Zafer Cengiz

Turizmin ülkesel planda ihtiyaçları nelerdir?

Ülke turizminde erişilen noktada, artık seyahat ve turizm endüstrisinin nimetleri uygulamalı olarak ispat ve idrak edilme sürecindedir.

Ancak, burada çok ilginç bir kavrama boşluğu devrededir. Henüz gelişim mekanizmasının taşları yerine oturmadığından, hem ispatlar yeterince algılanamamakta, hem de idrak edilince arkasından beklenen gerekli ataklar, hızla yapılamamaktadır. 

Daha önceleri turizmi ‘jikletten çıkma ve güvenilmez bir fantezi sektör’ olarak algılama eğilimi değişerek, artık tüm dünyada ‘sektörleri bağdaştırarak geçerli ürün yaratan yeni bir endüstri’ olarak kabul görüyor. Global çapta turizme ‘tüm dünyayı kaynaştıran ve yakınlaştıran sihirli değnek’ olarak yaklaşılmaktadır. Bu gerçeklerden hareketle, artık turizmin geleceğinde rakip tanımaz bir tırmanışa geçtiği ifade edilebilir. 

Turizmin hem sosyal, hem de ekonomik yönlerden sayısız yararlarının olması ve bunların her dönem ve ortamda işlerliğini sürdürmesi, gerçekten sıra dışı özelliklere sahip bir mekanizmayı ortaya koyuyor. Gelişmiş ekonomiler için keyfince seçilebilecek turizm ürünlerine ‘talep’ ortamı, gelişmemiş ülke ve dar bölgeler için ‘arz’ edilebilecek ürün yelpazeleri sunabilme imkanları yaratmaktadır. 

Söz konusu ‘talep ve arz’ unsurlarının birbirini çekebildiği ve kavuşturabildiği ortamın oluşturulabilmesi ise, hantal yatırım ve fabrikaların yapılmasını gerektirmeden, akıllıca organizasyonlar ile sağlanıyor. Bu hizmet altyapısı oluşunca ortaya çıkan ekonomik saadet zincirinde ise, herkes son derece mutlu oluyor. Daha önceleri turizm için çok sık kullanılan “bacasız sanayi” ortamı, Türkiye için biçilmiş kaftandır. 

Bu yaklaşımlar, 1970’lerde ‘turizme girelim’ niyetindeki devlet yaklaşımları kapsamında gündeme gelen  ve yaygın olarak irfade edilen kavramlar idi. Aradan geçen 40 yıl sonra duruma bakıldığında, bu hayal edilen turizm gelişmesinin geniş çapta sağlandığını, fakat beklenen ‘saadet yansımaları’ açısından bazı kritik hayallere ulaşılamadığı ve/veya hayal kırıklıklarına uğranabildiği gözlemlenmektedir. 

TURİZMİN BAŞLICA UNSURLARI ve ENGELLERİ NELERDİR?  

Sağlıklı bir turizm mekanizmasının geliştirilmesi ve yerleşerek süreklilik kazanabilmesi için, dengeli bir yapıya ve sağlam ayaklara oturması zorunludur. Bu kapsamda, çok geniş ve çetrefil unsurlar taşıyan konuya, basit bir yaklaşım getirmek amacıyla, sadece üç başlıkta özetleyelim; Turizmin 3 Sacayağı: 

1) PLANLAMA (Neyi-Nerede-Nasıl-Nezaman-Kiminle-Neden yapacağınızı hesaplamak ve hedeflemek) 

2) GELİŞTİRME (Mekansal boyutta çok unsurlu yerel ürünleri her yönden geliştirilmek ve iyileştirilmek) 

3) PAZARLAMA (Eldeki turizm ürünlerini yerel ve ülkesel planda tanıtmak ve pazarlayarak satmak) 

İşte, asıl mekanizma bu kadar basite indirgenebilir. Turizmin sorunları olarak ortaya çıkan çok çeşitli ve kabarık listelerdeki her bir başlık, incelendiğinde ana başlıkların bir neden-sonuç uzantısı olduğu görülecektir. Yani; Belirtilen 3 sacayağı sağlam olarak yerine oturduğu sürece, üzerine her türlü yapıda ve ağırlıktaki endüstriyi ve işlerlik mekanizmasını, üzerine koyarak devrilmeksizin taşıtabilirsiniz. 

Turizm faaliyetlerini oluşturan ürünler yereldir ve mekansal özellik taşır. Bu nedenle de iki temel prensip mutlaka gözetilmeli ve yerine oturtulmalıdır; (1) Turizm hareketleri yerel ekonomiye olabildiğince yarar sağlamalıdır, ve (2) Turizm ürünü olan alt bölgeler, bir bacasız endüstri olarak yönetilmelidir. Gelişen Türk turizminde yerine oturamayan ve randımansızlığa yol açan unsurlar da, bu kapsamda oluşmuştur. 

Çok özetle; Baştan planlı bir turizm gelişmesi düşünülürken gerekli ürün ortamı oluşumu sağlanamamış ve sonradan çok hızlı bir gelişme sürecine girilerek dizginler ve istikrar elden kaçırılmıştır. Özelikle de ‘sahillerde yoğunlaşan kitle turizmi’ ürününe plansız yoğunlaşma olunca, diğer ürünler geride kalmış ve tüm arz dengeler i şaşmıştır. Bugün dile getirilen ‘alternatif turizm’ kavramı, bu ihmal edilen ürünlerdir. 

Yukarıda ‘3 sacayak’ olarak özetlenen unsurlardaki eksik-aksak gelişme süreçleri de, turizmin sağlıklı gelişimini engelleyen nedenlerdir. Yani; Turizmde planlamaya gerekli ihtimamı göstermeyince, ortaya bir karmaşa düzeni çıkıyor ve plansız gelişim de karmaşa ile birlikte direkt randımansızlık getiriyor. Son olarak pazarlama ise, özellikle küresel rekabet ortamında en fazla üzerinde durulması gereken unsur.

Burada özet olarak sergilenen bu engellerin aşılabilmesi ise, yine çok basit olarak ‘bilinçli ve tutarlı bir toparlanma’ hareketinin uygulanmasına bağlıdır. Turizmde daha önce ‘hamle’ veya ‘strateji’ olarak başlanan ve sonuçlanamayan atılımlar, artık daha fazla zaman ve kan kaybetmeden gerçekleşmelidir. 

TURİZMİN ÜLKESEL İHTİYAÇLARI NELERDİR? 

Yazımızın kısıtlı hacminde detaylara girecek imkan olmadığından, derya gibi engin olan bu zor konuda, az-öz formül vermek çok güç. Geçen yazımızda, turizmi ön plana çıkartacak gerçek gündem maddeleri olarak bir genelleme ile, bu paralelde üç adet soru ortaya koymuştuk. Bu kez başka bir açıdan konuya yaklaşarak, yine üçlü bir kurgulama yöntemiyle bir basit ve özet çerçeve çizmeye gayret edelim: 

1) ÖRGÜTLENME: Devletin turizme gerekli ihtimamı göstererek çağdaş bir düzenleme getirmesi 
 
  - Turizmi Teşvik Yasası kapsamlı (ertelenen) yasa değişiklikleri ve bütçe organizasyonu 
 
  - Meslek örgütlenmelerine kalıcı yasal çözümler ve yapısal çapta finansal desteklerin sağlanması 
 
  - Turizm Konseyi (2023 Turizm Stratejisi Eylem Planı 10.Madde) ve DMO örgütlenmesi 

2) PLANLAMA: Daha önceki niyetlerin güncelleşmesi ve 2023 Turizm Stratejisinin rayına oturtulması  
   
- Bölgesel ve noktasal gelişim planlarının geliştirilerek önceliklerle uygulamaya sokulması 
   
- 2023 Turizm Stratejisinde getirilen ülkesel politika ve stratejilerin geliştirilerek aktive edilmesi 
   
- Destinasyon bazında geliştirilecek çevre düzeni planlarının dengelenerek desteklenmesi 

3) BÖLGESEL GELİŞME: Destinasyonlara göre ürün geliştirme ve pazarlamaya dönük etkinleştirme 
   
- Gelişme çalışmalarının detaylarının yerel inisiyatif tarafından yürütülmesi ve yönetilmesi 
   
- Merkezi yönetim olarak Bakanlıkça bölgesel gelişimin desteklenmesi ve koordine edilmesi 
   
- Ülke tanıtımı paralelinde,destinasyon tanıtım ve pazarlamasının verimli ve etkili hale getirilmesi 

Global seyahat ve turizm endüstrisinin günümüzde eriştiği noktada, Türk turizminin gerçek durumu ve potansiyel gelişim perspektifi, bilimsel esaslarda tespit edilebildiği zaman, ortaya çıkacak olan tablo çok şaşırtıcı olacaktır. Halen, turizmin gerçek boyutlarının ve potansiyelinin algılanamadığını ve sürekli olarak düşük düzeylere oturtulduğu, değişen koşullarda bunun çok ötelerine geçildiğini iddia ediyoruz. 

Zira (uzun zamandır) araştırmacı yazarlık misyonumuz kapsamında, sürekli altını çizerek belirttiğimiz olgularda; Turizmin randımansızlığı giderilerek oluşan olumsuzluklar tamir edildiği takdirde, mevcut düzeyin 3-5 kat üzerinde bir ekonomik performans sağlanabileceği teşhis ve tahmin edilmektedir. Bu dönemde (cari açık vb.) aranan ekonomik çözümlerin ilacı, elimizin altındaki turizm fenomenindedir. 

Ülkesel plandaki ihtiyaç ise, çok basit olarak bu durumun tespiti ve gerekli önlemlerin alınarak yüksek performanslara eriştirilen turizmin önünün açılması ve sıra-dışı makro katkılarının hasat edilmesidir. Acaba yeni dönemde, bu konularda kaydedilen çok kritik gecikmeler ve tereddütler telafi edilecek midir? 

zafer@cengiz.gen.tr  

 

Bu Makale 14.08.2011 - 09:43:39 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.