Bodrum Turizm Forumu ‘Mavi Ekonomi’ mottosuyla başladı

Bodrum Turizm Forumu ‘Mavi Ekonomi’ mottosuyla başladı

Bodrum Turizm Forumu, ‘mavi ekonomi’ mottosuyla bu yıl ilk defa düzenleniyor. Akdeniz destinasyonlarından çok sayıda katılımcının bulunduğu forumda turizm-çevre, turizm-sürdürülebilirlik başta olmak üzere, sürdürülebilirlik konuları konuşuluyor.


Turizm Güncel – Bodrum

Bodrum Belediyesi, Bodrum Tanıtma Vakfı, Akdeniz Turizm Vakfı ve 34. Amerikan Hastanesi The Bodrum Cup iş birliğiyle düzenlenen Bodrum Turizm Forumu, “Mavi Ekonomi” odağıyla Kempinski Hotel Barbaros Bay’da başladı. Toplantıya, Türkiye’den ve Akdeniz çanağındaki diğer destinasyonlardan çok sayıda turizmci katılıyor.

Kempinski Hotel Barbaros Bay Genel Müdürü Mehmet Ferman Doğan’ın hoş geldin konuşmasıyla başlayan forumda Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Cup Komite Başkanı Süleyman Uysal, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve Akdeniz Turizm Vakfı Başkanı Tony Zahra birer konuşma yaptı.

“Sürdürülebilir turizme katkı sağlıyoruz”

Bodrum Cup’ı 34 yıldır düzenlediklerini belirten Süleyman Uysal, ahşap botlarla başlayan yarışların uluslararası bir yelken festivaline dönüştüğünü söyledi. Dünyanın her yerinden yelkencileri ve bu alana ilgi duyanları, içinde beş gün yarışlarında bulunduğu, 7 günlük yelken festivalinde birleştirdiklerini kaydeden Uysal, 1500 yelken ve 100 bin katılımcıya ulaşan festivalin kültürler arası etkileşime ve sürdürülebilirliğe katkı sunduğunu kaydetti.

Ahmet Aras: 3 bin 500 yıllık kültürel miras

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ise bölgenin ortak geleceği için Akdeniz’de bir fırsatlar bölgesi yaratılması gerektiğine dikkat çekti. Bodrum Turizm Forumunun sürdürülebilir turizme katkı sunacağını ifade eden Aras “3 bin 500 yıllık kültürel mirasımızla bir kez daha dünyaya kucağımızı açıyoruz. Modern Akdeniz kimliği, kültürel çeşitliliği ve açık fikirli insanlarıyla Bodrum, tatil, yatırım ve yaşam için son derece uygun bir nokta. Burası kültürel değerlerin bir araya geldiği yer.” şeklinde konuştu.

“Bodrum’u felaketlere karşı daha dayanıklı hale getirmeliyiz”

İklim krizi ve çevre sorunlarının turistlerin seyahat tercihini etkilemeye başladığımı ifade eden Ahmet Aras “Bu nedenle biz de turizmimizi mavi ekonomi ekseninde geliştirmeye çalışıyoruz. Daha dirençli eko- sistemler konusunda çalışmalar yapılıyor. Turistlerle yerel halk arasındaki etkileşim geliştirilmeye çalışıyor. Yerel ekonomilerin sürdürülebilir şekilde çeşitlendirilmesi yerel kalkınmayı sağlayacak ve göçün de önüne geçecektir. Maalesef Bodrum son yıllarda ciddi afetler yaşadı. Bunlardan bazıları iklim krizi nedeniyle yaşandı. Orman, yangınlar, pandemi ve ciddi sel baskınları oldu. Bu da gösteriyor ki şehrimizin felaketlere karşı daha dayanıklı hala getirmemiz gerekiyor.” dedi.

“Turizm yumuşak güç”

Küreselleşen dünyada markalaşma ve rekabetin arttığına dikkat çeken Aras, konuşmasının devamında şu noktaların altını çizdi:

Bugünün küreselleşmiş dünyasında rekabet ve markalaşma artmakta. Farklı beklentilere cevap verecek çalışmalar yapılıyor. Bu nedenle yerel yönetimlerin şehirleri pazarlamak için atacakları çok önemli adımlar var.

Covid-19’dan en fazla turizm etkilendi. Küresel bir sağlık krizi olmasının ötesinde etkileri çok büyük oldu. Bodrum Turizm Forumu daha etkileşimli stratejilerin oluşturulması ve pandemi sonrası turizm politikalarının oluşturulmasında önemli rol oynayacak. Turizm yumuşak güç. Bu forumun yaptığı çalışma sektör adında yeni politikaların geliştirilmesine katkı sağlayacak.”

Osman Gürün: Muğla’nın amiral gemisi Bodrum

Forumda bir konuşma yapan Osman Gürün de turizmi etkileyen bölgesel ve küresel risklere dikkat çekti.

1948 kilometre sahili olan Muğla’nın Fethiye, Marmaris, Dalaman gibi ilçeleri olduğunu belirten Osman Gürün, bunların içinde amiral gemisinin Bodrum olduğunu belirtti.

Küreselleşen dünyada olan her şeyin diğer yerleri de etkilendiğine işaret eden Gürün, şu noktaların altını çizdi:

Dünyadan kopuk değiliz. Dünyada olup bitenlerle ilgili bütün ülkelerin etkilenmesi söz konusu. Örneğin Ukrayna önemli bir süreçten geçiyor. Eğer biz dünyada ve ülkemizde barışı ve birliği sağlayamazsak bu yapılan çalışmaların amacına ulaşması mümkün değil. Kavga ve çatışmanın olduğu yerde turizm yapmak, buraya turisti çekmek mümkün değil. İnsanlar huzur içinde gezmek ve yeni yerleri ve kültürleri tanımak istiyor.

“Değişimi yönetmek, kendi hakimiyetini kurmak isteyen güçler var

Yoksullarla zenginlerin arasındaki açı giderek açılıyor ve bu sürdürülebilir değil. Bu durum turizm de olumsuz etkiliyor. Dünya değişirken bu değişimi yönetmek ve kendi hakimiyetini kurmak isteyen güçler var. Maalesef bu, dünyanın barışı ve kardeşliği için büyük bir tehlike. Turizm barış içinde, birbirimizi tanıyarak yapılacak bir şey. Bu, dünya barışını da olumlu yönde etkileyecek bir olgu. Dünyadaki mevcut güçlerle barışı değil, savaşı, ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi yaşıyoruz. Bu çok tehlikeli. İçinde bulunduğumuz Akdeniz coğrafyası bu çatışmanın en önemli odak noktalarından birisi.

Akdeniz’de büyük bir göç dramı yaşanıyor. İnsanlar neden ışığa giden kelebekler gibi Afrika’dan Avrupa’ya gidiyor ve neden ölme rağmen durdurulamıyor. Akdeniz’deki barışı sağlamak ve burayı barış denizi haline getirmek, birbirimizi tanımak, değerlerimizi tanımak ve tanıtmak, birbirimizi daha çok sevmeyi ve anlamayı sağlamak lazım. Sadece Bodrum ve Akdeniz’i düşünüp onunla ilgili çaba sarf ederek bunu sağlamamız mümkün değil. Global’de yapmamız gereken şeyleri değerlendirmemiz gerekiyor.

“Turizm dünya barışı için çok önemli”

Ülkemiz ve dünyamız birbirine düşman, birbiri ile kavga eden, dokununca alev alan, büyük bir psikolojik bunalım içinde. Bu bizi bir yere götürmez. Turizm dünya barışı için çok önemli bir sektör. Tabi ki para kazanmak önemli ama barış varken para kazanabilirsiniz turizmde.

Turizmin gelecekte nasıl evrileceğini bilmiyoruz. Dünya öyle bir yer haline geldi ki büyük bir sis perdesi var. Turist gönderen ülkeler aynı mı olacak yoksa Çin ve Hindistan gibi ülkeler mi öne çıkacak. Çinli ve Hint turistler ne istiyor? Onlara neleri sunmalıyız? Kültür ve kırsal turizmi muhakkak geliştirmek, kıyı turizmine gösterdiğimiz önemi oralara da göstermek durumundayız.

Tony Zahra: Herkesi bir araya getirmek istiyoruz

Akdeniz Turizm Vakfı Başkanı Tony Zahra ise konuşmasında vakfın çalışmaları ve vizyonu ile ilgili bilgi verdi. Vakfın hükümeti, kamu kurumlarını ve STK’ları kapsadığını anlatan Zahra, bu bileşenlerle turizmi konuştuklarını ve sorunlara çözüm aradıklarını ifade etti. Zahra, “Bu vizyonla Akdeniz’deki herkesi bir araya getirmek istiyoruz. Akdeniz’deki herkesin ortak bir kültürü var. İnsanlar bana gelip ‘Devlet şunu, hükümet bunu yapmalı’ diyorlar... Ben de onlara şunu söylüyorum: Ülkenizin sizin için ne yapacağı değil, sizin ülkeniz için ne yapacağınızdan bahsedin.” ifadelerini kullandı.

Khowala: Koruyucu tedbirleri hemen şimdi almalıyız, yoksa...

Turizmle ilgili küresel danışmanlık hizmeti veren Aptamind Partners CEO ve kurucusu Aradhana Khowala da dünyanın dönüşümüne katkı sağlamak için bütün paydaşları harekete geçirmek istediklerini söyledi. Khowala şu ifadeleri kullandı: "Dışarı çıktığınızda en güzel mavi suları, en güzel yatları, marinaları göreceksiniz. Bodrum’da maviyi göreceksiniz. Peki bu bizim çocuklarımız veya onların çocukları için mümkün olacak mı? Maalesef başımız dertte. Pek çok yer 2050 itibariyle 30 şehir sular altında kalabilir. Maldivler, İstanbul, Londra, New York bunlar arasında. Olmayacak mı demiyoruz, ne zaman olacak diye bakıyoruz. Kadınlar, çocuklar, engelliler ve az gelişmiş ülkeler bundan daha çok etkilenecekler. Gemi artık limandan çıktı. Önümüzdeki 10 yıl içinde en sevdiğimiz tatil beldeleri tamamen sular altında kalabilir. Ben size kıyamet senaryosu yazmıyorum. Tabii küresel ısınmayı önleyici tedbirler alabiliriz ama başımız dertte. Gezegen ve mavi ekonomi için B planı yok. Koruyucu tedbirleri hemen şimdi almalıyız. 3 milyardan fazla insan geçimini okyanustan sağlıyor. Global ekonomi denizlerden taşınıyor. İstihdam açısından büyük bir orana sahip. Bütün bu kalkınma hedefleri arasında 14. kalkınma hedefi olan deniz varlıklarının korunması en az korunma bütçesine sahip. Deniz ve okyanuslarla ilgili yatırımlar en düşük seviyede." 

Holthus: Mavi ekonomi yılda 4 milyar dolarlık ekonomik faaliyeti içeriyor

Dünya Okyanus Konseyi Başkanı Paul Holthus da mavi Ekonominin yılda 4 milyar dolarlık ekonomik faaliyet içerdiğini belirtti. Mavi ekonomi olmasa ticaret işleyemeceğini belirten Holthus şöyle konuştu: "Turizmin bunun içindeki payını tam olarak bilmiyoruz aslında. Turizm sektörü doğrudan okyanus ve denizlerle ilgili. O yüzden turizmi okyanus sistemi içine dahil etmek istiyoruz. 90 bin ticari gemi var; binlerce insan balıkçılıkla para kazanıyor. Hepiniz bu ekonominin parçasısınız. Denizin altında milyonlarca km internet kablosu döşenmiş durumda. Okyanus dediğimiz zaman tek bir ekosistemden bahsediyoruz. Kıyı ve adalar bu ekosistemin parçası olarak düşünülmeli. Balık çiftliklerine yer bulmak gibi sorunları ele alıp çözümleri ortaya koymamız gerekiyor. Farklı sektörlerin anlaşması gerekiyor. Karayiplerde ekonominin yüzde 95’i kıyıda yönetiliyor. Dolayısıyla oradaki planlama biraz daha farklı olacak. Denizlerdeki planlamada çeşitli zone’lar belirleyip faaliyet alanlarına göre bunları oluşturmak gerekiyor. Mesela Batı Kanada’da balık çiftliklerini daha açığa aldılar. Kıyıdan uzaklaştırdılar." 

Gulia: 'Kumsallarımızı nasıl daha iyi yönetmeliyiz' bunu konuşmalıyız

Malta Turizm Otoritesi Başkanı Dr. Gavin Gulia da Malta'nın küçük ama Akdeniz’in ortasında etrafı denizle çevrili bir ülke olduğunu belirterek "Nerede olursanız en fazla 30 dk’da denize gidersiniz. Biz kıyı turizmi satıyoruz. Ekonomik pek çok faaliyet var ki bu deniz kıyısında gerçekleşiyor. Son birkaç yıldız Mavi Ekonomi açısında pek çok fırsatlar sunuyor. Malta’da özellikle son 15 yılda kitle turizmine odaklanmıştık. Rakamlar çok cazipti ama o kadar kalabalık bir turizm yapıldığında Mavi Ekonomi’nin çalışmamasına sebebiyet veriyor. Örneğin balık çiftlikleri kuruluyor; bu balıkların beslenmesi gerekiyor. Bazı deniz hayvanları ürüyor ve bunlar da kumsalda turistlerin yanına geliyor. Orada yapılanlar turistleri rahatsız edecekse o zaman bu dengeyi nasıl kuracaksınız. Balık çiftlikleri de olmalı ama bu denge nasıl kurulacak? Mavi turizm veya yeşil turizm derken aslında çevreden bahsediyoruz. Kumsallarımızda birçok faaliyetler yapılıyor. Şezlonglar, barlar, şemsiyeler kumsalda duruyor. Bunlardan para kazanan insanlar var. Zorluklarla başa çıkabilmek gerekiyor. Kumsallarımızı nasıl daha iyi yönetmeliyiz. İşte bunları düşünmemiz gerekiyor." dedi. 

Erden: Önümüzdeki 10 yıl büyük çalkantılar olacak

Next Academi Kurucusu Levent Erden de sahil denince akla bikininin geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Peki bikini nereden geliyor? Amerika’nın nükleer faaliyetlerini yürüttüğü bikini adında bir adada bu çalışmalar yapılmış. Her yerde otoriter yönetimler göreve geliyor; bu iyiye işaret değil. Son 150 yılda dünyadaki problemlerin temelinde enerji olmuştur. Enerji sorunları bireyler tarafından çözülemez. Önümüzdeki 10 yıl büyük çalkantılar olacak. Enerji sorunu çözülmeden diğer sorunlara odaklanamayız." 

Mavi Ekonomi nedir?

Mavi Ekonomi; ekonomik büyümeyi, deniz yoluyla geçimini sağlayanların geçim kaynaklarının gelişmesini ve korunmasını desteklerken, aynı zamanda denizlerin ve kıyı alanlarının çevresel sürdürülebilirliğini sağlamaya odaklanıyor. Mavi kaynaklar için riskleri azaltmayı ve bu kaynakların daha iyi yönetilmesini teşvik eden bir ekonomi modeli olarak öne çıkan Mavi Ekonomi, balıkçılıktan deniz ticaretine, kıyı gelişiminden turizme, gemi yapımından yenilenebilir kaynakların üretilmesine kadar, deniz ve kıyı bölgelerindeki tüm üretim ve pazarlama faaliyetlerini kapsamına alıyor. Bodrum Turizm Forumu’nun odağını oluşturan “Mavi Ekonomi hakkında yeniden düşünmek” başlığına yönelik değerlendirmeyi, turizmle ilgili küresel danışmanlık hizmeti veren Aptamind Partners CEO ve Kurucusu Aradhana Khowala paylaşıyor. 

Hangi paneller gerçekleştirilecek? 

Ulusal ve uluslararası konuşmacıların katılımıyla şu paneller gerçekleştirilecek: “Mavi Ekonominin Gücü”, “Akdeniz ve Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme”, “Yaklaşan Düzenlemeler, Yönergeler ve Akdeniz’de AB ve AB Dışı Ülkeler Üzerindeki Potansiyel Etkileri”, “Yetenek ve Hizmet Mükemmelliği Kültürü”, “Bilim ve İnovasyon Güçlerini Birleştirirse”, “Mavi Ekonomi, Başarısızlıklar, Zorlukları Fırsata Dönüştürmek - İyi Bir Uygulama Örneği Olarak Bodrum.”
   
Think-Tank toplantıları 

Sürdürülebilir turizm ve Mavi Ekonomi’ye yönelik en güçlü katkının, uzmanların katılımıyla gerçekleşecek Think-Tank toplantılarında oluşması bekleniyor. Toplantılarda mavi ekonomi, iklim değişikliği, turizmde teknoloji ve dijitalleşme, sürdürülebilir yatırımlar, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası diyaloglar, eğitim, konaklama, gastronomi, kültürel miraslar, tanıtım fırsatları ve enerji gibi başlıklar üzerinden fikir alışverişleri gerçekleştiriliyor. 

Foruma BM Kalkınma Programı İklim Değişikliği Elçisi katılıyor

Panel ve  Think-Tank toplantılarına katılanlar arasında; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İklim Değişikliği Elçisi Michael Haddad, Dünya Okyanus Konseyi CEO’su Paul Holthus, Malta Turizm Otoritesi Başkanı Dr. Gavin Gulia, Avrupa Parlamentosu Ulaştırma ve Turizm Komitesi Başkan Yardımcısı Istvan Ujhelyi, AB eski Çevre, Denizcilik ve Balıkçılık Komiseri Perit Karmenu, WWF Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, Türkiye rekortmeni Serbest Dalışçı ve Beslenme Uzmanı Şahika Ercümen, Global Ports Holding CEO’su Emre Sayın, Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Erdem gibi alanlarında uzman ve öncü isimler yer alıyor. 

Akdeniz turizm destinasyonları için tarihi bir fırsat 
Dünyamızı ve denizlerimizi kuşatan iklim değişikliği, yaygın plastik kirliliği, tükenen kaynaklar, asitleşen sular ve çevresel diğer gelişmeler yeni bir yol çizilmesi gerektiğini gösteriyor. Tüm dünyada bu konuda yeni bir yaklaşım oluşmaya başladı. Örneğin, Portekiz ve Kenya hükümetlerinin ev sahipliğinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Yatırım Forumu; mavi biyoteknoloji, deniz taşımacılığının karbondan arındırılması, sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği, açık deniz yenilenebilir enerji kaynakları, doğal gelgit kontrolü, mavi karbon gibi sektörlere vurgu yaptı. 

Malta'da bu yazın başında gerçekleştirilen Akdeniz Turizm Forumu’nda da turizmi karbon ayak izinden arındırmak için yeni çözümlerin üretilmesi ve yeniliği artıran yatırımların yapılmasına yönelik dönüşümün gerekliliği masaya yatırıldı. 

İlk kez gerçekleştirilen Bodrum Turizm Forumu, bu küresel çabalara gerçekçi bir anlayışla Akdeniz havzasında ve Türk turizminde yeni pencereler açmaya odaklanıyor. “Mavi Ekonomi’yi yeniden düşünmek”, Akdeniz turizm destinasyonları için tarihi bir fırsat oluşturuyor. Forum, çevre ve iklimle ilgili kaygılara yönelik çözüm önerilerinin gelişmesine zemin hazırlarken, turizm sektöründe bilgi ve teknolojinin daha etkin ve hızlı değerlendirilmesi, ayrıca yerel değerlerin korunarak, insan ve ülke refahını yükseltecek sürdürülebilir bir turizmin gelişimine güçlü bir destek sunuyor. 



Bu Haber 14.10.2022 - 12:12:32 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.