Dünyanın 22 şehri İstanbul'da toplandı, Bakan Çelik 'diaspora' uyarısı yaptı

TurizmGüncel

Forumun açılışına, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Dünya Şehirleri Kültür Forumu Direktörü Paul Owens, Londra Belediyesi Kültür Başkanı Justine Simon İTO Başkanı İbrahim Çağlar, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili ile 22 ülkeden delegeler ve çok sayıda davetli katıldı. 

Toplantıda ilk konuşmayı  yapan Londra Belediyesi Kültür Başkanı Justine Simon, değişen kentlerin toplumsal yaşam üzerindeki etkilerine dikkat çekerek,  Dünya Şehirleri Kültür Forumu'nun iklim değişikliği, hızlı yapılaşma ve barınma sorunları gibi çok sayıda konuya eğilmesi gerektiğini ifade etti.

 

Dünya Şehirleri Kültür Forumu Direktörü Paul Owens ise konuşmasında, kültürün çok önemli bir kaynak ve güç olduğunu belirterek, gelinen noktada bu gücün nasıl kullanılacağına odaklanmak gerektiği ifade etti. Kültür alanında çok büyük zorluklar ve fırsatlar olduğunu söyleyen Owens, kültürün nasıl üretildiği ve insanlara nasıl ulaştırıldığının da önemli olduğunu kaydetti.

Daha sonra kürsüye çıkan İTO Başkanı İbrahim Çağlar ise, “Bu etkinliğin öncüsü olan Londra Belediyesi’ne teşekkür ederim. Kalkınma stratejisinde kültür politikalarının öneminin arttığı görülüyor. İlk çağlardan itibaren kültürel alışverişin, kentlerin gelişmesine nasıl etki ettiğini görüyoruz. Kültür bir ekonomidir ve bu yüzden de zenginliğin olduğu yerlerde yeşerirler.

Uluslararası ilişkilerde kültürel ve sanatsal unsurlar önemli bir yer tutuyor. Şehri dışa açmak, yatırımcı ve turistler için cazibe merkezi haline getirmek de ekonomiyi geliştirmenin önemli bir yoludur.” değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun kısa konuşmasının ardından kürsüye çıkan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ise, kent yöneticilerinin önemli bir insanlık görevi olduğunu belirterek şu noktaların altını çizdi:

"İSTANBUL ÖNEMLİ BİR SOYUT MİRASI BARINDIRIYOR"

“İstanbul bizim gurur şehrimiz. Bu şehrin dünyanın bir gurur kaynağı olması için de çaba sarf ediyoruz. Üç imparatorluğa başkentlik yapmıştır. En son yapılan kazılarda 8,500 yılına kadar atalarımızın ayak izine rastlanmış bir şehir. Mimari ve tarihin yanı sıra, İstanbul çok büyük bir soyut mirası da barındırıyor. Burası, hoşgörü ve sevginin merkezidir.

"KÜLTÜR ARTIK STRATEJİK DÜZEYDE ELE ALINMALI"

Küresel etkileşimin en yoğun yaşandığı dönemdeyiz. Siyasal açıdan insanoğlu yeni bir durum ile karşı karşıya: Şehirler, yeni birer aktör olarak devletlerle yarışır duruma gelmiştir. Kültür de tıpkı siyaset ve ekonomi gibi, artık stratejik düzeyde ele alınması gereken bir kavram olmuştur, siyasal ve ekonomik etkileri yoğun olarak yaşanan bir olgu olarak yerini almıştır.

Şehir artık içinde yaşanılan bir mekan olmaktan çıkıp, bir organizmaya dönüşüyor. Şehirle yaşıyoruz ve etkileşim içinde o bizi, biz de onu etkiliyoruz.

"ŞEHİRERDE DİASPORALAR OLUŞTU"

Bugün bütün bu gelişmeleri anlamlı kılan kültürdür. Küreselleşmenin önümüzde getirdiği diğer bir mesele ise, değişen kent ve aidiyet kavramıdır. İnsanlar kentlerin içinde yersiz ve yurtsuz yaşıyorlar. Bir insan topluluğu kendini ifade edemiyor kültürünü yaşayamıyorsa, o topluluklar o kentlerin diasporası haline geliyor.

Yersizleşme ve yurtsuzlaşma, sadece mekansal değil, aynı zamanda kimliksel yersizleşme de bunun bir parçasıdır.  Devletlerin gerçekleştiremediği birçok barış adımını, kültür kentleri yapabilir. 

Ticaret ve finansal olarak birbirine bağlanan bu dünyada, sadece ticaret ve finans yetersizdir. Bu yüzden, yeni kültürel  köprüler ve bağlar kurulmalıdır. Kültürün kentlerdeki küresel gelişimini destekliyor ve bakanlık politikamızın önemli bir unsuru olarak görüyoruz. Kültür, siyaset üzerinden yapılamayacakları yapmamızı sağlayan büyük bir alan açmaktadır.