'Oda sayısıyla turizm olmaz, paranız varsa 7 ayda 1000 odalı otel yaparsınız'

'Oda sayısıyla turizm olmaz, paranız varsa 7 ayda 1000 odalı otel yaparsınız'
Ünlü turizmci Hüseyin Baraner, Türkiye’yi olumsuz yönde etkileyen siyasi gelişmelerin Türk turizmine etkisini değerlendirdi ve neler yapılması gerektiğini analiz etti.


Eda Özsoy - TurizmGüncel

Hüseyin Baraner ile yaptığımız söyleşiden satırbaşlarını sizlere aktarıyoruz;

TÜRK TURİZMİ AVRUPA’NIN NERESİNDE?

“Türkiye şu an Avrupa medyasında çok tartışılıyor. Ama Türkiye Avrupa’da yok. Hiçbir bir birimimiz Avrupa’da değil. Turizm sektöründe kimse meslektaşlarıyla oturup, gerçek anlamda Avrupa'da toplantılar yapmıyor. TOBB 'unda Avrupa'da turizm dinamikleri ile toplanti yaptigina hic şahit olmadim. Türkiye’nin gerçek yüzü görünmüyor Avrupa’da.. Her şeyi kendi aramızda kendimiz için yapıp, Avrupa ve dünya adına konuşuyoruz. Kendi kendimizi alkisliyoruz...

ÜLKEMİZİ DOĞRU KONUMLANDIRMAK GEREKİYOR

Türkiye’yi şu anda dünyanın girdiği çıkmaz yolda, yeniden ele alıp, doğru tanıtmak, doğru konumlandırmak lazım. Türk halkının bu modern dünyadaki gerçek yeri Avrupalılar tarafından da ciddi olarak bilinmeli. Hiç Türkiye bilgisi olmayan Avrupa’da büyük kitleler bizi bambaşka yerlere koyabiliyorlar. Bu konuda çok dikkatli olmamız lazım.

ODA SAYISIYLA TURİZM OLMAZ

Türkiye şu an dünyanın en güzel otellerinin yanında, en aktif ve başarılı pazarlama müdürlerine sahip. Eğer Türkiye bugün bu kadar iyi pazarlanıyorsa, yüzlerce otelin başarılı pazarlama müdürlerinin sayesinde oluyor. Ancak Türkiye, ilişki kusurlu bir ülke. Turizmde bizim yaptığımız bütün çalışmaların dışında her türlü ilişkiyle imajla, dostlukla, ilgili çalışmalara angarya olarak bakıyoruz. Sadece otel ve oda sayısına bakıp, sürdürülebilir bir turizm yapmak isteniyor ama bu mümkün değil.

PARANIZ VARSA 7 AYDA BİN ODALI OTEL YAPARSINIZ!

İnsana ve toplumlara yatırım yapmayan turizm destinasyonları, ayakta kalamaz. Çünkü otel her yerde var artık. Dünyanın her yerinde paranız varsa, 7 ayda bin odalı otel yapabilirsiniz. Ama işletmek, kazançlı işletmek dünyanın en zor işi... Otel sahiplerinin biraz daha sosyal olmaları, markanın dışında siyasi, felsefik, kültürel değerlerini de verebileceği çalışmalara girmesi şart.. Sadece oda ve yemek satarsak, değiştirilebilir bir duruma düşeriz.

ANADOLU’YA PREFABRİK OTELLER YAPILIYOR

Türkiye’de çok yanlış yatırımcılar türedi. Anadolu’ya otel yapıyoruz diye, Anadolu’nun kültürünü tarihi anlamadan hapishane gibi 16 metrekarelik odalarla küçücük pencerelerle tesisler yapılıyor. Bu oteller, Anadolu’nun kültürüyle uyuşmuyor. Türkiye, bilinen yorgun markaların alt markalarıyla donatılıyor şu an... Kütahya’dan Van’a kadar 6 ayda prefabrik oteller yapılıyor.

DÜNYA YORGUN, DESTİNASYONLAR YORGUN...

2015 yılında çok dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü dünya şu an çok sıcak. Kim ellese elini yakıyor. Önce tüm insanligin başta Suriyelerin huzura kavuşmasını arzulamamız lazım. Kültürler arasi bilgisizlik ve korku satislara da yansiyor. Birbirini tanimayan kültürler i biraraya getiren Berlinda bircok isadami , sanatci ve Avrupali# arap# amerikali, Asyali siyasilerin biraraya getirerek Uluslararasi Dialog Ensitüsünü (IDI) kuran Nuri Özaltin Türk turizmi adina cok degerli calisma yapmistir. Kültürel iliskiler konusunda Berlindeki büromuz bir tanitma ateseligi gibi yogun calismaktadir. Hatta cesitli ülkelerin parlementolarinda bu konular ile ilgili toplantilar düzenliyoruz. Ayrica bir cok kurum ve kurulus ile ortaklasa cesitli kültürlerden , dinden ve dilden olan insanlari öncelikle destinasyonlarda biraraya getirmeye calisiyoruz. Unutmayin sahillerimize artik yüzün üzerinde ülkeden turist geliyor..

Dünya çok yorgun, destinasyonlar yorgun, otelciler yorgun, rehberler yorgun. Bir yorgunluk içine girdi dünya. Bu ortamda bize yeniden heyecan veren, mutluluk veren yeni bir dostluk ve sevgi hareketi yaratmamız lazım ki, turizm de o hareketten payını alabilsin. Yoksa olay sadece odaya yatirimina  dönüşürse olmaz. Zira bugünün dünyasinda en büyük kalite belgesi insana olan sevgi ve saygı dır. İnsana sevgi içermeyen kaliteli hizmet sadece ambalajdır.

SIRF ODA DOLDURAN ÜLKE KONUMUNA DÜŞMEK...

Çok değişik çalışmalar yapılmalı. Örneğin Türkiye’nin tatlarını dünyaya taşıyabiliriz. Büyük çaplı festivaller yapabiliriz. Her yıl en az 10 önemli konuda 2 bine yakın gazeteciyi ülkemize getirebiliriz. Türkiye birçok şey yapıyor ancak dünyanın haberi yok. Turist kazanmakla oda doldurmak farklı şeyler. Turisti kazanmak için her türlü zenginliği sunmak gerekiyor. Bunu yapmadan sırf oda dolduran ülke konumuna düşmek beni çok üzüyor açıkçası.. Antalya’da Ege’de çok iyi bulduğum üç dört festivalin dışında turisti çoğaltacak ciddi bir çalışma yok. Gazete haberlerini inceleyin hepsi otel yatırımlarıyla ilgili... Muhtemelen gelecek yil Antalya da 1. TÜRK-ALMAN-RUS dostluk ve kültür festivalini organize edecegiz. Calismalarimiz devam ediyor.

YENİ BİR HEYECAN LAZIM

Türkiye’nin turizmde yeni heyecanlara oynaması lazım ve tüm ilgili turizm kurumların bir araya gelip, kendi çekişmelerinin dışında bütünlük oluşturup ön yargısız masaya oturup Türkiye’nin 10 yıllık projeksiyonu turizm sektörüne sunmaları lazım. Koordinasyon yok: Türkiye 10 yil sonra nasil bir Turizm ülkesi olacak : bilenimiz yok. Yani halen iyi sezon-kötü sezon anlayisi ile her yil basit, iceriksiz degerlendirmeler yapamayiz artik. Rakabet hergün artiyor. Dünyada yüzlerce ülkenin turizm Bakanlari ve müstesarlari devletin en önemli , ayricalikli ve yetkili konumundalar...


Bu Haber 20.10.2014 - 19:27:01 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Reşitcan KILCI 25.10.2014 - 10:50

    TurizmOtelcilik Sektöründe ve bunlara bağlı direkt veya indirekt sektörlerden oluşan bir yapının oluşması gerekir.Şahsi veya Keni şirketini değil Büyük Fotoğrafa bakarak organizasyon olması ve bu düzenlemenin tüm saç ayaklarını iyi belirlememiz lazım.Ben Bellboy lukdan başladım Otel Müdürlüğüne kadar yükseldim,Ama herzaman bir Akademik eksiklik hissettim tabiki.Fakat bu demek değilki başarılı olamadım.Netice itibarı ile şunu özellikle belirmekde fayda görüyorumKazanırsak hep beraber,Batarsak hep beraber...

  • Zafer Cengiz 22.10.2014 - 08:00

    Türkiye Turizmi 90larda palazlanarak 2000 lerde büyük hacimlere erişince, mevcut Yasal ve Örgütsel yapının yetersiz kalacağı görülmüştür. Bu yönde geliştirilen 2.Hamle çalışmalarıyla da, gelişen turizme yeni bir kostüm biçilerek 2023 Stratejisi hazırlanmış ve 2007 başında Resmen yürürlüğe sokulmuştur. Yıllarca turizmde devlet politikası bekleyişi içinde olan Sektör mensuplarının, bu Çerçeveli Yol Planına son 8 yıldır hiç sahip çıkmadıkları, turizmin konuşulmayan bir gerçeğidir. Şampiyon turizm söylemlerinde (yanılgıyla) hep sözü edilen 50 Milyarlık hedef ise, Stratejinin 1.Eylem Planı sonu olan 2013 Yılı için konulan bir hedef idi? Şimdi önünde 9 Yılı kalan ve Bitkisel Hayatta yaşayan, geleceği belirsiz bir YASAL STRATEJİ varken, bu çerçevede Ulusal Turizme gerekli her türlü taze kanı ve canı vermek mümkün iken, karar geliştirme sorumluluğunu, kestirmeden Yetkili Mercilere havale edilmesi nedenir? Hastalıklı haliyle bile Dünyaya parmak ısırtan Turizm, çaptan düşen Şampiyon olarak yaşamaya mı mahkumdur acaba? Artık söylem faslını geçerek, akıllıca gündeme gelecek somut çözüm eylemleri üretilmesi gerekiyor Sn.Baraner Turizmde beklenen toparlanma hareketinin çözümü, son bir yıldır yapılamayan 2.Eylem Planı ile Stratejik Atılıma geçilmesi ve hep lafta kalan Kamu Özel işbirliğinin uygulama içinde yaşatılması gerekmektedir. ARTIK daha fazla zaman yitirmeden Sadede gelelim lütfen..

  • Cem Bedirhanoğlu 20.10.2014 - 08:35

    Sayın Baraner.... Tesbitler doğru.... Malesef turizm sektörü her zaman sahipsiz...Turizm esnafı da sahipsiz...Turizm deyince akla sadece acente, ve otelciler geliyor...Acentelerde artık hepsi hanutçu...Değilim diyen varsa, çıksın açıklasın... Turizm de herşey sadece Allah a kalmış...Ben artık buralarda yazmayacağım diye kenime prensip kararı almıştım... Çok uzun zamandır da yazmıyordum... Ama yine duramadım... Kimsenin dinlediği ve değerlenirdiğide yok...Turizmin sorunlarının çözümü çok kolay... Ben hepsinede talibim...Biz göremedik, bizden sonrakiler görsün bari... adam gibi bir turizmi... Kuralları olan, isteyenin istediğini yapamadığı, bir turizm...Neyse yazmakla bitmez... Ama , turizm akıllara zarar bir sektör...En yüksek risk, en büyük belirsizlikler, ve en düzensiz çalışma hayatı ...Sonuçta da herkes zarar ettim diye ağlıyor... ve malesef doğru...Hayırlısı olsun... Bakalım nereye kadar gider böyle...

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.