Dr. Serdar Baş

Mesleğimizdeki zevkli anlar

Otel yöneticileri hele bir de kaliteli işletmelerde çalışıyorlarsa ekonomik imkanları ile yaşayamayacakları ortamlarda bulunurlar.

Bakmak ile görmek arasındaki farkı bilerek ve öğrenme arzusu ile yetiştirilmiş meslektaşlarımız kendilerini namütenai geliştirebilirler.

Genelde birkaç lisan bilen, prezentabl kişilerden oluşan otel yöneticisi arkadaşlarımız, özellikle tatil yörelerinde insanların hoşca vakit geçirmek üzere tesislerinde bulundukları anlarda onlarla kırk yıllık dostlarından daha ileri ilişkiler kurma imkanına sahip olabilirler.

Bu arada genellikle başka sektörlerden kazandıkları paralarla, ticari bir yatırımdan ziyade, kültürlerini, zevklerini, vizyonlarını yansıtan yatırımlara imza atan tesis sahiplerinin, genellikle göz bebeklerini teslim ettikleri insanlardır, otel yöneticileri.

Otel yöneticiliğinin, insana kendisini sürekli geliştirme imkanı vermesi , benim açımdan mesleğimizin en zevkli yanı.

Ben yaratanın şanslı kullarından biri olarak, açıldığı dönemlerde katagorilerindeki iyi tesislerde çalışma imkanı buldum.

İzin verirseniz sizlerle bir anımı paylaşmak istiyorum umarım sizleri sıkmam.

Yöneticiliğe başladığım kurumda iki önemli konuda ( kendimi geliştirme ve misafir beklentilerini aşma) bağımlı hale getirildiğimi, bu iki imkanın olmadığı işletmelerde mutsuzluğa mahkum oldukça anladım.

Yine bu vizyondan yoksun bir işletmede çile doldurken, yüce yaratana dua edip beklerken, Divan Palmira da açılış yapacak Otel Müdürü olarak iş teklifi aldım.

Beni Divan çağırdığı için işe alınmış edası ile holding merkezine gidip çok kıymetli yöneticiler ile görüştürülmeye başlayınca sadece aday adayı olduğumu anladım.

Neyse muhtemelen yaratan duamı kabul etmişti ama, kıymetini bileyim diye beni dikkatli işe alım yapan şirketin kısa sayılmayacak sürecinden geçiriyordu.

Bir aylık görüşmelerden sonra işe alındığımı düşünerek, eski işimden ayrıldım ve Taksim Divan’ da oryantasyona başladım.

Bir kaç gün sonra tesisin sahibi Gönül ailesi ile tanıştırılacağım tarafıma bildirildi.

Son anda gelişen bir program nedeni ile Sevgi Hanım gelememişti.

Ailenin Doğan eniştesi ve çalışanlar için Doğan Bey olan, Erdoğan Gönül beyefendi, öğle yemeğinde beni ve Divan Grubu Genel Müdürü'nü kabul ettiler.

Yazarken bile o günleri yaşadım ve kalbim çarptı inanın.

Hakiki bir istanbul beyefendisi ile karşı karşıya idik. Ev sahibi olarak önceliği bize vererek yemek siparişlerimizi verdik.

Ben ona hayran oldum açıkçası. O ise genel müdüre sordu: "Abuzer Kadayıf’ı seyrettin mi?" diye.

Ben de seyrettiğimi ve çok beğendiğimi söylemiştim. Yıllar sonra yemeğin heyecanı ile düşünme fırsatımın olmadığını hatırladım, bu soruyu niye sormuştu acaba beyefendi diye, defalarca düşündüm.

Aradan günler geçti o gün tanışma fırsatımın olmadığı, Sevgi Gönül Hanımefendi ile buluşacağımız ve tesis için hazırladığımız konsepti anlatmam gerektiği tarafıma bildirildi.

Grup genel müdürünün konseptin sunumu ile ilgili tarafıma verdiği destek ve titizlikten konunun ciddiyetine vakıf oldum.

Hazırlandım, toplantı odasında stresli bekleyiş başladı ve tam vaktinde zarif, kararlı, bilgili ve hayranlık uyandıran hanımefendi geldi ve masadaki yerini aldı ve ayaktaki bana buyurun, başlayın dedi ve zümrüt gibi gözlerini gözlerime dikti, 85 saniye felan dilim tutuldu, sonra anlatmaya başladım.

Ben ona da hayran olmuştum. Şükürler olsun o da memnuniyetini ifade edip ayrıldı.

Sonrası tesisin açılışında, açılışta bir kaç gün kendileri ile toplamda bir kaç  saat geçirmek imkanım oldu.

Bir iki kez de bir vesile, tesiste  birkaç saat geçirdiler ve çevrelerinde olma imkanı buldum.

Beni işletme sahibi gibi hissettiren en zarif jestleri ise, Sevgi Hanım bir gün beni aradı ve tesis için alınacak iki sanat eseri olduğunu, kendisinin gördüğünü ve beğendiğini, benim de görmemi ve beğenirsem, sanatçı ile birlikte eserlere tesiste bir yer seçmemi, yoksa eserleri bir şekilde kendilerine ulaştırmamı rica etmesi idi. İnanılmaz değil mi?

Nice mal sahibi vardır değilmi aman bu kişi, kişiler tesise gelmesin diye çalışanların dua ettiği.

Ne kadar şanslıymışım siz düşünün.

Sekiz sene önce bu gün rahmete kavuşan merhumeyi ve kendisinden yaklaşık iki ay önce vefat eden merhumu saygı ile anıyorum.

Çalışanlarına, işletmelerine sevgi, bilgi, görgü kısaca kültür kazandıran işverenlerin arttiğı bir ülke dileği ile hoşcakalın...










Bu Makale 22.09.2011 - 11:52:00 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.