Türk-Alman ilişkilerinde tansiyon yüksek, Avcı Alman basınının karşısında

 

 

ITB Berlin'de basın mensuplarının karşısına geçen Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, özellikle Alman basınından gelen bazı sert sorulara da muhatap oldu. Toplantıya, Bakan Avcı'nın yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü İrfan Önal, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Müdürü İsmail Taşdemir ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Genel Sekreteri Çetin Gürcün de katıldı. 

 

 

Sorulardan önce kısa bir değerlendirme yapan Bakan Nabi Avcı, seyahat eğilimlerini etkileyen pek çok faktör olduğunu ve olumsuzluklardan Türkiye turizminin de etkiendiğini ifade etti. Türkiye turizminin uzun yıllar başarılara imza attığını kaydeden Avcı, ''Turizm sektöründe dünyada ilk 10'a girme hedefini şimdiden yakalamış durumdayız. Türk turizmi bölgesel ve küresel sorunlar karşısında geleceğe güvenle bakmaya devam ediyor. Bunun temelinde yenilikçi, sürdürülebilir ve gelişimci politikalarımız yatıyor.'' dedi.

 

 

''Son dönemde tüm düya turizminin etkilendiği olaylar Türk turizmini de etkiledi.'' diyen Nabi Avcı, ‘’Tatil tercihlerini ülkemizden yana kullanan başta Alman olmak üzere tüm Avrupalı turistlere önem veriyoruz. Türk turizmi, tarihi temelleri olan Türk-Alman dostluğunun ekseninde gelişti. Kitle turizminin ülkemizde yerleşmesinde Alman turizm profesyonellerinin ve tur operatörlerinin büyük payı olduğunu vurglamak istiyorum. Bu nedenle Alman dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.'' şeklinde konuştu.

 

 

Geçmiş yıllarda olduğu gibi, tur operatörleriyle değişik mecralarda reklam ve tanıtım yapma çalışmalarını bu yıl da devam ettirdiklerini ifade eden Nabi Avcı, ''1 milyon 250 bin nitelikli yatakla turizmde hizmet veriyoruz. Dünyada yaşanan olumsuzluklardan kaynaklanan tıkanıklığı, farklı pazarlara açılarak ve turizmimizi çeşitlendirerek aşmaya çalışıyoruz.’’ dedi. 

‘KOMŞUNU AL GEL, DÜĞÜNÜNÜ TÜRKİYE’DE YAP’

 

Avcı konuşmasının devamında şu değerlendirmeleri yaptı:

 

‘’Cumhurbaşkanımızın himayesinde Avrupa'da ikamet eden vatandaşlarımıza dönük ‘Komşunu da el gel’ kampanyası başlattık. Hem vatandaşlarımızı hem Alman dostlarımızı tatillerini ülkemizde geçirmeye, düğünlerini Türkiye’de yapmaya davet ediyoruz. Hindistan'dan çok sayıda insan halihazırda düğünlerini Türkiye'de yapıyor ve çok mutlular.



 ‘YAKIT DESTEĞİ SÜRÜYOR’

 

2016'da Türkiye'ye turist getiren tur operatörlerine sağladığımız yakıt desteğini bu yıl genişleterek devam ettiriyoruz. Charterlerin yanında tarifeli uçuşara da bu desteği veriyoruz.’’

 

 

Bakan Avcı’nın konuşmasının ardından toplantının soru-cevap bölümüne geçildi. Basın mensuplarının sorularına Bakan Avcı’nın yanında, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Genel Sekreteri Çetin Gürcün de yanıt verdi. 

 

Basın mensuplarının soruları sektör temsilcilerinin yanıtları şu şekilde:

 

 

Bakan Avcı: 

 

‘’Turizm sektörüyle Almanya'daki turizmci dosstlarımızla gerekli tedbirleri alıyoruz. Tanıtımda ve teşviklerde aldığımız tedbirleri sektör çok iyi biliyor zatan. Burada tekrar açıklama yapmaya gerek yok.’’

 

 

 

‘’Turizm sektörü aslında bir algı yönetimi sektörü. İyi oluyor dedikçe iyi giden, kötü gidiyor dedikçe kötü giden bir sektör. Almanya-Türkiye arasındaki turizm ilişkilerinde algı yönetimi çok önemli. Her iki ülkenin medyasınında da bozguncu etkenlere karşı uyanık olması gerekiyor. Biz yıllardır Alman dostlarımızla uyumlu ilişkilerle bugünlere geldik.

 

2017 yılında Türkiye turizminin 2016'dan daha iyi olacağına eminim. Türkiye'de yaşanan travmatik olayların yurt dışına yansıması oldu. Ama asıl kriz Rusya'da yaşandı. Karşılıklı girişimlerle şimdi sorunlar çözüldü. Bu yıl Rusya'da 2013, 2014 rakamlarını geride bırakacağımıza inanıyorum.’’

 

 

 

Osman Ayık: 

 

‘’Türkiye otelciliğinin verdiği hizmetler dünya standartlarının üstünde ve bugünlere bu kaliteyle gelebildik. Misafirlerimiz, geçmişte nasıl hizmet aldılarsa, gelecekte de aynı hizmeti almaya devam edecek.

 

Ülkemizde yaşayan çok sayıda Alman vatandaşı var. Bu insanların olumsuzluk yaşadığını duydunuz mu? İki ülke arasındaki ilişkiyi koordinasyon halinde götürmek gerekiyor. Bugünkü durum geçici.

 

Almanya'da Türkiye'den vazgeçmeyen ciddi bir kitle var. Onlar gelecekte de Türkiye'den vazgeçmeyecek. Ancak sorunları aşamazsak, karşılıklı olarak kazanımlarını kaybedebiliriz.’’

 

 

 

Bakan Avcı:

 

‘’Siz bana Almanya'da bir gazetecinin tutuklanmayacağının garantisini verebilirseniz ben de verebilirim.’’

 

 

 

Bakan Avcı:

 

‘’Biz hoşgeldiniz sefa geldiniz diyoruz. Misafirlerimizi aynı hizmet ve aynı nitelikteki kaliteyle ağırlayacağız. Gazetecilerin gelip bunu test etmesi ve okurlarına anlatmasını dilerim.’’

 

Çetin Gürcün:

 

‘’Almanların Türkiye'de nasıl karşılanacağını en iyi bilenler Alman turizmcilerdir. Onlar da Türkiye karşıtı söylemlerin önüne geçmek için bir çaba içindeler.’’

 

 

 

Bakan Avcı: 

 

‘’Yakın zamana kadar deniz, kum ve güneş ana motif olarak kullanıldı. Bu anlamda Türkiye cazip bir destinasyon ama bundan ibaret değil. Türkiye, hemen her turizm alanında en az deniz, kum ve güneş kadar potansiyel taşıyan bir destinasyon. Biz deniz, kum ve güneşe odaklandığımız için diğer değerlerimiz dünyada tanınmadı. Bu nedenle tanıtım stratejimizi değiştirdik ve sonuçlarını da almaya başladık.’’

 

 

 

Bakan Avcı: 

 

‘’Bu sayılara hemen bu yıl ulaşma iddiasında değiliz. O kadar da Polyanna değiliz.’’

 

 

 

Bakan Avcı:

 

‘’Kendimi yargının yerine koyma cesaretine sahip değilim. Ben de Deniz Yücel'in bir an önce serbest bırakılmasını isterim. Nasıl Berlin'de hakimler varsa, Türkiye'de de hakimler var.’’

 

 

Bakan Avcı:

 

‘’Elbette etkiliyor olabilir. Biz de doğruları anlatmak için buradayız.’’

 

 

 

Dünyada bir bakan gösterin ki, hükümete bütçe için teşekkür etsin. Bu para bize yetmiyor diyen bakanların başında ben geliyorum. Ben yeniyim ama bakanlık bütçesinin önümüzdeki yıl tüm potansiyelini tanıtabilecek bütçe talep etmek için hazırlık yapıyoruz. 50 milyon dolar bütçeyle tüm bu zenginliklerin tanıtılamayacağını biliyoruz. Tanıtım bütçemizin yeterli olmadığını biliyoruz.