Zafer Cengiz

Turizmde Ortak Akıl Anarşisi Gelişiyor

Turizm endüstrisinin genel karakteri, çok sektörlü yapıdaki faaliyetlerin özgün bir şekilde koordinasyonu ve ortak amaç doğrultusunda yönetilmesini zorunlu kılıyor. Bu zor işlemlerin yapılması için lüzumlu olan fakat genelde itibar göremeyen tanımlanmış faaliyetlerin adı ise "planlama ve örgütlenme"dir.

 
Turizm eylemini yapan kişi ve kurumların, çeşitli seviyelerde yaptıkları örgütsel ilişkiler sonucunda işler gelişmektedir. Turizm mekanizmasında çarkların yerine oturarak dönmesi, yağlanarak bakımlı ve randımanlı olması için, söz konusu ilişkilerdeki detaylar çok kritiktir. Normalde her sosyo-ekonomik iş alanında gereken bu durum, turizm gibi 40-50 sektörlü bir yapıda çok daha yüksek önem kazanıyor. 

Bu mekanizmada yer alan herkes, öyle veya böyle sistemin fiilen bir parçasıdır. Fakat en önemli unsur, 'büyük resim' diyebileceğimiz tüm sistemin sağlıklı yaşaması ve gelişmesinin sağlama alınmasıdır. Bu 'geniş çerçeve' unsurunun çok yaygın bir şekilde ihmal edildiği ve yerine oturamadığı önemli bir ülke gerçeğidir. Turizmde destinasyon filolarımız denizlerdedir ama düzen ve yönetimden yoksundur. 

Bütünsel ve analitik bir bakış açısıyla, sistemin her türlü işleyiş mekanizmasını analiz ederek çözmek ve neden-sonuç ilişkileri ile randıman yönünden değerlendirmek mümkündür. Ama böyle bir bakış açısı ile olaya yaklaşan ve turizm gibi karmaşık bir mekanizmayı kucaklayabilen sorumlu bir babayiğit yoktur. Bu nedenle de alt-sektörler arası koordinasyon unsuru daha da öne çıkmaktadır. 

Fakat oyunun genel çerçevesinin çizilmediği ve kurallarının yeterince tariflenmediği bir ortamda, gerekli uyumu sağlamak ve hedeflenen sonuçları almak, adeta imkansız hale dönüşmektedir. İşte bu nedenle sahipsiz ve çözümsüz konumlara düşen turizmde, uyumsuzluklar had safhalara varabilmektedir. 

Piyasada Orta Oyunu Oynanıyor: 

Yazılı metni olmayan doğaçlama geleneksel tiyatro olarak tariflenen orta oyunu, piyasada yürürlükte olan duruma çok uygundur. Turizmde mevcut kişi ve kurumlar, piyasadaki durum ve gelişmelerin gerektirdiği her türlü konuda demokratik bir şekilde fikrini beyan ederek demeçler vermektedir.

Açıkçası, içi doldurulamayınca boş kalan ana konularda 'atış serbest' durumdadır. 

Olması gereken durum, uyumlu bir şekilde geniş ölçekten başlayarak daralan bir perspektif içinde, tüm ilgili kurumların katılarak benimseyeceği ve uygulayacağı ortak prensip ve hedeflerin geliştirilmesidir. Fakat böyle bir bakış ve gerçekleşme olmadığından, mevcut piyasada herkes iyi niyetle kendi yorum ve hedeflerini ortaya koymaktadır. Bu durum ise müthiş bir belirsizlik ve tutarsızlık ortamı oluşturmaktadır. 

Turizmde yerine oturamayan makro planlama ve stratejiler kapsamında, kurumların kendince hedefleri açıklanmaktadır. Geçen yıl iyiydik- Gelecek yıl daha iyi olacağız- Hedef 30'u aşmak ve ilk beşe oturmak şeklinde ortaya konan afaki hedeflerde iki temel eksik yerleşiktir. Sadece 'nicelik' olarak sayılarda kalmak ve bu hedeflere ulaşmada 'yöntem belirsizliği' süregelen piyasa huyu halindedir. 

Uzmanlıktan yoksun ve bilimsel mutfaklardan geçmemiş fikir ve hedeflerin piyasaya pişmişçesine sunulması ise, hiçbir şekilde yadırganmıyor. Dikkat ederseniz, bugün KTB, TÜROFED ve TYD'nin ayrı ayrı 2023 turizm hedefleri vardır. TÜRSAB ise bu konuda nedense eksik kalmıştır. Fakat bu güncel beyanlarda, yol-yordam-yöntem olarak eldeki tek belge olan 2023 Stratejisinin adı bile geçmemektedir. 

Ortak Akılda Kapsama Alanı: 

Durumu özetlersek, mevcut gelişmeler ışığında ülkesel bir temel politika ve sratejiler olmadığı için, durum değerlendirmesi ihtiyacındaki piyasa oyuncuları bu boşluğu giderecek bağımsız beyanlarını sergilemek zorunda kalmaktadır. Yani herkes aklını ortaya koymaktadır ama ortaklıktan eser yoktur. 

Birbirinden tamamen kopuk ve bağımsız olarak ortaya düşen kurumsal beyanlarda, kapsama alanı yönetim kurullarını bile tutturamamaktadır. Makro düzeyde tüm oyuncuların ortaklaşa paylaşacağı bir senaryo olmadığından, düşünce ve dilekler beyan edilerek hedef tahtası boş bırakılmıyor.
Ama ortaklıktan yoksun kalan ortak akıllar, tek ortak sistemli kapsama alanına sahip olmaktan çok uzaktır. 

Bu kapsamda, gelişen Türk turizminin dizginlerinin kimin elinde olduğu ve/veya turizm filosunun hangi prensiplerle çalıştığı gibi detaylar da hiç merak konusu olamamaktadır. Zira bu sorulara muhatap ve cevap verecek bir merci yoktur ortada. Dikey örgütlenme tarzı olan mesleki kurumlar kendi bakışları ile kapsadıkları yelpaze dilimini doldursalar bile, yelpazenin tamamını kullanabilmek söz konusu değildir. 

Yıllardır ülke turizminde temel tıkanıklığın pazarlama ve satışta kilitlenmiş olmasına rağmen, bu alanda yeni yatırımları durdurmak gibi abes hedefler konuşulmuştur. Son kesitte yeni destinasyon gelişmeleri heyecanına kapılan konjonktürel yapıda, ana sorunlar hala gündeme gelememektedir.

Turizmin tüm yıla yayılması ve gelirlerin yükseltilmesi detaylarında hiçbir somut gelişme yoktur. 

En gelişmiş destinasyon olan Antalya'nın kronikleşen sorunları unutularak İstanbul ve hatta Ankara'nın kentsel turizm boyutları içinde hapsolunan gündemlerle enerji yitirilmektedir. Antalya'nın yıllardır hayal ettiği, kaliteli müşteri sağlayacak olan tarifeli uçak seferleri nihayet başlatılmış, fakat yetersizlik sonucu iptal edilmiştir. Böylesi bir hayati konuya bölgesel olarak sahip çıkabilecek tek bir otorite yoktur ortada. 

Turizmde somut eylem gerektiren konularda, tarifli bir görev ve sorumluluk olmadığı için hiçbir kurum bu dertli konularda işgüzarlık yapamamaktadır. Bölgesel birlik ve beraberlik şeklindeki ortak akıl söylemleri oldukça yaygındır, fakat başarılı eylem örnekleri adeta yoktur. Tamamen belirsizlik ve kuralsızlık içinde eriyen bu örgütsel ihtiyaç alanındaki teşhis, 'ortak akıl anarşisi' olarak tariflenebilir. 

Sonuç olarak; Türkiye Turizmi almış olduğu ivme ile büyümesine devam etmektedir. Fakat bu gelişim sürecindeki örgütsel ve yönetsel detayların yetersizliği ve tutarsızlığı, çok geniş kapsamda verimsizliğe yol açmaktadır. Son 10 yıl süresince defalarca kanıtlanmış olan bu olumsuzluklara ve tıkanıklıklara çare üretilememesi, tamamen geleceğin ipotek altına alınması anlamındadır. 

Bu gün aktif gündemde yer almaya başlayan 3.Turizm Hamlesi yaklaşımları, temelde bu ihtiyaçları dile getiren atılımlardır. Fakat 1. ve 2.Hamlelerin eksiklik ve aksaklıkları üzerine oturtulacak olan yeni taşların ne düzeyde sağlam yapılar oluşturabileceği, tamamen dikkatlerden uzaktır. Bu alanda gereken örgütsel ihtiyaçlar ise, mekanizmanın toparlanarak çalışması için zorunlu ve gecikmiş eksiklerdir
 

Bu Makale 13.01.2011 - 09:11:11 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.