iş dallarında da tüketim oluyordu. İşlerin kötü olması diğer sektörleri de etkiledi, diğer sektörlerde de iş olmadı. Turizm sektörü çalışanlar yazın otellerde çalışanlar kışın da iş bulamadı. Bu sadece turizmin istihdam problemi değil. Turizme taşeronluk yapan, tedarikçilerin de işleri kötü olduğundan Antalya her zaman aldığı göçü almadı.  Ben bu durumun sosyo-ekonomik anlamda çok olumsuz etkileri olacağını ve bu etkileri kışın net bir şekilde göreceğimizi düşünüyorum... Sektörümüzün çekici olma özelliğini korumak zorundayız.’’
 
‘’İSTANBULDA YÜZDE 45 KAYIP VAR’’
 
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkan Yardımcısı Müberra Eresin:


 
İstanbul açısından 2016 yılı 2015 yılından çok daha kötü geçti. Hem doluluklarda, hem de ortalama oda fiyatlarında yüzde 40-45 bandında kayıplar yaşadık. 
 
Bütün sıkıntı Türkiye'nin her gün yabancı ülke medyasında yer alması. Bir süre sessizliğe girilse unutulacak, ancak bu bir türlü olmuyor. İnsanlar sürekli Türkiye ile ilgili gündemdeki olumsuz haberleri izlemek zorunda kalıyorlar. Açıkçası Türkiye ve İstanbul'a seyahat etmek isteyen ciddi bir potansiyel var ve şu anda beklemedeler. 
 
‘’2017’NİN İLK YARISI İÇİN KONGRE UMUDUMUZ YOK’’
 
İstanbul kongre turizminden de önemli bir pay alıyordu. Kongre kararları iki yıl öncesinden alınıyor ve planlanıyor. Bu nedenle en azından 2017'nin ilk yarısı için çok umutvari konuşamıyoruz. 
 
‘’BAKANLIKLA TEŞVİK GÖRÜŞMELERİ YAPIYORUZ’’
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sık sık bir araya gelerek Türkiye'ye dönük bu potansiyeli nasıl harekete geçirebileceğimizi konuşuyoruz. Bununla ilgili olarak İstanbul turizmine dönük bir takım teşvikler çıkarmaya uğraşıyoruz. Biz şu aşamada Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, ne tip teşviklerle İstanbul'a dönük potansiyelin yeniden harekete geçirileceğine dair önerilerimizi sunuyoruz. Bunlar aslında bir yandan da 2017 tanıtım stratejisinin konuları…’’
 
‘’TOPARLANMAMIZ 1-2 YIL ALIR’’
 
Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Üyesi Burhan Sili:



Rusya krizi ve akabinde yaşanan gelişmeler bölgemiz açısından son derece önemli bir pazar olan Rusya ve bağlı ülkelerden gelen turist akışını neredeyse sıfırladı. Dünyada ve ülkemizde yaşanan terör saldırıları ise güvenliğin en önemli kriter olduğu turizm sektöründe Avrupa’dan gelen turist akışını ciddi bir oranda azalttı. Ve tabii iç pazar ve Rusya hariç diğer pazarlardan talebin toparlanmaya başladığı dönemde gerçekleşen hain darbe girişimi, hem iç pazarın durmasına hem de toparlanma sürecine giren diğer pazarlardaki talebin kesilmesine neden oldu. Toparlanmamız ancak orta vadede mümkün  olabilecek.
 
2016 senesinde öncelikle mart sonu ve nisan başı açılan birçok tesisimiz mayıs başı ve hatta bir kısmı da haziran ayında açılmak durumunda kaldı. Az da olsa bir kısmı da bu sezon hiç açmamayı tercih etti. Bu tabloya rağmen ortalama doluluklarımız tesis bazında farklılıklar gösterse de bölge genelinde yüzde 60- 65’ler seviyesinde görünüyor. Bu manada, sadece doluluklar anlamında değil, gelir ve dolayısı ile karlılık anlamında eksi ile kapattığımız bir sezon diyebiliriz.
 
‘’AVRUPA RAKAMLARI BUGÜNKÜNDEN GERİYE GİDEMEZ’’

Bu sene itibarıyla yaşadıklarımızı göz önüne alarak Rusya ile ilişkilerimizin normalleşme sürecine girmesi, charter izinlerinin çıkması, iç pazarın 2016 senesinde artan talebi ve Avrupa genelinde rakamların bugünkünden daha da geriye gitmeyeceği verilerinden hareketle, 2017 senesinde bu seneden daha olumlu bir tablo ile karşılaşacağımızı öngörmekteyim. Tabii tam anlamı ile toparlanmamız için bir, iki sene geçmesi gerekli. 
 
‘’SEKTÖRÜN TÜM BİLEŞENLERİ…’’

Bu süreçte dünyada ve ülkemizde de bu sene benzeri olayların yaşanmaması da önemli bir koşul. Tüm bunların yanı sıra hem bizlerin sektör olarak hem de kamunun ayrı ayrı ve ortaklaşa gerçekleştirmesini gerekli gördüğüm faaliyetler var. Öncelikle sektörün tüm bileşenlerinin tanıtım ve imaj yenileme sürecini ortaklaşa ele alması ve bunu kamunun da içinde olduğu bir platformda ele alması, kaynaklarını ve gücünü birleştirmesi gerekliliği söz konusu. Turizmde çeşitliliğe gidilmesi gerekliliği ki bu hem kaynak pazarlar, hem de ürün/hizmet çeşitliliği anlamında önemli. Bu konularda son dönemde Bakanlığımızın da olumlu yaklaşımları söz konusu ve çalışmalar devam etmekte. Bölgelerimizde mevcut yatak arzının bir müddet arttırılmaması son derece önemli. Tüm bunların yanı sıra sektör ve ilgili bakanlık/bakanlıklarla ortak bir strateji planı ve politika oluşturulmalı diye düşünüyorum.
 
Son olarak, ülkemiz ve sektörümüz son derece güçlü ve dinamik bir yapıya sahip. Ortak bir strateji ve planlama ile üstesinden gelemeyeceğimiz hiç bir olumsuzluk olmadığı kanaatindeyim. Umut ediyorum ki bu süreci iyi değerlendirir ve krizi gerçekten bir fırsata dönüştürmeyi başarabiliriz.’’
 
‘’SEZON BAŞINDA AÇILMAYAN TESİSLER RUSYA AÇILINCA FAALİYETE GİRDİ’’
 
Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı Tayyar Gül:


 
‘’Kemer bölgesinde sezon başında yaklaşık 42 tesis açılmamıştı. Ancak Ramazan Bayramı ve Rusya'dan gelişlerin başlamasıyla bunların yarısı yeniden faaliyete girdi. Kemer'de şu anda bile sezon kapanmış değil. Kasım ayının sonuna kadar Rus turistleri ağırlamaya devam edeceğiz. 
 
‘’FİYATLAR DÜŞTÜ AMA İLK ÖNCELİĞİMİZ RUS TURİSTİ ÜLKEYE GETİRMEK’’
 
Rusya ve Ukrayna'dan 2017 sezonuna dönük veriler oldukça iyi. Avrupa pazarı için bir şey söylemek için ise henüz erken. Rusya'da şu anda fiyatlar geçen yılın yüzde 40-50 altında. Ancak bizim birinci önceliğimiz ilk etapta Rus turisti ülkeye getirmek. 2017 yılından umutluyuz.
 
‘’KEMER’DE YÜZDE 40-50 İSTİHDAM KAYBI VAR’’
 
Sektörde yaşanan krizle birlikte oteller, yeme-içmeden kesinti yapamayacakları için personel sayısını azalttılar. Kemer genelinde otellerde çalışan personel sayısı yüzde 40-50 arasında azaldı. Ama bu durum sadece Kemer için değil, diğer bölgeler için de geçerli. 
 
Maliyet düşürme politikalarının servis ve kaliteye yansıması konusunda ise tesisten tesise değişkenlik söz konusu. Büyük grup otelleri bu konuda taviz vermezken, acentelerin istediği doğrultuda fiyat verip belli oranlarda kısıntıya giden oteller de oldu.’’
 
‘’KAYIP YÜZDE 40’A DAYANDI’’
 
Fethiye Otelciler Birliği Derneği (FETOB) Başkanı Yavuz Torunoğulları:


 
‘’Dalaman Havalimanı’nın istatistiklerine göre, 2016 sezonunda yaklaşık yüzde 38-40 gibi bir kayıp olduğunu görüyoruz.
 
Total eksiklik bütün bölgeye yansımış durumda. Bu sene iç pazar kendi kapasitesini yüzde 40-45 arttırdı ama iç pazarın toplam kapasitesi sebebiyle bu durum dışarıdaki açığı kapatmadı. Ayrıca iç pazar tam iyi gidiyorken yaşanan darbe girişimi de buraya büyük ölçüde sekte vurdu.
 
Oteller bazında değerlendirildiğinde, bazı otellerin yüzde 15, bazılarının yüzde 50 bazılarının da yüzde 35 oranında etkilendiğini söyleyebiliyoruz.
 
‘’CİDDİ İNDİRİMLER YAPMAK ZORUNDA KALDIK…’’
 
Üstelik bu sayıları sağlayabilmek için 2015 fiyatlarından ciddi indirimler yapmak zorunda kaldık. Erken rezervasyon indirimlerini yaz boyunca devam ettirdik. Bu nedenle toplam gelirdeki kayıp daha da büyüdü. İşletmede kişi sayısı yüzde 30 düşmüşse geliri yüzde 45 düşmüş demektir. Konaklama sektörünün bu sezonda para kazanması, yeni yatırım planlaması veya revizyon yapması da pek mümkün olmayacak. 
 
‘’BİR DE KUR FARKI VURDU’’
 
Bu sene bölge olarak bizim için özel bir durum da oluştu. Yoğun olarak misafir ağırladığımız İngiltere ziyaretçi sayıları yüzde 35 düştü, dahası sterlinde de yüzde 18 net fiyat farkı oluştu. Yani kur farkından dolayı da yüzde 18 kayıp yaşadık…
 
‘’KONAKLAMA SEKTÖRÜNDE BÜYÜK ÇÖZÜLME OLUR’’
 
Bu sene geçmiş yılların birikimi ve deneyimiyle direnip dayandık ve sezonu bir şekilde bitirdik. Eğer 2017 yılında da aynı veriler ve rakamlarla devam edersek konaklama sektöründe büyük çözülme olur.
 
ERKEN REZERVASYONLAR NE DURUMDA?
 
Erken rezervasyonlar için şu anda üzerinde konuşabileceğimiz tek pazar İngiltere. Şu anki ön rezervasyon rakamlarına baktığımızda geçen yılın üzerinde olduğumuzu görüyoruz. Bunun nedeni ise İngiliz parasının euro karşısında değer kaybetmesi. Parası değer kaybeden İngilizlerin euro bölgesindeki paket tur fiyatları yüzde 25-30 oranında artmış durumda. Bizde ise tam tersine düştü. Dolayısıyla Avrupa ile Türkiye arasında yüzde 40'lık bir paket tur fiyat farkı ortaya çıktı. Buna ilaveten İngilizlerin Türkiye'deki hizmet ve kaliteye alışkın olması var. Bu yıl İspanya'da aynı hizmeti alamadıklarını pek çok yerden duyuyorum.
 
Bölgeye barış dili hakim olursa rezervasyonlara ciddi etkileri olur. Tur operatörleri bu seneye bakarak planlama yaptılar. Şu an görülen, 2017'nin 2016'dan daha iyi olmayacağı…. Terör ortadan kalkar barış dili hakim olursa durum değişir. Planlamalar da değişir. Bakanlığın da teşvikleri var. Erken açıklayacaklarını belirttiler. Bu da bize ciddi bir avantaj sağlar.
 
‘’BÖLGEDEKİ TESİSLERİN YARISI ERKEN KAPANDI’’
 
Seon bu kadar kötü geçince, haliyle tesisler kapanışı öne çektiler. Şu anda bölgedeki tesislerin yarısı erken kapandı. Sadece belli başlı işletmeler açık. Bu durum da istihdamı etkiledi. Bu yıl personel geç işbaşı yaptı, erken ayrıldı. Buna ilaveten kış dönemi istihdam verileri de düşecek.’’
 
‘’KÖTÜNÜN İYİSİ BİR SEZON GEÇİRDİK’’
 
Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği  Başkanı (GETOB) Bülent Bülbüloğlu:


 
Bölgemiz açısından 2016 yılını bir cümlede özetlersek diğer destinasyonlara göre kötünün iyisi bir sezon geçirdik diyebiliriz. Kaynak pazarımız ağırlıklı olarak İngiltere olduğundan bu yılı ziyaretçi sayısı olarak yüzde 30 kayıpla kapatıyoruz. Ayakta durabilecek seviyelerde kötü bir yıl geçirdik. Gelirlerde ise yüzde 40 civarında bir gerilememiz var, hatta yüzde 40’ı geçebiliriz. Hem iç pazarda hem de dış pazarda bölgemizin müşteri potansiyelini düşürmemek ve otellerimizin doluluğunu birazcık daha artırabilmek adına, rekabet koşulları içinde yüzde 30’dan fazla indirim uyguladı. 

‘’MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ YAKALAYAN TESİSLER AYAKTA KALDI’’
 
Nitelikli tesislerimiz ayakta durmayı başarabildi, ama müşteri memnuniyeti üzerine kurgulu olmayan otellerimizde bu kayıp çok daha fazla oldu. Sezona zaten geç giren bu tesisler yüksek sezon olan temmuz-ağustos periyodunda bile çok ciddi sıkıntı yaşadılar ve neredeyse hepsi erken kapandı. Müşteri memnuniyeti ile kurgulanmış, personeline sahip çıkan oteller bir sonraki yıl için erken rezervasyonla özellikle nisan, mayıs ve haziran aylarında bir doluluk sağlıyor. Çünkü iyi tesislerde kalan misafirler daha tatilleri biter bitmez önümüzdeki yıl için rezervasyon yapabiliyor. Özellikle Orta Avrupa ve İngiltere pazarındaki satış trendleri böyle. Ancak böyle kurgulanmamış oteller erken rezervasyon süresince satış yapamıyorlar. 
 
‘’EN BÜYÜK SORUN PERSONEL SORUNU’’
 
Tesislerimiz bu zor sezonda kaliteden kısmamak için maalesef personelden kısmak zorunda kaldı. Biz emek yoğun bir sektörüz ve giderlerin yüzde 40’ı personel gideri. Dolayısıyla ilk kısmamız gereken hep personel olmak durumunda. İstihdamı kaybetmek otelci için hoş değil, çünkü sektör olarak en büyük sıkıntılarımızdan biri uzman, yetişmiş personel. Bu personeli kaybetmek istemesek de ayakta durabilmek adına bazılarıyla çalışamadık. Bölgemizde yüzde 20’lik bir istihdam kaybı yaşandığını söyleyebilirim. Şu anda çalışan personel de ciddi şekilde sektörde kalıp kalmamayı sorguluyor, çünkü sektörde gelecek görmüyor. 4 sene evvel sektörde tutunabilme, daha üst yerlere çıkabilme adına özverili şekilde mesleğini icra eden personelimiz artık sektörden çıkmayı ve 12 ay para kazanıp stabil bir şekilde hayatını ikame edebileceği sektörlere kaymayı istiyor. 
 
Biz 2014 yılından beri ilgili bakanlıklarla çok yakın çalışıyoruz. Bu sene İŞKUR’la ilgili mevzuatlardaki değişikliklerle beraber birazcık faydalandık, ama bu yeterli değil. Oteller olarak 184 gün iş yapabiliyoruz, sonrasında personeli yolda bırakıyoruz. Bu adam kışın ne yapar, ailesini nasıl geçindirir? Durum böyle olunca bir sezon çalıştığımız personeli önümüzdeki yıl bulma ihtimalimiz çok azalıyor. 
 
Bunu sorunu çok iyi değerlendirmek lazım. Bu devlet içinde çok ağır bir yük ama bunu konaklama sektörünün tek başına karşılaması mümkün değil. Ortak bir proje ile sorunu çözebilmemiz lazım. 
 
‘’THY’NİN TAVRI KABUL EDİLEMEZ, TÜM PAZARLARI KAYBEDERİZ’’
 
Turist sayısında yaşanan kaybı telafi etmek için pek çok adım atılması gerekiyor. Burada Türk Hava Yolları’na (THY) ve özellikle turizm sektörü için kurulmuş SunExpress’e büyük iş düşüyor. Biz yaklaşık 5 yıldır THY’den direkt uçuş istiyoruz. Dalaman Havalimanı hem iç hem de dış pazarda atıl kapasite ile çalışıyor. Bir örnekle tablonun vahametini açıklayayım: Bölgemize her yıl İngiltere’den 1 milyona yakın kişi geliyor. Sadece Manchester Havalimanı’ndan 400 bin kişi geliyor ancak oradan ne THY’nin ne de Sunexpress’in 1 tane tarifeli ya da charter uçuşu yok. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Turizmin gelişmesi açısından, sürdürülebilirlik açısından bunun kesinlikle olması lazım. THY ile bunu defalarca görüştük, ben THY Başkanı’na şahsen 2 kere sunum yaptım. Dönmediler, artık randevu da vermiyorlar. Sayın valimizi de yanımıza alarak hava yolu şirketlerinin yönetim kurullarına sıkıntımızı anladık. Bu sorun bir an evvel çözülmezse bu pazarları kaybetmeye mahkumuz.
 
2017 yılında bu durum daha da ön plana çıkacak. Yurt dışındaki tur operatörleri risk almak istemiyor. Otelcilerin bu alanda yapabileceği bir şey yok; hava yolu şirketleri ve yerli tur operatörlerinin önemi burada ortaya çıkacak. 
 
‘’BU YILI BİR ŞEKİLDE GEÇİRDİK AMA 2017’DE GÜCÜMÜZ KALMAYACAK’’
 
2017’den bölge olarak çok umutlu değiliz. 2016’yı her şeye rağmen devrilmeden geçirebildik, öz sermayemizle ayakta durmayı becerebildik. Ama 2017’de artık gücümüzün kalmayacağını ve çok da talep görmeyeceğimizi düşünüyoruz. Çünkü insanlarda artık İslamafobinin yanında Türk fobisi de oluşmaya başladı. Gelmek istemiyorlar, bazı pazarlarda yüzde 90’a varan kayıplar oluştu. O pazarları tekrar hayata geçirmek için çok ciddi tanıtım ve pazarlama çalışması lazım. Bunlar şu ana kadar gerçekleşmedi. 
 
İNGİLTERE’DE SATIŞLAR YÜZDE 60 GERİDE GİDİYOR’’
 
Özellikle ana kaynak pazarımız İngiltere’de Mayıs 2016’dan beri 2017 satışlarının yapıldığı biliyoruz. Pazardaki 2-3 büyük tur operatöründen aldığımız verilere göre satışlar şu anda eksi 60 seviyesinde gidiyor ve bu bizi çok ciddi şekilde tedirgin ediyor.’’

‘’GELİR KAYBI YÜZDE 60’I VURDU’’
 
Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Halil Özyurt:


 
‘’2016 yılında yurt dışından bölgemize gelen ziyaretçi sayısında yüzde 45 düşüş var. Bunun nedenleri belli: Yurt içindeki terör olayları, komşularımızdaki savaş, gelen mülteciler, batılı ülkelerle yaşadığımız anlaşmazlıklar, Rus uçağının düşürülmesi, darbe girişimi....  Hem Avrupa hem de Rusya pazarında büyük kayıp yaşadık ve en kötü sezonlardan birini geçirdik.
 
İç pazarla durumu toparlarız diyorduk ve darbe girişimi öncesine kadar gayet iyi gidiyorduk. Ancak darbe girişiminden sonra memur izinlerinin kaldırılması bize büyük darbe vurdu. 
 
Yaptığımız indirimler sebebiyle ekonomik anlamda zarar daha da büyüdü ve yüzde 60’lara ulaştı. 
 
‘’ANTALYA DOLARSA BODRUM DA DOLAR’’
 
Rusya krizinin çözülmesi, 2017 yılı için bize umut veriyor. Bizim bölgemizde Rus turist sayısı çok yüksek değil, ancak Antalya dolu olunca bizim de doluluklarımız artacaktır. Ülke olarak stabil duruma geçebilirsek, Suriye ve Irak’ta olaylar durulursa 2017 daha iyi geçecektir, fiyatlarda 1-2 sene içinde toparlanma beklememek lazım. 
 
‘’THY DESTEK VERMEZSE OLAN TURİSTİ DE KAYBEDECEĞİZ’’
 
Sektördeki krizin çözümü için Türk Hava Yolları’na (THY) büyük iş düşüyor. THY, charter uçaklarının azaltıldığı veya çekildiği havalimanlarına ana pazarlardan tarifeli sefer koymalı. Tur operatörleri Türkiye’de durum kötü diye propaganda yapıyor, gelecek olan misafiri de getiremiyoruz. 
 
İngiltere’den gelen turist sayısı geçtiğimiz yıllarda 450-500 binlerdeydi, bu sene 120 binlere düştü. Seneye 55-60 bine düşecek. Çünkü dünyanın en büyük tur operatörleri Türkiye kapasiteni azaltıyor. Bu sene Bodrum’a gelen müşterilerin yüzde 50’den fazlası eski müşterilerimizdi, onlar bile uçak bulamadıkları için çok zorlandılar. İstanbul aktarmalı ve benzeri uçuşlarla bölgemize gelen turistler ise 3 misli uçak parası vermek zorunda kaldılar. Bu sürdürülebilir bir şey değil. 
 
Bu sebeple milli hava yolumuzun turizm sektörünü bu şekilde desteklemesi hayati önem taşıyor. Biz de konaklama tesisleri olarak elimizden gelen desteği vermeye hazırız. 
 
‘’SEKTÖRÜN AYAKTA KALABİLMESİ İÇİN TEŞVİKLERİN KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ’’
 
Bu sıkıntılı günlerde devletin turizm sektörünün elinden tutması, destekler vermesi lazım. Bu zamana kadar çeşitli destek paketleri açıklandı ve devletimizin bu konuya büyük önem verdiğini biliyoruz. Ancak konaklama sektörünün açıklanan desteklerden yeteri kadar yararlanamadığını belirtmekte fayda var. 2017 yılı için çok umutlanmamakta fayda var, ancak eğer bu destekler biraz daha genişletilirse, 2018 yılında toparlayabiliriz. 
 
En önemli konu istihdamda yaşanan kayıp. Talebi artıramazsanız, oteller boş kalırsa istihdamdan kısmak zorunda kalırsınız. Oteller 12 ay açık kalamayıp kışın kapanınca personel ya başka sektöre geçiyor, ya işsizlik maaşına başvuruyor. Pek çok tesis bu yıl normalden erken kapandı. Normalde kasım ayının ortasına kadar açık kalan tesisler, bayramdan sonra kapılarını kapatmak zorunda kaldı.  Bu anlamda sürekliliği sağlamak için devlet desteği şart, yoksa sektör ayakta kalamaz.’’
 
‘’UCU BELİRSİZ BİR KARA KIŞA GİRDİK’’
 
Kapadokya Turistik Otelciler Ve İşletmeciler Derneği (KAPTİD) Başkanı Yakup Dinler:


 
‘’Kapadokya bölgesi olarak 15 Ekim 2016 tarihi itibarıyla ucu belirsiz bir kara kış yaşamaya başladık.
 
Maalesef 2016 yılı, tüm Türkiye’de olduğu gibi Kapadokya’da da iyi hatırlanmayacak bir turizm yılı olarak hafızalarda yerini aldı. Türkiye olarak yaşadığımız bombalı saldırılara sahne olan, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı, Türkiye düşmanlarının özellikle Batılı Ülkelerde lobicilik faaliyetlerini iyi kullandığı, bizimse kullanamadığımız bir yıldı 2016. Tabi bunun yansımaları bölgemiz için çok ağır oldu.
 
Bölgenin lokomotifi olan Çinliler, Koreliler, Brezilyalılar ve Almanlar bu sene yoktu. Almanlar ve diğer Avrupalılar genel gidişata bakıldığında gelecek yıl da Kuzey Amerika pazarı ile birlikte yine olmayacaklar. Eğer önümüzdeki dönemlerde yine üzüleceğimiz haberler almazsak, Latin Amerika ve Uzak Doğu pazarında (Japonya hariç) ise bir hareketlenme söz konusu olabilir…
 
‘’2 OTEL ÖĞRENCİ YURDU OLDU’’
 
Bu yıl itibarıyla 2 adet 4 yıldızlı tesis kapanarak Kredi ve Yurtlar Kurumu yurdu oldu, yaklaşık 350 oda piyasadan eksildi. Buna ilaveten geçen yıl tadilat dolayısıyla kapanan 350 odalı diğer bir tesis de hala inşaat aşamasında. Büyük işletmeler genel olarak personel sayısında yüzde 20-25 tasarrufa gitti, bu sayı küçük otellerde daha yüksek oranlarda. Küçük esnaf bu yıl çoğu zaman dükkanlarını sadece yoğun dönemlerde açtı, büyük mağazaların birkaçı kapattı veya birleşme yoluna gitti. 
 
‘’KALİTELİ TURİZM PERSONELİ BÖLGEYİ TERK ETTİ’’
 
Daha da üzücü bir durum ise yıllardan beri Kapadokya’da yaşayan kaliteli turizm personelinin, özellikle de rehberlerin bölgeyi terk etmesi oldu…’’
 
 
 



Bu Haber 23.10.2016 - 16:14:50 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.