Serdar Sağlamtunç / FCSI

Bir yatırım aracı olarak turizm

Olabilir mi? Eğer işin tüm yöntemleri uygulanırsa neden olmasın?

Nedir yöntemler?

Doğa, yer altı ve üstü zenginlikleri, sosyal ve kültürel davranışlar, tesisler ve hizmet algısı. Bu nitelikleri defalarca değişik şekilde ele aldığım için burada farklı bir tarzı tartışmaya açmak niyetindeyim.

Turizmin çarpık olarak başlatıldığı 1980 yıllarından itibaren süregelen bir garip davranış artık belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Herhangi bir kaynak kullanarak tesisi yapıp başkasına devretme ticareti!

Başta belki garip gelebilir ancak işin içine girince bu anlaşılmaz fikir bir tür davranış olarak yer etmiş bulunmaktadır. Basit bir anlatımla para kaynağını para kazandıracak bir yönteme bağlayarak paradan para kazanma cinliğidir. Bunun emareleri, hayatında konaklama bilgi ve deneyimi olmayan kişilerin çılgınca, turizm gibi çok hassas ve kırılgan bir sektöre yatırım yapmalarından ortaya çıkmaktadır. İşte bu nedenle sadece tesis yapımı öne çıkmaktadır. Tesis yapımında ise en ucuza imal ederek birkaç misli para ile başkasına devir planı uygulanmaktadır. İlginç olan bu planın neden ve nasıl bugünlere kadar devam etme becerisi göstermesidir. Sistem nasıl çalışıyor?

Önce bir toprak parçası tahsis planlaması içinde devletten kiralanıyor. Bu alan içine hiçbir hesaba dayanmayan bir tesis oturtuluyor. Tesis inşa edilirken asıl fonksiyonları yerine daha görsel ve basit çözümler devreye giriyor. Tesis bitince bir bedel dilden dile dolaşıyor. Buradaki kontrol noktaları, bir inşaat için belirlenen metrekare maliyet birimi olması gerekir. Bunun hesaplarını detaylı yayınlayan kuruluş ise Müteahhitler Birliği’dir. Aynı hesaplar yetkili bakanlıklarca da kabul edilir. Eğer belirlenen yıldız sayısına göre böyle bir maliyet tablosuna bakıp bir bedel bulup, bu rakam ile tesisin toplam metrekaresini çarparsanız elde ettiğiniz rakam ile afişe edilen rakam arasında çok büyük fark olduğunu fark edersiniz. Nerede yanlışlık var? Aslında yanlışlık yok! Afişe edilen rakam o tesisin bir sonraki sahibine devir bedelidir.

Daha ilginç olan devir alan kişi veya firmanın da aynı yöntemle tesisi yine elden çıkartma çalışmasıdır. Belki de bu nedenle tesisler tekniğine uygun imal edilmemekte, donatılmamakta ve işletmeye açılmamaktadır. Bir diğer ufak detay ise, tesisin devrinin yapılmama durumudur. Ama böyle bir olanak ortada yoktur. Çünkü tesisin ilk sahibi devretmede zorlukla karşılaşırsa onun imdadına banka yetişir ve beyan edilen para banka tarafından onaylanarak sistem çalışmaya devam eder. Sonuçta ilk başta söylenen sistem başarı ile çalışır. Paradan para kazanılır. Bir farklı kesit alıp bu süreçte hizmet ne durumda onu ele alalım.

Hizmet için personel ve malzemeler istendiği gibi olmasa da tesis içinde mevcuttur. İdeal şartlar için sürekli havuç sistemi devreye konulur ve tesis kendi içinde yaratılan bir döngü ile boşa çalışmaya devam eder. Turizmin bu durumunu bilen o kadar çok insan var ki insan konuştukça dehşet içinde kalıyor. Yetkili kurumlar, kamu dâhil olmak üzere sadece seyrederek günleri geçirmektedirler.    

Benzer durum restoranlar için de geçerli. Belki de bu nedenle köklü restoran sayısı tüm ülkede bir elin parmaklarını geçmiyor. İlave olarak bazı restoranlar eski adları kullanarak isim hakkı vererek sayı olarak belki çoğalıyor ama kalite yetersizliği en büyük sıkıntı. El değiştiren bir restoranın basit inşaat, dekorasyon veya cihaz tadilatlarının bedeli, yeni restoran kuracak kadar masraflı. Dikkat edilirse bu içinden çıkılamaz daire sektöre büyük tahribat vermektedir. Turizmin bu yanı son on yıllarda tamamen ihmal edilmiştir.  

Daha büyük sıkıntı şehir hastaneleri ile kapıda beklemektedir. Üstüne üstlük sağlık turizmi adı altında son derece yanlış olduğunu gördüğümüz çalışmalar devam etmektedir. Sıkça tekrar ettiğimiz, tesis yapmak önemli değil, işletebilmek ve bu dalda ilerleyebilmek önemlidir. Bütünsel çözümler dikkate alınmadan geçici bazı düzenlemeler sistemi geriye götürmektedir. Bir otel, restoran veya hastane projesinde yukarıda saydığımız tüm maddeler dikkatli olarak ele alınmalıdır.

Çözüm ne olmalı?

Bu sorunun özel ve kamu tarafından bir öneminin olmadığını bilmekle beraber tarihe not düşmek fayda sağlayabilir.

İlk aşamada tesisin olabilirlik çalışmalarına önem verilmeli ve bunu kamu tarafından parası ödenen bağımsız danışmanlar yapmalıdır. Hemen bugünkü sakıncalı durumu da dikkate alarak, “bağımsızlık” ve “danışmanlık” kavramlarını çok açık tarif etmek yeterlidir. Bugün tüm ileri devletlerde bu mekanizma sorunsuz işlemektedir. Sadece bu yapılırsa tesislerin inşası ve donanımında %50 tasarruf sağlanması olasıdır. Bu rakam iddialı değildir ve boşuna harcanan kamu değerini ortaya koymaktadır.

İkinci tedbir olarak konaklama sektöründe işletme fonksiyonun öne çıkartılmasıdır. Tesis inşa etmek değil onu en az 10-15 yıl işletecek bir sistem kurgusu yapılmalıdır. Bu kurgu içinde çalışanlar, her türlü gıda üretim ve saklanması, atık yönetimi, enerji ve su tasarrufu yöntemleri olmalıdır. Alışılagelen teşvik yöntemi bir şekilde sektöre zarar vermekte ve gelişmesini engellemektedir. Bugün temiz enerji kaynakları kullanarak, tesis içinde kullanılan ve dışarı atılan enerjiyi tekrar kullanarak %30 mertebesi büyüklüğünde kazanımlar söz konusudur. Yine de insan sağlığı ile ilgili metal nitelikleri, kullanılan suyun özelliği, kimyasal kullanmadan temizlik şartları geliştirilmelidir.

Üçüncü olarak daha fazla tanıtıma dönük bir işletme tarzı seçilmelidir. Doğal beslenme, temiz hava-su-gıda üçlemesi, elektromanyetik ve ses kirliliği sıfır tesisler planlanmalıdır. Sağaltım bölümleri abartısız olarak yer alan bir sistem kurgulamak zor değil. Bu aşamaya gelinirse sağlık turizmi ve son günlerde yine farklı algı yaratılan gurme turizmi gibi çeşitlerin alt yapıları kurgulanabilir. Ancak her iki dal söylendiği gibi basit ve kolay konular değildir. Görünen o ki, bu başlıklar ortaya atılınca bunu bir girişimcilik fırsatına dönüştürmek çabası ortaya çıkmış ve köşeler kapılmaya başlanmıştır. Hâlbuki konu o kadar geniş ki, içindeki zenginlik konaklama sistemini gelecek on yıllara taşıyacak özellikte.

Turizm dar kafa ve kıt bakış açısı ile düzelmez. Başarı ile uygulanacak pek çok farklı yöntem ve sistem var. Yeter ki bu sektör gözünü açıp görmek istesin…  

Bu Makale 29.08.2017 - 14:19:28 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.