Hüseyin Çağlar İnce

Turizmin kurumsal kokusu; Dereler

Dünya turizminde dere ve nehirler birçok alternatif turizm fikrini bir araya toplar.

Kuş gözlemciliği, bitki gözlemciliği, kelebek gözlemciliği, trekking, su sporları, fotoğrafçılık gibi bir çok aktivite için uygun zemini sağlar. Bu aktivitelerden sadece birisi olan kuş gözlemciliğini hobi edinen kişi sayısı sadece Amerika veya İngiltere özelinde bile milyonlarla ifade ediliyor. Üstelik gelir ve kültür seviyesi oldukça yüksek bir grup bu.

Türkiye turizminde dere ve nehir şu anlamlara gelir; Otel lağım atıklarının kaçak olarak deşarj edilebileceği, çöplerin ve molozların dökülebileceği bir alan, üstü kapatılması gerekli bir bataklık ve sel getiren bir kanal. Ne yazık ki, bu derelerden özellikle lağım kaynaklı gelen bu kötü kokular giderek turizmin “kurumsal kokusu” olarak yerini almaya başlıyor.

Dilerseniz sadece turizm alanında ki dereleri bir “doğa gözlemcisi” olarak şöyle bir gezintiye çıkalım. Bizleri ilk önce rengarenk uçuşlarıylayalıçapkınlarıkarşılar. Havada sabit durup aniden dalıp balığı yakalamasıyla tanınan bu kuş, İstanbul’da yalıların önünde aynı hareketi yaptığı için yalılara baktığı düşünülerek bu ismi kendisine hediye edilmiş. Muhteşem balık avcılığı nedeniyle İngilizce’de“King Fisher”adı verilmiş. Bu derelerin yukarılarında yeryüzünde ender görebileceğiniz, belki de sadece burada görebileceğiniz bir kuş türü yaşar;Balık Baykuşu. Kuş türleri tabii ki saymakla bitmez; Arap bülbüllleri, saz tavukları, sakar mekeler, küçük batağanlar, saz bülbülleri, kızılgerdanlar...

Benekli su kaplumbağası, tatlı su yılanları, yine hemen görebileceğimiz türler arasında yer alıyor.Nil Kaplumbağasıda otellerin arasında ki derelerde yaşamaya çalışan, bölgedeki insanların iriliğinden dolayı caretta sandığı belki de caretta dan daha tehlike altında olan bir canlı türü.

Prof. Dr Olcay Yeğin’nin çalışmalarıyla belirlenen Antalya’da yaşayan177 kelebek türününbirçoğunu yine bu dereler etrafında görebiliriz. Bu arada ülkesel bazda"İngiltere'de 50, Danimarka'da 55, Finlandiya'da 125, Macaristan'da ise 150 tür kelebek türü”bulunduğunu göz önüne alırsak Antalya’nın fark edilmeyen kelebek zenginliği ile karşılaşırız.

EXPO 2016 ile ciddi bir farkındalık sağlanan, dünyada sadece Antalya’da yaşayan yaklaşık250 bitki türününönemli bir kısmının turizm bölgelerinde yaşadığı artık biliniyor.

Bu konuda farklı düşünen bazı turizmcilerle karşılaştım. Fakat aksiyon alan veya bu konuda yol alan bir insiyatifle (turizm yöneticileri, stk vs.) henüz karşılaşmadım.

Doğa, birçok düşünür için yeryüzündekien büyük sanat eseridir. Okuduğumuz bütün kitaplardan daha fazlasını orada buluruz. Tabii ki bu durum bakan kişiye çok bağlıdır ve o nedenle göreceliliği yüksektir.

Sosyolojide kullanılan bir terim vardır:“Kültürel Sermaye”.

Tanımı şöyledir;« Sanat eserine atfedebildiğimiz anlamların çoğulluğu ve derinliği, bizim kültür alanındaki sermayemizin genişliğini gösterir. »

Bu Makale 12.11.2014 - 14:57:50 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Hüseyin Çağlar İnce 16.12.2014 - 10:03

    Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Nizamettin Bey, Bu yazıdan sonra Antalya Tanıtım Vakfının değerli çalışmalarından haberim oldu. Hatta Olcay Hocam aracılığıyla çok güzel bir kelebek takvimine ulaştım. Bu Çalışmaların daha çok tanıtılması için destek olmak isterim. Bununla birlikte sitemim daha çok plansız ve sınırsızca ilerleyen, sadece tüketen, sürdürülebilirlikten çok uzak turizm anlayışına idi.

  • Muzaffer Alap 02.12.2014 - 10:32

    Sayın Çağlar, Belkide uzun süreden beri hiçkimse böyle bir konuya eğilmemişti,günümüzde derelerin kurutulup göllerin adeta şehir çöplüğü konumuna sokulduğu bu anlarda sizin böyle bir makale yazmanız kimi çevreci kuruluşların ve sağa sola ahkam kesip biz çevreciyiz sloganları atan şahısların dikkatini bu noktaya toplama muktedir olacağı umudumuzdur.Kısa yoldan para kazanmak için dereleri,göller,dolayısıyla hayvanların yaşam alanlarını kökünden yok eden tacirler belki fikir değiştirip bu bölgeleri değerlenirmeye başlar bu sayede tabiat anayı da daha fazla katletmemiş olurlar,dilinize sağlık.

  • Nizamettin Şen 16.11.2014 - 09:49

    Sayın İnce, güzel yazınızı okudur. Turizmin, ülkenin sahip olduğu değerlerden uzak kalınmasını, başta turizmciler ve bu ülkeyi seven herkes istemez. Antalya Tanıtım Vakfı ATAV olarak biz kentimizin sahip olduğu değerleri kayıt altına alıp bunların tanıtılması konusunda yıllardır bir strateji doğrultusunda emek harcıyoruz. Antalyanın yerel mutfağı, enemik bitkileri, etnografik ve tarihsel değerleri konusundaki çalışmamızın ne yazık ki, sizlere ulaşmadığını anlıyorum. Son olarak Sayın Olcay Yeğin Hoca ve arkadaşlarıyla Antalyanın Kelebekleri kitabımız Türkçe Almanca İngilizce dilleriyle yayına hazırlıyoruz.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.