Serdar Sağlamtunç / FCSI

Çalışmak

Genelde iş yaşamında büyük bir soru vardır. Bir yerlere gelen insanlar çok çalışarak mı yoksa miras olarak mı bulundukları seviyeleri elde etmişlerdir?

Soru basit gibi görünse de aslında yanıt çetrefillidir ve yanıltıcı olabilir. Sayın Prof. Dr. Aziz Sancar, “Bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum” sözü özlüdür. Genel olarak insanlarda veya kurumlarda başarı seviyelerine bakılırsa çalışmanın çok önemli olduğu ortadadır. O zaman nasıl bir çalışma yapılması gerekliliği ikinci büyük bir sorudur. Çünkü yapılan çalışmaların karşılığını bulması için mutlak fayda sonucuna ulaşması gereklidir.

Nedir mutlak fayda? Çalışmanın ruhuna uygun ve ona bağlı diğer fonksiyonların aynı potada eritilebilme becerisidir. Konumuz olan turizm konusunda çok fazla çalışmalar var ve halen yenileri yapılmaktadır ama sonucun neden istenilen hedefe varmadığı atlanmaktadır. Çünkü çalışmalar bir merdiven gibidir ve biri diğerine eşik oluşturarak ilerlemeyi sağlar. Yoksa aynı konuda bilinçsizce çok çalışma yapmak hiç bir sonuç elde ettirmez. Bu örnekten hareketle son 15 yıla bakarsak, çok farklı ve çeşitli konularda boşa vakit kaybedildiği ortadadır. Bunun nedeni de kör siyasetin hedef belirlemek yerine sadece yerinde kalmayı garanti edecek bir sistemi tercih etmesidir. İşin kolayı budur. Çalışma olsa çıktıları değerlendirip ileriye atılımın yolları açılırdı.

Diğer yandan güncel siyasi jargon hükümetin her biriminin çok çalıştığını söyleyegelmektedir. Bunun tıpkısı örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından da yapılmıştır. Gece yarıları yapılan çalışmalar ve sanki büyük işler yapılıyormuş gibi bir algıdır bunun adı. Çünkü ortada başarılı bir çıktı bulunmamaktadır. Yollara, asfalt kaplamalara, kaldırımlara, su ve kanalizasyon sistemini biraz inceleyince söylenen çok çalışma olgusunun faydası ortada yoktur. Dolayısıyla uzun saatler çalışmalar yapmak, çalışanları fazla saatler ofislerde tutmak ürüne fayda değil tersine zarar getirmektedir. Bu nedenle “çalışma” tarzının yeni bir anlam kazanmaya gereksinimi vardır.

Bu örnek ne yazık ki şantiyelerde de geçerlidir. Bir tesis inşa edilirken fırtınalar koparılarak ekipler aşırı çalışma tarzına sokulmaktadır. Hele toplantılar ayrı bir fasıldır. Yine çıktıya bakınca bu kadar stres ve çabanın altından kalitesiz inşaatlar ortaya çıkmaktadır. Çoğu kez toplantılarda asıl konu yerine farklı ve ilgisiz konular ortaya atılarak herkesin zamanı çalınmaktadır. Ne ki, buna kimse itiraz etmemekte ve bu bir çalışma tarzı olarak yerleşmektedir. Aynı işlem imalat sektöründe de geçerlidir. Sürekli bir yarış içinde ürünlerin ne kalite ne de doğru üretim tekniklerini uygulama konusunda ilerleme olasıdır!

Burada aktarılan görüşler durumun farklı bir bakış açısı ile dıştan görülen resmidir. Peki, bu resmi her paydaş aynı şekilde görebiliyor mu? Bence sorun tam da burada. Çünkü herkes bir şeyler yaptığını sanarak kargaşa içinde hiç bir şey yapmamaktadır. İşte bu nedenle inşaat firmaları çok ve hızlı inşaat yaptıkları ile övünmektedirler. Yine turizm örneklemesi yaparsak, yeni yapılan bir otelde inşaat faaliyetleri bitmeden devam etmektedir. Tesisin bazı yerleri kapatılarak sözde çok çalışma sonucu ortaya çıkan hata ve yanlışlıklar düzeltilmeye çalışılmaktadır. Ama bu olası değildir. Hele ki özellikle alt yapıda oluşan sakıncalı durumların inşaat bittikten sonra düzletilme olanağı hemen hemen yoktur. Bir adım ilerleyip cihazlara bakarsak, benzer sakıncanın burada karşımıza çıktığını görürüz. Böylece tesise gerekli gereksiz fazladan bir sürü cihaz alınmış ve bunlar belki ileride kullanılır diye depolarda çürümeye bırakılmış olacaktır. Sadece bu iki kalemin maliyeti tesisin tüm maliyetinin %5 oranına karşı gelir ki çok büyüktür. Diğer yandan tesisin para getireceği odalar ve toplantı salonlarında oluşan büyük hataların telafi edilme yolu çok zahmetli olmaktadır.

Burada sayılan tüm bu sakıncaları önlemek olası değil mi? Bunun tek bir çözümü vardır. Projelere bilgi-deneyim-liyakat unsurlarını profesyonel sevilerde katmak! Böylece projeler normal çalışma koşullarında ve diğer tüm ekiplerin koordinasyonu ile gelişecektir. Olgunlaşan projelerin uygulanması oldukça kolaydır. Uygulama sırasında ortaya çıkabilecek farklı disiplinler arasındaki uyum kolaylıkla giderilebilir. Projelerde tek merkezden yönetim becerisi geliştirilmelidir. Öyle ki her disiplinin ne zaman ne işi yapacağı yanında finansman tedbirleri de alınmış ve ödemeler dengesi de sağlanmış olacaktır. Planlama çerçevesinde tüm üretimlerin imalat detayları da inşaatın ilerlemesine göre uyum içinde sağlanabilir. Bu sürece işletme grubunu da dâhil ettiğiniz zaman tesisin en az 20 yıl herhangi bir ilave iş olmadan çalışmasını tein etmiş olabilirsiniz. Eğer kazanımları alt alta yazarsanız bugün karşılaşılan krizlerin çözümleri kendini gösterecektir.

Çok kolay olan tedbirleri almak yerine ölümüne zaman tüketmek, çünkü buna “çalışma” denmez, her profesyonelin ilk dikkat etmesi gereken madde olmalıdır. Bunu hazmettiğimiz zaman işler kolaylaşacaktır. Çünkü çalışmanın süresi değil niteliği önemlidir.           

BİR ÖRNEK

Geçen hafta tercih edilen ve bilinen 5* otelde bir kokteyle gittim. Üç adet toplantı salonu birleştirilerek tek büyük bir alan yaratılmış. Her toplantı alanında farklı bir havalandırma etkisini hissediyorsunuz. Birinde sıcak hava üflerken diğeri soğuk üflemekteydi.

Yemek servisinde mutfaktan gelen ve bekletilen gıdalar için sıcak tutma arabası var, yemekler için sıcak tutucu cihazlar var ancak et soğuk, garnitür sebzeler ılık idi. Bu durumu hatta görevli aşçıya ilettim. Bana cihazların mükemmel çalıştığını söyledi. Özgüven iyi ancak yapılan bir eleştiri karşısında en azından bir şahsi değerlendirme yapsa durumu anlayabilirdi. 

Kadehler su kireç izleri taşımaktaydı. Buradan genel bir izlenim çıkartılırsa tesisin alt yapı eksiklileri açıkça ortada ve çözümler de nispeten basit fakat eksik olan bunları düzeltme iradesidir. Bu farkındalığa sahip olmayan tesisler ve işletme personeli tesislerin kazanımını sağlayabilir mi?      

Bu Makale 12.02.2018 - 13:47:07 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Murat Tumbek 26.01.2018 - 09:08

    Elestiriye hic tamammulumuz yoktur ve sevmeyiz. Bu hep Boyle oldu bence boyle de devam Eder. Degismeyiz degisimi sevmeyiz. Ha bi de herseyi Ben bilirim vardir. Malaseef bu boyle. Keske elestiriye biraz tahammul edip kulak versek. Saygilar

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.