Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2025 yılının dokuz aylık turizm verilerini açıklarken bu yıl Türkiye turizminde yaşanan durağanlığın arkasında deprem, bölgesel savaşlar ve mevsimsel kaymalar gibi faktörlerin olduğunu belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2025 yılının ilk dokuz aylık verilerini değerlendirmek üzere İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Ersoy, turizmde başarı için yalnızca potansiyele sahip olmanın yeterli olmadığını belirterek, “Tarihiyle, kültürüyle, deniziyle ve güneşiyle güçlü bir potansiyele sahip olabilirsiniz. Ancak tek başına potansiyele sahip olmanın turizmde başarı için yeterli olmadığını görüyoruz. Eğer bu potansiyel doğru bir şekilde planlanmaz, etkili bir şekilde yönetilmez ve rasyonel bir tanıtım stratejisi geliştirilmezse, bu potansiyel hiçbir anlam ifade etmez” dedi.
Ersoy, ülkemize özgü sürdürülebilir bir turizm modeli inşa ettiklerini ifade ederek, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde turizmi stratejik bir sektör olarak ilan ederek, devrim niteliğinde adımlar atarak inşa ettiğimiz yeni turizm paradigmasıyla biz bunu başardık. Öncelikli olarak turizmi dört mevsime ve 81 ilimize yayacak adımlar attık ve atmaya da devam ediyoruz. Sürdürülebilir turizm konaklaması konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline geldik; sertifikasyon açısından dünyada lider ülke konumundayız” diye konuştu.
Turizmi yalnızca “deniz, kum, güneş” odaklı yapıdan çıkarmaları gerektiğini ve ürün çeşitliliğini artırdıklarını vurgulayan Ersoy, “Bugün deniz turizminden inanç turizmine, gastronomiden trekking ve yürüyüş rotalarına kadar 60’tan fazla ürün ile turizmde dünya liderliğinde yerimizi sağlamlaştırıyoruz. Ancak bu çeşitliliği yakalamak tek başına yeterli değil; en iyi ve en kaliteli ürünleri geliştirmiş olsanız da, bunları tanıtamadığınız sürece bir anlam ifade etmez” dedi.
2019 yılında kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile tanıtımda dünya lideri konumuna ulaştıklarını anlatan Ersoy, “Türk dizileri, dünyada 170’ten fazla ülkeye ihraç ediliyor ve 1 milyar kişiye doğrudan ulaşıyor. Bu başarıyı ülke tanıtımımız için kullanmamızı sağlayan bir formül olarak hayata geçirdik. Geçtiğimiz yaz Antalya ve İstanbul temalı iki mini diziyle tanıtım stratejimize yeni bir soluk getirdik. Sadece sosyal medya platformlarından izlenen bu iki mini dizi, şu ana kadar 2,4 milyar gösterim rakamına ulaştı” dedi.
Görev başladığı ilk yıldan itibaren sektörün her yıl rekorlar kırdığını ve hem ziyaretçi sayısı hem gelirlerde artış sağlandığını belirten Ersoy, “Türkiye’yi, dünya turizm pastasından kalıcı olarak ilk beşin içine yerleştirdik. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2024 yılında İtalya’yı geride bırakarak turizm liginde dördüncü sıraya yükseldik” ifadelerini kullandı.
Ersoy, 2025 yılı ilk dokuz ayına ilişkin verileri de paylaştı. “İlk dokuz ayda 2017’de 30 milyon 18 bin ziyaretçiyle kapatmıştık; geçen yıl 49 milyon 181 bin ziyaretçi sayısına ulaştık. Bu yılın ilk dokuz ayında gelen son veri ise 49 milyon 993 bin oldu; yani geçen yıla kıyasla yüzde 1,6’lık bir artış gerçekleşti” dedi.
2025’in üçüncü çeyreğinde ziyaretçi sayısını etkileyen faktörleri de açıklayan Ersoy, “Çok iyi bir sezona başlamış olsak da, 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan deprem, Paskalya tatiline denk gelmesiyle bazı rezervasyon kayıplarına sebep oldu. Bunun yanı sıra 24 Nisan’da Hindistan-Pakistan savaşının başlaması ve Haziran’ın ikinci yarısında 12-24 Haziran tarihlerinde yaşanan İsrail-İran çatışması, özellikle kıyı bölgelerinde rezervasyon iptallerine yol açtı. İsrail’in savaş sırasında nükleer testlerin yapılacak olması endişesi, kıyı bölgelerinde olumsuz etkiler yarattı. Aile ağırlıklı tatil planları, bu iptallerin etkisini artırdı” dedi.
Türkiye’nin geçmişte de jeopolitik krizlere maruz kaldığını hatırlatan Ersoy, “Günümüzde de karşılaşıyoruz ve maalesef gelecekte de karşılaşacağız. Bununla mücadele etmenin yolu, ülkemizi krizlere karşı bağışıklı hâle getirmektir” ifadelerini kullandı.
Ersoy, 2018’de yapılan strateji değişikliklerini ve sonuçlarını şöyle özetledi: “Birincisi, ürün çeşitliliği; eskiden sadece deniz, kum, güneş odaklı turizm varken, şimdi 60’tan fazla ürünle turizm piyasasında yer alıyoruz. İkincisi ise kaynak pazarların çeşitlendirilmesi; eskiden belli pazarlardan yoğun şekilde turist alırken, şimdi Türk Hava Yolları’nın uçuş noktalarının tamamını baz alarak 330 şehirden direkt uçuş sağlıyor ve tüm dünyayı hedef pazar hâline getiriyoruz.”
Deprem veya nükleer serpinti gibi riskler karşısında geliştirilen önlemlerin tek başına yeterli olmadığını ifade eden Ersoy, “Böyle durumlarda yapılması gereken, tehlike geçtikten sonra hızlı bir şekilde toparlanmayı sağlamak ve bunu yoğun tanıtım kampanyalarıyla desteklemektir. İsrail-İran savaşı bitince Turizm Geliştirme Ajansı ile yoğun tanıtım kampanyaları başlattık. Ağustos itibariyle azalan rezervasyon ivmesini hızlandırdık ve Eylül-Ekim verilerinde olumlu yansımalarını gördük. Bu sayede kayıpları hızlı bir şekilde telafi ederek tekrar pozitif sayılara ulaştık” dedi.
Ersoy, küresel ısınmanın mevsim kaymalarına etkisine de değinerek, “Nisan ve Mayıs ayları, son yıllarda daha serin geçiyor. Sezon başlangıcı için bu olumsuz bir etki yaratsa da, sezon sonunda pozitif etkiler oluşuyor. Bu gerçekliği kabul ederek, nisan-mayıs aylarını kapsayan önlemleri devreye aldık. Resort bölgelerde Bodrum, Alanya ve diğer havalimanlarında vergi sübvansiyonlarını tekrar uygulamaya koyduk ve süresini 1 Nisan’dan Haziran sonuna kadar uzattık. Havayolu işletmeleri ve tedarik firmalarıyla görüşerek uçuş fiyatlarında minimum %5 indirim sağlanmasını talep ettik. Bu sayede nisan-mayıs hareketlenmesini hızlandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
2025 yılı ilk dokuz ay ziyaretçi sayılarıyla ilgili verileri paylaşan Ersoy, “Rusya Federasyonu 5,53 milyon ile ilk sırada, Almanya 5,22 milyon, Birleşik Krallık ise 3,54 milyon ziyaretçi ile takip ediyor. Ortalama konaklama süresi 10,3 gece olarak gerçekleşti ve yıl sonu hedefiyle paralel ilerliyor” dedi.
Kişi başı gecelik harcamaya dair, 2018’deki strateji değişikliği kapsamında, nitelik odaklı turist hedeflendiğini belirten Ersoy, “2017’de kişi başı gecelik gelir 83 dolar iken, 2024’te 107 dolara, 2025’in ilk dokuz ayında ise 116 dolara yükseldi. Tüm ziyaretçiler ortalama gelir açısından ise hedefimiz 103 dolardı; ilk dokuz ayda bu hedef yüzde 7 artışla gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
Toplam gelir açısından gelişmeleri de değerlendiren Ersoy, “İlk dokuz aylık turizm geliri, geçen yıl 47,3 milyar dolarken, bu yıl 50 milyar dolara ulaştı ve yüzde 5,7 artış sağlandı. Dokuz aylık dönemde 50 milyar dolar ile Türkiye turizmde rekor gelir elde etmiş oldu Ekim verileri geçici olmasına rağmen oldukça iyi görünüyor. Mevsimsel kaymalar nedeniyle Nisan-Mayıs aylarında negatif etkiler gözlense de Ekim-Kasım döneminde pozitif sonuçlar alınacak. Bütün bu olumlu gelişmeler neticesinde, yıl sonu turizm gelir hedefimiz olan 64 milyar doları gerçekleştireceğimizi söyleyebiliriz” dedi.
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri
