Temmuz otelcilerin kabus ayı oldu, işte gelirde ve doluluktaki düşüş oranları

Temmuz otelcilerin kabus ayı oldu, işte gelirde ve doluluktaki düşüş oranları
Türkiye Otelciler Birliği'nin araştırma şirketi STR Global'in verilerinde derlediği bilgiye göre, turizm sektöründe krizin en ağır yaşandığı ay temmuz, en ağır yaşayan şehir ise İstanbul oldu. Antalya'da yerli turistin olumlu etkisi gözlemlenirken, temmuz ayında Türkiye genelinde ortalama doluluklar yüzde 33.5 düşüşler yüzde 41.5 oldu. 2015 yılının temmuz ayında ortalama yüzde 62.1 doluluğu olan İstanbul otelleri, bu yılın aynı ayında yüzde 36 dolulukta kaldı.


Bu yıl art arda meydana gelen olumsuzluklar turizm sektörüne büyük bir fatura çıkarırken, bu faturanın en ağır etkisi ‘yüksek sezon’ olmasına rağmen Temmuz ayında hissedildi. Temmuz ayında hem doluluklarda hem de fiyatlarda sert bir düşüş yaşanırken, İstanbul bu faturayı en ağır hisseden şehir oldu. Antalya’da ise yerli turistin olumlu etkisi gözlendi. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), dünyanın en büyük veri ve analiz şirketlerinden STR Global'in hazırladığı ‘Temmuz 2016 Ülke Performans Raporu’nu açıkladı. Raporda yer alan verilere göre, Türkiye otellerinde Temmuz 2016’da ortalama otel dolulukları, 2015 yılının aynı dönemine oranla yüzde 33.5 düşüşle yüzde 41.5 olarak kaydedildi. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 62.5 olmuştu. Türkiye maalesef Avrupa ülkeleri arasında, Temmuz ayı içerisinde hem en yüksek düşüş oranını yaşayan hem de en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu. Ocak-Temmuz 2016 dönemini kapsayan 7 aylık dönem için de aynı durum söz konusu. 7 ayda Türkiye, doluluk oranlarındaki yüzde 21'lik düşüş ile tüm Avrupa'da en büyük düşüş oranı gösteren ve yüzde 49.1 ile en düşük doluluk oranına sahip ülke oldu.

İSTANBUL'DA ODA BAŞINA GELİR YÜZDE 60 DÜŞTÜ

En fazla düşüş kaydedilen şehir ise İstanbul olurken, İstanbul’da doluluk oranları Temmuz 2016’da yüzde 40’ın altını gördü. İstanbul'un Temmuz 2015’te yüzde 62.1 olan doluluk oranı, Temmuz 2016'da yüzde 40.6 düşüş ile yüzde 36.8 oldu. İstanbul, tüm Avrupa destinasyonlarında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, en fazla düşüşü yaşayan ve en düşük doluluk oranına sahip destinasyon oldu. İstanbul’da Average Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli 89.0 Euro olarak, Temmuz 2015’e göre yüzde 31.4 düşüş gösterdi. Temmuz 2015’te bu rakam 129.7 Euro olmuştu. RevPAR olarak adlandırılan toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 59.3 düşüş oldu ve 32.8 Euro olarak ölçüldü. Temmuz 2015’te bu rakam 80.4 Euro olmuştu. 7 aylık dönemde ise doluluk oranı, Ocak-Temmuz 2015’teki yüzde 65.8’den yüzde 47.3’e, ortalama günlük satılan oda bedel 122.7 Euro’dan 96.8 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir 80.6 Euro’dan 45.8 Euro’ya geriledi.

ANTALYA'DA YERLİ TURİST ETKİSİ

Antalya ve ilçelerinde Temmuz 2016 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 21.9 düşerek yüzde 60.3 oldu. Temmuz 2015’te bu oran yüzde 77.3 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 139.4 Euro olarak, 2015’e göre yüzde 24.6 düşüş gösterdi. Bu rakam geçen yılın aynı ayında 184.9 Euro olmuştu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 41.2 düşüş yaşandı ve 84.1 Euro olarak ölçüldü. Geçen yılın aynı ayında bu rakam 142.9 Euro olmuştu. 7 aylık dönemde ise doluluk oranı Ocak-Temmuz 2015’teki yüzde 57.2’den yüzde 51.3’e, ortalama günlük satılan oda bedeli 106.2 Euro’dan 77.5 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir 60.7 Euro’dan 39.8 Euro’ya geriledi.

BAYINDIR: VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ

Raporu değerlendiren TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizm sektörünün zorlu bir süreç yaşadığını hatırlatarak, “Konaklama sektörü olarak gerek istihdamı gerekse sürdürülebilir turizm ilkelerini koruyup faaliyetlerimizi sürdürmek için yoğun çaba harcıyoruz” dedi. Konaklama sektörü olarak kendilerine düşeni yapmaya çalıştıklarını ifade eden Bayındır, şunları söyledi: “Yerli yabancı tüm partnerlerimizle temas kuruyoruz. Çeşitli ülkelerden davetimizle gelen turizmcileri, basın mensuplarını, blog yazarlarını vs tanıtım amaçlı olarak ağırlıyoruz. Turizm çabuk toparlanır. Yeter ki ortam ve ilişkiler düzelsin. Turizmde çok iyi noktadaydık. O nokta geri gelir mi? Zaman içinde gelecektir mutlaka.”

ÖNCE ZEMİNİ DÜZELTELİM

Bundan sonra sektör açısından yapılması gerekenleri inşaat faaliyetine benzeten Bayındır, “Tıpkı inşaat yapmak gibi. Önce zemini düzeltmek, sonra iyi bir temel atıp başlamak lazım. İyi bir PR’cı ile çalışmamız lazım. Biz dernekler olarak bunun altından kalkamayız ama devletin bu gücü var. Bu gücü kullanarak dünya genelinde hızlı bir PR çalışmasına başlamak, imajımızı düzeltmemiz lazım. Arkasından seri olarak tanıtım kampanyasına geçmemiz gerekiyor” diye konuştu. Bu zorlu süreçte hükümet tarafından sektöre yönelik SGK primleri ve vergiler gibi kamu ödemelerinde 18 ay süre ile öteleme yapılmasının önemli bir teşvik olacağını kaydeden Bayındır, “Birçok kez dile getirdiğimiz üzere, 2016 ve 2017 yıllarının turizm açısından taşıdığı riskler dikkate alınarak hükümetimizden sektörümüzün verimliliğinin arttırılması ve sürdürülebilirliğine yönelik acil teşvikleri bir an önce hayata geçirmesini beklediğimizi bir kez daha belirtiriz” dedi.
 


Bu Haber 30.08.2016 - 10:12:13 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Serdar Sağlamtunç, FCSI 30.08.2016 - 12:04

    Nereden ele alsan lime lime dökülüyor. Turizmi yönlendiren kafalar karışık olunca kötü sonuç kaçınılmazdır. İlginç sözler var, örneğin inşaat için zemini düzeltilmesi ve temel atılması. Bakın sorun burada, dikkat buyurun, bir inşaat için önce çevre sonra alt yapı daha sonra zemin ve temel gelir. Şimdi ele alınan her konu esas yerine işe gelindiği gibi kotarılıyor. İnşaat örneğini turizme yönlendirelim, burada çevre toprak üstü ve altı zenginlikleri, tabiat, deniz, gıda, tarihi kalıntılar ve bunların dilden dile dolaşan bilgileridir. Buna ilave olarak gelen turistin güvenliğidir, korunmasıdır, kültürün değiş tokuşudur. Alt yapı ise tesislerde çalışacak personeldir. bu unsurlar turizme hayat verir, ete ve kemiğe büründürür. Yoksa beton ve cam garip şekilli binaları satamazsınız. Satabiliyor musunuz? O halde hemen baştaki iki unsuru önünüze alıp bu görüşe göre yeni planlama yapmak gereklidir. Herkes PR tutturmuş gidiyor. Tabi PR ile ne kast ediliyor onu da bilmiyoruz çünkü kavramlar boş ve yanlış. En ufak bilgi kırıntısı olan bilir ki, PR kötü mal için yapılmaz, yapılsa da zararı kurtarmaz. PR sadece reklam, fuarlara katılım, seyahat teşviki değildir. Tüm bunlar aslında kaybedilen paralardır. Bakın iyi bir örnek THY. O kadar reklam ve balonlara rağmen zarar artıyor. Bilimi ve matematiği kullanmadan inşallah maşallahlar ile iş yapıldığı zaman kazanım görülmüş değil. Turizm bu şartlarda bile tekrar kazanabilir ama bunun için uygulanacak programı algılayacak kafalara ihtiyaç var.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.