Murat Üner anlatıyor: Venosa Resort eylülde %75 doluluğu nasıl yakaladı?

 

 

Didim’de bulunan Venosa Beach Resort & Spa’nın Genel Müdürü Murat Üner, 2016 sezonu ve 2017 beklentilerine dair sorularımızı yanıtladı. Açıklamalarına Venosa Beach Resort & Spa ve şirketin diğer yatırımları hakkında bilgiler vererek başlayan Üner, şu detayları paylaştı: 

 

‘’Didim Yeşilkent’te bulunan  340 odalı otelimizin yatırımcısı  Peninsula Tours’un sahibi Tevfik Bağcı. Bu otel 2010 yılında inşa edildi  Didim’de Palm Wings Didim Beach Resort diye bir otelimiz daha var. Orası tatil köyü konseptinde 350 odalı bir tesis. Peninsula Tours’un Kuşadası bölgesinde de yine Palm Wings çatısı altında 2 yatırımı var. Davutlar’da da 350 odalı 5 yıldızlı bir tesisimiz var. Şirketimiz son olarak da Pamucak’ta bulunan Sürmeli Efes Otel’i satın aldı. Orayı restore ederek Palm Wings Ephesus olarak ismini değiştirdik. Orada da 460 oda var.  Kuşadası ve Didim arasında da üst sınıf bir tesisimiz var. Tüm odaların önünde havuzlar var, otel alkolsüz.’’

 

 

2016 sezonunu nasıl geçirdiklerini sorduğumuz Üner, geçtiğimiz yıllarda 1 Mayıs - 31 Ekin tarihleri arasında otelin en yüksek doluluk oranlarına ulaşarak yüzde 95 doluluk yakaladıklarını belirtti. Bu yılı ortalama yüzde 20’lik kayıpla yüzde 75 civarında dolulukla kapatacaklarını söyleyen Üner, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

 

 

‘’Diğer tesislere baktığımızda bizim kötünün iyisi olduğumuzu söyleyebiliriz.  Biz 2012’den beri Venosa otelde bir trend yakaladık. Bu süreçte gayet güzel doluluklarımız oldu, memnuniyetimiz sürekli yüzde 90’ların üzerinde gerçekleşti. Bu sene bunun da meyvelerini yedik. Devamlı misafirlerimiz tesisimize sahip çıktı.

 

Bölgesel olarak baktığımızda Didim’de 5 yıldızlı oteller genel olarak iyi bir doluluk yakaladı, küçük tesisler daha fazla sıkıntı yaşadı.’’

 

 

Bu yıl gelirlerde de ortalama yüzde 20 civarında düşüş yaşandığını açıklayan Üner, buna rağmen hala bir miktar kar elde ettiklerini kaydetti. Üner, ‘’Gelirlerimiz düşmesine rağmen, giderlerimizi aynı tuttuk. Misafirlerimize geçtiğimiz yılın üstünde bir şey veremezsek önümüzdeki yıllarda daha büyük sorunlarla karşılaşabileceğimizi düşündük. Bu sebeple bu yılı kurtarmayı değil, geleceğe yatırım yapmayı seçtik. Biz bu sene kardan zarar ediyoruz.’’ ifadelerini kullandı. 

 

 

‘’Peki otel hangi pazarlarla çalışıyor, müşteri profili ne?’’ Üner, sorumuzu şu şekilde yanıtladı: 

 

‘’Değerlendirmeyi bu seneyi baz alarak yaparsak yanıltıcı olabilir. Çünkü bu sene yüzde 70-75  Türk turist ağırlıklı çalıştık. Bu misafirlerimizin arasında Almanya’da yaşayan misafirlerimiz de vardı. Geçen senelerde genel olarak misafir profilimiz İngiliz, Alman, Slovak, Polonyalı ve Bulgar turistlerden oluşuyordu. Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’dan da misafir ağırlıyorduk. Anlayacağınız çok geniş bir yelpazemiz vardı. Ancak bu sene hem terör hem ülkemizin imajı bu durumu da oldukça kötü etkiledi. Neredeyse bütün pazarları kaybettik diyebiliriz. Sadece İngiliz ve Alman misafirlerimizi ağırlayabildik.‘’

 

 

‘’Bu sene iç pazar otellerin derdine kısmen de deva olabildi. Bundan sonra iç pazara dönük çalışmayı sürdürecek misiniz? Yoksa ilk fırsatta yine kapasitemizin büyük bölümünü Avrupalı turistlere satarız mı diyorsunuz?’’ Üner, şunları söyledi:

 

‘’Aslında biz Türk misafirlerimize daha çok yer vermek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Ancak  Türk misafirlerimiz 15 Haziran-15 Eylül arasına sıkışıyor. Yabancı misafirlerimize ise 1 Mayıs’tan 31 Ekim’e kadar satış yapabiliyoruz. Sezon bu şekilde daha uzun olduğundan mecburen yatak kapasitesinin büyük kısmını yabancı misafire ayırmak durumunda kalıyoruz. Ama bu sene bizim için bir gösterge oldu. Bu seneden sonra biraz daha iç pazara yönelik çalışma yapacağız. 

 

 

Özellikle Almanya’da yaşayan Türk misafirlerimiz Türkiye’ye sahip çıktı. Türkiye’yle ilgili Avrupa genelinde ve Almanya’da bu kadar kötü propaganda yapılmasına rağmen yoğun talep gösterdiler ve sayelerinde oldukça iyi bir sezon geçirdik. Bu seneden sonra onlara da sürekli yer vermeyi düşünüyoruz.’’

 

 

Üner, ‘’Kriz dönemlerinde tesisler genelde satış pazarlama bütçesini düşürüp personeli kısarlar. Siz bu yollara girdiniz mi? 2017 için nasıl bir satış ve pazarlama stratejisini düşünüyorsunuz?’’ sorumuzu ise şu şekilde yanıtlıyor:

 

‘’Aksine, bu tür sezonlardan sonra satış ve pazarlamanın önemi artıyor. Zaten imajımız ortada, kötüye giden bir Türkiye profili var. Bir de biz bütçemizden kısarsak daha da geriye gideriz. Bu sebeple, satış ve pazarlamaya daha fazla bütçe ayırmak gerekiyor. Ancak bu tesislerin tekil olarak çalışmasıyla olmaz. Belediyelerle ve devletle birlikte çalışıp bu çalışmayı yürütmemiz gerekiyor.’’

 

 

‘’Her otel grubunun kendine göre bir yönetim tarzı var. Siz personel ve müşteri ilişkilerinde, nasıl bir tarz izliyorsunuz’’ Üner, Venosa’yı farklı kılan özelliklerini şu şekilde sıralıyor:

 

‘’Önemli olan bir takım olarak çalışabilmek. Ben hiçbir departmanımı diğerlerinden ayrı görmüyorum. Her yaptığımız toplantıda tüm departmanlar iyi olmadıkça otelin iyi olmayacağını dillendiriyorum. Bu takım ruhunu alt kadrolara da verebildiğiniz zaman başarı gelecektir. Her bir misafire tek tek ulaşmaya çalışıyoruz. Venosa’nın misafir memnuniyetinin yüksek olmasının sebebi tüm departman müdürlerimizin, çalışanlarımızın misafirlerimizle birebir iletişim halinde olması ve sorunları anında çözmeye çalışabilmemiz. Her misafirimiz buraya bir hayalle geliyor. Onların tatillerinden beklediklerine ulaşmalarını sağlamak için büyük emek harcıyoruz. Bu sebeple misafir memnuniyetimiz asla yüzde 90’ların altına düşmüyor.’’

 

 

Son olarak 2017 beklentilerini sorduğumuz Üner, şunları söylüyor:

 

‘’Ben çok karamsar olmak istemiyorum. Şu anda 2017 satışları sadece İngiltere pazarında açık. Şu andaki satışları önceki yılla kıyasladığımızda tesisimizde yüzde 14 geride olduğumuzu görüyoruz. Diğer pazarlarda satışlar ancak  Christmas’tan sonra açılacaktır. Ben 2017 yılının 2016 kadar kötü olmayacağını düşünüyorum.  Tabi ülkedeki bu olumlu hava sürerse...  Ancak 2015 ve 2014 yıllarını yakalamak hayal olur.’’