Turizmciler anlatıyor: Kriz değil afet yaşıyoruz

Turizmciler anlatıyor: Kriz değil afet yaşıyoruz
SODEM tarafından Sarıyer Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 'Turizm sektörünün krizi ve belediyelerimiz' başlıklı çalıştay kapsamında bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Turizm Eski Bakanı Bahattin Yücel'in yürüttüğü panelde sektör temsilcileri krizden çıkış yollarını ve yerelde atılması gereken adımları tartıştı.


TurizmGüncel

Turizm sektörünün sorunlarına belediyelerin daha etkin biçimde müdahil olmasını sağlamak amacıyla, Sarıyer Belediyesi’nin ev sahipliğinde İstanbul  Steigenberger Hotel Maslak’ta gerçekleştirilen ‘Turizmin krizi ve belediyelerimiz’ başlıklı panelin moderatörlüğünü, Turizm Eski Bakanı Bahattin Yücel yaptı. Panelde Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Nizametttin Şen, Güney Ege Turistik Otelciler Birliği (GETOB) Başkanı Bülent Bülbüloğlu, Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Başkanı Yusuf Hacısüleyman ve Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Genel Sekreteri Çetin Gürcün konuşmacı olarak yer aldı.

OSMAN AYIK: TURİZMİN YALNIZCA EKONOMİK YÖNÜNE ODAKLANDIK

Panelde ilk sözü alan TÜROFED Başkanı Osman Ayık, siyasetin geldiği noktanın turizmcilerin işini yapmasını zorlaştırdığını ve sektörün içinde bulunduğu krizi daha da derinleştirdiğini ifade etti. Ayık, krize ve çözümlerine dair şu açıklamalarda bulundu:

‘’Elbette kriz öncesinde turizmciler olarak bizlerin de eksik bıraktığımız şeyler, yanlış atılan adımlar oldu. Bunlar arasıdna yerel yönetimlerle birlikte atılabilecek adımlar da vardı. Biraz bunlardan bahsetmek istiyorum. Türkiye turizminin gelişme süreci boyunca kendimize bir yol belirledik ve açıkçası bu süreçte etrafımıza pek fazla bakmadık. Turizm hareketinin oluştuğu yerlerin yerel yönetimleri turizmin yeteri kadar içinde olmadı. Turizmi bir yaşam tarzı haline getirme konusunda başarısız olmamızın sebeplerinden en önemlisi budur. Çünkü insanları dahil edecek olan yerel yönetimlerdir. Aynı şekilde kalitede de problemler yaşadık. Bazı tesislerimiz dünyada ünlenirken turizmi oluşturan diğer ögelerde çok eksiklik bıraktık. Esas odaklanmamız gereken toplam kalite. Bu alanda da yerel yönetimlere büyük yük düşüyor. Bu ve başka bazı sebeplerden ötürü bugünkü krizi bu kadar sert yaşıyoruz.

Turizm ekonomik bir faaliyet ve biz hep işin bu kısmına odaklanmışız. Ancak bunun yanında bu işin yarattığı bir sosyal etki var mı, toplumu nasıl etkiliyor... Bu taraflara hiç bakmamışız. En büyük eksikliği de işin bu tarafında hiç olmayan yerel yönetimlerimiz yapmış, işin yalnızca yatırım vb. alanlarına bakmışlar. 

''İSPANYA İLE TÜRKİYE ARASINDA ÇOK BÜYÜK BİR FARK VAR''

Bir diğer sorun da şu: Biz turizmciler olarak ciddi bir monokültürleşme yarattık, kimse de bize ‘siz ne yapıyorsunuz’ diye sormadı. Bunun sonucunda, Türkiye dünyada paket turizminden bahsetmeye başladığınızda İspanya ile beraber en önemli iki ülkeden biri oldu. Ancak İspanya ile Türkiye arasında bir fark var: İspanya bugün 70 milyon turist ağırlıyor. Bunun 20-25 milyonu paket turlardan, geri kalanı ise başka kanallardan geliyor. Türkiye ise krizden önce 40 milyon bandındaydı. Bu sene yaklaşık yüzde 30’luk bir kayıp yaşayacağız. En büyük kayıp paket turda olurken, diğer rakamlarda da ciddi bir kayıp olacak. Paket turda İspanya ile neredeyse başa baş gidiyoruz, ama diğer kanallarda aramızda çok ciddi bir fark var. İspanya’nın bunu başarmasında yerel yönetimlerin payı çok büyük. Bu sebeple, bizim önümüzdeki süreci biraz daha farklı yönetmemiz lazım.

''BELEDİYE BELGELİ TESİSLER ÇİFTE STANDART YARATIYOR''

Konaklama sektörü açısından yerel yönetimlere düşen bir şey var. Bizler Bakanlık belgesi almak için uğraşırken, yerel yönetimlerin konaklama tesisi açılması sürecinde verdikleri belgeler ciddi bir çifte standart yaratıyor. Burada yaşanan problemler de hepimize yansıyor. Bu durumun üzerine de düşmek lazım.’’

BURHAN SİLİ: EKSİKLERİNİ TAMAMLAYANLAR ÖNE ÇIKACAK, DİĞERLERİ KAYBEDECEK

ALTİD Başkanı Burhan Sili ise, konuşmasında şu noktaların altını çizdi:

''Sektörün içinde olduğu durum ve kabaca atılması gereken adımlar belli. Türkiye turizmi bugüne kadar, özel sektörün çok ciddi bir gayreti, devletin çok az önünü açması, yerel yönetimlerin de hem çekmesi hem de itmesiyle geldi. Gelebileceğimiz noktadan biraz daha gerideyken böyle bir krize girdik. Sektör temsilcileri olarak bir süredir bazı yanlışlara vurgu yapıyorduk. Rusya’da yaşanan ekonomik kriz sebebiyle turist sayısı yüzde 3 gerilerken gelirlerin yüzde 11 düşmesi sorunumuzu ciddi şekilde ortaya koyuyordu. Bu alanda adım atamadan içinden geçtiğimiz sürece girdik.

Turizmin ihracatçı sayılması için bir süredir önerilerimiz oluyordu. Bu adım mutlaka fayda sağlayacaktır ama çözüm olmayacaktır.

''TURİZM ÇALIŞANLARININ YÜZDE 40'I İŞSİZ''

Biraz Alanya’dan bahsetmek istiyorum: Alanya, Antalya gibi devlet desteğiyle bir yerlere gelmiş değil, yerel halk ile dışarıdan gelen girişimcilerin adımlarıyla 160 bin yatağa ulaşmış bir bölge. Alanya esnafı geçtiğimiz günlerde turist duasına çıktı, çünkü durum gerçekten çok vahim. Şu anda kentteki turizm çalışanlarının yüzde 40’ı işsiz kalmış durumda. Temmuz, ağustos aylarında iç pazar kaynaklı bir hareketlilik olacaktır, ancak bu büyük kaybımızı kapatmaya kesinlikle yetmeyecektir. Bu durumun gelirlere etkisi ise çok daha vahim olacaktır.

''TUR OPERATÖRLERİ TÜRKİYE'Yİ SATMAK ZORUNDA''

İşin bir de tur operatörü ayağı var: Tur operatörleri bizi satmak zorunda. Paket tur pazarında İspanya ve Türkiye en önemli  iki oyuncu. İspanya dolmak üzereyken, Türkiye bu fiyatlara bu kaliteye sahipken bizi satmamaları gibi bir durum olamaz.

‘Kriz aynı zamanda fırsat zamanlarıdır’ diyorlar, keşke yaşanmasaydı da biz bunları kendi kendimize düşünseydik. Bu sezonu eksiyle kapatacağımız ortada. Bu dönemde eksikliklerini kapatan bölgeler öne çıkacak, diğerleri ise büyük kayıp yaşayacak. Bu anlamda belediyelere büyük görev düşüyor. ‘’

NİZAMETTİN ŞEN: BÖLGESEL TANITIM VAKIFLARI KURULMALI

ALTAV Başkanı Nizamettin şen ise şunları söyledi:

''Biz de dahil olmak üzere herkes krizi aşmak üzere elinden geleni yapıyor, ancak bize en büyük zararı ‘turistik bölgelerde terör saldırıları olabilir’ korkusu ve bu yöndeki açıklamalar veriyor.

Biz Antalya’da Belediye Başkanımız ile beraber bir tanıtım çalışması yürütüyoruz. Bu amaçla Almanya’ya gittik, başarılı görüşmeler gerçekleştirdik.

''RAKİPLERİMİZ 30 YIL ÖNCE TANITIM STRATEJİSİNİ DEĞİŞTİRDİ''

Antalya Tanıtım Vakfı olarak krizden çıkış ve sonrası için bizim önerimiz şudur: Türkiye’nin ‘Türkiye’ olarak tanıtılmasından bir an önce vazgeçmemiz ve bölgesel yapılanmalar aracılığıyla bölgesel tanıtımlara yönelmemiz gerekiyor. Rakiplerimiz bundan 30 sene önce bölgesel tanıtıma döndü ve başarılı oldu. Biz ise bu alanı çok çok boş bıraktık.

‘’BELEDİYELER TANITIMDA ROL ALMAK ZORUNDA’’

Bölgesel tanıtım demek destinasyon yönetimi demektir. Biz yerel yönetimler bu alanı çok eksik bırakıyor. Kongre çalışmalarında da hata yapıyoruz. Örneğin Almanya’da kongre çalışmaları belediyeler tarafından yapılır. Eğer tanıtımda başarılı olmak istiyorsak, tanıtım vakıfları mutlaka ele alınmalı ve belediyeler bu vakıflarda hem finans hem de yönetim alanında aktif olarak katılım göstermelidir. ‘’

BÜLENT BÜLBÜLOĞLU: KRİZ DEĞİL AFET YAŞIYORUZ

GETOB Başkanı Bülent Bülbüloğlu ise şu noktaların altını çizdi:

‘’Güney Ege, bu sene kriz değil afet yaşıyor ve çok da çözüm üretebilmiş değiliz. Ağzımızla kuş da tutsak bu seneyi yaklaşık yüzde 50 (500 bin kişi) kayıpla kapatacağımızı biliyoruz. Bunun en büyük sebebi Türkiye’nin güvenlik konusundaki imajıdır. Bu sene böyle geçecek, bir dahaki seneyi de ucundan kaçırdık. Çünkü İngiltere gibi pazarlar önümüzdeki seneyi şimdiden satmaya başladı ve Türkiye tercih edilmiyor.

Turizm bölgelerindeki belediyelerin hala atması gereken adımlar var. Örneğin Marmaris, son birkaç yılda yoluyla, bahçeleri ve parklarıyla, altyapısıyla gerçek bir turizm kentine dönüştü. Elbette sıkıntılarımız da var. Pek çok beldeden oluşuyoruz ve bazı bölgelerde deniz kirliliği gibi ciddi sorunlarımız var. Tanıtım da ciddi problemlerimiz var çünkü bütçemiz yok. Belediyelerin bu konuda bir bütçe oluşturması ve tanıtımı birlikte yürütmemiz lazım.

MARMARİS'TE TOPLANTI ÇAĞRISI

Bayramdan sonra Marmaris’te böyle bir toplantı yapalım. Bizi satan tur operatörleri de dahil olsun. Bu toplantılar genelde Antalya’da yapılır ama biz de senede 4 milyon turist ağırlayan Muğla’yız ve sizleri de ağırlamaktan çok memnun oluruz.

En büyük sorunumuz tanıtım sorusu. İngiltere’den Türkiye’ye 2.5 milyon turist geliyor, Londra Ataşeliği’nin bütçesi 5 milyon. O para zaten normal harcamalara gidiyor. Bu yüzden biz tanıtım yapamıyoruz ve markalaşamıyoruz. Biz nereye gidersek belediyelerin desteği ile gidiyoruz. Bu düzenli bir hale gelmeli, tanıtıma bütçe ayrılmalı. Biz Antalya’daki gibi 1000 odalı tesislere sahip değiliz, bütçemiz belli. Su konusu bize çok ağır gelmeye başladı. Belediyelerden destek istiyoruz.

5 senedir THY ile çok ciddi uğraşıyorum, çünkü bölgemizin en büyük sorunu ulaşım. En pahalı uçuş Dalaman bölgesine dönük uçuşlar. THY sefer koymuyor. Bu konuyu THY yöneticilerine de milletvekillerine de bakanlara da sundum, ancak bir çözüm yok.''

YUSUF HACISÜLEYMAN: GÖLGE KABİNE KURULSUN

AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleyman'ın konuşmasından öne çıkanlar ise şu şekilde: 

''Antalya, turizmin başkenti diyoruz. Türkiye’de yapılan 97 milyon yabancı gecelemesinin 64 milyonu Antalya’da gerçekleşiyor. Gelirin 3’te 2’si Antalya’da oluşuyor. Antalya’nın bu başarısını yerel yöneticilerin incelemesi gerekiyor. Ülkemizde deniz, güneş, doğa her yerde var. Peki neden diğer illerimiz Antalya kadar başarılı değil?

Belediyelerimiz bize destek olmalı. Turizm bölgelerinin belediyeleri yerel değil, uluslararası etkiye sahiptir. Biz yurt dışından gelen milyonlarca insanın sağlığına, yeme içmesine, kültürüne önem vermek zorundayız. Şu anda yurt dışından gelen turistin kültürüne saygı duyulmadığı yönünde bir algı var. Güvenlik yalnızca bomba patlamaması değildir. Kendini güvende hissetme, güler yüzle, hoş geldin demekle, turistin giyinişine, yaşam tarzına saygı göstermekle olur. Yerel yönetimlerin bu konuda çok hassas olması lazım.

''CAZİBE MERKEZLERİ OLUŞTURMALIYIZ''

Cazibe merkezleri oluşturmak için turizmcilerle belediyelerin birlikte çalışması gerekiyor. Bazı fikirlerimiz uçuk olabilir, ancak üzerinde çalışarak güzel şeyler ortaya koyabiliriz. 'Neden Seferihisar’a gitmeliyim?' Sorusuna yanıt anında yanıt olabilecek cazibe merkezleri oluşturmamız lazım.

Sayın Kılıçdaroğlu’na bir öneride bulunmak istiyorum: Biz İspanya’ya ‘her şey dahil nasıl yapılır’ semineri veriyoruz. Ülkemizdeki turizm uzmanlığı gerçekten çok zengin. Bu yüzden ben turizm için bir gölge kabine önerisi yapmak istiyorum. Katkı koymaya, sorunların çözümünü birlikte bulmaya her zaman hazırız.''

ÇETİN GÜRCÜN: DESTEKLERDE ACENTELER YER ALMIYOR

TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürcün ise TÜRSAB olarak hükümete sundukları destek önerileri hakkında bilgiler verdi. Gürcün, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

‘’Biz yıllardır turizmdeki sorunları dillendiriyoruz. Ancak geldiğimiz durum ortada. Gölge kabine önerisi benim de aklımdaydı. Bu sektörde her gün yaşanan sorunlar doğru şekilde toplansa ve dile getirilse, belki çıkarılacak ses çok daha yüksek olur, hükümetin üzerinde de adım atmak konusunda bir baskı olur.

Kriz konuşulurken hep oteller açısından konuşuluyor. Ancak hem yurt dışında hem de gelen turistin buradaki hizmetlerinin verilmesi konusunda seyahat acenteleri çok büyük sorumluluk alıyor. Açıklanan paketlerde acentelere dönük uçak desteği dışında bir madde yoktu, onun da kapsamı hepimizin malumu.

Sektörün yaşadığı krizde, seyahat acenteleri başta olmak üzere pek çok işletme kepenk kapatacak, insanlar işsiz kalacak. Bu sebeple bir vergi, sigorta primleri gibi konularda destek taleplerimizi bakanlarımıza ilettik.''


Bu Haber 19.06.2016 - 18:42:06 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Faruk Aloğlu 21.06.2016 - 11:34

    Artık açıkça göründüğü üzere, ülkemizde her alanda yapılan ciddi yanlışlıkların acı vahim ve dehşet sonuçlarını almaya başladık. Son olarak (şimdilik) turizm alanında dibe çöküş yaşanmaya başlamıştır. 24 Kasım da kime ne için hangi amaca hizmet etmek için düşürülen Rus jetinin sonuçlarını üzücü ama gerçek bir şekilde almaya başladık. Bu gün Yunanistan, Bulgaristan, Kuzey Kıbrıs Rum kesmi bu büyük pazardan Türkiye den koparılan rus misafirlere gözünü dikmiş durumdadır. Şimdilik hala bu vahim tablonun idrakına varamamışlara sesleniyorum. Acil bir çözüm bulunamaz ise Bu pazarın elimizden sabun gibi kayıp gitmesine bakakalacağız. Bu sorun sadece 2016 yılı için ibaret değildir. Unutulmamalıdır ki 2017 - 2018 - 2019 ve sonraki yıllarda da bunun acı sonuçları ile boğuşup duracağız. Turizmcilerin oldum olası hiç bir B planı olmamıştır. Hep günü ve sezonu kurtarma çabası içinde olmuşlardır. 24 Kasımdan hemen sonra TV ekranlarına çıkıp, ( Başaran Ulusoy gibi şahıslar) bu durumu oldukça hafife alıp aymaz bir şekilde THY nin bilmem kaç ülkeye uçtuğunu buralardan bize bol bol Turist geleceğini ballandıra ballandıra anlatmıştır. Örnek olarak ta TA DÜNYANIN BİR UCU OLAN ARJANTİNDEN turist getirebileceğini iddia etmiştir. RUS gelmese de olur diyen bazı turizm-ciler ise şunu demiştir. Bize iç pazar yeter... Yahu akıl var izan var.. Tüm Türkiye de paket satın alıp tatile çıkan kesim 4,5 milyondur. Tüm Türkiye diyorum.. Bu kime yetecek. Turist duasına çıkanı mı ararsın, yoksa tatilini bitirip ülkesine dönen turistin arkasından su dökeni mi ararsın yoksa daha dün ege de bir yerde 2 esnaf bir turisti kendi dükkanlarına çekmek için tekme tokat kavga edeni mi ararsın.. Daha neler göreceğiz... Bu sene AÇIK OLAN OTELLERDE SEZON ORTALAMA DOLULUĞU % 40-45 EN FAZLA.. FİYATLAR DİPTE.. TURİZM ÇALIŞANALARI İŞSİZ.. OTEL SAHİPLERİ KREDİLERİNİ ÖDEYEMEZ HALDE.. KÜÇÜK ESNAF SİNEK AVLIYOR.. Biraz uzun oldu ama okuduğunuz için teşekkür ederimmm.. Saygılarımla, 21.06.2016 Faruk A. ALOĞLU

  • Koray Edemen, USA 20.06.2016 - 05:09

    Degerli Meslektaslarim, Milyarlarca dolarlik yatirimlar yapilmis Turkiye Turizminin gelecegine ve tanitimi konusunda biz yatirimci ve turizmcilerin direk katkisi ve yonlendirmesinin olmadigi bir sistem kabul edilemez. Bu krizln atlatilmasi ve benzeri krizler yasanmamasi icin asagida siraladigim iki maddeden birnin ,tercihen ikisinin borden gerceklesmesi gerekmektedir. 1-) Yabanci Turistin degerini ve onemini anlayan bir Hukumet. Ve / Veya 2-) Bakanlik disinda bir sistemin yonetecegi Turkiye Tanitimi bunu Amerika , Fransa ve Ingiltere yillardir basari ile yapiyor. Yonetim kurulunda Turizm bakanliginin tanitma dairesinden, Tursab, THY , Hotelci birlikleri, Cesitli Turizm yatirim kuruluslarinin , ve cesitli turizm meslek kuruluslarinin oldugu, Profesyonel CEO ile yonetilen dinamik ve burokrasiden uzak, kendi butcesi olan tanitim , PR , reklam organizasyon konusunda bagimsiz bir firma olmali. Ornek : http://www.thebrandusa.com/partners http://atout-france.fr Bolgesel tanitim konusunda Italya ve Ispanyada oldugu gibi yine bolgesel yari sirket gibi calisan bolgeyi tanitan firmalar olmali , yatirimcilar, Yonetim kurulu, Tur Operatorleri , yer hizmeti veren firmalari ve belediyelerin oldugu, mesela Andalucía , Sicilia veya Las Vegas (vegas.com). Butceye gelincede Devletden tanitim butcesi alinamiyorsa, belideyeler vasitasi ile tanitim butcesi altinda gece konaklama basinda 1-2 Euro toplanip bu Firmalar dagitilabilir. Avrupa cokolan bir yontem. Ama Tum sistemlerin senkronize calsiacagi bir beyin olmali mutlaka.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.