Serdar Karcılıoğlu

Yazık olur

Yeni Bakanlar Kurulu açıklamalarını, yemin krizini, Turizm Bakanı kim olacak sorularını unutturan ve gündeme bomba gibi düşen,“futbolda şike” iddiaları aklıselim, taraflı, tarafsız herkesi ve futbol dünyasını derinden sarstı ve üzdü.

Ne Ergenekon, ne Orgenerallerin tutuklanmaları, ne de Balyoz ve Şafak operasyonları bu kadar şoke etmemişti insanımızı…

Konu, tüm dünya insanlığının ortak tutkusu olan futbol olunca, milyonlar bir anda her şeyi unutup sanki çok yakınındaki birisine bir şey olmuşçasına dikkat kesilip üzülüp sevinebiliyorlar.

Yıllarca hayat tarzı olmuş, dertlendiği, kederlendiği, sevindiği, üzüldüğü, mutluluğu veya mutsuzluğu birlikte yaşadığı takımının içine itildiği kaos her şeyin önüne geçiyor…

Bu gün Fenerbahçe Spor Kulübüne gönül vermiş milyonlarca insanımız, bu şoku yaşıyor, karmaşık duygular,  muhtemel kötü sonuçlar hepimizi, herkesi kahrediyor.

Müslüman Türklerin cemiyet kurmalarının yasak olduğu,1899 yılında gayri resmi olarak, daha sonra 1907 yılında, Nurizade Ziya Songülen Beyin başkanlığında, Osmanlı Bankası memuru Ayetullah Bey, Bahriye Mektebi talebesi Necip Okaner Bey, Asaf Beşpınar Bey, Enver Yetkiner, Fatih Rapid ve Ahmet Egitek tarafından kurulan Fenerbahçe kulübümüz, yaklaşık 112 yaşındadır.

Çeşitli zamanlarda yönetim kademelerinde görev yaptığım, Kongre ve Yüksek Divan Üyesi olmaktan büyük onur duyduğum, tarihinde üstün başarılar ve kahramanlıklar ile dolu olan kulübümün bu tür tatsız iddialar ve henüz ne olduğu açıklanmayan bir olguya rağmen yargısız infaz yöntemi ile karşı karşıya getirilmesini de bir türlü kabullenemiyorum…

İddialar doğru olabilir, olmayabilir ama bir gerçek var ki yazılı ve görsel basının bir numaralı malzemesi haline gelmiş ve yıllardan beri teşvik primi ile şikesi ile varlığı konuşulan bu büyük ve genel sorunun merkezine bu kez sadece, Fenerbahçe’nin oturtulmuş olması, inanılmaz bir durum almaktadır…

Bilen, bilmeyen,taraflı tarafsız bir takım futbol otoritesi heveslileri, tarihi başarı ve Kahramanlıklarla  dolu bu güzide kulübümüzü, kesip biçmekte, şampiyonluğunun geri alınması ile yetinmeyip alt kümeye düşürülmesine, hatta eksi otuz puanla başlatılmasına kadar varan infaz kararları ile bağımsız yargıyı vede en önemlisi, bu adli ceza dışındaki yaptırımları uygulayacak Futbol Federasyonunu etkileme yollarını zorlamaktadırlar..

Kimse konuyu derinliğine irdelemeden değerlendirme yapmamalıdır.. Adına ceza deyin, yaptırım deyin her neyse, bunları uygulayacak yetkili organların mutlaka,Teknik Direktör Aykut Kocamanın televizyona verdiği demecini defalarca izlemelerini öneriyorum..

Aykut Kocaman’ın o esnadaki vücut dili çözülmelidir, söylediği bir cümle dikkate alınmalı ve malzemecisinden futbolcusuna, teknik kadrosunun kar kış kıyamet altında akıttıkları alın terleri bir kalemde silinmemelidir…
Galatasaraylı bir arkadaşım, Aykut’un feryadında, “kendisini izlerken, muhtemel yapılmış, bu tür eylemlerden haberi ve bilgisi olmadığı izlenimini edindim” diyor…

Bunu ezeli rakip bir Galatasayarlı dahi söylüyorsa, üzerinde bir kez daha düşünmek gerekmez mi, eğer gerçekten bu tatsız iddialar yapıldıysa…, gerçekten oynanan müsabakalarda karşı takım oyuncularından sadece birine veya bir kaçına  bu tür yanlış hareketlere teşvik edildilerse…!

Tüm bu olanlara, ihtimal dahi vermek istemiyorum ama, bu büyük ve köklü bir kulübün yönetim koltuğuna oturmuş bir kaç yönetici, iktidarı bir dönem daha garantiye alabilmek ve taraftara  şirin gözüküp, onlara bir şampiyonluk daha yaşatabilmek hırsı uğruna  böylesine yanlış ve çirkin bir düzen içine girmişlerse  ve tüm bunları, maçlara çıkıp ter döken oyuncuların ve de teknik kadronun dahi haberi olmadan işgüzarca bir tutum içerisinde yaptılarsa kesilecek ceza kulübün kurumsal kimliğine mi olmalıdır?

Bir asrı aşkın tertemiz bir geçmiş, bir kalemde silinmelimidir.

Salonlara sığmayan, alın teri ile kazanılmış kupalarla dolu müzesinin ortasına ömür boyu yapışacak kara bir kupanın suçlusu, kurumsal kimlik mi olmalıdır?

Yoksa, inşallah emniyetimiz yanlışlık yapmıştır, inşallah o fotoğraflar, ses kayıtlarının muhatapları “bizim yöneticilerimiz” değildir, inşallah bu bir rüyadır diyerek bekleyecek miyiz?

Sessiz mi kalacağız, her şekil ve şartta tek suçsuz olanın, bir asır boyu tertemiz geçmişe sahip Fenerbahçe Kulübünün kurumsal kimliği olduğunu haykırmayacak mıyız?

Zorlanan acele bir kararla,şampiyonluğunun geri alınması, alt kümeye düşürülmesi gibi bir kulübün geleceğine sürülecek kara bir lekeye seyirci mi kalacağız) Hayır kalmayacağız…!

O’ taktirde, ,Galatasayarlısıyla, Beşiktaşlısıyla, Trabzonsporlusu ile, gerçek suçluyu hep birlikte tespit edeceğiz. Ellerimizi ovuşturup bedavadan gelecek bir şampiyonluğu kabul etmeyecek, ezeli rakibin başı ezilsin mantığı ile erken bayram havası yaşamayacağız…

Nasıl ki Galatasarayımızın UEFA şampiyonu olduğunda topyekûn sevindiğimizi, turizmimize verdiği katkıları her fırsatta dile getirdiğimizi unutmadan,

Güçlü kadrosu ile Fenerbahçe’nin şampiyonlar liginde bu yıl bizlere yaşatabileceği sevinci ve büyük bir hamle yapmak üzere olan turizmimize vereceği ivmeyi unutmadan bakmalı ve değerlendirmeliyiz bu olayları…

Zira bu sorun öyle sanıldığı gibi sadece Fenerbehçe’nin dikenli gülü değildir… bu kanayan yaranın cerahatinin bir takım sorumsuz kişiler tarafından her sahaya bulaştırıldığı ve bunların teker teker mutlaka gün yüzüne çıkarılacağı gerçeğini unutmadan, içimizdeki cerahati birlik ve beraberlik içerisinde  bizler akıtacağız… Gerçek suçluyu biz ilan edeceğiz…

Suçlu hep doyumsuz olan, aralıksız hep şampiyonluk isteyen, küçücük bir kötü gidişte stadları yöneticilere dar eden biz taraftarlar değil miyiz?

Suçlu, küfürden korkup alkış almak adına şuursuzca işler yapabilme cesareti gösteren “bizim yöneticilerimiz” değil mi?

Suçlu,”bizim yöneticilerimizi” o koltuklara oturtmak için onlara oy veren ben değil miyim?

Suçlu Sayın Başbakanımızın da içine bulunduğu kongre üyeleri değil mi?

Fenerbahçe Spor kulübünün, kongre üyesi ve  eski yöneticisi, Türkiye Futbol Federasyonunun çiçeği burnunda Başkanı, Sayın Mehmet Ali Aydınların her şekil ve şartlarda “duygusal..!!” olmadan, değerli yönetim kurulu üyeleri ile
kararlarını bu faktörleri de göz önüne alarak vereceklerini umut ediyorum….

Eğer illaki ceza verilecekse  ve her ne ceza verecekseniz bizlere verin….

Verin ki, eğer gerçekse “sorumsuz insan faktörünün” yarattığı böyle bir şeyi bir daha yaşanmaması adına tarihin derinliklerine gömelim…

Gerçek suçlular cezalarını alsınlar, kurumsal kimliğin tertemiz geçmişine dokunmayın…

Lütfen o kara kupayı Fenerbahçe’nin müzesine göndermeyin…

Yazık Olur


Bu Makale 11.08.2011 - 09:54:06 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Selin Yeditepe 11.07.2011 - 11:40

    Serday bey, ben size katılamıyorum malesef. Kandırılan bir millet olmak güzel değil. üstelik spor gibi bir eğlence olayında. Fener de batsın gitsin, yöneticileri de yargıda suçluysa cezalarını çeksin. Organize örgütten bahsediliyor. Az bir suç mu bu.

  • erhan 11.07.2011 - 12:08

    Her ne olursa olsun, şike büyük bir olay. Bu tüm taraftarı ve türkiyeyi aldatmaktır. Suçlular varsa cezalarını çekmeli

  • Yılgör Demirtaş 10.07.2011 - 01:19

    Değerli Serdar ağaeyim, yıllardır futbolda halk tabiriyle de "maçı satmışlar" ya da "bu maçı satın almışlardır" şeklinde taraftarlar arasında hiç konuşulmuyor mu? BUnlar bilinen gerçekler değil miydi? Sadece üzerine gidebilecek cesaretli yoktu diye düşünüyorum. ÇÜnkü tüm futbol klüpleri sizin de bildiğiniz gibi patronlar klübüdür. Ben ne fenerbahçe düşmanıyım, ne de galatasaray. ancak bu son sezon fenerbahçenin aldığı tüm galibiyetler bariz tartışmalı açıkça görünüyor diyorum, bunu düşünen bir tek ben değilim. Bu yıl şampiyonuk trabzonsporun hakkıdır. Ama ne varki yine 1 gol farkla şampiyonluğu fenerbahçe aldı, her zamanki gibi. Fenerbahçenin şampiyonlukları artık futbolda bir heyecan vermiyor, bizler takım dahi tutmuyoruz, çünkü her zaman lig sonucunu tahmin edebiliyoruz. Fakat gönül ister ki muazzam heyecanlı maçlar ve mücadeleler olsun, herkes yenilsin, herkes kazansın. şampiyonluk öyle namağlup kolay gelmemeli. Nedense trabzonspor her şampiyonluğa yaklaştığında hep fenerbahçe şampiyon oluyor? bu çok ilginç. Yıllar önce trabzon şampiyonluğu yine bir gol ile fenerbahçeye kaptırdığından beri bir türlü toparlanamadı, Halbuki türkiyenin büyük güzide kluplerinden biridir. Bana göre anadolu klupleri büyüktür ve anadolu klüpleri de şampiyon olmalı ama nedense anadolu takımları sanki figüranmış gibi kullanılıyor. Aydınsporun fenerbahçeyi 6-1 dağıttığı, aydınsporu da yine bozan fenerbahçe oldu, aydınsporun komple iyi topçularını olduğu gibi aldı. Ama bu konu bu kadar ucuz ve kolay olsaydı kimse üstüne gidemezdi, demek bizim de pek bilmediğimiz emin oldukları bazı durumlar vardı ki u kadar patronun üzerine gidiliyor. Bu hataları yapanlar asıl bunu düşünmeliydi.

  • SAYLI 08.07.2011 - 03:00

    bır cok yorumlar gıbı dusunulmeden acele yazılmıs bır yazı.Baslık ve ıcerık celıskısı ıcınde.(Fenerbahcelı turızmcıler/ezelı rekabetcıler vs vs) Bu ısler bu sayfalarda cozulecek ısler degıl.Haa sıvıl toplum orgutu mantıgıyle ıfade etmeye calısıyorsak ses duyurmamız gereken o kadar cok meselesı varken Turkıyenın (futbol.sıke. vs vs)bunlar devede kulak ısler bu sayfaları yormaya degmez. Esas meselelere egılsek hıc bırımızın bası egılmez...

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.