Zafer Cengiz

Turizmin çözümsüz engelleri aşılacak mı?

Türk Turizminin "Yapısal Sorunları" üzerine kaleme aldığımız önceki yazımızda, söz konusu engellerin bugün artık kendisini tereddütsüz olarak yıllardır kanıtladığını vurgulamıştık. Bu ana sorunların nasıl aşılması gerektiği konusunda ise, henüz piyasada yeterince idrak edilmeyen bir dizi gerçekler vardır. Çok açık ve öz bir şekilde bunları dile getirek açmakta yarar görüyoruz.

Ülke turizminin gelişim sürecinde, konuyu dağıtmamak için iki büyük karakter üzerinde duralım. Bunlar; 'Merkeziyetçi yönetim tarzı' ve sahil/kitle turizmi hakim 'tekdüze arz kapasitesi'dir. Bu temel yapılar üzerinde büyüyen mevcut turizm yapısı, her iki özellik itibariyle de artık kilitlenme noktasındadır. Bugünkü gündemlerde giderek yoğunlaşan "çeşitleme" ve "bölgesel turizm" kavramlarının arkasında da, bu yöndeki çıkar yol arayışları yatmaktadır.

Fakat bu ihtiyacın neden-sonuç ilişkileri ile birlikte teşhis-tedavi süreçlerinin de net olarak yerine oturma sürecinden henüz çok uzakta olduğu görülmektedir. Tekdüze kitle turizmi hakimiyeti nedeniyle turizm mekanizması randımanlı çalışamamakta, ama bu durumu değiştirebilecek temel dinamikler de bir türlü harekete geçirilememektedir. Türk turizminin son 10 yıllık "basiret bağlanma" tablosunun özeti budur.

Gelişme sürecinde, olayların içinde doğaçlama şekilde giderek daha aktifleşmeye başlayan yerel pasif paydaşlar ise, turizmin bu kendine özgü ilişkilerini henüz algılayamamaktadır. Diğer bir deyişle, pasif paydaşlar değişimi sezinlemekte ve tamamen çaresiz-tepkisiz kalmaktadır. Yerel inisiyatif ise, henüz konuya yeni müdahil olmaya ve çetrefil durumdaki ilişki-çelişkileri anlayarak çözmeye çalışmaktadır.

TURİZMİN BASİRETİ BAĞLANMIŞTIR


Oysa, son on yıllık perspektif içindeki gelişmeler büyüteç altına alındığında, tüm olumsuzluklar gayet açık-seçik bir şekilde su yüzüne çıkmasına rağmen, bu durumun ayıklanarak gerekli değişim kararlarına bağlanamadığı net bir şekilde görülmektedir. Her şey apaçık iken gereğinin yapılamamasındaki geçerli neden ise, "basiret bağlanması" gibi bir kavramdan tek adım öteye dahi gidememektedir. 

Bir yandan UNWTO tarafından tüm dünyaya tavsiye edilen DMO bölgesel turizm yönetimi modelinin üzerinde bile durulamamış, fakat Barselona Modeli olarak efsane gibi anılmıştır. Diğer yandan da, bundan 6 yıl öncesinde, 2 yıl boyunca çalışılarak üretilen 2023 Turizm Stratejisi gibi kıymetli bir çalışma, son 4 yıldır (geçerli gerekçe olmaksızın) hasıraltı edilmiştir. Sonuçta yerel turizmin eli-kolu bağlıdır.

Günümüzde ortaya çıkan tablo ise, tüm paydaşların içine düşülen çelişkili ortamlardan duyulan yaygın memnuniyetsizliktir ve olumsuz döngülerin her yıl tekrarlanmasıdır. En kötüsü ve acısı da, turizmin gerçek sorunları olan yapısal engellerin hala geçerli bir şekilde aktif gündeme bile getirilmemesidir. Görülen bu bariz duruma üretilecek çözümler hazırdır, ama işin sahibi ve lideri belirsizdir.

TURİZME KİM SAHİP ÇIKACAK?


Evet, en yalın ve açık biçimde tariflenen turizmin durumu bu kalıplara sıkışmış haldedir. Dolu açıdan bakıldığında şampiyon öyküleri yazılabilen turizm bohçamız, boş yönünden bakıldığında da, içi koflaşan bir ümitler küfesidir. Son yıllardaki gelişmeler paralelinde mutlaka girilmesi gereken 'kabuk değişimi' işlemi için her türlü zemin oluşturularak gerekli kararlar verilmiş olmasına rağmen, uygulanmamaktadır.

Çok yönden çıkmazlara girerek günün koşullarına ayak uyduramayan turizmde, en belirgin değişimin turizmde bölgesel yönetim tarzı getirilerek elde edilmesi gereklidir. Bunun da en kestirme yolu, resmen kararı çıkmış olan Turizm Konseyi Modelinin acilen hayata kavuşturulmasıdır. Fakat, son 4 yıldır bu adımı hiçbir otorite atamamakta ve/veya gündeme bile getirememektedir.

Aktif turizm erbabı, günlük sorunlarından öteye gidemeyerek böyle 'kapsamlı organizasyon' üzerinde görüş dahi oluşturamamaktadır. Pasif turizm paydaşları ise, turizme her geçen gün daha ısınan ve yaklaşan yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları olarak, oluşan fiili durumun henüz tam idrakine varamamış haldedirler. Oysa, bugün her turizm bölgesinde özlenen ve aranan bir 'yerel turizm yönetimi' detayının çeşitli düzeylerde sıcak gündeme getirilmesinin örnekleri yaşanmaktadır.

Bu gelişmeler paralelinde, yeterli bir 'bilinçlenme süreci' yaşandıktan sonra (çok muhtemelen) yerellerdeki inisiyatif tarafından devreye alınarak uygulamaya sokulacak olan turizmde yerel ortak akıl örgütlenmesi, çok başarılı meyvelerini hemen vermeye başlayacaktır. Diğer yandan, yetkili ve sorumlu Bakanlığımızın bu konuda sürdürdüğü anlamsız ve gizemli kısırlık da (üç zaman içinde) mutlaka aşılacaktır.

Bu şartlar altında ve zaman kesitinde bize düşen görev, bu hayati konulardaki tespitlerimizi açık ve net bir şekilde piyasanın dikkatine sunabilmektir. Bu görevimizi yazılarımızda sabırla sürdürüyoruz. Özellikle yerel paydaşlarımızın bizimle temasa geçerek dertlerini paylaşmasını dilerim.

zafer@cengiz.gen.tr 


Bu Makale 13.12.2010 - 08:37:36 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.