Melik Yetim-Sherwood Breezes Resort Mali İşler Direktörü

2016 kabusu mu? Hadi oradan...

2015 yılını geride bıraktığımız ve 2016 yılına dair beklentilerin şekillendiği fuar günlerinde ve birçok sorunun turizm camiasından cevaplanamadığı bir ortamda yazı yazmak gerçekten çok zor. Ancak her ne olursa olsun biz profesyonellerin gelişen durumlar karşısında tedbir alıp bağlı bulunduğumuz kurumları aydınlık günlere taşımak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğu en iyi şekilde olarak taşıdığımız müddetçe sektör ayakta kalacak ve kararlarımızın doğruluğu ile binlerce insan bu sektörden evine ekmek götürmeye devam edecektir.

2009 yılından beri turizm sektörünün içerisindeyim. Bu 7 sene içerisinde gördüğüm en olumsuz sezon bu sezon; belki içinizde daha da kötülerini yaşayanlar vardır...

Son 10 yılda Türkiye turizmi çok hızlı bir büyüme gösterdi. 2006 yılında kara, hava ve deniz yolu ile 19 milyon 819 bin 833 yabancı ülkemize giriş yapmışken; 2015 yılında bu rakam 36 milyon 244 bin 632'ye ulaştı. Ancak şunu da unutmamak gerekir: Büyümek çok kolay, küçülmek veya küçülmek zorunda kalmak ise çok zordur. Büyürken başarılı işler yapıyorsanız bankalar size kredi verir, başka şirketler sizinle iş yapmak için yarışır; ancak küçülmek zorunda kaldığınız zaman hiçbir banka kredi vermez ve yıllardır iş yaptığınız partnerleriniz dahi sizinle iş yaparken daha imtina ile yaklaşırlar.

Beklentilere ışık tutan fuarların ikincisi ve en önemlilerinden birisi olan Utrecht Turizm Fuarı’nda edindiğim izlenimler ve elimizdeki veriler ışığında şunu söyleyebilirim: Rusya ve İngiltere dışında hiçbir pazarda düşüş yaşamayacağız. Bu benim fikrim ve inancım. Yani toplamda 7 milyonluk iki pazardan bahsediyoruz. Bunların tamamı turistik amaçlı gelmiyor tabii ki… Yüzde 25’inin iş amaçlı seyahat ettiğini kabul edersek, yine de 5 milyon 250 bin turist potansiyelinden bahsediyoruz. En kötümser tabloda bunların da yüzde 70’i gelmiyor desek, kaybımız 3 milyon 500 bine ulaşmış oluyor.

Bu, belki bu yıl için değil ancak önümüzdeki yıllarda gereken önlemlerin alınması ile telafi edilecek bir rakamdır.  Hatta bu rakam telafi edilerek daha da fazlası sağlanabilir.

Neler yapılabileceğine bir göz atmak gerekirse;

*Turizm Bakanlığı ve sektör temsilcileri daha yakın ilişki içerisinde olmalıdır. Bunun için çalışma grupları oluşturulmalıdır.

*Türkiye’nin 5-10-15 ve 20 yıllık mikro ve makro turizm stratejik planlamasının bu çalışma gruplarında ve üst kurullarda hazırlanması gereklidir.

*Ortak ve satışa odaklı pazarlama ve reklam  çalışmaları devlet ve özel sektör olarak koordineli bir şekilde yapılmalıdır.

*2016 yılına özel, kademeli ve denetlemeli teşvik uygulamaları bir an önce uygulanmalıdır. (SGK prim indirimi, KDV ötelenmesi, elektrik desteği, doğalgaz desteği, vergi öteleme desteği vs.)

*Özellikle Antalya, Bodrum ve İstanbul’un bazı bölgelerinde yeni yatırım izinleri dondurulmalıdır, ihtiyaç halinde mevcut tesislere ek oda tahsisleri verilmelidir.

*Turizm yatırım kredilerinin yeniden yapılandırmalarında  KKDF ve BSMV istisnası uygulanmalıdır.

*İç pazar turizmi için konaklama başına sübvansiyon uygulaması olabilir.

*Kış sezonunda hava yollarından alınan alan vergileri kaldırılmalıdır.

*Özellikle Almanya, Hollanda,İngiltere ve Fransa gibi büyük pazarların yanı sıra, potansiyel büyük pazarlarda hava yolu charter seferleri ve tur operatörleri için teşvik sağlanmalıdır. Gerekirse
*Bakanlık eli ile buralarda Türk menşeili tur operatörleri kurdurulmalı ve bu operatörler desteklenmelidir.

Bu ve bunun gibi destekler bu yıla, hatta belki 2-3 yıla yayılabilir. Bu sayede hem içerisinde bulunduğumuz kriz durumunu en hafif şekilde atlatırız hem de turizm gelirlerini ileriye dönük olarak arttırmanın önünü açmış oluruz.

Tabii ki her şeyin devletten beklenmesi doğru değil, yukarıda yazmış olduklarım alternatiflerdir. Turizmciler olarak bizim de üzerimize düşen görevler olacaktır. Gelen turistin ülkemizden memnun ayrılması, istihdamı arttırmak, vergilerimizi zamanında ve düzenli ödemek, israfın önüne geçmek ve her şeyden önemlisi ekmek teknemiz olan doğamıza ve denizlerimize en iyi şekilde bakmak da bizim görevlerimiz arasındadır.

Sonuç olarak gelinen noktada, sektör ve devlet olarak el ele çözüm yolları aramalı ve üretmeliyiz. Tek taraflı çaba veya çözüm üretimi böyle bir ortamda mümkün değildir.


Bu Makale 04.03.2016 - 18:44:45 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.