Emir Hepoğlu

İLGİNÇ OTEL HİKAYELERİ II

İlgi ile okunduğunu gelen telefonlardan öğrendiğim ‘’İlginç Otel Hikayeleri ‘’ başlıklı makalemin ikinci bölümünü bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum.


TATSIZ OLAYLAR

08.10.2010 günü akşamüzeri saat 17:00 civarında, daha yeni sayılabilecek çok sevdiğim aracımla spin ve ardından iki takla atmam, ardından o anda araçta bulunan validem ve iki hala kızıyla birlikte burnumuz bile kanamadan sağ salim aracın içinden çıkmamız her ne kadar dostlarım ve sevdiklerim için mucize gibi gözükse de, bizleri asıl kurtaran şeyin emniyet kemeri ve hava yastıkları olduğunu hiç düşünmeden söyleyebilirim.  Bu tatsız olayın ardından, tam iki gün sonra gidip gitmeme konusunda çelişkiye düştüğüm ki henüz kendimi toparlayamamıştım, Antalya Dedeman otelinde gerçekleşen  POYD’un himayesinde GM’in organize ettiği QM ödül töreni gecesinde ABM GRUP olarak aldığımız ödül ise, ekibimiz için oldukça motive edici olsa da benim için farklı manalar taşıyordu.

İki gün içerisinde böylesine tatsız ve böylesine güzel şeyleri bir arada yaşamak, geçenlerde Haluk BİLGİNER ve Ali POYRAZOĞLU arasındaki ve daha sonra Müjdat GEZEN’in de aralarına katıldığı polemiği hatırlattı doğrusu. Polemiğin konusu, çok sevdiğiniz bir yakınınız ölse bile profesyonel bir oyuncu olarak o akşam sahneye çıkmanızın etik olacağı üzerineydi. Buna itiraz eden BİLGİNER ‘’ benim babam ölmüş ben sahneye çıkacağım öylemi ‘’ nin oldukça kaba bir biçimini bir çırpıda sarfetmiş ve tartışmayı alevlendirmişti. Benzer senaryo olmasa da bende kendime pay biçerek ‘’ hayat devam ediyor, çok şükür daha tatsız bir şey yaşamadık, öyleyse yola devam ‘’ dedim ve kazayı hafif sıyrıklarla atlatmış emektar laptopımın başına oturdum.

GERÇEK OLAYLARDAN SİNEMAYA

İlgi ile okunduğunu gelen telefonlardan öğrendiğim ‘’İlginç Otel Hikayeleri ‘’ başlıklı makalemin ikinci bölümünü bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk hikayemiz Afrika kıtasında 1994 yılında yaşanmış çok acı olaylardan yola çıkan ve dramatik konusu nedeni ile bir de sinema filmi  çekilmiş olan ‘’ Hotel Rwanda ‘’. 1994 yılında Ruanda’da yaşanan etnik guruplar arasındaki çatışmada yaklaşık olarak 800.000 insan hayatını kaybetmişti. Tutsi ve Hutu’lar arasındaki kanlı hesaplaşma sırasında BM barış gücünün olaylara müdahale etmemesi ve seyirci kalması ise oldukça eleştirilmişti.

    

Gerçeğe dayalı hikayemiz ise Ruanda’nın başkenti Kigali’de bulunan Hotel Des Mille Collines’de geçiyor. Çatışmalar ve sonrasında katliama dönüşen bu insanlık dramı esnasında aynı otelde genel müdür yardımcılığı yapan Paul Rusesabagina, güçlü bağlantılarını ve önceleri otel müdürlüğü yaptığı Hotel Des Diplomates’den tanıdığı üst düzey asker ve siyaset adamı tanıdıklarını devreye sokarak, katliamdan tam tamına 1260 Tutsi ve Hutu’yu otelde muhafaza ederek hayatlarını kurtarmıştır. Kendisi aslen bir Hutu olan Pauli Tutsi asıllı bir kadınla evlidir. Bu bağlamda her iki etnik guruba da aynı mesafede durmakta ve dengeyi bu şekilde kurmaktadır. Tüm bu özellikleri ile mükemmel bir otel müdürü örneği oluşturan Paul Rusesabagina, en kritik anlarda bile soğukkanlılığını ve bir otel yöneticisinden beklenen profesyonelliği asla yitirmemiş. Rusesabagina şimdilerde ailesi ve evlat edindiği yeğenleri ile birlikte Belçika’da yaşamaktadır. 9 Kasım 2005 yılında Beyaz Saray’da George W. Bush tarafından ABD Başkanlığı Özgürlük madalyası ile ödüllendirilen Rusesabagina’nın Tom Zoellner tarafından 2006 yılında yayımlanmış birde otobiyografisi bulunmaktadır.
       
2004 yılında beyaz perdeye taşınan filmin yönetmeni Terry GEORGE, başrol oyuncusu ise Don CHEADLE ‘dir. Başkent Kigali’de yapılan bazı çekimlerin dışında film büyük ölçüde Güney Afrika’da çekilmiştir. Film En iyi aktör, En iyi yardımcı aktris ve En iyi özgün senaryo dallarında Akademi Ödülü'ne (Oscar'a) aday gösterilmiş ancak ne gariptir ki ödül alamamıştır.

HAYALETLERLE DOLU BİR OTEL ODASI
İkinci hikayemiz her ne kadar gerçekler üzerine kurulduğu rivayet edilse de, tamamı ile kurgu olan ve ünlü yazar Stephen KING’in aynı adlı romanından uyarlanan 1408 adlı film. Şatolar da, eski köhne evler de ve doğal olarak otel odalarında hayaletli hikayelerin anlatıldığı ve bazılarının görgü tanıkları olduğu malumunuzdur.
Gerçek ya da aldatmaca, kurgu ya da hayal ürünü fark etmez otellerde geçen her türlü polisiye ya da korku gerilim hikayesi her ne hikmetse tutmuş ve insanların muazzam ilgisini çekmiştir. 1408’de bu ilgiyi fazlası ile besleyen oldukça iyi çekilmiş bir Hollywood filmi. Başrollerini John CUSACK ve Samuel L. JACKSON un paylaştığı film Los Angeles, New York ve Londra’da çekilmiş. Yönetmeni olan Mikale HAFSTROM Oscar’a aday gösterilmiş bir yazar/yönetmen.

Cusack'in canlandırdığı karakter ise, efsane ve söylentileri araştırarak, perili evler ve dünyadaki diğer korku dolu yerler hakkında romanlar yazmakta olan Mike Enslin’dir.. Enslin aynı zamanda hayatında büyük bir trajedi yaşamış, genç yaşta kızını kanser nedeni ile kaybetmiştir. New York’ta bulunan Dolphin Otelinin 1408 nolu odasında yaşanan gizemlere işaret eden şaibeli bir kartpostal alan Enslin, son romanı olan “Perili Otel Odaları”nın son bölümü için buradan iyi bir hikaye çıkabileceğine karar verir.
Enslin New York'daki Dolphin Otel'e gider ve otel müdürü Bay Olin ile buluşur. “1408 konusunun otel müdürü ve çalışanların ortak bir kandırmacası olduğuna inanır Enslin. Çünkü bu konuda yazarsa, otel müşterilerinin sayısı yüzde elli artacaktır.” Diye düşünmektedir. “Ama bir süre sonra, söylenenler gerçekleşir ve oda bir karaktere bürünmeye başlar. Çocuğunu kaybetmesi ve ardından eşinden boşanmasının yarattığı travma ile Tanrıya ve doğa üstü olaylara inancını yitirmiş ve bunların fos çıktığını göstermek isteyen bir yapıya sahiptir Enslin.

   
      
Nihayetinde oteli oda için arar, lakin odanın dolu olduğu yanıtını alır. Israrları karşısında otele gider ve Samuel L. JACKSON’un oynadığı otel müdürü Mr. Gerald OLIN karakteri ile görüşür. Bazısı doğal yolla, bir kısmı da intihar benzeri olaylarla gerçekleşmiş 56 ölümün bu odada yaşandığını öğrenir. Müdürün ikna çabaları yetmez ve Mike odaya yerleşir. Önceleri her şey normal gözükse de bir süre sonra olaylar ilginç bir şekilde seyretmeye başlar.  İlk başta bunların bir kandırmaca olduğunu düşünse de sonra kaçmaya çalışan Mike çıkış olmadığını görünce paniğe kapılır.

Bir ara kurtulduğunu sansa da, yine kendini otel odasında bulur. Zaman zaman ölen kızı Katie ile de karşılaşır ve olay trajedi ve korku arasında seyreder. Nihayetinde odayı aleve vermesi ile çıkışı bulacaktır ama olayların zihninde değil gerçekte de yaşandığını öğrenince hayal kırıklığına uğrayacaktır. Filmin sonunda Mike'ı itfayeciler kurtarır. Bir süre hastanede kaldıktan sonra eski eşiyle birlikte evini toplamaya giderler. Eski eşi elindeki koliyi başka odaya götürürken Mike ses kayıt cihazından Katie ile konuştuğu bölümü açar, eşi şaşkınlıktan elindeki koliyi düsürür ve film yaşananların gerçek olduğunun kanıtlanması ile son bulur.

Haftaya bizden ilginç otel hikayeleri ile devam edeceğiz.

Saygılarımla

Emir HEPOGLU  emirhepoglu@iehaturkiye.org




Bu Makale 25.10.2010 - 09:19:37 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.